PDF

Taner Timur – Felsefe, Toplum Bilimleri ve Tarihçi PDF Oku indir

Taner Timur – Felsefe, Toplum Bilimleri ve Tarihçi PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Taner Timur – Felsefe, Toplum Bilimleri ve Tarihçi kitabını araştırdık. Ayrıca Taner Timur tarafından kaleme alınan Taner Timur – Felsefe, Toplum Bilimleri ve Tarihçi kitap özetinin yanı sıra, Taner Timur – Felsefe, Toplum Bilimleri ve Tarihçi pdf oku, Taner Timur – Felsefe, Toplum Bilimleri ve Tarihçi yandex, Taner Timur – Felsefe, Toplum Bilimleri ve Tarihçi e-kitap pdf, Taner Timur – Felsefe, Toplum Bilimleri ve Tarihçi PDF Drive, Taner Timur – Felsefe, Toplum Bilimleri ve Tarihçi Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Taner Timur – Felsefe, Toplum Bilimleri ve Tarihçi PDF indir Oku

Bu çalışmamda tarih-yazıcılığı ile felsefe ve toplum bilimlerinin, tarih boyunca yer yer birbirleriyle buluşan, fakat çoğu zaman da birbirinden kopuk ve bağımsız bir gelişme çizgisi izleyen öykülerini anlatıyorum. Aslını söylemek gerekirse kitabım son üç yılda yoğunlaşan çalışmalarımın ürünü olsa da, arka planda, ilk üniversite senelerımdan beri süregelen tarih ve felsefe okumalarımın yattığını söylemek isterim. Bilim ve felsefenin ilk vatanı sayılan Eski Yunan, sorgulamalarımda ilk durağı teşkil etti ve üç bin yıl kadar önce İyonya’da başlayan düşünce destanını, zirve noktaları saygınlığıyla, Heidegger ve “postmodern” bilgi kuramına kadar izlemeye çalıştım. Yirminci yüzyıl tarih-yazıcılığındaki genel eğilimleri de, yalnızca bir “bilanço” sunma endişesıyla değil, bunun yanı sıra mevcut “perspektifler”i saptama çabasıyla kaleme aldığım sonuç bölümünde tartıştım. Ele aldığım düşünürleri çoğunlukla ilk kaynaklara dayanarak anlatmaya ve haklarında yapılmış bazı mühim yorumları da bunun yanı sıra okuyuculara sunmaya çalıştım. Aristo ve Thucydides’den Heidegger ve çağdaş tarihçilere kadar uzanan bu çalışma bir “düşünceler tarihi” araştırması değildir; fakat mühim düşünürlerin çoğu tarihselliği de sorguladıkları, hatta bazı hallerde somut tarih çalışmaları yaptıkları için böyle bir okumayı da dışlamıyor. Bunun yanında asıl amacım farklıydı. Kitabımda, kapitalizmin giderek bütünleştirdiği bir dünya ile bu dünyayı açıklamaya çalışan bilim dallarındaki parçalanma, özerkleşme ve gettolaşma eğilimleri içindeki çelişkiyi ortaya koymak istedim. “Uzmanlaşma” baskısı altında gerçekleşen bu “akademik iş bölümü” aslında küreselleşen dünyayı bütünlüğü içinde anlamamızı giderek olanaksız kılıyor. Elbette ki uzmanlaşmaya karşı değilim ve her alanda bilgilerimizin arttığı bir çağda bunun gerekli ve kaçınılmaz olduğuna da inanıyorum. Ne var ki bir bütünün parçalarını daha yakında zamandan ve daha sağlıklı bilgilerle inceleme çabası, bu bütünü gizlemek pahasına olmamalıdır. Oysa bugün varmış olduğumuz nokta ne yazık ki böyle bir tablo sergiliyor. Ağaçların ormanı gizlediği bu durumun “küreselleşme” sürecinin şeklinden dünyaya geldiğu kanısındayım. “Küreselleşme” olgusu eko-sistemi bozarak, eşitsizlikleri, haksızlıkları artırarak ilerliyor ve giderek çirkinleşen bir dünya çapında bütünü görmeye çalışmak da bu sürecin başını çeken güçlerin engellemesi gereken bir işlem haline geliyor. Üniversitelerin iş çevreleriyle kontrat yarışına girdiği ve “girişimci profesör”lerin ön plana çıktığı bir dünya çapında belki başka türlüsü de beklenemezdi.

Genel kuram ve “global tarih” arayışlarının küçümsendiği bir çağda yaşıyoruz. Bu eğilimi yerleşik çıkarlara bağlı ideolojik bir akım olarak görüyorum ve bu koşullarda akıntıya kürek çekmeyi de kabul edemiyorum. Buna karşılık tüm deformasyon ve iftiralara rağmen tarihî maddeci kuramın hala tek ve doğru bir genel kuram çerçevesi oluşturduğuna inanıyorum ve çalışmamda Marx ve Engels’in düşüncelerine verdiğim yerin alanı de bu inancımdan kaynaklanıyor. Genelde “kehanetleri yanlış çıktı” şeklinde eleştirilen bu düşünürlerin, daha yüz elli yıl önce kapitalizmin öncü karakollarının ilerde Atlantik kıyılarından Büyük Okyanus kıyılarına geçeceğini söyleyerek bugünleri haber verdiğini de bu vesileyle hatırlatmak isterim. Bunları söylerken tabi ki ki tarihî maddecilik dışında üretilen bilgilerin geçersiz olduğunu; bunların “burjuva bilimleri” olarak göz ardı edilmesi gerektiğini de düşünmüyorum. Sadece tüm bilgi ve kuramlarımızın, bunların yaratıldığı maddi koşullar içinde ve çıkar çelişkileri bağlamında incelenmesi, katkılarının da bu çerçevede değerlendirilmesi gereğine işaret ediyorum. Kitabımda bunu yapmaya çalıştım ve çalışmama bir bütünlük sağlayan ilke de bu oldu. Batılı modaların daha da yoğun ve yapay şekillerde meydana geldiği; felsefecilerle tarihçi ve toplum bilimciler içinde sıkı bağların bulunmadığı ülkemizde, aslında, bu ihtiyacı hissedenlerin de az olmadığı kanısındayım. Çalışmamda bu ihtiyacı duyanlara seslenmeye çalıştım. Daha çok Türkiye ölçütünde düşünmenin başat olduğu bir ortamda, ekonomi alanında olduğu gibi, bilim, felsefe ve tarih alanlarında da küreselliği vurgulamak ve eleştirel bir biçimde tartışmak bekliyorum ki herkes için ufuk açıcı olacaktır. Taner Timur

Taner Timur – Felsefe, Toplum Bilimleri ve Tarihçi PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu