William Shakespeare – Hamlet PDF Oku indir
William Shakespeare – Hamlet PDF Oku indir, e-kitap sitemizde William Shakespeare – Hamlet kitabını araştırdık. Ayrıca William Shakespeare tarafından kaleme alınan William Shakespeare – Hamlet kitap özetinin yanı sıra, William Shakespeare – Hamlet pdf oku, William Shakespeare – Hamlet yandex, William Shakespeare – Hamlet e-kitap pdf, William Shakespeare – Hamlet PDF Drive, William Shakespeare – Hamlet Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.
William Shakespeare – Hamlet PDF indir Oku
Hamlet, Shakespeare’in Türkçe’ye en fazla çevrilen oyunları içinde. Bu yeni çevirinin okuru (ve belki seyirciyi), aktör, oyun yazarı ve şair Shakespeare’e, en azından değişik yönleriyle, yaklaştıracağı umulur. Hamlet’ in yeni bir çevirisine neden gerek duyulduğuna başka açıklamalar da getirilebilir. Ama kısaca şu kadarını söylemek yeterli görünüyor: Dağ karşınızda ‘durdukça, tırmanmamak elde değil. Bu çeviride, Prof. T. J. B. Spencer tarafından, son araştırma ve eldeki verilerin ışığı altında gözden geçirilip yayına giren Hamlet (The New Penguin Shakespeare, Harmondsworth, 1980) esas alınmış, metinde kısaltına yapılmamıştır. Çeviride başka İngilizce basımlardan da yararlanılmış, anlamın tartışmalı veya bulanık olduğu yerlerde bir Almanca çeviriyle (Shakespeare, neu übersetzt von Richard Flatter, Wien, 1954) karşı karşıya geldirma yapılmış, önceki Türkçe çevirilerden yararlanılmamıştır. Kullanılan öteki İngilizce basımlar şunlardan oluşmaktadır: “Alexander” Shakespeare, Signet Shakespeare, Macınillan Shakespeare. Bu çeviri için gerekli araştırmalar, İngiltere’nin Birmingham şehrindeki Shakespeare Enstitüsü’nde yapılmıştır. İlk basımı 1982 senesinde yapılan bu çevirinin ikinci basımı bundan dolayı elime geçen fırsattan yararlanarak metinde bazı değişiklik ve düzeltmeler yaptım. Çevirinin şiindi daha doğru ve düzgün, Shakespeare’in yazdığı oyuna daha yakın ve Türkçesinin nispeten daha akıcı olduğu düşüncesindeyim. Lakin ikinci basımda da benim için öncelik, “oyunların oyunu” Hamlet’i “Türkçe söylemek,” yani oyunu Türk okurunun daha kolay anlayabileceği, Türk kültürüne, Türk dilinin ayrıntı kısmına daha yakın bir şekle sokmak değildir.
Asıl çabam, akıcılık ve anlaşılabilirlik sağlamaktan çok, Hamlet’i değiştirmeme ve çarpıtmama yönünde oldu. Bu uğurda farklı zamanlarda yadırganabilecek üslup, ifade ve terimler kullanmaktan çekinmedim. Bunun yanında, çeviride yaşanan bazı ifadelerin acayip yahut anlaşılmaz olduğunu düşündüğüm zaman, gerekli gördüğüm değişiklik ve hatta yorumlara gitmekten de kaçınmadım. Sonuçta Hamlet oyununun ruhunu ve dilini fazla çarpıtmadığıını bekliyorum. İkinci basımın son şeklini almasında, isabetli görüş, ikaz ve düzeltmeleri için meslektaşım, Marlowe ve Shakespeare çevirmeni Hamit Çalışkan ve, çeviri metnini sabır ve itinayla bilgisayarda yazan, kitapsever mesai arkadaşım Neslihan Karayakaylar’a içten teşekkür ederim. Ham/et, ilk oynandığı günden (1601) bu yana Shakespeare’in en bi hayli beğeni alan ve en iyi tanınan oyunlarından biri olmuş. Bunun yanı sıra, daha yazılışından (1601?) iki yıl geçmeden bir “korsan” basımı piyasaya sürülmüş ve bu basım sonraki senelerda Shakespeare araştırmacılarının başına dert açmış. Bu bozuk metinden (“Bad Quarto”) sonra, 1604 senesinde, Shakespeare’in el yazmasına dayalı “bir sağlam” metin (“Good Quarto”) yayınlanmış ve bunu 1623 senesinde yayına giren ilk toplubasımdaki (“First Folio”), biraz sahne etkisi taşıyan, yine güvenilir, Ham/et izlemiş. Günümüzdeki Hamfet metinleri genelde bu üç metinin karışımından meydana gelir. Shakespeare’in, Ham/et’in konusunu, 1590’dan önce yazılmış bir oyundan aldığı sanılıyor. Shakespeare araştırmacıları bu oyuna UrHam/et (İlk Ham/et) adıyla değinider. Ham/et son derece uzun (oyunun kesintisiz aynanınası altı saati aşkın bir süreyi gerektirir), bi hayli ağır, dili çapraşık, “havası” sürekli olarak değişen, incelikli bir oyun. Oyundaki bireylerden bir bölümü, özellikle Kral Claudius, Polonius, Mezarcılar ve Osrick. kendilerine özgü bir üslupla konuşurlar. Oyun, çok yönlü bir eğlence türü olarak tiyatronun iyi bir örneği.
