Serkan Bayram – Ölürken Ben PDF Oku indir
Serkan Bayram – Ölürken Ben PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Serkan Bayram – Ölürken Ben kitabını araştırdık. Ayrıca Serkan Bayram tarafından kaleme alınan Serkan Bayram – Ölürken Ben kitap özetinin yanı sıra, Serkan Bayram – Ölürken Ben pdf oku, Serkan Bayram – Ölürken Ben yandex, Serkan Bayram – Ölürken Ben e-kitap pdf, Serkan Bayram – Ölürken Ben PDF Drive, Serkan Bayram – Ölürken Ben Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.
Serkan Bayram – Ölürken Ben PDF indir Oku
HASTALIK MI NİMET Mİ ? Bazı dini inançlara göre, hastalıklar bir çeşit nimettir. Uzun seneler boyunca kazanılabilecek tecrübeleri, çok kısa bir sürede bireylerin kazanmalarını ve aydınlanmalarını sağlarlar. Hastalıklar; ruhumuzun düştüğü karanlıktan çıkmamızı sağlayacak olan, ışık kaynakları olarak görülür. Benim bundan pek nasibimi almadığımı anlamışsınızdır ???? Şimdi vurgun yememeye dikkat ederekten, konunun derinliklerine inelim ???? Bu mantaliteye göre insanlar; yaşamın normal akışında Tanrı’yı, ölümden sonraki yaşamı ve dini pek fazla düşünmezler. Hastalıklar ve onlar sebebiyle çekilen acılar aracılığıyla; gerçek amaçlarının farkına varırlar, gaflet uykularından uyanırlar. Sanırım herkes, pek de iyi bir uyandırma servisi olmadığını kabul eder ???? Hasta bireylerin çoğunluğunun; günlük yaşamda pek fazla düşünmedikleri yaşamın amacı, Tanrı ve onunla alakalı kavramlar üstüne düşünme eğilimlerinin arttığı bilinen bir gerçektir. Peki bu düşünme eylemi için; hastalıkların pençesinde kıvranmamız gerekli midir? Yada az önce söz ettiğimiz hastalıklar aracılığıyla yaşamın amacını, Tanrı ve onunla alakalı kavramları düşünen çoğunluk kimlerdir? Yaşamın amacı ve diğer konular ile ilgili düşünmek için, hastalanmış olmak gerekli değildir. En azından; yaşamın amacı ve onunla alakalı kavramlar ile ilgili düşünüp, eserler ortaya koyan bütün filozof, bilim adamı ve sanatçılar benim şahitlerimdir. Ölümden sonraki yaşamın, insanlarca arzulanmasının sebebi şudur: Yaşarken elde edilen olumlu tecrübelerin, devam etmesinin yada çok daha üstün biçimde devam etmesini istemek. Bundan dolayı; yaşamımızdaki olumlu tecrübelerin, bizi ölüm ve ondan sonraki yaşam ile ilgili düşündürmeyi sağlayan kriterler olduğunu kabul etmeliyiz. Hastalıkların rehberliğinde böyle bir düşünce etkinliğine girilmesi, son derece sakıncalı bir durum oluşturur. Çünkü; hastalıkların olmadığı ebedi bir yaşamı düşlemek, insanın arzulayacağı bir yaşam şekili değildir. Hastalığın olmadığı bir yaşam düşlemek, bir taşın varlığına özlem duymaktan değişik bir eylem olmaz. Hastalıklar aracılığıyla; Tanrı ve onunla alakalı kavramları düşünen insanlar, cahil insanlardır. Devamlı ölüm ve yaşamın var olduğuna, gezegenimiz dışında tanımlanamayan büyüklükte bir evrenin olduğuna, mevsimlerin ve sürekli olarak değişkenlik gösteren doğa hadiselerinın varlığına dikkat etmemek yahut gözlerini yummak; bundan dolayı da Tanrı ve onunla alakalı kavramları sorgulamak için hastalanmayı beklemek, fakat onların yapabileceği bir eylemdir.
Hastalıkların etkileri hususunda, cahil ve entelektüel ayrımı yapmak yeterli değildir. Konunun, yoksullik ve zenginlik kavramlarıyla alakalı kuvvetli bir etkileşimi de mevcuttur. Fakirlerin; Tanrı ile alakalı kavramları düşünmesi için, hasta olmalarına gerek yoktur. Çünkü; yaşadıkları yaşamın zorluğu ve problemlerinde çıkış yolu bulamamaları sebebiyle, başvuracakları tek kaynak Tanrı’dır. Yarı aç yarı tok gezerken, ev kirasını denkleştirmeye çalışırken, çocuklarına harçlık veremezken, hastalıkların vereceği aydınlanmayı zaten yeterince hayatlarını sürdürmektedirler ???? Bunların üstüne bir de hastalıkların eklenmesi, fakat; Tanrı kavramına karşı, bir nefretin oluşmasından değişik bir sonuç doğurmaz. Hastalıklar; bir aydınlanma yaşatacaklarsa, bunu fakat zenginler vasıtasıyla yapabilirler ???? Çünkü; ekonomik olarak hiçbir problem yaşamayan bireylerin, Tanrı’yı düşünmelerini sağlayabilecek en mühim nedenleri hastalıklar olur. Güzellik ve çirkinlik, kuvvetlilük ve güçsüzlük, zekilik ve aptallık gibi insanın rahat yaşamasına etki eden birden fazla kavram, bu hususta kullanılabilecek kıstaslar olabilir. Sonuç olarak diyebiliriz ki : Hastalıkların; az önce dile getirdiğimiz avantajlı özelliklere sahip olan bireylerin, Tanrı ve diğer kavramları daha çok düşünmelerini sağlayabileceğini, diğer bireyleriyse; bu kavramlar ile ilgili daha çok isyana sevk edici düşüncelere iteceğini düşünmek, daha mantıklıdır. DİYET kara toprak bağladı beni kopmaz kırılmaz nefes aldırmaz sımsıkı zincirlerle bu ne şekil diyet kıpırdatamıyorum dilimi bile ödetiyor verdiği nimetlerin bedelini kara toprak alıkoyamıyorum kendimi ahırdaki inekler ağıldaki koyunlar gibi hissetmekten KANATSIZ TERÖRİSTLER 1.BÖLÜM Terör; Dünya’nın yüz yüze olduğu en büyük problemlerden biri. Terör; bireyler, örgütler hatta devletler tarafından bile uygulanan insanlık dışı bir yöntem. Teröristlerin; terörü haklı göstermek için kullandıkları nedenler, saymakla bitmiyor.İnsan hakları ihlalleri, özgürlük, fırsat eşitsizliği, açlık vb. Gösterilen nedenlerin ciddiyetini görmezden gelmemizin, bizi insanlığımızdan çıkaracağından hiçbir şüphem yok. Aynen bu poblemleri çözmek için; teröristlerin yaptıkları eylemlerin, bizi insanlığımızdan çıkaracağından hiçbir şüphem olmadığı gibi.
Haksızlıklar karşısında göstermemiz gereken tepkilerde, örnek almamız gereken birinin Gandhi olduğunu düşünüyorum. Gandhi’nin, konu ile ilgiliki düşüncelerine kısaca değinelim: İngilizler, Hindistan’ı sömürgeleştirip, Hint halkının hemen her insan hakkını ihlal ettiğinde; Gandhi öncülüğündeki tepkileri, pasif direniş olmuştur. Hintliler; İngilizler’in istediği hiçbir şeyi yapmayarak, onları ülkelerinden kovmayı başarmışlardır. Pasif direniş sırasında, Gandhi’ye kendi halkından tepkiler oluşmuştur.İngilizler’in kendilerine işkence yaptıklarını ve öldürdüklerini söyleyerek,savaşmaları gerektiğini öne sürmüşlerdir. Gandhi; eğer İngilizler’e savaş açarlarsa, İngilizler’in kendilerine yine işkence yapacaklarını ve kendilerini öldüreceklerini söylemiştir. Hiç bir savaş, bunlar göze alınmadan kazanılamaz demiştir. Ama pasif direnişle, İngilizlerin ülkelerinde bulunma nedenlerini yok etmiş olarak, onları gitmeye mecbur bırakacaklarını söylemiştir. Böylelikle İngilizler’in katili olmaktan, ellerine İngiliz kanı bulaştırmaktan, kendilerini koruyacaklarını söylemiştir. Ve halkı da onun düşüncesi yolunda, hem İngilizler’i ülkesinden kovmuş hem de katil olmanın günahından kendilerini korumuşlardır. İnsanlar; haksızlığa uğradıklarını düşündüklerinde, ellerinde böyle bir silah varken, neden katil olmanın günahını boyunlarında taşımak istemektedirler? Bu noktada sizlerle birlikte, teröristlerin profilini çıkarmamız gerekmektedir.Lakin; ben konuyu çok geniş tutmayacağım.Çünkü; inançlar uğruna terörizm yapanların nedenleri, zaten bi hayli açıktır. Bu bireylerin, müritleri oldukları dinlerin öğretilerine bakmak yeterli gelmektedir.