Ferdinand von Schirach – Suç #2 – Bir Ceza Avukatından Gerçek Hikâyeler PDF Oku indir
Ferdinand von Schirach – Suç #2 – Bir Ceza Avukatından Gerçek Hikâyeler PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Ferdinand von Schirach – Suç #2 – Bir Ceza Avukatından Gerçek Hikâyeler kitabını araştırdık. Ayrıca Ferdinand von Schirach tarafından kaleme alınan Ferdinand von Schirach – Suç #2 – Bir Ceza Avukatından Gerçek Hikâyeler kitap özetinin yanı sıra, Ferdinand von Schirach – Suç #2 – Bir Ceza Avukatından Gerçek Hikâyeler pdf oku, Ferdinand von Schirach – Suç #2 – Bir Ceza Avukatından Gerçek Hikâyeler yandex, Ferdinand von Schirach – Suç #2 – Bir Ceza Avukatından Gerçek Hikâyeler e-kitap pdf, Ferdinand von Schirach – Suç #2 – Bir Ceza Avukatından Gerçek Hikâyeler PDF Drive, Ferdinand von Schirach – Suç #2 – Bir Ceza Avukatından Gerçek Hikâyeler Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.
Ferdinand von Schirach – Suç #2 – Bir Ceza Avukatından Gerçek Hikâyeler PDF indir Oku
Ağustos’un ilk günü bu mevsim için bile bi hayli fazla sıcaktı. Kasaba kuruluşunun altı yüzüncü yılını kutluyordu, havada kavrulmuş badem ve pamuk şekeri kokusu vardı, kızarmış yağlı etlerden yayılan buhar bireylerin saçlarına siniyordu. Panayırlarda hep olan şeyler vardı: Atlıkarınca, çarpışan arabalar, havalı tüfekler… Kasabanın yaşlıları eyyam-ı bahurdan [1] bahsediyordu. Açık renk pantolon giymiş ve gömleklerinin üst düğmelerini açmışlardı. Mazbut işleri olan mazbut adamlardı: Sigorta temsilcileri, galeri sahipleri, esnaf. Bir kusurları yoktu. Neredeyse hepsi evliydi, çocukları vardı, vergilerini, kredi borçlarını ödüyorlar ve akşamları haberleri seyrediyorlardı. Tamamen sıradan adamlardı ve kimse böyle bir şeyin yaşanabileceğine ihtimal vermezdi. Üflemeli çalgılardan bir araya gelen bir bandoda çalıyorlardı. Öyle aman aman büyük merasimlerde çaldıkları yoktu; şarap kraliçesi seçildiğinde, atıcılık derneği veya itfaiye gösteri yaptığında çalarlardı. Bir keresinde cumhurbaşkanını ziyaret etmişler, bahçede çalmışlardı. Daha sonra soğuk bira ve sosis ikram edilmişti. O gün çekilen fotoğraf şimdi dernek binasında asılıydı, cumhurbaşkanı fotoğrafta görünmüyordu ama biri gazetede çıkan, her şeyi ispatlayan haberi fotoğrafın yanına yapıştırmıştı. Hepsi sahnede, perukları ve takma sakallarıyla oturuyordu. Karıları onlara beyaz pudra ve allıkla makyaj yapmıştı.
Bugün bando haysiyetli gözükmeliydi, “kasabanın şerefi adına” demişti belediye başkanı. Ama haysiyetli görünmüyordu. Adamlar siyah perdenin önünde terliyordu ve içkiyi fazla kaçırmışlardı. Gömlekleri vücutlarına yapışmıştı, ter ve içki kokuyorlardı, ayaklarının dibinde boş bardaklar duruyordu. Yine de çalıyorlardı. Yanlış çalmalarının da bir ziyanı yoktu, çünkü seyirciler de içkiyi fazla kaçırmıştı. Parçalar içinde insanlar alkışlıyor ve soğuk bira servis ediliyordu. Bando ara verdiğinde, bir radyo spikeri plak koydu. Sahnenin önündeki lataların üzerine toz yağıyordu, çünkü insanlar sıcağa rağmen dans ediyordu. Sonra müzisyenler, içki içmek için perdenin arkasına geçti. Kız on yedi yaşındaydı ve geceyi erkek arkadaşında geçirmek istediğinde, hâlâ evden izin almak zorundaydı. Bir yıl sonra liseyi bitirecek, Berlin veya Münih’te tıp okumaya ekranlara gelecektı; üniversiteye girmeyi iple çekiyordu. Güzeldi, mavi gözleri, temiz bir yüzü vardı, görünüşü hoştu ve garsonluk yaparken gülerdi. Bahşiş iyiydi, yaz tatilinde erkek arkadaşıyla Avrupa’yı gezmek istiyordu. Hava o kadar sıcaktı ki, kız kot pantolonunun üzerine yalnızca beyaz bir tişört giymişti, saçlarının önüne düşmesini engellemek için yeşil bir saç bandı ve güneş gözlüğü takmıştı.
Müzisyenlerden biri perdenin önüne gelip kıza eliyle tasvir ederek elindeki boş bardağı gösterdi. Kız dans pistini geçip sahneye çıkan dört basamağı tırmandı, ince elleri için aslında bi hayli fazla ağır olan tepsiyi dengede tutmaya çalışıyordu. Adamın peruk ve beyaz yanaklarıyla gülünç göründüğünü düşündü. Adamın gülümsediğini hatırlayacaktı sonra; adamın gülümsediğini ve yüzü beyaz olduğu için dişlerinin sapsarı göründüğünü. Perdeyi kenara çeken adam kızın diğerlerinin yanına geçmesini sağladı. Adamlar iki sıranın üzerinde oturuyorlardı ve susamışlardı. Bir an için kızın beyaz tişörtü güneş ışığında garip bir biçimde ışıl ışıl parladı. Bu tişörtü giymesi erkek arkadaşının hep hoşuna giderdi. Sonra kızın ayağı kaydı. Geriye doğru düştü, canı yanmadı ama biralar üzerine döküldü. Tişört içini gösterdi, sutyen takmamıştı. Kız utandığı için güldü, sonra da birdenbire sessizleşip gözlerini ona diken adamlara baktı. Adamların ilki kıza elini uzattı. Ve her şey başladı. Perde tekrar kapanmıştı, hoparlörlerden bir Michael Jackson şarkısı geliyordu ve dans pistindeki ritim adamların ritmi oldu.
Ve ardından hiçbiri hiçbir şey açıklayamayacaktı.
Ferdinand von Schirach – Suç #2 – Bir Ceza Avukatından Gerçek Hikâyeler PDF indir Tıklayın