PDF

Muazzez İlmiye Çığ – Kur’an, İncil ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni PDF Oku indir

Muazzez İlmiye Çığ – Kur’an, İncil ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Muazzez İlmiye Çığ – Kur’an, İncil ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni kitabını araştırdık. Ayrıca Muazzez İlmiye Çığ tarafından kaleme alınan Muazzez İlmiye Çığ – Kur’an, İncil ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni kitap özetinin yanı sıra, Muazzez İlmiye Çığ – Kur’an, İncil ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni pdf oku, Muazzez İlmiye Çığ – Kur’an, İncil ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni yandex, Muazzez İlmiye Çığ – Kur’an, İncil ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni e-kitap pdf, Muazzez İlmiye Çığ – Kur’an, İncil ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni PDF Drive, Muazzez İlmiye Çığ – Kur’an, İncil ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Muazzez İlmiye Çığ – Kur’an, İncil ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni PDF indir Oku

Batı dünyasında, Sümer kültüründen Tevrat’a geçen konular üzerinde bazı çalışmalar yapıldı. Lakin bunlar ile ilgili Türkçe bir yayın yoktu. Diğer taraftan bu konulardan Kur’an’da var mıdır, varsa ne biçimde yer alıyordur, şuana dek araştırılmamıştı. Bu nedenle, Sümer inanış ve efsanelerinden tektanrılı dinlere gelen etkileri ve Tevrat ve Kur’an’da bulunan konuları birlikte araştırmaya karar verdim. Kur’an’da bulunan alakalı ayetleri, Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı, (Ankara, 1991) ile İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü Müdürü Dr. Ali Özek başkanlığında 5 kişi tarafından hazırlanıp, 1987 tarihinde Medine’de basılmış Kur’an-ı Kerim ve Açıklamalı Meal’i karşı karşıya geldirmak suretiyle aldım. Kur’an’da, Tevrat’ta olan konuların hemen hepsinden söz edilmişse de daha kısa, yüzeysel ve bir konu çeşitli surelere dağılmış. Gelecekte yeni bulunacak metinlerle bunlara daha ilaveler yapılabilecektir. Çünkü Sümer din yahut edebiyatına ait halen bilinmeyen ve kırıklıkları bundan dolayı tam çözülemeyen metinler de olduğu gibi, hâlâ toprak altında da birden fazla tabletin olduğu şüphesizdur. Bunun yanında eldeki malzeme bile Sümer kültürünün ardındanki dinler üzerine olan tesirini okuyuculara göstermeye yeterli gelmektedir, kanısındayım. Bize, İstanbul Arkeoloji Müzelerinde bulunan ve kendi topraklarımızdan yığınlarla çıkmakta olan çiviyazılı belgeler üzerinde araştırma yapmayı, bir çok geleneğimizin, inançlarımızın, bilgilerimizin kaynağını arayıp bulma olanağını sağlayan Ulu Atamızı burada şükranla anmayı bir borç biliyorum. Ruhu kıvansın. Bize çiviyazılı bilimlerin alanını açan Ulu Atamız, bu yazıyı kullanmış olan milletlerin, özellikle dilleri dilimize andıran Sümerlilerin Türklerle dil ve kültür yönünden olan ilişkilerinin araştırılmasını istiyordu. O, Sümerlilere ait bilginin halen çocukluk çağında olduğu günlerde, dillerinin Türkçe’ye benzediğine ve Asya topraklarından gelmiş olacaklarına inanmıştı. [1] Bugün ise bu varsayım git gide kesi Sümerlilerin uygarlığa en mühim katkıları, dillerine göre bir yazı icat etmeleri ve okullar açarak onu istedikleri her konuyu yazacak biçimde geliştirmeleridir.

Başlangıçta yazı, resim şeklinde taşlar üzerine yazılmış. Daha sonraları Dicle ve Fırat nehirlerinin oluşturduğu bol kil yazı malzemesi olarak kullanılmış. Yumuşak kil üzerine yazılmaya başlanan yazı, ağır ağır şekil değiştirerek işaretleri oluşturan çizgiler çivi şekline dönüşmüş (bu yüzden bugün “çiviyazısı” deniyor), sözcükler de kısmen hece olmuş, böylece hem kendileri istediklerini yazabilmişler, hem de Ortadoğu milletleri olan Babilliler, Asurlular, Hurriler, Hititler ve Urartuların da kendi dillerini yazmalarını sağlamışlardır. Ugaritler ve Persler de bu yazıdan harf yazısı yaparak yararlanmışlardır. Sümer yazısı Mısır yazısının icat edilmesine de önderlik etmiştir. Geçen yüzyıldan beri yapılan kazılarla gerek Mezopotamya’da, gerek Anadolu’da on binlerce çiviyazılı tablet bulunmuş, yazılar okunmuş, diller çözülmüş ve tamamıyla unutulmuş en az üç bin yıllık Ortadoğu milletlerinin tarihi meydana çıkmış ve çıkmaktadır. Sümerlilerin en mühim iki politik mirasından birisi olan ve İÖ 3000 senelerında kurdukları şehir beylikleri, Hindistan’dan Akdeniz’e kadar olan alandaki ve ortaçağ Avrupa’sındaki şehir krallıklarının öncüleri olmuştur. Bu şehirler; özgür ve kölelerden bir araya gelen şehirlileri, siyasal meclisleri, askerleri, saygınları, rahipleri, alıcı ve satıcıları, çiftçi, sanatçı ve tüccarlerı, şehri koruyan Tanrısı, yeryüzünde onu temsil eden kralı, tapınakları, şehir surlarıı ve onların kapıları ile birbirine benzemektedir. İkinci politik miras, yazılı kanunlardır. Şimdiye kadar bulunan ilk Sümerce yazılı kanun kitabı, yeni Sümer devrini başlatan üçüncü Ur sülalesinin kurucusu Umammu tarafından kaleme aldırılmıştır. Sümer kanunlarının ardından yazılanlara önderlik ve kaynaklık ettiği anlaşılıyor. Alım satım, borçlanma, kira, miras bölüştürme gibi her türlü hukuksal işlerin birer yazılı antlaşma ile yapılması ilk Sümerlilerde başlamıştır. Evlenme boşanmalar da, yasal sayılması için yazılı bir antlaşma ile ispatlanmalıydı. Taşınmaz mallar ilk kez bir kadastro yoluyla Sümer’de güvenceye alınmıştır. Vergi dengesizliğini, kırtasiyeciliği, zorbalığı, rüşveti önlemek, kadın ve erkeğin eşit işe eşit ücret almasını sağlamak maksadıyla ilk reform yapan yine Sümerliler olmuştur.

[7] Bunlardan başka Sümerlilerin bilimde attıkları temeller de küçümsenecek gibi değildir. Onlar gökyüzünü incelemişler; Ayın hareketine göre seneyi otuzar günlük 12 aya bölmüşler, Güneş sistemine göre de her sene git gide artan 10 günleri toplayarak üç yılda bir seneyi 13 ay yapmışlar. Ayları haftalara bölerek, hafta içinde bir günü dinlenmeye ayırmışlardır. Araplarda aya göre yapılmış takvim sürdürmekte. Bundan dolayı her sene ayların başlangıcı 10 gün önceye geldiğinden ay zamanları hep değişmektedir. Burçları Sümerliler saptamış. Onlara akrep, terazi, boğa, ikizler gibi verdikleri adlar Sümerceden çevrili olarak sürmektedir. Dünyadaki bütün hadiselerin gökyüzünde yazılı olduğuna inanan Sümerliler, onu incelerken astronomi ve astrolojinin temelini kurmuşlardır. Matematikte onlu ve altılı sistemi kullanmışlardır. Bugün onlu sistem dışında altılı sistem de saat, dakika, daire ölçümünde kullanılmaktadır. Okullarda matematik öğreniminde çarpım tabloları, çeşitli problemlerin çözümü bulunmaktadır. Yunanlı Fisagor’a (Pisagor) mal edilen Fisagor teoremi de tablet üzerinde çizilmiş olarak bulunmaktadır. Cebirin kökeni de Sümerlilere dayanmaktadır. Tıbbın başlangıcı da Sümerlilerde. Hastalıkları, onlara yarayacak ilaçları gözlemişler, çeşitli ilaç reçeteleri yazmışlardır.

Hastaları iyi etmek için yalnız ilaca değil sihire de başvurmuşlardır. Sihir, bu çağda bile aynı amaçla kullanılıyor. [8] Sümer yazılı belgelerinin en mühimleri edebi olanlardır. Onlar; Sümerlilerin hayal güçlerini, dünya ve evrene bakışlarını, sosyal düzenlerini, dinsel inanışlarını yansıtır. Bunlar; kahramanlarının serüvenlerini dile getiren destanlar, geçirilen felaketleri anlatan ağıtlar, dinsel merasimlerde Tanrıları, mabetleri, kralları öven ilahiler, Tanrıların öykülerine ait efsaneler, tartışmalar, atakelimeleri ve deyimler, hayvan masalları, okullarla alakalı hikâyelerden buluşmaktedir. [9] İşte bu belgelerin ışığında, Sümer dininden tektanrılı dinlere gelen etkileri ve din kitaplarına giren konuları açığa çıkarmaya çalışacağız.

Muazzez İlmiye Çığ – Kur’an, İncil ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu