Karl Marx, Friedrich Engels – Basın Söyleşileri PDF Oku indir
Karl Marx, Friedrich Engels – Basın Söyleşileri PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Karl Marx, Friedrich Engels – Basın Söyleşileri kitabını araştırdık. Ayrıca Friedrich EngelsKarl Marx tarafından kaleme alınan Karl Marx, Friedrich Engels – Basın Söyleşileri kitap özetinin yanı sıra, Karl Marx, Friedrich Engels – Basın Söyleşileri pdf oku, Karl Marx, Friedrich Engels – Basın Söyleşileri yandex, Karl Marx, Friedrich Engels – Basın Söyleşileri e-kitap pdf, Karl Marx, Friedrich Engels – Basın Söyleşileri PDF Drive, Karl Marx, Friedrich Engels – Basın Söyleşileri Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.
Karl Marx, Friedrich Engels – Basın Söyleşileri PDF indir Oku
DÜŞÜNEN BİR DÜŞÇÜ VE DÜŞLEYEN BİR DÜŞÜNÜR1 ENTERNASYONALİN ÖNDERİ KARL MARXLA GÖRÜŞME R. LANDOR 1871 EMEĞİN SERMAYEYE KARŞI AYAKLANMASI, ENTERNASYONALİN İKİ YÜZÜ, TOPLUMUN DÖNÜŞÜMÜ, BİRLEŞİK DEVLEILERDEKI GELİŞMELER Londra, 3 Temmuz — Benden Uluslararası Emekçiler Birliği hususunda bir şeyler bulup çıkarmamı istediniz, ben de bunu yapmaya çalıştım. Şu anda bu bi hayli güç bir iş. Londra söz götürmez bir biçimde Birliğin karargâhıdır, ama İngilizlerin bir korkuları var, tıpkı ünlü suikastten sonra Kral James’in her şeyden barut kokusu alması gibi, her şeyden Enternasyonal kokusu alıyorlar. Doğal olarak, kamuoyunun bu kuşkuculuğu. Birliğin bilincini de yükseltti ve eğer onu yönlendirenler bir sır saklıyorlarsa, usta birer sır saklayıcısı oldular. Birliğin ileri gelen üyelerinden ikisini ziyaret ettim, biriyle baş başa konuştum ve burada size konuşmamızın özetini sunacağım. Bir hususta ikna oldum ki, bu, gerçekten işçilerin birliğidir, ama bu işçiler bir başka sınıfın toplumsal ve siyasal teorileri tarafından yönetiliyorlar. Görüştüğüm bir adam. Konseyin ileri gelen bir üyesi, görüşmemiz sırasında işinin başındaydı ve farklı zamanlarda, çevredeki bir çok ufak patrondan birinin nazikâne olmayan bir tarzda kelimelerine eklediği şikâyetlerini dinlemek için benimle konuşmasını kesiyordu. Bu aym adamın, topluluk önünde, her tümcesi, kendilerini onun yöneticileri olarak tanımlayan sınıflara karşı yöneltilmiş öfkeyle dolu göz alıcı nutuklar attığım duymuştum. Bu nutukları, onun günlük yaşamına kısaca bir göz attıktan sonra anladım. Kendisini, bir işçi hükümetini örgütlemeye yetecek zekâya sahip hissediyor olmalıydı ve bununla birlikte burada mekanik bir mesleğin en sıkıcı, külfetli işlerine yaşamını adamak zorundaydı. Gururlu ve hassasydı ve bununla birlikte, her seferinde, nezaket yönünden, avcının köpeğini çağırmasıyla aym düzeyde olan bir homurtuya reveransla, bir komuta tebessümle karşılık vermek durumundaydı. Emek Sermayeye Karşı Bu adam.
Enternasyonalin, emeğin sermayeye karşı, üreten işçinin keyif süren orta-sınıfa karşı isyanımn doğasımn bir yamm görmeme yardımcı oldu. Burada zamanı geldiğinde, çetin darbeyi indirecek olan el vardı ve planlayan kafaya gelince, sanırım onu da görüşmem sırasında. Dr. Kari Marx’ta buldum. Dr. Kari Marx, Almanların hem yaşanan dünyamn gözlemlenmesinden hem de kitaplardan edinilen bir bilgi alanıne sahip, bir felsefe doktoru. Terimin sıradan anlamında, hiçbir zaman bir işçi olmadığım belirtmeliyim. Çevresi ve dış görünüşü, orta sınıftan hali vakti yerinde bireylerinki gibi. Görüşme gecesi getirildiğim salon, yeterli bir düzeye gelmiş ve artık servet yapmaya başlamış, işleri yolunda giden bir borsacı için düzenlenmiş çok rahat bir mesken gibiydi. Kişisel bir konfordu, sade eşyalardan hoşlanan bir adamın dairesiydi ama sahibinin kendine özgü ayrıntı kısmını yansıtmıyordu. Bunun yanında, masanın üzerinde duran bir Ren manzaraları albümü, onun milliyeti ile ilgili bir ipucu veriyordu. Sehpanın üzerindeki vazoya bomba var mı diye ihtiyatla baktım. Petrol kokusu alacak mıyım diye kokladım, ama aldığım koku güllerin kokuşuydu. Sessizce koltuğuma iliştim ve karamsarca, en kötü olasılığı beklemeye başladım. Komün Övgücüsü İçeri girdi ve beni içtenlikle selamladı ve artık karşılıklı oturuyoruz.
