PDF

M. Emin Değer – Oltadaki Balık Türkiye PDF Oku indir

M. Emin Değer – Oltadaki Balık Türkiye PDF Oku indir, e-kitap sitemizde M. Emin Değer – Oltadaki Balık Türkiye kitabını araştırdık. Ayrıca M. Emin Değer tarafından kaleme alınan M. Emin Değer – Oltadaki Balık Türkiye kitap özetinin yanı sıra, M. Emin Değer – Oltadaki Balık Türkiye pdf oku, M. Emin Değer – Oltadaki Balık Türkiye yandex, M. Emin Değer – Oltadaki Balık Türkiye e-kitap pdf, M. Emin Değer – Oltadaki Balık Türkiye PDF Drive, M. Emin Değer – Oltadaki Balık Türkiye Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

M. Emin Değer – Oltadaki Balık Türkiye PDF indir Oku

“Biz askeri paktlarımızı kurmayı ve sağlamlaştırmayı hedef alan önlemlere devam etmeliyiz… Büyük ölçüde politik ve askeri nüfuz garantileyecek genişlikte bir ekonomik yayılma planını Asya, Afrika ve diğer az gelişmiş bölgelerde uygulamak zorundayız… -Yardımda- birinci gruba, bizimle dost olan ve bize uzun süreli askeri paktlarla bağlanmış olan ülkeler girer. Bu ülkelere yapılacak yardımlar ve açılacak krediler ilk kez askeri nitelikte olmalıdır. OLTAYA YAKALANMIŞ BALIĞIN YEME İHTİYACI YOKTUR. Bu noktada Dışişleri Bakanlığı ile aynı fikirdeyim, genişletilmiş iktisadi yardım, -örneğin TÜRKİYE’YE- bazı hallerde düşünülenin tersi sonuçlar verebilir. Yani BAĞIMSIZLIK eğilimini artırıp, mevcut askeri paktları zayıflatabilir. Bu tip ülkelere -TÜRKİYE gibi – doğrudan doğruya iktisadi yardım da yapılabilir, ama bu bize uygun ve bağlı hükümetleri iktidarda tutacak ve bize düşman muhalifleri zararsız bırakacak şekil ve miktarda olmalıdır. Bunlarla ilişkili olarak özel sermaye yatırımlarım da ayarlamak gereklidir. Hükümet, özel sermaye yatırımlarını cesaretlendirmeli ve onlardan akıllıca yararlanmasını bilmelidir. Bu yatırımlar yardımıyla bir çok politik amaca ulaşılabilir. Bu tip özel sermaye yatırımları zamanla bütün gayrı meşru muhalefeti ve politikamıza karşı mukavemeti ortadan kaldırabilmen yahut nötralize edebilmelidir. Ayrıca bizi desteklemekte kararsız ve sallantılı olan bütün şahsi teşebbüs ve menfaat çevrelerini etkilemelidir. Aynı zamanda ABD ile işbirliğine hazır yerli işadamlarına yardımı artırmalı ve böylece bu işadamlarının, İLGİLİ ÜLKENİN EKONOMİSİNDE kilit noktalarını ele geçirmeleri, buna dayanarak politik etkilerinin artması sağlanmalıdır.” Nelson A. ROCKEFELLER’İN Başkan Eisenhower’a yazdığı mektup’tan DAVET*’* 1 Dört nala gelip uzak asya’dan Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim! Bilekler kan içinde Dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya andıran toprak, bu cehennem, bu cennet bizim Kapansın el kapılan bir daha açılmasın Yok edin insanın insana kulluğunu Bu davet bizim Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür Ve bir orman gibi kardeşçesine bu hasret bizim. Nâzım Hikmet ŞEHİTLER*** Şehitler, Kuvvayı Milliye şehitleri, mezardan çıkmanın vaktidir! Şehitler, Kuvvayı Milliye şehitleri Sakarya’da, İnönü’nde, Afyon’dakiler Dumlupınar’dakiler de elbet ve de Aydın’da, Antep’te vurulup düşenler, siz toprak altında ulu köklerimizsiniz yatarsınız al kanlar içinde.

Şehitler, Kuvvayı Milliye şehitleri, siz toprak altında derin uykudayken düşmanı çağırdılar, satıldık, uyanın! Biz toprak üzerinde derin uykulardayız, kalkıp uyandırın bizi, uyandırın bizi! Şehitler, Kuvvayı Milliye şehitleri, mezardan çıkmanın vaktidir! Nâzım Hikmet 1959. “Çekiç güç köklü bir çıban gibi!. Çıbanın başını keskin bir bıçakla kesebilirsiniz, ama kökünü çıkaramazsınız. Çıkarmaya kalktığınızda nelerle yüz yüze kalacağınız bilinmez!” 1 2 22 Ocak 1993 günü TV-1’de haberleri izlerken işittiğim bu kelimeleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı dile getiriyordu. Önce bir şaşkınlık geçirdim. Acaba, gerçek miydi? Evet gerçekti ve DYP Meclis Grubu’nda Demirel, düşünceli ama kararlı bir yüzle konuşuyordu. Hemen Demirel’in birkaç gün önce, 18 Ocak günü ABD, İngiliz ve Fransız Büyükelçilerinin olağan Dışı ziyaretlerinde, Çekiç Güç’ün faaliyetleri ile alakalı toplantı çıkışındaki yüz ifadesini anımsadım. Deyim yerindeyse, zıpkın yemiş gibiydi. Ve hırslıydı… Soruları yanıtlarken dile getirdikleri, geçmişte yapılan bir yanlışa işaret ediyordu. O toplantıda neler konuşuldu bilinmemekte, ama apar topar gelen büyükelçilerin, Türkiye’nin egemenlik haklarını incitici sözler dile getirdikleri düşünülebilir. Konu, İncirlik Üssü’nün, bizim iznimiz dışında kullanılmasının yarattığı tepki olmalıydı. Son birkaç ay içinde ve özellikle son haftalarda, Çekiç Güç anlaşmalere aykırı olarak, Türkiye’nin bilgisi Dışındaki uçuşlarla kamuoyunun ilgi odağı oluyordu. 3 4 Demirel, o gün Genelkurmay Başkanıyla da konuştu. İncirlik Üssü’nün Türkiye’nin iradesi ve bilgisi Dışında kullanılması da ilk kez olmuyordu. 1958’de Lübnan hadiseleri sırasında, ABD Deniz Piyadeleri’nin İncirlik üzerinden Lübnan’a aktarılması, zamanın muhalefeti CHP’nin önderi İsmet Paşa tarafından eleştirilmişti.

Türkiye kamuoyu, Birinci Dünya Savaşı’na istemimiz dışında girmemize ve Sevr’e kadar uzanan olaylara, Göben ve Breslaw adlı iki Alman kruvazörünün, bayrağımızı asıp Karadeniz’e açılarak Sivastopol’ü bombalamasının yol açtığunu bilmektedir. Türk kamuoyu işte bu bilinç içinde ve kendi topraklarından başka ülkelere yapılan saldırıyı ulusal istence karşı saygısızlık saydığı, hoş görmediği için, bu gibi konularda çok hassasdır. Daha sonra U-2 casus uçakları olayı, Körfez Savaşı sırasında da ABD uçaklarının İncirlik Üssü’nü kullanmaları gibi olaylara karşı, kamuoyundaki aşırı hassask, doğal olarak siyasal iktidarları güç durumda bırakmıştır. Hemen Demirel’in, büyükelçilerle yapılan toplantıdan çıkıştaki kelimelerini anımsadım. “Çekiç Güç korkuluk değil ya! Oraya getirildiğine göre, geliş amacına uygun çalışacaktır, ne yapacağını biliyorsunuz demektir. Buna baştan izin vermişsiniz! Biz izin vermezdik.” [* ] Bu sözler, elbet öte yandan da ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’a yanıttı. Ve anlamı şu olmalıydı. Çekiç Güç’ün ABD’li komutanı, ne kural, ne de Türk hükümetini dinliyor… İşte Demirel’in bardağını taşıran bu olmalı. Kürsüdeki Demirel, bu kelimeleri bilinçle ve kararlılık içinde dile getirdiğini anlatmak için olsa gerek, kelimelerinin altını çizercesine konuşmasını şöyle sürdürdü: “…Demirel, Çekiç Güç’e çıban dedi, diyeceksiniz…” TV’de gerisi gelmedi bu kelimelerin. Önce düşündüm ki, Demirel, her zamanki konuşma biçemi ile, “Demirel, Çekiç Güç’e çıban dedi diyeceksiniz, bakın bunu yanlış anlamayın…” diye sürdürür ve enfes bir Aristo mantığı ile kelimelerinin tesirini bir başka yöne çevirebilirdi. Bekledim, gerisi gelmedi… Daha doğrusu TV’deki bölüm burada kesildi!. Basından izlediğimde öğrendim ki, Demirel, “Evet Çekiç Güç, çıban başıdır” diye yinelemiş!

M. Emin Değer – Oltadaki Balık Türkiye PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu