PDF

Patrick Süskind – Güvercin PDF Oku indir

Patrick Süskind – Güvercin PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Patrick Süskind – Güvercin kitabını araştırdık. Ayrıca Patrick Süskind tarafından kaleme alınan Patrick Süskind – Güvercin kitap özetinin yanı sıra, Patrick Süskind – Güvercin pdf oku, Patrick Süskind – Güvercin yandex, Patrick Süskind – Güvercin e-kitap pdf, Patrick Süskind – Güvercin PDF Drive, Patrick Süskind – Güvercin Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Patrick Süskind – Güvercin PDF indir Oku

Bir gün içinde yaşamını allak bullak eden o güvercin işi başına geldiğinde Jonathan Noel ellisini aşmış yer alıyordu, yetkin bir olaysızlık içinde geçen rahat yirmi yıllık bir süreyi gerisinde bırakmıştı ve daha karşısına, günün birinde gelecek olan ölümden başka, temel nitelikte herhangi bir şey çıkabileceği aklının ucundan bile geçmezdi. Bundan da çok hoşnuttu. Çünkü hadiseleri sevmezdi, hele insanın iç dengesini sarsan, dış yaşam düzeniniyse karmakarışık eden olaylardan bayağı nefret ederdi. Böyle hadiselerin çoğu Allah’a şükür çok gerilerde, çocukluk ve gençlik senelerının loşluğunda kalmıştı, bunları hatırlamayı hiç mi hiç sevmezdi, hatırlayacak olursa da derin bir hastalık duyardı: Misal verilecek olursa Charenton’da bir öğle sonrası, 1942 Haziranında, balık tutmaktan eve döndüğü sıra -fırtına çıkmıştı o gün, yağmur yağmıştı, uzun süren bir sıcağın ardından, eve dönerken pabuçlarını çıkarmıştı, çıplak ayaklarıyla sıcak, ıslak asfaltta yürümüş, su birikintilerine dalmıştı…- evet, balık tutmaktan eve dönmüş, mutfağa koşmuştu, annesini orada yemek pişirirken bulacağını düşünerek, ama kadın orada değildi artık, yalnız önlüğüydü olan, sandalyenin arkalığına asılı. Annen gitti, demişti babası, uzun bir süre için yolculuğa çıkması gerekti. Götürdüler, demişti komşular, önce Velodrome drive’e 1 götürdüler, sonra Drancy’deki kampa, sonra da doğuya yolculuk, oradansa kimse gelmez bir daha. Jonathan bu olaydan hiçbir şey anlamamıştı, hepten kafasını karıştırmıştı olay, birkaç gün sonraysa babası da kaybolmuştu, Jonathan ile ufak kız kardeşi birdenbire kendilerini güneye giden bir trende bulmuşlar, geceleyin hiç tanımadıkları birtakım adamlar tarafından bir çayırdan sürüklenip, sonra bir ormandan geçirilip gene, güneye giden başka bir trene bindirilmişler, çok, akıl almayacak kadar çok gitmişler, şuana dek hiç görmedikleri bir amca Cavillon’da kendilerini istasyondan alıp Duranc vadisindeki Puget köyüne yakın çiftliğine götürmüş, orada savaş bitene kadar saklamıştı. Sonra sebze tarlalarında çalıştırmıştı onları. Ellili senelerın başlarında -Jonathan sürdüği tarım işçisi yaşamından hoşlanmaya başlamıştıamcası askere gitmek için başvurmasını istedi, Jonathan da söz dinleyerek üç yıllığına görev aldı. İlk yıl bütün uğraşı, sürü ve kışla yaşamının iğrençliklerine alışmak oldu. İkinci yıl gemiye bindirilip Çinhindi’ne gönderildi. Üçüncü yılın en büyük bölümünü ayağında bir silah yarası, bacağında bir silah yarası ve amipli dizanteriyle revirde geçirdi. 1954 baharında Puge’e döndüğünde kız kardeşi yok olmuştu, Kanada’ya göç etti, dendi. Amcası şimdi de, Jonathan’ın vakit geçirmeden evlenmesini istiyordu, hem de komşu köy olan Lauris’den, Marie Baccouche adlı bir kızla; kızın daha yüzünü bile görmemiş olan Jonathan ise uslu uslu ona söyleneni yaptı, hatta isteyerek yaptı, çünkü, her ne kadar evliliğin nasıl bir şey olduğunu fakat pek kaba çizgileriyle tasarlayabiliyor idiyse de, özlediği tek şey olan o tekdüze dinginliğe, olaysızlığa sonunda bu yoldan kavuşabileceğini bekliyordu ya. Ama daha dört ay sonra Marie bir oğlan doğurdu, aynı yılın sonbaharında da, Marsilya’dan gelen Tunuslu bir sebzeciyle kaçtı.

