İlhami Durmuş – İskitler PDF Oku indir
İlhami Durmuş – İskitler PDF Oku indir, e-kitap sitemizde İlhami Durmuş – İskitler kitabını araştırdık. Ayrıca İlhami Durmuş tarafından kaleme alınan İlhami Durmuş – İskitler kitap özetinin yanı sıra, İlhami Durmuş – İskitler pdf oku, İlhami Durmuş – İskitler yandex, İlhami Durmuş – İskitler e-kitap pdf, İlhami Durmuş – İskitler PDF Drive, İlhami Durmuş – İskitler Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.
İlhami Durmuş – İskitler PDF indir Oku
İskitler “Atlı Kavimler Medeniyeti”nin mühim bir halkasını oluşturmaktadırlar. Onlar “Bozkır Kavimleri” içinde, gerek siyasal tarihleri, gerekse kültürleri yönünden mühim bir yer tutmaktadır. İskitlerin izleri çok geniş coğrafyalarda takip edilebilmektedir. Çin Seddi’nden Tuna nehrine kadar çok geniş bir sahaya yayılmışlardır. Aynı zamanda Kafkaslar’dan Anadolu’ya ve hatta Mısır önlerine kadar yayıldıkları, hem arkeolojik buluntular hem de yazılı kaynaklarla aydınlatılmaktadır. Bilhassa bırakmış oldukları kültürel miras yönünden “Kurgan Kültürleri” içinde bi hayli mühim bir yer tutmaktadır. İskitler genelde yaşamış oldukları kültür coğrafyasından dolayı bir bozkır kavmidir. Kültürlerinin ana unsuru olan attan dolayı atlı kavimdir. Temsil ettikleri kültür atlı kültürdür. Onların coğrafyayla sabitledikleri evleri yoktur. Evleri öküzlerin çektiği arabalar üzerindeki çadırlarıdır. Bu özelliklerinden dolayı onlar için göçerevli veya kağnılı tabiri kullanılabilir. İskit kültürü büyük ölçüde kurganlardan çıkarılan buluntularla aydınlatılmaktadır. Coğrafyada sabitledikleri kurgan adını verdikleri mezarları onların ellerinden çıkan maddi kültür unsurları yönünden zengin mezarlardır. Bu özelliklerinden dolayı da, onların oluşturdukları kültür kurgan kültürüdür.
Bütün bu donanımlarıyla İskitler hareketli bir kavimdir. Onların hayat tarzı sosyal, siyasal, ekonomik, dinî, askerî yapısına ve sanat anlayışına büyük ölçüde etki etmiş bulunmaktadır.[9] İskitler, gerek yayılmış oldukları kültür coğrafyası, gerekse bırakmış oldukları kültürel miras yönünden özel bir yere sahiptir. Birçok eski bozkır kavmi gibi tarihin akışını değiştirmiş, tarihe yön vermiş bir kavimdir. Bu özellikleri, onların, tarih yazmaktan daha çok tarih yapan kavimler içinde yer bulmalarını sağlamıştır. Kendi bireylerinın yiğitliği ve kabiliyeti, atlarının hızı, yay ve oklarının müthişliği aracılığıyla her istedikleri coğrafyayı kendilerine basit bir şekilde yurt edebilmişlerdir. Onların bu faaliyetleri çeşitli kavimlerin kaynaklarına geçmiş ve mücadeleleri vurgulanmıştır. Kendilerine ait maddi kültür unsurları olan arkeolojik buluntular da yazılı kaynakları desteklemektedir. Tarihte oynadıkları rol ve kültürlerinin önemine işaret ettiğimiz İskitlerin çeşitli kaynaklarda geçen adı, yayıldığı kültür coğrafyası, kimliği, siyasal tarihi ve kültürünün görülmektedirılması çalışmanın özünü oluşturmaktadır. Bu amaca uygun olarak yazılı kaynaklar ve arkeolojik buluntulardan yararlanmak suretiyle yukarıda gösterilen hususlar birer birer incelenmektedir. İskitlerden büyük ölçüde Pers kaynaklarında bahsedilmektedir. Bu kaynaklarda Saka tigrakhauda, Saka haumavarga ve Saka tiay para daray olmak üzere üç Saka kolunun adı geçmektedir. Sakalardan bahseden yegâne kaynak Pers Kralı Darius’a ait olan Behistun kitabesidir. Bu kitabenin 21. paragrafında bazı Satraplıkların Pers kralına isyan ettiğinden ve bunların içinde Sakaların da olduğundan bahsedilmektedir.