Evet, insan kılığına girmiş devrimle. Uluslararası Birliğin gerçek kurucusu ve yöneten beyniyle, emeğe savaş açan sermayenin yakında zamanda evinin başına yıkılacağım beklemesi gerektiğinin yazıldığı çağrının yazarıyla, — tek sözcükle, Paris Komününün övgücüsü ile başbaşayım. Sokra-tes’in büstünü anımsar mısınız? Zamanın tanrılarına inandığım itiraf etmektense ölümü yeğleyen adam — aşağı doğru uzanan, ufak bir çıkıntıyla sona eren almn oluşturduğu düzgün profili, burnu şekillendiren ikiye bölümnüş bir S harfi gibi kıvrılan çehresi olan adam. Bu büstü gözünüzde canlandırın, sakalın orasına burasına gri dalgalar koyarak siyaha boyayım, orta ağırlıkta irikıyım bir vücudun üzerine yerleştirin: Doktor karşımzda. Yüzün üst kısmına bir peçe atın: doğuştan bir kilise adamının karşısındasınız. Asıl çehreyi görülmektedirın, koyu kahverengi ve bütün bileşik bireysel güçlerin en heybetlisiyle uğraşmak durumunda olduğunuzu bir seferde anlayacaksınız — düşünen bir düşçü ve düşleyen bir düşünür. Doğrudan işime koyuldum. Dünya, dedim. Enternasyonal hususunda karanlıkta kalmış gibi görünmekte, ondan nefret ediyor, ama nefret ettiği şeyin açık olarak ne olduğunu söyleyemiyor. Karanlığın içine doğru diğerlerinden daha derinlemesine baktıklarım açıklayan bazıları, bir tür Janus* gördüklerini dile getirdiler, yüzlerden birinde dürüst bir işçinin tebessümü ve diğerinde ise ölüm saçan bir komplocunun tehditkâr bakışı. Acaba, teorinin üzerinde oturduğu gizemli durumu aydınlatabilir miydi? Doktor, ondan çok korktuğumuz düşüncesine güldü. “Aydınlatılacak bir gizem yok, sevgili bayım”, diye başladı inceltilmiş bir Hans Breitmann lehçesiyle,** “belki de. Birliğimizin açık bir birlik olduğu ve toplantı tutanaklarının onları okumayı düşünenler için yayına girdiği olgusunu sürekli olarak göz ardı eden alıkların sırrı hariç. Tüzüğümüzü bir peniye satın alabilirsiniz ve broşürlere harcanacak bir şilin, aşağı yukarı bizim kendimiz ile ilgili bildiğimiz kadarım size öğretecektir. R.
Lcmdor: Hemen hemen — evet, olabilir; ama açığa vurulmayan çok mühim bir şey, benim bilemeyeceğim bir şey olmayacak mı? Sizinle bi hayli açık-sözlü olur ve konuyu dışarıdan gözlenebilecek bir yere koyarsak; size yönelik bu genel suçlamanın, yığınların bilisiz kötü niyetinden daha fazla bir anlamı olmalı. Bana anlattıklarınızdan soma bile, hâlâ şunu sormak gerekiyor: Uluslararası Birlik nedir? Dr. Marx: Yalmzca onu oluşturan bireylere bakmalısınız — işçiler. R. Laııdor: Evet, ama askerin, kendisini harekete geçiren devlet yönetiminin temsilcisi olması gerekmez. Bazı kullanıcılarınızi tanıyorum ve onların komplocuların hamurundan yoğrulmadıklarına inanabilirim. Ayrıca bir milyon kişi tarafından paylaşılan bir sır, artık sır olmazdı. Ama ya bunlar yalmzca bir arsızın ve umarım şunu eklememi bağışlarsınız, pek de dürüst olmayan bir kurulun ellerinde aletseler? Dr. Marx: Bunu ispatlayacak hiçbir şey yok. R. Laııdor: Son Paris ayaklanması? Dr. Marx: İlk olarak, herhangi bir fesat olduğuna —amn koşullarının meşru sonucu olmayan herhangi bir şeyin olduğuna— dair kamt istiyorum; veya bir fesat olduğunu kabul edersek. Uluslararası Emekçiler Birliğinin buna katıldığının ispatlarını istiyorum. Laııdor: Birliğin bir çok üyesinin Komündeki varlığı. Dr.
