PDF

Kant Üzerine Dört Ders – Gilles Deleuze PDF Oku indir

Kant Üzerine Dört Ders – Gilles Deleuze PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Kant Üzerine Dört Ders – Gilles Deleuze kitabını araştırdık. Ayrıca Gilles Deleuze tarafından kaleme alınan Kant Üzerine Dört Ders – Gilles Deleuze kitap özetinin yanı sıra, Kant Üzerine Dört Ders – Gilles Deleuze pdf oku, Kant Üzerine Dört Ders – Gilles Deleuze yandex, Kant Üzerine Dört Ders – Gilles Deleuze e-kitap pdf, Kant Üzerine Dört Ders – Gilles Deleuze PDF Drive, Kant Üzerine Dört Ders – Gilles Deleuze Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Kant Üzerine Dört Ders – Gilles Deleuze PDF indir Oku

Kant’a bir dönüş yapıyoruz. Bu, Saf Aklın Eleştirisi’ni karıştırmanın, okumanın ve yeniden okumanın bir vesilesi olsun. Bu eleştiri fikriyle felsefede vuku bulanın müthiş bir olay olduğuna hiç kuşku yok. Oraya yeniden dönüyoruz -söyleyeyim ki, çok uzun bir zaman önce okumuştum, sonra bıraktım okumayı ve sizin için yeniden okudum: Bu, ne olursa olsun, tam anlamıyla boğucu bir felsefe. Aşırı yoğun bir atmosfer, ama iyi dayanırsanız -ve her şeyden önce mühim olan anlamak değildir zaten, mühim olan bu adamın, bu filozofun, bu yazarın ritmini yakalamaktır. Eğer sağlam durursanız, üzerimize çöken bütün bu kuzey sisi dağılır ve altından şaşkınlık verici bir mimari çıkar. Size büyük bir filozofun, sonuçta kavramlar icat eden biri olduğunu söylemiştim; Kant vak’asında, bu sisin altında bir tür düşünce makinesi, tek başına dehşetli bir kavramlar yaratımı işliyor. Şunu söylemeyi deneyebiliriz: Kantçılığın felsefeye getireceği yaratı ve yeniliklerin toplamı, belli bir zaman sorununin ve tümüyle yeni bir zaman kavrayışının etrafında döner -öyle bir kavrayış ki, Kant onu işlemeye başladığında, böyle bir kavrayış bundan böyle bütün olup bitecekler için kesin belirleyici olacak: Yani zamana ilişkin klasik veya antik bilince zıt olarak, zamana dair modern bilincin bir türünü orada belirlemeye çalışabiliriz. Bu yeni zaman bilincinin felsefi kavramlarını yaratarak ona felsefi ifade olanağını sağlayanın neden Kant olduğu bizi ilgilendirmiyor -veya en azından beni ilgilendirmiyor. Ama söylemek istediğim, bu zaman bilinci türünün tam da Kant’la çiçeği burnunda bir felsefi konum edindiğidir. Numaralayarak gideceğim, çünkü her numaraya belli bir kavram tipinin tekabül ettiğini hep düşünmüşümdür; ve bir kez daha, derslerin sonunda benim gibi, bir filozofun tam da şöyle biri olduğunu siz de kabul edersiniz: Bir filozofun bir ressamdan veya müzisyenden daha az yaratıcı olmadığını, yalnızca kavramlar yaratımı diyeceğim belirlenebilir bir alanda yaratmakta olduğunu… Birincisi, Kant aposteriori denen şeyin zıtı olarak şu apriori’den ne anlıyor? Bunlar çok sıklıkla kullanılan sözcükler. Bazı durumlarda yeni sözcükler icat etmek gerekir ve çok enteresan bir mefhum olan transandantal özne mefhumunu yarattığında Kant’ta da durum budur… Kuşkusuz bu sözcüğün önceden de mevcut olduğu söylenecektir. Ama çok ender olarak kullanılmaktadır ve şu sıradan aşkın sözcüğünden hiçbir farkı yoktur. Oysaki Kant ona çok özel bir anlam verir: Transandantal özne – hemen hemen çiçeği burnunda bir sözcük yaratmıştır… Apriori ve aposteriori’deyse sözcükleri ödünç almakta, ama anlamlarını tümüyle yenilemektedir. İlk belirleniminde apriori, deneyimden bağımsız, deneye dayanmayan demektir; deneyimde verilmiş yahut verilebilir manasına gelen aposteriori’nin zıtıdır.

Nedir apriori olan? Dikkat ederseniz, apriori bir şey var mıdır, başka bir deyişle, deneyimden bağımsız şeyler var mıdır, diye sormuyorum. Varoluş sorusu sonradan gelir; varoluş sorusunu -bu var mıdır, yok mudur, sorusunu- telaffuz edebilmek veya yanıtlandırabilmek için, önce bir şeyin ne olduğunu bilmek gerekir. Diyorum ki, eğer böyle bir şey varsa, deneyimden bağımsız olacak bu şey nedir? Şimdiye kadar hiçbir şey karışık değil; Kant bütün bunları çok süratli geçmektedir: Bu anlamda apriori evrensel ve zorunlu olandır. Evrensel ve zorunlu olan her şeye apriori denir. Neden? Bu, apriori’nin ilk koşuluna yanıt veriyor: Deneyimde verilmemiş -çünkü deneyim, tanım icabı, bana özel ve tesadüfi olanın dışında hiçbir şey vermez. Evrensel ve zorunlunun ifadeleri her zaman zorunludurlar, veya bazı gelecek zaman kullanımlarında belirirler -veya, yine, ‘her seferinde’ tipinden ifadelerle verilirler: Suyu 100 dereceye kadar ısıttığım her seferinde, kaynayacaktır. Filozoflar bunu çoktandır dile getiriyorlardı: Orada, içeride bir şey var ve bu şey deneyim tarafından verilmiş değil. Peki bu nedir? Bunlar, ‘her zaman’, ‘zorunlu olarak’ gibi ifadeler, hatta bu gelecek zaman kullanımıdır. Deneyimin kesinlikle bana verdiği, suyu 100 dereceye kadar ısıttığım her seferinde gerçekten kaynadığıdır; ama “su 100 derecede zorunlu olarak kaynar”, formülündeki ‘zorunlu olarak’, deneyim nesnesi değildir. Aynı biçimde, eğer “bütün deneyim nesneleri” dersem, böyle bir şey demeye acaba hakkım var mıdır? Hatta, “bütün deneyim nesneleri” teriminin toptan anlamsız olup olmadığını bile bilmiyoruz. Varsayalım ki, bu bir anlamsızlık değildir ve “bütün deneyim nesneleri” bir deneyim içinde verilmiş değildirler. Bunun basit nedeni, deneyimin olmasıdır. Demek ki, deneylediğimiz nesnelerin bir toplamını her zaman uygulayabilirsiniz, ama bu toplam hep belirsiz olacaktır. Öyleyse, evrensel ve zorunlu olan, tanım icabı, bir deneyimde verilebilir değildirler. Çünkü bir deneyim her zaman özel ve tesadüfidir.

Demek ki, elimizde apriori’nin ikinci bir belirlenimi var. Apriori ilk kez deneyden bağımsız olandı; İkincisi, evrensel ve zorunlu olandır. Üçüncü nokta: Bu evrenseli, bu zorunluyu nasıl tanımlayabiliriz? İşin içinde daha şimdiden fazla çok ince bir püf noktası var: Herhangi bir şeyin deneyimden bağımsız olduğunu söylersiniz, ama belki de bu durum o şeyin deneyime uygulanmasını ve deneyimden başka hiçbir şeye uygulanamamasını engellemez. Uygulama meselesi tümüyle başka bir şeydir. “Su her zaman 100 derecede kaynayacak”, dediğimde, bu ‘her zamanın’ bana nereden geldiğini bilmiyorum, çünkü onu bana veren deneyim değil; ama bu durum, ‘her zamanın’ suya, 100 dereceye, kaynamaya, deneyimin verdiği bütün bu şeylere uygulanmasını engellemiyor. Öyleyse, apriori’nin kendisinin deneyimden bağımsız olduğunu, ama deneyim nesnelerine uygulandığını varsayalım. Başka terimlerle söylersek, evrensel ile zorunlu, deneyim nesnelerine ilişkin olarak söylenilirler -belki başka şeylere dair de; fakat deneyim nesnelerine dair her durumda söylenilirler. Evrensel ve zorunlu olan nedir? Deneyim nesnelerine dair söylenebilir olan bu evrenseller, bu zorunlular nelerdir? Burada, felsefede ünlü olan bir mefhum devreye giriyor: Kategori mefhumu -bazı ileri gelen filozoflar kategoriler tablosu denen şeylerden bile hazırladılar veya önerdiler. Aristo’nun ünlü bir kategoriler tablosu mevcuttur. Kant’ın da, Aristo’nun kuvvetli etkisi altında olmaksızın değil, başka bir kategoriler tablosu olacaktır. Peki nedir bir kategori? Bir kategori felsefede öyle herhangi bir şey değildir; başka bir alanda en az bilimsel bir mefhum kadar kesinlik taşıyan bir şeydir. Bir kategori evrensel bir yüklemdir -bir sıfat da diyebilirsiniz. Yani her nesneye atfedilen, yüklenen, her nesneye dair söylenen bir yüklemdir. Bu ‘her nesne’ mefhumu enteresantır. “Gül kırmızıdır”, diyorum.

Nedir bu? Hiç karışık değil, “gül kırmızıdır” iki kavram içindeki bir ilişkidir; ‘gül’ ve ‘kırmızı’ kavramları içinde -ve eğer burada evrensel yahut zorunlu olan nedir, diye sorarsam, ‘hiç’ cevabını veririm. Bütün nesneler gül değildirler, her gül kırmızı değildir, bütün kırmızılar da gülün rengi değildirler. Bir kırmızı gül deneyimi olduğunu ve bu deneyimin, bütün deneyimler gibi özel, tesadüfi, aposteriori olduğunu söyleriz. “Bu gül kırmızıdır” yargısını, “nesnenin bir nedeni mevcuttur”, hatta “gülün bir nedeni mevcuttur” yargılarıyla bir karşı karşıya geldirın.

Kant Üzerine Dört Ders – Gilles Deleuze PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu