Michael Korz – Senaryoda Dialog PDF Oku indir
Michael Korz – Senaryoda Dialog PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Michael Korz – Senaryoda Dialog kitabını araştırdık. Ayrıca Michael Korz tarafından kaleme alınan Michael Korz – Senaryoda Dialog kitap özetinin yanı sıra, Michael Korz – Senaryoda Dialog pdf oku, Michael Korz – Senaryoda Dialog yandex, Michael Korz – Senaryoda Dialog e-kitap pdf, Michael Korz – Senaryoda Dialog PDF Drive, Michael Korz – Senaryoda Dialog Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.
Michael Korz – Senaryoda Dialog PDF indir Oku
Nasıl Konuşuruz? Yazma ve konuşma Diyalogları senaryolaştırırken, aslında, konuşmaları senaryolaştırmış oluruz. Bu konuşma nerdeyse her zaman kurgusaldır – bir birinin herhangi belirli bir durumda aslında söylemiş olduğu sözcüklerin bazı zamanlarda birebir karşılığı olacaklardır. Yine de kullanılan senaryolaştırılmış diyalogun üslubu her ne olursa olsun, bireylerin “gerçek yaşamda” nasıl konuştuklarıyla her zaman bir biçimde de olsa alakalı olacaktır. O halde yazar konuşmanın ve diyalogun nasıl işlediği hususunda açık bir anlayışa sahip olmak zorundadır. O yüzden, bu kitabın büyük bir bölümü diyalogu senaryolaştırma meselesine odaklanacak olsa da, bu bölümde ana odak hammadde üzerindedir: gerçek hayatta nasıl konuştuğumuz gerçeği. Konuşmayı gayet doğal karşılama eğilimdeyizdir. Bir şeyler söylemek istedik, o yüzden onları söyleriz; bireylerin yanıtlarını dinlememiz gerekir, o yüzden de dinleriz. Genelde, bunun üzerinde fazlaca düşünmeyiz. Gramer ve noktalamaveyair kaideleri olan yazılı dilin aksine, konuşma genelde öğretilmez ama bilinç dışı olarak öğrenilir; bunun neticesinde de konuşmanın aslında ne kadar karmaşık ve çeşitli olduğu gerçeğini görmezden geliriz. Pek çoğumuz için bunun aslında düşündüğümüz gibi bir şey olmadığını anlamamız için bir senaryodaki diyalog örneğinde olduğu gibi konuşmayı yeniden üretmemiz gerekir. Tabii ki bir senaryo yazarı için bir konuşmayı aynen olduğu gibi yeniden üretmemesi için mantıklı nedenler de olabilir – ki bu konuveyaha sonra geleceğiz – ama bu bile bizim konuşmanın senaryoyu oluşturmadan önce doğru biçimde anlamamız gerektiği gerçeğini değiştirmeyecektir. Konuşulan dil yazılı dilden fazla farklıdır. Ton olarak göreceli biçimde gayri resmi olan yazılı dil bile (bu kitapta kullanılan dil) günlük konuşmalarımızda tercih ettiğimiz dilden fazla ama çok uzaktadır. Öyleyse tam anlamıyla fark nedir? Temel nokta yazılı dilin aksine konuşulan dilin bir karmaşa olduğudur – öyle bir karmaşadır ki bu, tamamen bununla uğraşmak zorundayızdır. Misal verilecek olursa birlikte sohbet ettiğimizde, sürekli olarak cümlelerimizi yarım bırakırız, veya cümlenin tam ortasında anlatmak istediğimiz şeyleri başka türlü daha iyi anlatabileceğimizi fark ederiz; o yüzden de hata yapınca söze yeniden başlarız: Yolun orasında – A27 karayoluna girdik ve onları Brighton yakınlarında yakaladık… Devam ettikçe doğaçlama yaparız ve düşüncelerimizi – veya en azından düşüncelerimizi dile getirme şekilimizi – gözden geçiririz.
Konuşmaya yapılan “tamir işleri” Bu doğaçlama hiç de garip gelmez, aksine müthiş biçimde doğaldır. Gerçekten de, Hiçbir tereddüt veya düzeltme olmadan konuşan birey büyük ihtimalle ağır ağır konuşacaktır ve mektepli gibi görünebilecektir; bu bireyler ya çok sıkıcı olarak algılanacaklardır veya en iyi ihtimalle spontane olmaktan uzak olarak görüleceklerdir. Konuşma dili normal şartlarda spontanlık, doğaçlama ve ilerlerken değişebilme ayrıntı kısmına sahiptir; öte yandan yazılı dil bu öğeleri düzeltme ve düzenleme aşamalarında törpüleyecektir. Parlamentodaki veya bir iş yemeğindeki (buralarda konuşma en azından yazılı dildeki biçimde ekranlara gelecektır) resmi bir konuşma istisnası dışında, sözlü dilde düzenleme veya düzeltme işlemi yoktur. Yukarıda verilen örneğe geri dönelim; bize bir araba yolculuğu ile ilgili sözlü olarak bilgi verilmektedir. Bu yazılı dille yapılmamaktadır, o yüzden şu biçimde sürdürebiliriz: …Brighton’da, evet, Brighton yakınlarında bir yerde. Berbat bir trafik… ve deli gibi de yağmur yağıyordu. Bir yandan da hava kararmaya başlamıştı. Onların arabayı görmek bile çok zordu. Burada örneğin, ilk cümlede bir yüklem bile yok. İkincisi ise tam anlamıyla bir cümle bile sayılamaz. Üstelik tekrarlamalar var. Yine de konuştuğumuz zaman bu söylenenler son derece doğal karşılanacaktır. Oysaki sayfa üzerinde garip görünmektedir, çünkü sayfa üzerinde cümlelerin daha doğru, daha düzenli olmalarına alışkınızdır. Sorun şu ki konuşma burada sözlü de olsa, senaryolardaki konuşmalar bunun yanı sıra yazılı dille yazılmışlardır – konuşmak üzere dizayn edilmiş yazılı bir dille.
Kelimeleri sayfaya oturtma sürecinde, kendimizi bu sözcükleri düzenlemeye çalışırken, kâğıt üzerinde daha düzgün göstermeye uğraşırken bulabiliriz. Bir başka deyişle, yazılı diyalogu yazılı dilin geri kalanı gibi göstermek için bir dürtüyü içimizde hissedebiliriz. Bundan dolayı, yolculuk üzerine olan sözlü rapor bir senaryonun parçası olsaydı, yukarıdakinin yerine şöyle yazacaktık: Trafik berbattı ve sağanak yağmur yağıyordu … Hangisinin onların arabası olduğunu zorlukla ayırt edebiliyorduk. Bir diyalogun parçası olarak bunda hiçbir sorun yoktur. Pek çok durumda bir çok insan kendilerini bu biçimde ifade edebilirler; diğer durumlarda bazıları daha “doğru” biçimde konuşabilirler; diğerleriyse her ikisinin tam ortasında bir yolu tercih edebilirler veya daha üslupçu bir deyişle ikisinden de daha uç bir noktayı seçebilirler.