Marx: O zaman bu, bireyler olarak işteki payları lıiç de ufak olmadığından masonların da fesa-tıydı. Aslını söylemek gerekirse, Papa tüm ayaklanmayı onların hesabına çıkarsaydı lıiç şaşırmazdım. Ama başka bir açıklamayı deneyin. Paris’teki ayaklanma Paris işçileri tarafından gerçekleştirildi. İşçilerin en kabiliyetlileri kaçınılmaz olarak onun önderleri ve yöneticileri oldular, ama işçilerin en kabiliyetlileri Uluslararası Birliğin de üyesidirler. Gene de Birlik, bu haliyle, onların eylemlerinden dolayı hiçbir biçimde sorumlu değildir. R. Laııdor: Dünya buna başka türlü bakacak. Londra’dan gizli talimattan ve hatta para bağışlarından söz ediliyor. Birliğin toplantılarının söylenen bu açıklığının iletişimdeki her türlü gizliliği dışladığı ileri sürülebilir mi? Dr. Marx: Bugüne kadar oluşturulmuş hangi birlik, varlığım, resmî olduğu kadar resmî olmayan ilişki yollarına da başvurmaksızın sürdürmüştür? Ama, bir papasal egemenlik ve entrika merkezinin inanç ve ahlak buyrukları gibi Londra’dan gizli direktif gönderildiğinden söz etmek. Enternasyonalin doğasım tümüyle yanlış kavramak demektir. Bu, Enternasyonal için merkezî bir yönetim şekilini öngörürdü; oysa gerçekte, yerel güce ve bağımsızlığa en büyük rolü veren bir şekil dizayn edilmiştır. Aslını söylemek gerekirse, Enternasyonal, işçi sınıfı için hiç de bir yönetim olarak görülemez. Denetleyici bir güçten ziyade, bir birlik bağıdır.
R. Lcmdor: Ve, bu birliğin amacı nedir? Dr. Marx: İşçi sınıfının politik iktidarı ele geçirerek ekonomik özgürleşmesi. Bu politik iktidarın, toplumsal amaçlara ulaşmak için kullanılması. Amaçlarımızın, işçi sınıfı etkinliğinin her şekilini kapsayacak ölçüde geniş olması gerekir. Onları yalmzca özel bir niteliğe göre saptamak, onları bir kesimin —bir işçiler ulusunun— gereksinimlerine uyarlamak olurdu. Ama, birkaçımn hedeflerine ilerlemek için tüm işçilerden birleşmeleri nasıl istenebilirdi? Böyle bir şey yapmak için. Birliğin, Enternasyonal etiketini yitirmiş olması gerekirdi. Birlik, siyasi hareket şekilleri dayatmaz; yalmzca amaçlarına ilişkin bir anlaşmayı gereksinir. O, tüm emek dünyasında yayılan, birbiriyle ilişki içindeki dernekler ağıdır. Dünyamn her yerinde, sorunun herhangi bir özel görünüşü kentlini ortaya koyar ve orada bulunan işçiler bunu kendilerince ele almak üzere harekete geçerler. İşçilerin birara-ya gelişleri, Newcastle’da ve Barselona’da, Londra’da ve Berlin’de, ayrıntısına kadar tamamen özdeş olamaz. Misal verilecek olursa İngiltere’de, işçi sınıfına politik iktidara giden yolu göstermek serbesttir. Barışçıl ajitasyonun daha bi hayli hızlı ve daha kesin etkili bulunacağı yerde ayaklanma çılgınlık olurdu. Fransa’da, yüzlerce baskı yasası ve sınıflar içindeki ölümcül uzlaşmaz-zıtlık, öyle görünüyor ki, toplumsal savaşın şiddetle çözümünü zorunlu kılıyor.
O çözümün seçenekleri, o ülkenin emekçi sınıflarının işidir. Enternasyonal, bu hususta dayatmada bulumnaya ve katı öğütler vermeye kalkışmaz. Ama her hareketle dayanışmasını ve kendi yasalarının izin verdiği ölçüde desteğini sürdürür.
Karl Marx, Friedrich Engels – Basın Söyleşileri PDF indir Tıklayın