Ebu’l-Hasen en-Nedvi – Rahmet Peygamberi PDF Oku indir
Ebu’l-Hasen en-Nedvi – Rahmet Peygamberi PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Ebu’l-Hasen en-Nedvi – Rahmet Peygamberi kitabını araştırdık. Ayrıca Ebu’l-Hasen en-Nedvi tarafından kaleme alınan Ebu’l-Hasen en-Nedvi – Rahmet Peygamberi kitap özetinin yanı sıra, Ebu’l-Hasen en-Nedvi – Rahmet Peygamberi pdf oku, Ebu’l-Hasen en-Nedvi – Rahmet Peygamberi yandex, Ebu’l-Hasen en-Nedvi – Rahmet Peygamberi e-kitap pdf, Ebu’l-Hasen en-Nedvi – Rahmet Peygamberi PDF Drive, Ebu’l-Hasen en-Nedvi – Rahmet Peygamberi Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.
Ebu’l-Hasen en-Nedvi – Rahmet Peygamberi PDF indir Oku
Hamd, âlemlerin Rabbi Allah’a, salât ve selâm nebîlerin sonuncusu ve resullerin efendisi Hz. Muhammed’e, onun ehl-i beytine, bütün ashabına ve kıyamet gününe kadar iyilikte onlara uyanlara olsun! Sîret-i nebeviyye, bu eserin yazarının yetiştiği ilk okuldur. Genelde çocukların giremediği bu okula, o çok ufak yaşta iken başlamıştır. Onun bu husustaki üstünlüğü evine ve âilesine hâkim olan manevî havadan kaynaklanmaktadır. Resûl-i Ekrem’in yaşamından bahseden manzum ve mensûr (nesir) eserlerin elden ele dolaştığı bu basit ve ufak kütüphanenin, âilenin ve çocukların kültür yaşamında mühim bir yeri vardı. Ayrıca ağabeyi Dr. Seyyid Ebu’l-Ali Hasenî’nin terbiyesi ve onun müthiş yönetimi, Ebu’l-Hasen en-Nedvî’nin eğitiminde mühim bir rol oynadı. O, çocukluk çağında iken Sîret-i nebeviyye hususunda Hind müslümanlarının dili olan Urduca ile yazılmış kitapların en kıymetlilerini okudu.Urduca, sîret hususunda Arapçadan sonra İslâm dünyasında konuşulan dillerin en zenginidir. Şu son asırda sîret hususunda yazılanların en güzel ve en kuvvetlileri bu dille yazılmıştır. Nedvî, Arapçasını ilerlettikten sonra siyer hususunda yazılmış Arapça eserleri okumaya başladı. Bunlar içinde ilk sırayı İbn Hişam’ın es-Sîretü’n-Nebeviyye’si ve İbn Kayyım el-Cevziyye’nin Zâdü’l-Meâd fî Hedyi Hayri’l-İbâd adlı eseri alır. Bunları ilmî olarak tedkik etmekle kalmadı, bilâkis uzun zaman onlarla haşir-neşir oldu. Onlarla imanın zevkini duyuyor, orada geçen kıssa ve haberlerden sevgiyle gıdalanıyordu. Şüphesiz ki, “Sîret”, Kur’ân-ı Kerîm’den sonra eğitici unsurların en kuvvetlisü, zihne ve gönle en fazla tesir edendir.
O, ardından muhtelif dillerde kaleme alınmış eskiyeni sîret kitaplarını da okudu. Yazılarında ve konferanslarında başvurduğu ilk materyal sîretti. Hakikatleri ortaya koyarken, gönüllere ve zihinlere seslenirken, bir hususu isbat ederken, ihtiyaç duyduğu güzel misaller ve kuvvetli deliller için hep sîret-i nebeviyyeden yararlanırdı. Siyer şimdi de onun ruhunu beslemeye ve duygularını canlandırmaya sürdürmekte. Onun bir kıymet ifade eden her yazısında sîretin güzelliklerinden bir iz, onu tedkik etmekten ve üzerinde düşünmekten doğan bir fazilet mevcuttur. Sîretin muhtelif yönlerine ve Hz. Muhammed’in peygamberliğinin büyüklüğüne dair yazdıklarını ve bu mevzudaki konferanslarını et-Tarîk ile’l-Medine adını verdiği bir kitapta topladı. Müellif uzun bir ömür sürdü ve birden fazla kitap yazdı. Bir tanesini de Hz. Peygamber’in yaşamına tahsis etmeyi aklından bile geçirmedi. Lakin eski ve yeni çeşitli kitaplardan istifadeyle “Sîret”in, ilk ve aslî kaynaklarına dayalı, Kur’ân-ı Kerîm ve sahîh hadislerle haber verilenlere mutabık, sonraki müelliflerin birçoğunun, eski müelliflerin de bir kısmının yaptığı gibi, bilgileri tenkid süzgecinden geçirmeden, araştırmadan toplayan bir ansiklopedi üslûbuyla değil, çağdaş ilmî üslupla yazıldığı bir kitaba o da ihtiyaç duyuyordu. Müellif bu kitabı yazarken çağdaş akımları taklid etmemiş, müsteşriklerin eserlerine, şüphe uyandırmak isteyenlerin kelimelerine itibar etmemiş, semavî kitapların ve peygamberlerin yaşamının, mucizelere ve gayba dair haberlerin aydınlanmasını ve bilinmesinı sağlayan değişmez birtakım dinî kararların paralelinde yürümüş; kaleme aldığı eserin büyüklerden yahut önderlerden birinin hayat hikâyesi değil, Allah tarafından gönderilmiş ve O’nun desteğine mazhar olmuş bir peygamberin yaşamı olduğu ilkesine bağlı kalmıştır. Müellif bu eseri, kültürlü ve insaf sahibi müslüman ve gayr-ı müslim istisnasız herkese, te’vile lüzum kalmadan takdim edilebilecek bir vasıfta te’lif etmiştir. Yazar eseri hazırlarken kendi şahsî felsefe ve yorumlarını ortaya koymaktan ziyade, hâdiselere, vâkıalara ve siyer materyaline istinad etmiş ve hâdiselerin kendi lisanıyla konuşmasını ve kendi kendine gönüllere ve akıllara yol bulmasını arzulamıştır.