Fritjof Schuon – Bilgelik Şiirleri PDF Oku indir
Fritjof Schuon – Bilgelik Şiirleri PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Fritjof Schuon – Bilgelik Şiirleri kitabını araştırdık. Ayrıca Fritjof Schuon tarafından kaleme alınan Fritjof Schuon – Bilgelik Şiirleri kitap özetinin yanı sıra, Fritjof Schuon – Bilgelik Şiirleri pdf oku, Fritjof Schuon – Bilgelik Şiirleri yandex, Fritjof Schuon – Bilgelik Şiirleri e-kitap pdf, Fritjof Schuon – Bilgelik Şiirleri PDF Drive, Fritjof Schuon – Bilgelik Şiirleri Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.
Fritjof Schuon – Bilgelik Şiirleri PDF indir Oku
Muhyiddin İbn Arabi, Mevlâna Celâleddin er-Rûmî, Ömer Hayyam, Dante Alighieri, Angelus Silesius, çağımızda Üstat Necip Fazıl Kısakürek ve Üstat Sezai Karakoç ve daha nice büyük şairler, eşsiz güzellikteki eserlerinde hep hakikati terennüm etmişlerdir. Jean Biès tarafından “20.yüzyılın büyük metafizikçisi” olarak değerlendirilen Frithjof Schuon da eserlerinde hep Hakikati terennüm etmiştir. Hemen hepsi religio perennis’i kadim dini ve geleneği ele alıp inceleyen, pek çoğu Fransızca kaleme alınmış ve bir çok dillere çevrilmiş yirmiden fazla eserin yazarı olan ve bunun yanı sıra büyük bir şair ve mühim bir ressam olan Frithjof Schuon yaşamının son senelerında, kendi anadili olan Almanca’da 3500 şiir yazmıştır. Bu şiirlerde, manevî aşk şarabıyla bizim boş kadehlerimizi bol bol doldurmakta hem sade hem de veciz bir biçimde zenginliğini ve sonsuz derinliğini bize hissettirmektedir. Frithjof Schuon’un bazı düzyazı eserlerini (İslâm’ı Anlamak, İslâm’ın Metafizik Boyutları) sunduktan sonra, onun yazdığı manevi yönü ağır basan şiirlerini de Türk okuyucusuna sunmaktan dolayı kıvançlıyız. Bilgeliğe ve Güzelliğe ait bu eşsiz inciler Almanca ve Fransızca orijinal metin karşı karşıya geldirılarak Türkçeye ilk kez tarafımızdan çevrilmektedir. Orijinal baskıda sunuş yazısı olarak şu ifadelere yer verilmiştir. “İnsan ruhunda doğuştan var olan fakat kalb’in derinliğinde –saf Akıl’da– adeta gömülü duran ve yalnızca manevî bakışa açık Hakikatler mevcuttur; bunlar metafiziksel temel Hakikatlerdir, insanlığın değişmez Bilgeliğidir. Frithjof Schuon, Arp nağmeleri eşliğinde söylenen şarkının güzelliğini andıran şiirinde, çağımız bireylerinın açık ve susamış kalplerine Allah’ın değişmez Hakikatlerini ulaştırmayı amaçlamaktadır. 1907 senesinde Alman bir anne babanın oğlu olarak İsviçre’nin Basel şehrinde dünyaya gelmiş olan Frithjof Schuon, başlangıcı olmayan ve bütün kültürlerin, zamanların ve dinlerin bilgelik şekillerinde değişmeyen metafiziğin, “Philosophia perennis”in, en mühim çağdaş temsilcisi olarak kabul edilir. Babasının erken ölümünden sonra Schuon, o sırada 13 yaşındaydı, ailesinin memleketi olan ve o zamanlar Fransa’ya yeni dahil edilen Alsace’a annesiyle birlikte göç etmek zorunda kalmıştır. Schuon 16 yaşında Paris’e gitmiş, Arapça öğrenimine yoğunlaşmış ve geçimini sağlamak maksadıyla kumaş desinatörü olarak çalışmıştır. Seyahatleri onu Kuzey Afrika ve Asya’ya sürüklemiştir. Tasavvuf mürşitleri ve Vedanta’nın önderleriyle karşılaşmış ve onların manevi dünyalarına doğru derinleşmiştir.
