Tuncay Özkan – Milli İstihbarat Teşkilatı PDF Oku indir
Tuncay Özkan – Milli İstihbarat Teşkilatı PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Tuncay Özkan – Milli İstihbarat Teşkilatı kitabını araştırdık. Ayrıca Tuncay Özkan tarafından kaleme alınan Tuncay Özkan – Milli İstihbarat Teşkilatı kitap özetinin yanı sıra, Tuncay Özkan – Milli İstihbarat Teşkilatı pdf oku, Tuncay Özkan – Milli İstihbarat Teşkilatı yandex, Tuncay Özkan – Milli İstihbarat Teşkilatı e-kitap pdf, Tuncay Özkan – Milli İstihbarat Teşkilatı PDF Drive, Tuncay Özkan – Milli İstihbarat Teşkilatı Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.
Tuncay Özkan – Milli İstihbarat Teşkilatı PDF indir Oku
Bu kitap, Türkiye’de üzerinde en fazla soru işaretlerinin olduğu kuruluşlardan birisi olan MİT ve onun bilinmeyenleri üzerineyazılmıştır. Kitabı yazarken sıradan, sokaktaki bir Türk yurttaşınınMİT ile ilgiliki merakları ile, bu hususta araştırma yapacak insanlara malzeme oluşturacak örgütlenmeleri ve eylemleri görülmektedirmaya özen gösterdim. Kitabı yazma düşüncesi ilk kez Arena için hazırlanmaya çılışılan bir MİT belgeselinin incelemelerinın neticesinde yaşandı. Araştırmalarımız sırasında en mühim sorun MİT yetkilileriyle bir diyalog kurabilmek ve kitaba girebilecek birgörüşler birikimini onlardan alabilmek olmuştur. Bunun yerine getirilmemesi durumunda tek sesli, renksiz ve yanlı gibi görülecek bir çalışmanın ortaya çıkması en büyük korkumuzu oluşturmuştur. Bu amaçlayapılan başvurulara, uzun süren görüşmelerin ardından olumlu yanıtlar alınmıştır. MİT’in bugünkü kadrolarında bulunan en üst düzey yetkililerin bir kısmıyla yüzyüze görüşme yapmak olabilecek olmuştur. Bu görüşmelerin neticesinde MİT’e iletilen yazılı soruların bir kısmına yanıt da alınabilmiştir. MİT tarihinde ilk kez, bir kitap için iletilen sorulara yanıt vermiştir. Bu ilk örnek, kitapta aynıyla bulunmaktadır. Ayrıca bu görüşmelerin neticesinde MİT yetkilileri şu an hayattaki en yaşlı mensupları ile bir röpörtaj yapmamızı da sağlamışlardır. 86 yaşındaki bu en eski “Casus” MİT’in kuruluşunu izleyen seneler ve 1960 darbesinin sonrasına kadar, Türk gizli servisinin içindeki olaylara ışık tutmaktadır. “Neşet Usta” ile yapılan bu röpörtaj,şimdiye kadar hiç bilinmeyen birden fazla olayı yeniden gündeme getirmektedir. Bu röpörtaj da kitaptaki yerini almıştır. Ayrıca MİT’den emekli olmuş yahut ayrılmışçok sayıda kaynak ile görüşmek olabilecek olmuştur.
Bunlardançok azı görüşmelerde tartışmaya ve eldeki bilgileri karşılıklı değerlendirmeye ikna olmuşlar, diğerleri ise bizi dinlemekle yetinip ve çalışmalarımızda başarı dileyerek kendilerini aramamamızı istemişlerdir… Emekli istihbaratçıların aktif halde bulunanlardan daha ürkek oldukları hiç kuşku götürmez bir gerçektir. Araştırmalar sırasında ulaşılan insanlar fakat arayabaşka hatırlı dostlarını koyarak görüşmelere ikna edilebilmişlerdir. Bu görüşmelerin yapıldığı yerler ve mekanlarçoğu kez kalabalık çarşılar, uzun yolculuklara çıkılan araçlar, Hürriyet Gazetesi’nin Ankara Bürosundaki Arena bölümü, postane önünde başlayıp kasaba yahut köy evlerine kadar uzanan bir mekansal farklılaşma içinde olmuştur. Bu durumlar istihbarat bireylerinın ürkeklik ve açıklama yapma korkularının açığa vurmasıdır. Konuşurken fotoğraf, film karesi, ses kaydı gibi konulardaverilen sözlere uyulup, uyulmadığı çoğu zaman yapılan aramalarla peşiktirilmiştir. MİT mensuplarıyla yapılan görüşmeler, keçiboynuzu öyküsünü anımsatmaktadır. Bir kaşık şekerin tadını alabilmek için, kilolarca keçiboynuzu yemekgerekmektedir. MİT ile alakalı görüşmelerde de bir kelime ala bilmek için saatlerce dil dökmek gerekmiştir. Güvensizlik bu bireylerin çalışmaları boyunca basına yaklaşım, halkla ilişkiler ve bilgi toplama hususunda eğitilmemeleri vebasından kaçmaları gerektiği yolundaki şartlandırılmışlıklarının bir ürünü olsa gerektir. Bunlara ek olarak MİT’den emekli edilirken ettirilen sadakat yemini bu insanları isteseler de konuşmak hususunda bağlamaktadır. Kitap ile alakalı incelemelerimız sırasında ulaşabildiğimiz kadar çok yazılı kaynak taranmaya çalışılmıştır. Bu arada Almanya, Fransa, İtalya, Moskova, Amerika nezninde bizzat gidilerek yahut mektuplar yazılarak araştırma ile alakalı bilgi ve belgeler toplanmaya çalışılmıştır. Bunlar sonraki sayfalarda aktarılmaktadır. Araştırmalarımız sırasında kimi zaman elimize geçen belgeler sonucu kahrolmadık dersek yalan olur. Bunlardan en acı vereni de bir MİT raporunda büyük hoca Prof.
Dr. Muammer Aksoy’un katil zanlılarının adlarını görmek olmuştur. Bu bölümü okurken sanırız sizin de Türkiye’nin içine düştüğü aczi görerek yürekleriniz burkulacaktır. PKK hususundaki hatalar, ASALA operasyonunun iç yüzü ve ülkücülerin MİT içindeki kullanım alanları ilk kezbu şekliyle karşınıza çıkacaktır. Kitap’dayanıt aramak istediğimiz bir soru da usta gazeteci Uğur Mumcu’nun yarım kalan araştırmasındadile getirilen Apo-MİT ilişkisi oldu. Abdullah Öcalan’a gidip bunu sormak ve araştırmak istedik. Randevu için girişimlerde de bulunduk ama engellendik. Bu konu da sayfaları çevirdikçe karşınıza gelecek olaylardan biridir. İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ VE REJİM Devletlerin kuruluş şemalarında gizli servislerin yahut casusluk örgütlerininolduğu yer ve onlara yüklenen görevler, demokrasileri en temelinden etkileyenetkenler içinde bulunmaktadır. İstihbarat servisinin yapısına ve devlet içindekiyerine yönelik tercih, ülkenin rejiminin göstergesidir. Haberalma faaliyeti ne için, kime karşı ve nasıl gerçekleştirilecektir? Gizli servis hangi ihtiyacı karşılayacaktır? Bu soruları yanıtlayabilmek için şimdilerde hiyerarşideki yeri, faaliyetleri, denetlenmesi ve operasyonları üzerindeki kontrol ile mali kaynakları yönünden incelenebilen gizli servislerinsayısı son derece azdır. Bu da dünya demokratik yaşamını etkileyen en temel sorunlardan birisini oluşturmaktadır. İstihbarat yahut istihbarat servisleri tabi ki ki, her olayın kahramanı yahut her derdin dermanı değillerdir. İstihbarat örgütlerinin ulusların kaderini yahut tarihini tek başlarına tayin etme yahut yapma durumunda olmadıkları da açıktır. Askeri, ekonomik, politik açıdan istihbarat, mühim olmakla birlikte başarıda yahut başarısızlıktatek başına belirleyici değildir.
Lakin bugün dünyanın içinde olduğu ekonomik ve siyasi durum, bu birimlerin varlıklarını yahutptıklarını yaşamsal düzeyde mühim kılmaktadır. Ülkesinin ambargo uyguladığıülkelere gizlice silah satan gizli servisler (örneğin CIA İrangate olayı ) uyuşturucu ile finans kaynağı oluşturan gizli servisler ( Ortadoğulu ve batılı gizli servislerin büyük bölümü ) terör yaratan, hastalık yayan, bilgiyi silah ve karaparaya dönüştüren , yeraltı ekonomisinin ve terör örgütlerinin tam göbeğinde olan gizli servisler bulunmaktadır. Gizli servislerin birer devlet organı olduğunu gözönüne alırsak,bu faliyetlerin sonucunun ne kadar etkili olduğu, kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Hele ekonomik çıkarlara dayalı hale gelen ve herşeyiyle ekonomilerin gereksinimlerine göre şekillenen siyasal dayanışmalar yahut zıtlaşmalar çağa damgasını vururken , her istihbarat yapısının iyiden iyiye irdelenmesi, artık kaçınılmaz bir doğru olarak önümüzde durmaktadır. Dünya ekonomisini bilinen, vergilendirilen kaynaklardan daha fazlacakara noktalardan çıkan ve yeraltı olarak tanımlanan, mali yapılar yönlendirmektedir. Peki bunların ne kadarında gizli servislerin faaliyetleri etkilidir? Veya karapara kaynaklarının kurutulmasındabu servisler neden başarılı olamamaktadırlar. Acaba gizli servislerin operasyonlarıylabertaraf edilen Devlet Başkanları yahut saf değiştirtilen ülkeler bugünekonomik ve siyasi görüşleriniuygulayabilselerdi, dünya böyle bir noktada mı olurdu? Bütün bunların yanıtları fakat gizli servislerin faaliyetlerinin bilinmesi ile tahlil edilebilecekşeylerdir. Yani gizli servisler ve istihbarat kurumları, rejimlerin ana yapılarından birini oluşturuyor. “Demokrasi” diyen herkesin, bu yapılanmaların tahliline çok önem vermesi gerekiyor. Çünkü bir anlayış da; istihbaratı ve istihbarat teşkilatlarını operasyonel yapılarından ayrı olarak yalnızca ve yalnızca akademik yahut dış politikasal bir satranç oyunu gibi görmek istiyor. Oysa istihbarat örgütleri, satranç oyunlarında bilekendi karakterlerinin kazanması için oyunlara ve oyunculara müdahale edebiliyorlar. Bu da istihbaratın bir eylem olayı olduğunu gözler önüne sermektedir. İstihbaratı aktif , operasyonel yapılanmasından ayrı olarak ele almak bir hatadır. Yani istihbaratın toplanması, değerlendirilmesi ve operasyonel çalışmalarıhaberalma faaliyetleri yönünden, birbirlerinden ayırmak olabilecek değildir. İstihbarat faaliyetleri yönünden dost yahut düşman ülke diye bir ayrım kesinlikle söz konusu olmamaktadır.
Tıpkı ekonomik ilişkilerin tespit ettiği siyasal dayanışma yahut zıtlıklarda olduğu gibi ilişkiler,çıkara dayalı olarak gelişmektedir. Türkiye’nin dostu gözüken ve dış istihbarat yönünden haber kaynaklarının yüzde 80’ine yakın bilgiyi “çekinmeden aktaran”Batılı müttefikleri Sovyetlerin yıkılması ve ardından yaşanan Türki Cumhuriyetler ile Türkiye içindeki dayanışma ve yakınlaşmalar karşısında hementavır alarak Türkiye’yi yanlız bırakmışlardır. Bunda ana etken l9. yüzyılın başında küçülen coğrafyasını, sloganist bir biçimde de olsa ” Adriyatikten, Çin Seddine” diye hatırlamaya çalışan Türkiye’nin, bunu bir arzu olarak görüp görmediği ve yeni coğrafyadanne kadar ekonomik çıkar talep ettiğinin yahut bundan ne kadarını elde edebileceğinin halenbilinmemesi olmuştur. Bütün bunlar gözönüne alındığındaistihbarat örgütlerini iyi tanımanın kaçınılmazlığı ortadadır. Peki Türk gizli servisi MİT, bu hadiselerin neresindedir? Nasıl çalışmaktadır? Yöntemleri nedir? Tarihi ve kökeni nereden gelmektedir? Bu soruların yanıtlarıkendisini büyük bir giz perdesinin arkasında saklayan MİT’i aydınlatmak ve demokratik hukuk devleti içindekiyerine oturtmakyönünden mühimdir. Hemen her Türk yurttaşının kafasında yeralan bu soruların yanıtlarını aramak ve bunları elden geldiğince yanıtlayarak , aydınlatmak bu kitabın yazılmasındaki ana amaçtır. Bunun için deilk kez gizli servislerin oluşumu yönünden Dünya tarihine kısaca bakmakta yarar bulunmaktadır.
Tuncay Özkan – Milli İstihbarat Teşkilatı PDF indir Tıklayın