Jonathan Noel bütün bu olup bitenlerden, insanlara güvenilmeyeceği, huzur içinde yaşayabilmenin fakat onları kendinden uzak tutmakla olabileceği sonucunu çıkardı. Üstelik şimdi bir de köyde alay konusu olduğundan -ki onu rahatsız eden alayın kendisi değil, bundan dolayı herkesin dikkatini çekmesiydi-ömründe ilk kez kendi başına bir karar verdi: Credit Agricole’e 2 gitti, biriktirdiği bütün parayı çekti, bavulunu toplayıp Paris’e yollandı. Sonra iki kere talihi yüzüne güldü. Rue De Sevres’deki 3 bir bankada bir bekçilik işi buldu, bir de kalacak bir yer, Rue de la Planche’de 4 bir apartmanın altıncı katında, chambre de bonne 5 denen türden bir barınak. Odaya avludan sonra dar servis merdiveninden çıkıp ince, tek bir pencerenin şöyle böyle aydınlattığı bir koridoru geçerek ulaşılıyordu. Kapıları gri boyalı, numaralanmış iki düzine odacık vardı bu koridora bakan, en sonda da 24 numara, Jonathan’ın odası. Uzunluğu üç metre kırk santim, alanı iki yirmi, yüksekliği iki elli, tek konforu bir yatak, bir masa, bir sandalye, bir elektrik ampulü, bir de elbise askısı olan, başka hiçbir şeyi olmayan bir oda. Lakin altmışlı senelerda elektrik hatları bir ocakla bir soba bağlanabilecek biçimde güçlendirildi, su boruları döşenerek her odaya ayrı bir lavaboyla elektrikli su ısıtıcısı kondu. O zamana kadar çatı katının bütün sakinleri, eğer yasak dinlemeyip birer ispirto ocağı bulundurmuyor idiyseler, soğuk yemek yiyip soğuk odalarda uyur, çoraplarını, birkaç parça kap kacaklarını ve kendilerini soğuk suyla, koridorda, ortak helanın yanındaki tek lavaboda yıkarlardı. Bütün bunlar Jonathan’a dokunmuyordu. Aradığı şey rahat değil, yalnız ve yalnız kendisinin olan, onu yaşamın hoş olmayan sürprizlerinden koruyan ve içinden bir daha kimsenin kovamayacağı, güvenli bir barınaktı. 24 numaralı odaya ilk girdiğinde de hemen anlamıştı: Burası, hep istediğin yer aslında burasıymış, burada kalacaksın. (Tıpkı bazı erkeklerin, şuana dek hiç görmedikleri bir kadının hayatlarının kadını, sahip olacakları ve ömürlerinin sonuna kadar yanında kalacakları kadın olduğunu sözüm ona senedirım düşer gibi anlayıverdiklerini ileri sürdükleri, adına ilk bakışta âşık olmak denen o yaşantıları gibi.) – Jonathan Noel, bu odayı ayda beş bin eski frank 6 karşılığında tuttu, buradan her sabah yakında zamandaki Rue de Sevres’e yürüdü, akşamları ekmek, sucuk, elma, peynirle buraya döndü, burada yemeğini yedi, uyudu ve mutlu oldu. Pazar günü hiç mi hiç terk etmedi odasını, temizledi, yatağına temiz çarşaflar yaydı.

Böylelikle sakin ve hoşnut bir hayat sürdü, seneler senelerı, onseneler onsenelerı kovaladıkça.

Patrick Süskind – Güvercin PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu