Ortak Pazar – Jean-François Deniau – Gerard Druesne PDF Oku indir
Ortak Pazar – Jean-François Deniau – Gerard Druesne PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Ortak Pazar – Jean-François Deniau – Gerard Druesne kitabını araştırdık. Ayrıca Gerard DruesneJean-François Deniau tarafından kaleme alınan Ortak Pazar – Jean-François Deniau – Gerard Druesne kitap özetinin yanı sıra, Ortak Pazar – Jean-François Deniau – Gerard Druesne pdf oku, Ortak Pazar – Jean-François Deniau – Gerard Druesne yandex, Ortak Pazar – Jean-François Deniau – Gerard Druesne e-kitap pdf, Ortak Pazar – Jean-François Deniau – Gerard Druesne PDF Drive, Ortak Pazar – Jean-François Deniau – Gerard Druesne Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.
Ortak Pazar – Jean-François Deniau – Gerard Druesne PDF indir Oku
25 Mart 1957’de Fransa, Almanya, ltalya, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg içinde Roma’da imzalanan Ortak Pazar Antlaşması, savaşın bitiminden sonra Avrupa’yı ve dünyayı etkileyen iki akımın kesişme noktasında yer alır: Politik bilinçlenme ve ekonomik zorunluluk. Daha halen düşmanlıklar unutulmamışken, siyasi sınırlann Avrupa’nın canlılığını ifade etmekten ve içerdiği ulu- sal birliklerin kendilerine ait olanaklarını korumaktan uzak bulunduği.ı, aksine bunların zayıflık ve çöküş unsuru olduğu anlaşıldı. Bunun ilk belirtisi de Belçika, Hollanda ve Lüksemburg daha halen boşaltılmamışken Londra’da yaşanan yakınlaşma sonucu kurulan Benelüks’-dür. Barış geri geldiğinde, dünyanın kaderini iki büyük gücün yani ABD ve SSCB’nin tayin ettiği daha açık olarak yaşandı; bu diyalogda bir Avrupa ülkesinin sesini duyurabilmek için bu iki güçten biriyle birlikte davranması gerektiği açıktı. Avrupa kendini arıyordu. üstelik artık değiştiği için bu arayış daha da şiddetliydi. Coğrafi olarak, Sovyet güdümüne giren Doğu yarısından kopmuştu. Savaş yıkıntılarıyla kaplı Batı kısmı ise, Ban-dung’da artık denizaşırı eğilimlere karşı çıkıldığını gördü. Macaristan ve Süveyş hadiseleri bu maddi ve manevi gerilemenin iki çarpıcı örneğidir. Yavaş yavaş yalnızca Fransız, Alman veya Italyan olmanın yetmediği gibi bir fikir yayılmaya başladı; gerçekte Amerikalı veya Rus olmak da daha yararlı değildi. Amerika Birleşik Devletleri’nin de kararltlıkla desteklediği (hem politik, hem de Marshall yardımının daha iyi değerlendirilmesini sağlamak maksadıyla ekonomik nedenlerle) bu arayış, Avrupa’ -da bir çok girişimin ve kuruluşun ortaya çıkmasını sağlamıştır; bunlar özel, sendikal, parlamenter düzeyde veya hükümet düzeyinde bazı girişimler ve her türlü politik eğilimdeki mesleki veya dini kuruluşlardı. Savaş sonrası Avrupa düşüncesinin, kimisi Kont Cou-denhoveKalergi’ye ait eski çabaların yenilenmesi kimisi de çiçeği burnunda birleşmeler şeklinde somutlaşan bu girişimlerinin listesi bi hayli etkileyicidir: Birleşik Avrupa Hareketi; Birleşmiş Avrupa için Fransız Konseyi; Avrupa Ekonomik İşbirliği Topluluğu; Hıristiyan eğilimli yeni ülkeler arası kuruluşlar; Avrupa Birleşik Devletleri için Sosyalist Hareket; Avrupa Federal Birliği; Avrupa Belediyeleri Konseyi; Avrupa Parlamenterler Birliği; Avrupa Hareketi; Avrupa Uluslarüstü Topluluğu için Eylem Komitesi; Avrupa için Hareket Komitesi vb. Farklı ülke ve eğilimlerden bazı bireylerin adları ise kah düzenleyici kah katılımcı olarak sürekli olarak geçmekteydi: Guy Moliet, Bech, Adenauer, de Gasperi, Beyen, Schuman, Spaak, Jean Monnet. Ote yandan sendikal, mesleki veya kültürel alanlarda Avrupa’ya ilişkin bir çok çalışmalar, ilişkiler ve yakınlaşmalar başlamıştı.