İlgisi tek yönlü olarak yalnızca Doğu dinlerine ve felsefelerine yönelik değildi bunun yanı sıra incelemelerinda klasik Batı felsefesini konu alan kendi çalışmalarını, bunun yanı sıra Batı ve Doğu Hıristiyanlığının manevi mirasının temsilcileri ile olan karşılaşmalarını temel almıştır. Paris’te ünlü bir dergi olan Etudes Traditionelles’in bir yazarı olarak detaylarını erken yaşta iletme imkânını bulmuştur. Daha sonraları bu yazılarından felsefî eserleri oluşmuştur. Kızılderililerin dünyası ile ilgiliki incelemeleri onu sonunda Kuzey Amerika’ya götürmüştür; orada Sioux ve Korbeaux Kızılderilileriyle sıkı bağlar geliştirmiş ve Sioux (Lakota) kabilesine kabul edilmiştir. 1981 senesinde Amerika’nın İndiana eyaletine yerleşmiş ve orada 5 Mayıs 1998’de hayata veda etmiştir. Frithjof Schuon çalışmalarının başlangıcından bu yana dikkatini yalnızca metafizik prensiplere yöneltmemiş, ama bunun yanı sıra bu prensiplerin insanî yansımasını da çalışmalarında bütünleştirmiştir. Platon öncedenden insanın düşüncelerini bir başkasına iletmesi düşüncesinin İyiliğin özünde olduğu gerçeğini ifade etmişti. Schuon bunu iki yolla başarmıştır: düzyazıları ve şiiri ile. Schuon’un didaktik düzyazıları a priori akla hitap eder, şiirleri ise kalbe ulaşmak ister. Yukarıda da denildiği gibi, burada – kalbin derinliğinde ve saf Akılda– saklı duran ve Frithjof Schuon’un ulaşılabilir kılmak istediği hakikatler söz konusudur. Kalp ve Akıl, Aşk ve Marifet, bunlar Gerçeğin ve Hakikatin, Mutlak Varlığın tanınmasının anahtarlarıdır. Kim Mutlak Varlığı tanırsa –veya kim “Allah’a inanırsa”– Schuon’a göre düşünce düzeyinde bir tanımada veya zihinsel bir imanda kalamaz, o kişi daha ileriye gitmeli ve bütün varlığını bu bilgiye veya bu imana dahil etmeli; bilgi ve iman yalnızca zihinsel kalıp içinde değil çünkü onların deruni mahiyetleri ve içerikleri sebebiyle bunlar basit bir düşünceden daha ilerisini gerektirirler ve sunarlar. İnsan “ne ise o olmalı”. Açıkça görülen bu gereklilik en sade dini ve en derin metafiziği kapsar, her birini kendi tarzında. Çünkü insanın bilmesi ve düşünmesi gereken bir şey olduğu gibi sevmesi ve olması gereken bir şey de mevcuttur.
İnsan bilmelidir ki Allah; Zorunlu Varlıktır; Kendine yeten Varlıktır, olmaması olabilecek olmayan Varlıktır oysaki dünya yalnızca olabilecek varlıktır, olabilen ve olmayabilen. Ayrıca insan kendisini doğrudan doğruya veya dolaylı olarak Allah’a yaklaştıran şeyi istemelidir ve bu arada kendisini doğrudan doğruya veya dolaylı olarak Allah’tan uzaklaştıran şeyi yapmamalıdır. Ve son kez insan Allah’a uygun olan şeyi sevmeli; insan İyiliği sevmeli ve İyilik zorunlu olarak insanın egosunun sınırlarını aştığı için insan da kendi dar ve zayıf sınırlarını aşmaya çalışmalıdır. İnsan kendindeki İyiliği egosundan daha çok sevmeli, bunun yanı sıra bu kendini tanıma ve bu çıkarsız aşk ruhun bütün erdemini teşkil eder. (bkz. Frithjof Schuon, Sophia Perennis, Freiburg, 1981) Eserleri metafizik ve manevi konuları işlediği gibi kavimler ve ırklar üzerinde değerlendirmeleri de içeren Frithjof Schuon’un bir çok dile çevrilmiş 20’den fazla kitabı ve karşı karşıya geldirmalı din bilim dergilerinde yayına giren çok sayıda makalesi mevcuttur. Eserlerini çoğunlukla Fransızca bir kısmını İngilizce, yalnızca çok azını anadili olan Almanca yazmıştır. Bundan dolayı bu büyük üstadın, üstün bilgeliğini ömrünün sonuna doğru, Almanca veciz anıt yazılar ve mısralar şeklinde iletmesini kıymetli bir manevi miras olarak görebiliriz. Böylelikle anlam aktarmayla yabancılaşmamıştır, doğrudan bize hitap etmektedir, bütün güzelliğiyle etkilidir. Bu eserler içerikleri bundan dolayı büyüktür. Onlar Sadi’nin, Mevlâna’nın ve Hayyam’ın İslâm geleneğine göredir, Platon’un epigramlarını, Opitz ve Logau’nun, Angelus Silesius, Lessing, Herder ve Rückert’in didaktik şiirlerini hatırlatır. Lessing’in yapmış olduğu ve şimdilerde halâ geçerli olan tanıma göre epigram iki bölümden meydana gelir: birinci bölüm maddi gerçeği anlatır, ikinci bölüm ona denk düşen manevi cevabı içerir. Schuon’un, epigramın birinci bölümünde sözü geçen maddi gerçeğe verdiği cevabı çoğunlukla, çok sayıdaki ismiyle Allah’ı tasvir eder. Bu yalnızca falan inancın Tanrı’sı değildir, bu bütün dinlerin özünde yansıyan Allah’tır. Çünkü bu biçimde anlaşılan Allah tüm bireylerin tüm sorularının nihai cevabıdır.
Lessing’e göre epigramın hiç bir başlığa ve hiç bir açıklamaya ihtiyacı yoktur; o bir bütün olmalıdır ve kendini kendisiyle açıklamalıdır.”