Bu anlamda hem çok doyurucu hem de aynanınası özel beceriler, hünerler ve hazırlık gerektiren bir oyun sayılır: Bir hayalet;”oyun içinde oyun,” delilik sahneleri, bir düello ve ölümler, Hamlet’i bunun yanı sıralıklı kılan ögeler içinde. Shakespeare bu oyunda da tragedya ile komediyi bir arada, farklı zamanlarda iç içe, yürütür. Ölüm bile hem bir acı hem de eğlence kaynağıdır. Yaşamın ve ölümün, varlığın ve yokluğun anlamı ve değeri sürekli olarak olarak değişen bakış açılarıyla birlikte değişir. Her bir kavram, her bir değer toplumsal ve evrensel ölçüdere göre başka görünümler kazanır. Prens Hamlet’in yüzseneler boyu tiyatro seyircisi için çekiciliğini korumuş olması, belki de onun tutarlı, basit bir şekilde bir kalıba sakulabilecek Oyunların Oyunu Hamler 15 bir kişi olmayışında yatar. Hamler’in kişiliğini yeterince yansırabilmek için onu, üç veya dört aktörün birden oynaması gerektiğini söyleyenler olmuştur. Hamler’in kendine sorduğu sorular içinde belki de her seyirci kendi sorularını tanımış, bulmuş çıkarmış, yanıtlarını bulamasa bile, aynı soruların başka nasıl sorulabileceğini, soru sorma, düşünme sanatını görmüştür. Hamler’in nas~l bir insan olduğu üzerinde çok konuşulmuş, çok yazılmış olmasına rağmen kişiliği yine de avuçlardan kayar gider. “Sana düşündürdüklerimi kağıda döküp kendini bağlama,” der gibidir Hamlet. Yine de, değişik bir iki yönü dile gelebilir belki. Oyun içinde, davranış ve tepkileri (hem kendine, hem bir başkasına karşı) çoğu kez ters ve beklenmedik tepkiler. Bilhassa sahnede tek başına yaptığı konuşmalarda hassas noktalarının hangileri olduğu görülmektedir. Ne var ki, kullandığı üslup gibi, kişiliği de sürekli olarak bir başkalık gösterir. Hamler’in bu yanı onun için hem bir sorun hem de kolaylık: Bir yandan kişiliğini bulamamanın, bilememenin acısıyla kıvranırken, öte yandan esnekliği aracılığıyla herkese uyabilir, her kılığa girebilir.
Hem acı çeken, hem çektiren ve bunu bildiği halde önüne geçemeyen insanoğlu Hamlet. Hamlet yalnızca, var olmanın mı yoksa olmamanın mı daha iyi olduğunu değil, var olup olmadığını ve var olmakla olmamanın bir anlam taşıyıp taşımadığını soran kişi. Hamlet, sorularını yanıtsız bırakan bir evren karşısında düşünen, düşünmek zorunda olan kişi. Hamlet, yalan dolanla, dolap düzenle, ufak hesaplada dolu bu dünya ile; beklenmedik kılıkiarda anlaşılmaz buyruklar gönderen öteki dünya içinde gidip gelen kişi; insanı aynı anda hem yarı tanrı hem de bir toz parçası gibi görmenin acısıyla bunalan kişi. Oyun içinde ustaca oyun yönetecek ve sergileyecek; soytarıyla soytarı, saraylıyla saraylı, en akıllı kadar akıllı, kusursuz bir deli olabilecek kadar oyunculukla yoğrulmuş, ama bir oyuncunun nasıl olup da kılık, kimlik ve varlık değiştirdiğini kendi kendine soran kişi Hamlet. İnsanın insanlığını bilişinden bu yana b~lki hep var olmuş; her Hamlet oyununda bir başka Hamlet olarak var olan ve gerçekte yaşamayan bir kişi, bir oyuncu, bir “gölge” Hamlet, her efsane gibi, sınırlarından taşmış, kaynağını silmiş bir simge.