Winston Churchill 1946 senesinde, Zürih’te yaptığı bir konuşmada, “bir çeşit Avrupa Birleşik Devletleri” düşüncesini ortaya atmış fakat lngiltere’nin bu birliğin dışında kalması ve bu oluşumun özellikle Fransa ile Almanya içinde ger- çekleştirilmesi gerektiğini eklemiştir. Herkesin Avrupa sözcüğü üzerinde hemfikir olmasına karşın, yeni oluşturulacak bu yapının türü, alanı ve kap- samı hususunda bir çok zıtlaşmalar ve kararsızlıklar vardı. Liberaller ile merkezi planlamadan yana olanlar; yahut parlamenter yöntemlere inananlar ile doğrudan halkoyunu tercih edenler; veya hükümranlık ile ilgilin vazgeçmek yerine lngilizler’in de desteklediği basit bir diplomatik yakınlaşmayı yeğleyenler ile nasıl olursa olsun bütünleşmeye, federalizme yönelecek bir hareketten yana olanlar içindeki tartışmalar ke yük ve fazla karmaşık bulunacağından ve bundan dolayı de içindeki ulusal çekişme ve farkltlıklar yaratabileceği olumlu etkileri sileceğinden, on beş yahut on yedili Avrupa idealinden vazgeçmişlerdir. Bunun üzerine çabalarını daha teknik alanlara yönelterek, birbiriyle coğrafi olarak komşu, duygusal olarak akraba, ekonomik olarak da benzer altı Kıta Avrupa ülkesini içeren daha dar bir çerçevede ve en yapıcı çözümleri aramaya kararlı olarak sürdürdüler. Bu bölge, ardındanları farklı zamanlarda biraz da alayla “ufak Avrupa” diye adlandırılan, fakat gerçekte kıtanın çekirdeğini oluşturan ve Batı Avrupa nüfusunun da üçte ikisini barındıran kısımdır. Avrupa böylelikle kendini sınırlamış olmakla birlikte, başarılı olmak için gerekli belirginliğe de ulaşmıştır. Robert Schuman’ın daha 1950 senesinde yaptığı ve Kömür-Çelik birliğini tavsiye ettiği ünlü deklarasyonu, bu altı ülke için FransızAlman yakınlaşmasına dayanan yeni bir Avrupa yapılanmasının yolunu açan tarihi bir dönüm noktası olmuştur. CED’nin (Communaute Europeenne de Defense: Avrupa Savunma Topluluğu) başarısızlığa uğraması bir süre için bu eğilimi yavaşlatmıştır; fakat sonuçta bu başarısızlık da Avrupa yapılanmasının psikolojik.olarak daha kuvvetli ve kesinlikle son derece yararlı ekonomik hedeflerinin ne kadar ye- rinde olduğunu göstermiştir. Bunun yanında, ticari ve ekonomik alanda başlamış da olsa Avrupa’nın inşasının hem temelinde yatan gerekçe hem de nihai amacı politiktir. Savaş sona erer ermez yapılan Havana Sözleşmesi ile, müttefik devletler ülkeler arası ekonomik ilişkilerde uygulanacak bazı ilkeler benimsediler. Bu ilkeler iki kavrama bağlanabilir: işbirliği gereksinimi ve ticaretin serbestleştirilmesi hedefi. Yarım yüzyıldan fazla bir süredir uygulanmakta olan ve iki savaş arası zamanda daha da güçlenen. ulusal ekonomi- lerde korumacılık hareketi, dünya ekonomisini karışık ve tehlikeli boyutta dengesiz bir duruma sürüklemişti. Uluslararası ticarette kimisi bazı ürünlerde yüksek rekabet gücüne sahip, kimisi de yabancı ülkelerin mallarını dönüştürmede yahut pazarlamada uzmanlaşmış birkaç ufak ülke dışında, ekonomilerin kesin hatlarla ayrılması ve bu amaç7 la gümrük vergileri ve özellikle de ithalatta miktar kısıtlamaları şeklindeki çeşitli ticaret önüne geçerinin kullanılması gibi sorunlar görülmekteydi.
Ödemeler dengesi kuvvetlikleri, ekonomik kalkınmanın sağlanması gibi sorunlar da bu önüne geçerin arttırılmasına sebep oluyordu. Bu durum ülkeler arası ticareti geliştirip, farklı ekonomiler içinde ilişki kurulmasını sağlayacak kuvvetli bir hareketi doğurdu ve ABD’nin de desteklediği bu hareket hem bireylerin hem de malların en iyi biçimde kullanılması için geniş bir pazarın ve ülkeler arası yarışın gerektiği yolundaki teorilere uygun olarak gelişti. Bu hareketin gerekliliği en açık biçimde, korumacılığın, ekonomik ve finansal dengesizliklerin en yaygın olduğu Avrupa’ da görülmüştür. Belçika, Hollanda ve Lüksemburg içindeki gümrük birliğine dayalı ekonomik birlik 1948 senesinde yürürlüğe girmiştir. Lakin daha kapsamlı yankı yapan ve hatta Avrupa Ekonomik işbirliği Orgütü’-nün (OECE) kurulmasında da etkili olan olay, General Marshall’ın 5 Haziran 1947’de Harvard’da yaptığı konuşmadır. Bünyesinde tüm Batı Avrupa ülkelerini toplayan OECE, ticaretin serbestleştirilmesi ve daha genel anlamda da dış ticaretten doğan poblemlerin çözümünde mühim ilerlemeler kaydedilmesini sağlamıştır. Lakin bu tür çabaları gümrük vergileri düzeyinde de yaygınlaştırma amacına yönelik bir projenin 1955 senesinde uğradığı başarısızlık, geleneksel anlamda bir hükümetler arası işbirliğinin sınırlarını göstermek yönünden yararlı olmuştur. Piyasaların bir ekonomik bütünleşme kapsamı içinde tek bir piyasa haline dönüşmesinin, ticareti ve yaşam düzeyini arttırınak için daha kuvvetli bir araç olduğu düşünülmüştür. Buna, kaynakların ortak kullanımı ve çabaların eşgüdümü de eklenmekteydi. Ekonominin tümüne aynı anda uygulanması bi hayli hassas bir konu olan bu fikirler önce sektör düzeyinde denendi. ilk uygulama ise, Ortak Pazar’ın altı üyesini ilk kez bir araya getiren Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) (AKÇT ülkeler arası yazında Communaute du Charbon et de l’Acier’nin başharfleri ile (CECA) anılır.)
Ortak Pazar – Jean-François Deniau – Gerard Druesne PDF indir Tıklayın