[12] Darius’un Rusya içlerine yaptığı büyük İskit seferinden sözü edilen 71 ve 73. paragrafların çok bozuk olması yüzünden, söz konusu seferin, hangi tarihte yapıldığını ve ne biçimde sonuçlarıdığını tespit etmek bi hayli zordur. Behistun Kitabesi, ilk kez H.C. Rawlinson tarafından, “The Persian Cuneiform Inscription at Behistun” adı altında JRAS, cilt X (1847)’de, ardından R.W. Rogers tarafından, History of Babylonia and Assyria (1905, c.1, s.21 vd.)’da yayımlanmıştır. Tamamı L.W. King ve R.C. Thompson tarafından, The Sculptures and Inscription of Darius the Great on the Rock of Behistun in Persia (1907)’de yayımlanmıştır.
A.T. Olmstead ise, “Darius and his Behistun Inscription”, The American Journal of Semitic Languages and Literatures’te (Chicago, 1938, c.LV, sayı 4, s.392-416) adı geçen kitabenin İngilizce tercümesini ve yorumunu yapmıştır. Hinz de, “Zur İranischen Altertumskunde”, Zeitschrift der Deutschen Morgenlaendischen Gesellschaft’ta (1939, c.93, s.360-380) kitabenin Almanca tercümesini ve yorumunu yapmıştır. İskitler ile ilgili bilgi veren bu Pers kaynaklan İskit tarihini bütünüyle aydınlatacak derecede yeterli değildir. Lakin bazı siyasal hadiselerin değerlendirilmesine yol gösterecek niteliktedir. Başka bir deyişle, söz konusu kaynaklardaki bilgiler başka kaynaklardaki bilgilerle karşı karşıya geldirıldığında bir anlam kazanmaktadır. Perslerin hâkimiyet sahası içinde bulunan Sus ve etrafında bulunan tuğlalar üzerine yazılmış çiviyazılı metinler hu hususta bi hayli oldukça önem taşımaktadır. Bu metinler ilk kez ünlü çiviyazısı uzman kişilerından Andreas David Mordtmann tarafından, “Über die Keilinschriften zweiter Gattung”, Zeitschrift der Deutschen Morgenlaen-dischen Gesellschaft’ta (1870, c.24, s.1-85) yayımlanmıştır.
Mordtmann bu metinleri yayımlarken, bunun yanı sıra bir de sözlük hazırlamıştır. O, bu çalışmasında sözcüklerin büyük çoğunluğunu Türkçeyle ilişkilendirmektedir. Susca olarak adlandırdığı dilin Sakalara ait olduğunu sağlam delillere dayanarak izah ettikten sonra,[13] adı geçen dilin Türkçe olduğunu da yine bilimsel delillerin ışığında ispat etmektedir. Bunun yanında, bu derecede iddialı ve oldukça önemli çalışma yapmış olan Mordtmann adı geçen dilin İskitçe olabileceğini hiç hesaba katmamaktadır. Oysa, alakalı bölümde de bahsedileceği üzere, Pers kaynaklarında “Saka tiay para dar ay” olarak geçen grubun, Grek kaynaklarında sözü edilen İskitler olduğu artık bilim dünyasında kabul edilmektedir. Pers kaynaklarında “Saka tiay para daray” olarak geçen, denizin ötesindeki Sakaları, yani Grek kaynaklarındaki İskitleri Persler yakında zamandan tanıyorlardı. Bundan dolayı onlar İskitleri üç Saka grubundan biri olarak zikretmişlerdir. Sus ve etrafından bulunan çiviyazılı metinlerin Saka diline ait olması, bunların bunun yanı sıra İskit diline ait olduğunu da gösterir. Mordtmann’ın çalışmasında Saka ve İskit dilini ayrı diller gibi göstermesi hiçbir bilimsel temele dayanmamaktadır. Yukarıda da altı çizildiği üzere, Pers kaynaklan incelendiğinde, Grek kaynaklarında adı geçen İskitlerin, Pers kaynaklarındaki “Saka tiay para daray”, yani “qui trans mare habitant” Sakalarla aynı olduğu bariz bir biçimde anlaşılmaktadır. Sus ve etrafında dağınık olarak toplanan tuğlalar üzerine yazılmış çiviyazılı metinlerin Türkçe ile olan ilişkilerinin ve Sakaların dilinin Türkçe olduğunun ortaya konulması, konumuzu oluşturan kavmin kökeninin tesbiti yönünden büyük bir önem taşımaktadır. Şüphesiz bu bölgede yapılacak yeni kazı ve yüzey incelemelerinın ve bu esnada bulunması ihtimal içerisinde olan yeni çiviyazılı metinlerin bu görüşü daha da pekiştireceği kuvvetle olabilecek görünmektedir.
İlhami Durmuş – İskitler PDF indir Tıklayın