Seyyid Muradi – Gazavat-ı Hayrettin Paşa – Barbaros Hayreddin Paşa’nın Hatıraları – 2 PDF Oku indir
Seyyid Muradi – Gazavat-ı Hayrettin Paşa – Barbaros Hayreddin Paşa’nın Hatıraları – 2 PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Seyyid Muradi – Gazavat-ı Hayrettin Paşa – Barbaros Hayreddin Paşa’nın Hatıraları – 2 kitabını araştırdık. Ayrıca Seyyid Muradi tarafından kaleme alınan Seyyid Muradi – Gazavat-ı Hayrettin Paşa – Barbaros Hayreddin Paşa’nın Hatıraları – 2 kitap özetinin yanı sıra, Seyyid Muradi – Gazavat-ı Hayrettin Paşa – Barbaros Hayreddin Paşa’nın Hatıraları – 2 pdf oku, Seyyid Muradi – Gazavat-ı Hayrettin Paşa – Barbaros Hayreddin Paşa’nın Hatıraları – 2 yandex, Seyyid Muradi – Gazavat-ı Hayrettin Paşa – Barbaros Hayreddin Paşa’nın Hatıraları – 2 e-kitap pdf, Seyyid Muradi – Gazavat-ı Hayrettin Paşa – Barbaros Hayreddin Paşa’nın Hatıraları – 2 PDF Drive, Seyyid Muradi – Gazavat-ı Hayrettin Paşa – Barbaros Hayreddin Paşa’nın Hatıraları – 2 Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.
Seyyid Muradi – Gazavat-ı Hayrettin Paşa – Barbaros Hayreddin Paşa’nın Hatıraları – 2 PDF indir Oku
Büyüklerinin kıymetini bilmeyen milletlerden büyük adamlar yetişmez olur. Genç nesiller ve halk, daima hatırlanan ve rağbet gören isimleri kendine örnek edinmektedirler. Süfli ve günlük, birer eğlence vasıtası olan kimselerden, geçlci, yalancı ve zararlı şöhretlerden, milletin gerçek büyüklerine yeri kalmayan yayın organlanmız, büyük şahsiyetlerden mahrum günlerin, bu yakın ve uğursuz gelceğin işaretini veriyorlar. Halbuki bilinmekte ki, geçmişimiz, çocuklarımıza numunei imtisal olacak binlerce büyük adamla doludur. Bu ilim ve hayat kahramanları, cehalet semanuzda arada bir pariayıp kayboluyorlar. Biz onların varlığını yalnızca hissediyoruz ve yol gösterici göz alıcı güneşler halinde hayat yolumuza getirmemiz icap ederken, uzak hayalleri ile faydasız övünüp duruyoruz. Yeni nesiller ise -gözlerine tutulan- yabancı ışıkların peşinde, sürüklenip gidiyorlar. Örnek milli şahsiyetlerin, hayat hikâyeleri, eser ve fikirleri ile yeni nesillerin önüne konması zaruri bir ihtiyaçtır. Yükselmek ve milletine faydalı olmak isteyen ferd kendi mizaç ve meyillerinin sevki ile bu muhterem örneklerden bir yahutbirkaçını seçer, öğrenir, ibret alır ve onları geçmeye gayret eder. Bu büyük adamlarda tecelli etmiş bulunan milletin müşterek ahlak ve ideali, yeni nesillerce bir gelenekolarak basit bir şekilde benimsenir. “Milli Birlik” denen “sevgili”ye “vuslat”ın en tabii yolu da budur. Mllletimin hizmetine koyduğum aciz kalemimle bu yolda gayret sarfetmekteyim. Daha önce de Muallim Naci merhumun “Ömer’in Çocukluğu”nu, Mizancı Mehmet Murat Bey’in «Turfanda mı Yoksa Turfa mı» adlı milli romanını (Mansur Bey adıyla) ve «Şeyhulislam Ebussuud Efendi Fetvaları ışığında 16. Asır Türk Hayatı»nı yeni nesillerin istifadesine sunmuş idim. Bu serinin dokuz numaralı kitabında da, yirminci asırda yaşamış İslamcı bir fikir ve devlet adamını, Said Halim Paşa merhumu hayat ve eserleri ile tanıtmaya çalışmıştım.
