İlhan Arsel – Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı PDF Oku indir
İlhan Arsel – Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı PDF Oku indir, e-kitap sitemizde İlhan Arsel – Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı kitabını araştırdık. Ayrıca İlhan Arsel tarafından kaleme alınan İlhan Arsel – Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı kitap özetinin yanı sıra, İlhan Arsel – Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı pdf oku, İlhan Arsel – Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı yandex, İlhan Arsel – Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı e-kitap pdf, İlhan Arsel – Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı PDF Drive, İlhan Arsel – Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.
İlhan Arsel – Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı PDF indir Oku
Yıllar önce, üniversitedeki hocalığım sırasında bir gün, öğrencilerden bir grup genç odama gelerek, kendi sınıflarında bulunan şeriat yanlısı bazı dostlarından dert yandılar: “Hocam!” dediler, “Hiçbir konu yok ki, şeriatçı dostlarımız tartışma sorunu yapıp şeriat temeline oturtmasınlar ve bizleri yanıt veremez durumda bırakmasınlar. Biliyoruz veya hiç değilse hissediyoruz ki, dile getirdikleri şeyler yalandır; safsatadır; akla ve mantığa sığmaz şeylerdir; ne var ki tartışıp onlara karşılık veremiyoruz; çünkü şeriatın içinden habersiziz. Misal verilecek olursa bize İslamın hoşgörü dini olduğunu, başka din ve inançlara saygılı olduğunu dile getiriyorlar; ‘İslamda zorlama yoktur; din adına ölüm fetvası verilmez’ diyorlar: Oysa biliyor ve göze çarpıyor ki, İslam adına cinayetler işleniyor; İslamı eleştirdi diye veya İslamdan çıktı diye insanlar öldürülüyor: Lakin şeriat verilerinin ne olduğunu bilmediğimiz için onların iddialarını çürütemiyoruz. ”Yine bunun gibi bizlere, İslam şeriatının kadın haklarına saygılı olduğunu, kadını yücelttiğini dile getiriyorlar ve misal olarak, ‘Kadınların ayakları altından cennetler geçer’ şeklinde (veya buna benzer birden fazla) buyruklar olduğunu öne sürüyorlar Oysa bilinmekte ki, istisnasız bütün İslam ülkelerinde kadın yüceltilmiş değil fakat küçültülmüştür, sömürülmüştür, zavallı yaratık durumuna indirilmiştir; fakat şeriatın içinden habersiz bırakıldığımız için bunun dinsel nedenlerini onların yüzüne vurup, savunmamızı yapamıyoruz. “Yine bunun gibi bize İslamın ana-baba ve çocuklar içinde sevgi bağları yarattığını dile getiriyorlar ve örneğin İslam ana-babaya sevgi ve saygıyı ve iyi davranmayı salık vermiştir’ şeklinde buyruklar olduğunu ekliyorlar. Oysa bilinmekte ki, nice bireyler, Islamdan başka bir din ve inanca bağlıdır diye ana ve babalarına veya çocuklarına karşı ne sevgi ve ne de saygı beslemektedirler. “Yine bunun gibi İslam şeriatının batıl denen şeylere karşı olduğunu, hurafelere savaş açtığını dile getiriyorlar. Lakin biliyor vehissediyoruz ki, dile getirdikleri yalandır; fakat yalan olduğunu görülmektediracak bilgiden yoksunuz vb.” Öğrencilerimin bu tür konuşmaları hâlâ hafızamdadır. Aradan seneler geçtikçe ve incelemelerim aracılığıyla İslam şeriatının nasıl bir felaket kaynağı olduğunu her gün biraz daha fark ettikçe anladım ki, şeriatın içinden habersizlik bu milletin başını yemiştir ve daha da yiyecektin Ve düşündüm ki, eğer bu gençler bilmiş olsalardı ki Kur’an’da, “İslamdan başka dinlere rağbet edenler sapıktırlar” veya “müşrikleri nerede görürseniz öldürün” veya “Ey inananlar! Babalarınız, kardeşlerinizi – eğer küfrü imana seçiyorlarsa- dost edinmeyin” gibi ve daha bunlara benzer nice ayetler ve bu ayetler ışığında buyruklar (hadisler v s…) mevcuttur ve Muhammed bu tür hükümlere dayanarak “kâfirlere’’ savaş açmış, ganimetler/esirler almış, kılıç yoluyla insanları İslama sokmuştur, işte o zaman, ellerindeki bu m alzeme ve balakayla şeriatçıların ile ilgilin gelebilirler ve onların, “İslam hoşgörü dinidir; İslamcla zorlama yoktur” şeklindeki yalanlarını görülmektedirabilirlerdi. Yine düşündüm ki, eğer bu gençler, İslamı terk etmenin (irtidatın) ölüm cezasını gerektiren bir şey olduğuna dair K ‘ u r a n ayetlerini ve Muhammed’in , “Her kim dinini (ki Müslümanlıktır) değiştirirse onu hemen öldürün” şeklindeki emirlerini ve bu hükümlerin 1400 yıl boyunca uygulanışını bilselerdi, şeriatçıların, “Din adına ölüm fetvası verilmez” şeklindeki yalanlarını sergileyebilir ve karşılarındakileri rahatlıkla susturabilirlerdi. Yine düşündüm ki, eğer bu gençler, İslam şeriatının buyrukları içinde, ” Kadınlar aklen ve dinen dûn yaratıklardır” veya “(Sutresiz) namaz kılanın önünden köpek, eşek, domuz ve kadın geçerse namaz katledilmiş (bozulmuş) olur” veya ” Cehennemlerin çoğunluğunu kadınlar oluşturur” veya “İki kadının tanıklığı bir erkeğin tanıklığına bedeldir” şeklinde olanları (ve daha bunlara benzer niceleri) olduğundan haberleri olsaydı, şeriatçının “İslam kadınları yüceltir” veya “İslama göre cennet kadınların ayakları altından geçer” şeklindeki (ve daha nice benzeri) yalanlarını suratına vurup onu susturmakta kuvvetlik çekmezlerdi. Yine düşündüm ki, eğer bu gençler, İslam şeriatının batıla karşı olmak şöyle dursun, batıl inanışlara yer verdiğini, örneğin Kur’an ‘da batılı destekler ayetler olduğunu ve Muhammed’in günlük yaşamının her yönünün batıl inançlarla oluştuğunu bilselerdi, şeriatçının yalanlarım çürütebilir ve örneğin, “Hak (İslam) geldi, batılsa yıkılıp gitti” veya İslam batıla inanmayı yasaklar” şeklindeki konuşmalannın geçersizliğini rahatlıkla sergileyebilirlerdi. Yine düşündüm ki, eğer bu gençler, köleliğin îslama göre Tanrısal bir kuruluş olarak benimsendiğini ve Muhammed’in dahi köleler edindiğini, köleleri hizmetinde kullandığını, köle alıp köle sattığını, ona buna köle armağan ettiğini bilmiş olsalardı, şeriatçının, “İslam şeriatı kölelik denen şeyi ortadan kaldırmıştır, hiç değilse kaldırmayı amaç kılmıştır” şeklindeki yalanlarını rahatlıkla ortaya vurabileceklerdi.
İlhan Arsel – Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı PDF indir Tıklayın