Aziz Nesin – Gerçeğin Masalı PDF Oku indir
Aziz Nesin – Gerçeğin Masalı PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Aziz Nesin – Gerçeğin Masalı kitabını araştırdık. Ayrıca Aziz Nesin tarafından kaleme alınan Aziz Nesin – Gerçeğin Masalı kitap özetinin yanı sıra, Aziz Nesin – Gerçeğin Masalı pdf oku, Aziz Nesin – Gerçeğin Masalı yandex, Aziz Nesin – Gerçeğin Masalı e-kitap pdf, Aziz Nesin – Gerçeğin Masalı PDF Drive, Aziz Nesin – Gerçeğin Masalı Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.
Aziz Nesin – Gerçeğin Masalı PDF indir Oku
Bir yokmuş, iki yokmuş, üç yokmuş… Eski günlerde yeryüzünün bir ülkesinde hiç bir şey yokmuş. Hiç bir şeyi olmayan bir ülkenin bir padişahı varmış. Bu padişahın da bir hazinesi varmış. Bu hazinede o ulusun en kıymetli bir emaneti korunurmuş. Atalardan kalan bu emanetle o ulus övünürmüş. “Hiçbir şeyimiz yoksa da, atalarımızdan bize böyle bir emanet kaldı,” diye avunurlar, yoksunluklarını, yoksulluklarını unuturlarmış. Atalardan kalan emanet, bir birinin, iki birinin değil, bütün ulusun olduğundan, herkes bu kıymetli emanetten kendine övünme payı çıkarırmış. Onun muhafaza edilmesina canla başla çalışırlarmış. Bütün ulusun malı olan emaneti korumak için en uygun yer padişahın hazinesi olduğundan, bu emanet de hazinede saklı dururmuş. Hazineyi, gözlerini kırpmadan silahlı nöbetçiler beklermiş. Hazinenin olduğu yerde kuş bile uçurtmazlarmış. Padişah, sadrazam, vezirler, sarayın bütün ileri gelenleri, her seneın bir günü, atalardan kalan kutsal emaneti koruyacaklarına namusları üzerine yemin ederlermiş. Gel zaman git zaman, günlerden bir gün padişahın içine, ulusun canları, kanları yoluna korudukları bu emanetin ne olduğunu anlamak isteği düşmüş. Padişah, bu emanet kutusunun içindekini görmek için yanıp tutuşurmuş. Sonunda bu isteğini yenememiş, bir gün hazine dairesine girmiş.
Nöbetçiler padişaha da yasak diyecek değiller ya… Sarayın hazinesine padişah, sadrazam, vezirler her zaman ellerini kollarını sallayarak özgürce girerler, emanetin yerinde durup durmadığına bakarlarmış. Padişah da böyle yapmış. Bu emanet, oda oda içinde, oda oda içinde, kırk odadan geçtikten sonra kırk birinci odanın içinde durur-muş. O odanın içinde de kutu kutu içinde, kutu kutu içinde, kırk birinci kutunun içindeymiş.