Elinizdeki kitapla ise, onaltıncı asırda yaşamış İslamcı bir clhad ve devlet adamını, Barbaros Hayreddin Paşa merhumu gerçek yaşamı, savaşlan ve kendi dünyası ile tanıtabilmek ümidini taşıyorum. Neşre hazırladığım eser, “Gazavat-ı Hayreddin Paşa”dır. Büyük denizcinin zamanında ve yanında, reisierinden Seyyid Muradi tarafından kaleme alınmıştır. Eserin aslı el yazması olarak Üniversite Kütüphanesi’ndedir. Kitabımızın sonuna bu yazmadan birkaç yaprak misal olarak konmuştur. Eseri, bugün zevkle okunacak bir hale getirebilmek maksadiyle, anı şeklinde tertip ederek dilini sadeleştirdim ve fasıllara ayırdım. Sadeleştirmede aşırı gitmedim. Hatta o günlerin havasını taşıyan bazı kelime ve deyimleri aynen bıraktım. Bunları da kitabın sonuna eklediğim “Lügat” bölümünde açıkladım. Baş tarafa, eserin takip ve bilinmesinı kolaylaştırmak maksadıyla Hayreddin Paşa’nın yaşamı ile Türk denizcllik tarihi ve gemi çeşitlerine dair bir «Giriş» koydum. Bu kısımları ve metni hazırlarken faydalandığım kaynaklar kitabın sonundadır. Eserin mert ve vakur üslubunu bllhassa muhafaza etmeye çalıştım. Ama bu üslup fakat cihangir bir imparatorluk elemanınun karı idi. Ne yazık ki, biz bugün onu, ne his, ne de ifade edebilmeye muktediriz. Bu kitap, önümüzdeki zamanlarda büyük ve geniş Türkiye’nin mutlu çocuklarına armağan olsun.
M. ERTUĞRUL DÜZDAĞ BARBAROS HAYREDDiN PAŞA’NIN HAYATI Büyük Osmanlı Türk denizcisi, korsanı ve amirali Hızı Hayreddin Paşa Midilli’de dünyaya geldi. Babası Midilli’nin fethi üzerine kale muhafızı olarak buraya gelmiş, aslen Vardar Yenicesi’nden Yakup Ağa idi. Doğum tarihi kesinlikle belli değildir. 1466-1483 içinde çeşitli rivayetler mevcuttur. Hızır’ın İshak ve Oruç adında iki ağabeyi ve İlyas adında bir kardeşi vardı. İshak Midilli’de çalışıyordu. Oruç ve Hızır deniz ticareti yapmakta idiler. Küçük kardeşleri İlyas’ı da yanına alarak Şam Trablusu’na sefer eden Oruç Reis’in gemisi Rodos şövalyeleri tarafından tutuldu. İlyas şehit oldu. Oruç esir edilerek Rodos’da zindana atıldı. Oruç’u fidye vererek kurtamaya çalışan Hızır buna muvaffak olamadı ise de Oruç bir fırsatını bularak kaçtı. Bu hadiseden sonra Oruç Reis korsanlığa başlamıştır. Geleceğin Hayreddin Paşa’sı olan Hızır Reis ise daha bir zaman ticarete sürdü. Ama sonunda o da ağabeyinin yanına gitti.
Beraberce Tunus Beyi’ne müracaat ederek ganimetlerin beşte birini ona vermek şartıyla Halk-ül Vâd kalesinde barınmak için anlaşmaya vardılar (1512) Bundan sonra Akdeniz’de geniş bir korsanlık hareketine giriştiler. Ceneviz, Venedik, Fransız, İspanyol ticaret ve harp gemilerine karşı kazandıkları başarı üzerine hem kuvvetleri arttı, hem de servet ve şöhretleri. Bazı Arap kabile ve şehirlerinin ileri gelenleri kendilerini yardıma çağırdılar. Bunlar, gerek zâlim Arap beylerine ve gerekse İspanyol yahut Cenevizli müstevlilere karşı yardım istiyorlardı. Bu davetler Hızır ve Oruç Reis’in Kuzey Afrika’da bir devlet kurmalarıyla neticelendi. Becâye, Cicel (1513), Şirşel (1514) ve Cezayir (1516) ellerine geçti. Cezayir’i geri almak için işbirliği yapan Bir İspanyol donanması ile bir arap ordusunu mağlup ettiler. İspanyollarla işbirliği yapan Tenes ve Tlemsen’i de aldılar. Lakin düşmana sığınan Tlemsen beyi, İspanyol kuvvetleriyle tekrar hücuma geçti. Bu savaşta Oruç Reis şehit oldu. Oruç’un ölümü üzerine Cezayir şehri dışındaki arazi Hızır Reis’in elinden çıktı. Ayrıca Cezayir’i almak üzere gelen bir İspanyol donanması ile savaşmak zorunda kaldı. Donanma perişan olarak geri çekildi. Daha önce Yavuz Sultan Selim’e bir elçi gönderek zapt ettiği toprakların Osmanlı Devleti’nin bir eyaleti olarak kabul olunmasını dilemişti (1518) İsteği kabul edildi. Padişah, Hızır Reis’e beylerbeyiliği pâyesi ve Anadolu’dan asker toplama izni verdi.
Ayrıca yardımlarda bulundu. Barbaros Hayreddin’in bu biçimde Osmanlı Devleti’nin bir paşası olarak valilik etmesi düşmanlarını telâşa düşürdü. Önce Tunus ve Tlemsen beyleri birleşerek büyük bir ordu ile Cezayir’e yürüdüler. Cezayir’in içinden elde ettikleri adamları da Türkler aleyhine ayaklandırdılar. Lakin Hayreddin Paşa ayaklanmayı bastırdığı gibi, Tunus ve Tlemsen beylerini de durdurdu. Az sonra ise İspanyollar kırk gemilik bir donanma ve binlerce askerle hücuma geçtiler (1519) Bunlar da mağlup oldular ve pek azı kurtulup kaçabildi. Lakin Hayreddin Paşa bir çok düşmanlıklarla karşılaşması ve Tunus Beyi’nin ordusu ile yapılan savaşın iyi bir netice vermemiş olması üzerine gemileri ve kendine bağlı reisleriyle Cicel’e çekildi. Cezayir’i kendiliğinden terk etti. 1520’den sonraki senelerda, bütün hristiyanlık dünyasını şaşırtan fevkalâde zaferler kazandı. Akedenzideki bütün Türk ve öteki Müslüman korsanlar onun emrine girmek için Cicel’e koştular. Kısa zamanda kırk teknelik bir donanma kuruldu. Bütün ünlü deniz kurtları Hızır Hayreddin Paşa’nın emri altında yer alıyorlardı. Kâfi derecede kuvvetlenince Cezayir üzerine yürüdü. Kendisine taraftar olan ileri gelen Cezayir’lilerden de yardım görerek şehri tekrar zapt etti. Hayreddin Paşa’ya vaktiyle ihanet etmiş olan Cezayir Beyi İbn-i Kadı öldürüldü.
Şirşel ve Tenes tekrar alındı. Tlemsen hakimi Abdullah vergş vermeyi reddedince üzerine asker sevk edilerek vergiye bağlandı (1523) Cezayir’in zapt u rapta alınmasından sonra, şehrin yalısından kurşun atımı mesafede bulunan bir adadaki Penon (Sen Pavlo) kalesini almaya teşebbüs etti. Bu kale İspanyolların elinde yer alıyor ve Müslümanlara zülm edip sevap kazanmak için pazar günleri şehri topa tutuyorlardı. Barbaros gelmeden önce ise Cezayir’i haraca bağlamış idiler.
Seyyid Muradi – Gazavat-ı Hayrettin Paşa – Barbaros Hayreddin Paşa’nın Hatıraları – 2 PDF indir Tıklayın