Martin Gardner – Matematikçinin Galaksi Rehberi PDF Oku indir
Martin Gardner – Matematikçinin Galaksi Rehberi PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Martin Gardner – Matematikçinin Galaksi Rehberi kitabını araştırdık. Ayrıca Martin Gardner tarafından kaleme alınan Martin Gardner – Matematikçinin Galaksi Rehberi kitap özetinin yanı sıra, Martin Gardner – Matematikçinin Galaksi Rehberi pdf oku, Martin Gardner – Matematikçinin Galaksi Rehberi yandex, Martin Gardner – Matematikçinin Galaksi Rehberi e-kitap pdf, Martin Gardner – Matematikçinin Galaksi Rehberi PDF Drive, Martin Gardner – Matematikçinin Galaksi Rehberi Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.
Martin Gardner – Matematikçinin Galaksi Rehberi PDF indir Oku
Yaşamım boyunca, fazla diyemem tabii, yeterli sayıda rasyonel insanla tanışma şansı buldum. İş dostluğa gelince bir rasyonel insan, binlerce bulanık fikirlinin yerini tutuyor. Martin Gardner tanıştıklarımın en sessiz, rasyonellik hususunda en coşkusuz ama aynı ölçüde en verimlisi. Gardner, 1950’lerde yazdığı klasik yapıtı Fads and Fallacies in the Name of Science 1 ile bilimin akla aykırı uç noktalarına görülmemiş sertlikte bir tokat indirmişti. Tarzındaki sükûnet kitabına karşı saldırıları çok zorlaştırmış, katı rasyonelliği eleştirmenleri saldıracak makul dayanaklardan yoksun bırakmıştı. 1) Bilim Adına Saçmalık ve Safsatalar (ç.n.) Bugünlerde çoğu kimse Martin’e, yirmi beş senedir müthiş bir aldırmazlık ve çekicilikle “Matematiksel Oyunlar” başlıklı bir köşe hazırladığı Scientific American’da rastlıyor. Yaklaşımı öyle tatlı ki çoğu seferinde, ayrıntı kısmı kaçırmama rağmen kendimi köşesini zevkle okurken buluyorum. Okurun önüne sunduğu matematiğin ayrıntı kısmı kaçırılsa bile Martin, büyük resmi hep harikulade çiziyor. “Eğlencelik matematik” yahut “matematiksel oyunlar” türü başlıklara gülünebileceği akla gelebilir. Sadece “Eğlencelik” değil midir bunlar? Sadece “oyunlardan” ibaret değiller mi yani? Ne önemi olacak denebilir. Vakit geçirmek için işte diye düşünülebilir. Briç masasında kaç farklı eşleşme yapılabileceğini, belli şartlar altında bir haritanın tamamlanması için kaç renk gerekeceğini, bir filin satranç tahtasında kaç farklı yol izleyebileceğini yahut belli bir yolun izlenmesi şartıyla bir şehirden diğerine en kısa nasıl gidilebileceğini kim gerçekten umursar? Ama işte, matematik umursar ve hep umursamıştır. Ortaya çıktığında herhangi bir kullanımının bulunmadığı düşünülürse matematiğin tümüyle “oyunlarla” başladığı öne sürülebilir.
Tarih öncesi dâhilerinden biri günün birinde bir arkadaşına, “Bak şimdi,” demiş olabilir, “diyelim ki iki tane taş bıçağım var. Bunları iki eşit yığına ayırabilirim. Bir tane daha alırsam eşit iki yığına ayıramam. Bir tane daha alırsam, ayırabilirim. Bu tür şeyler sonsuza dek devam edebilir mi sence?” Arkadaşı içten şaşkınlığıyla şüphesiz şöyle demiştir: “Kime ne yahu? Niye bölüştürüyorsun bıçakları hem? Al eline, bir şeyler avla işte. İşe yarar bir şey yap!” Gene şüphesiz, ilkel matematikçi bu eşit yığınlar sorununu düşünmekle zaman geçirmeyi zevkli bulmuş hatta üç ve daha fazla eşit yığın yapacak bir sistem olup olmadığını merak etmiştir. Oyundu tabi ki; hiçbir kullanımı yoktu. Ama sonunda bu bölünebilirlik soruları –yığınların eşitsiz parçalara ayrılmaları yahut birleştirilmeleri sırasında gösterdikleri davranışlar– toplama, çıkarma, çarpma ve bölmeyi olabilecek kılan sayma sistemlerine genelleştirildi. Bir hükümet görevlisinin bu tür sayma işlemlerinin vergi toplamayı ve masraf hesaplamayı çok daha kolaylaştıracağını ilk keşfettiğinde duyduğu heyecanı bir hayal edin. Oyun derhal oyunluktan çıkmış, “işe yarar” şeylerle uğraşan bireylerin yapacağı zorlu bir meşgaleye dönüşüvermiştir. Yalnız matematikçilerde, günlük yaşama derhal uygulanan bu dallardan uzaklaşma eğilimi hep olacaktır. Kimsenin tepenize dikilip, “Çözemedin mi daha? Bu zamanda kâr için acele lazım bu,” demeyeceği problemlerle didişmenin eğlencesi tartışmasız daha fazladır. Ama oyunları keyifli kılmayı sürdürmek çok zordur. Matematikçiler birden fazla seferinde ellerinde kimsenin işine yaramayacağı, kimsenin matematiksel hazzı bölecek ölçüde burun sokmaya değer görmeyeceği, önemsiz problemler olduğunu sanmışlardır. Derken birisi çıkar ve bu “zırvanın” telefonlarda geçiş kapasitelerini artıracağını yahut atom-altı parçacıklarının davranışlarını açıklamaya yarayacağını buluverir.
Matematikçiler o andan bu yana yeni bir sığınak aramaya koyulurlar. Martin herkese (yalnızca matematikçilere değil) hayal gücü için yaratıcı bir sığınak sunuyor. Bu kitaptaki bulmacalar yalnızca bulmaca değiller. Çoğu dünya çapında nasıl işe yarayabileceği halen tam kavranmamış derin matematiksel ilkeleri işliyor. Bu “oyunlar”, “gerçek” matematikten fazla daha önemsiz değiller. Hatta gayet mühim çıkabilir ve bir sonraki köşede bekleyenin bugüne düşen gölgeleri olabilirler. Okuyacağınız kitaptaki bulmacalar kısa bilimkurgu öykülerine yerleştirilmişler. Öyküler eğlenceye katkı sağlıyorlar ama kitabın özüne herhangi bir katkıları yok. Yalnız bilimkurgu, zaman, gelenekler ve teknolojiler değişse bile matematiğin hep aynı kalacağını göstermek yönünden mühim. Matematik, sürekli olarak değişen evrende gerçekten sağlam ve her daim kalıcı tek sabit olabileceken…
Martin Gardner – Matematikçinin Galaksi Rehberi PDF indir Tıklayın