PDF

Feroz Ahmad – Bir Kimlik Peşinde Türkiye PDF Oku indir

Feroz Ahmad – Bir Kimlik Peşinde Türkiye PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Feroz Ahmad – Bir Kimlik Peşinde Türkiye kitabını araştırdık. Ayrıca Feroz Ahmad tarafından kaleme alınan Feroz Ahmad – Bir Kimlik Peşinde Türkiye kitap özetinin yanı sıra, Feroz Ahmad – Bir Kimlik Peşinde Türkiye pdf oku, Feroz Ahmad – Bir Kimlik Peşinde Türkiye yandex, Feroz Ahmad – Bir Kimlik Peşinde Türkiye e-kitap pdf, Feroz Ahmad – Bir Kimlik Peşinde Türkiye PDF Drive, Feroz Ahmad – Bir Kimlik Peşinde Türkiye Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Feroz Ahmad – Bir Kimlik Peşinde Türkiye PDF indir Oku

Osmanlı İmparatorluğu 19. ve 20. yüzsenelerda yok olmaya yüz tuttuğunda, Osmanlılar geri dönecek bir anayurdu olmayan ender halklardandı. Diğer imparatorluk halkları kendi anayurtlarına dönmüşlerdi: İngilizler sömürgelerinden çıkmaya zorlandıklarında kendi ada merkezlerine; Fransızlar Fransa’ya; İspanyollar İspanya’ya ve diğerleri kendi anayurtlarına. 20.yüzyıla gelindiğinde, Osmanlıların bir anayurdu yoktu; çünkü onlar, çeşitli nedenlerle, Orta ve İç Asya bozkırlarından göç etmek zorunda kalmış ve farklı yönlere dağılmış boylardı. Bu boylardan, aralarında önderleri Osman’dan (ölümü 1326) dolayı Osmanlılar olarak adlandırılanlar da dâhil olmak üzere bir bolümü İslâm dünyasına göç etmiş ve İslâm dinini benimsemişlerdi. Bu topluluklar kaynaştıkları topluluklar tarafından ‘Türk’ olarak adlandırılmıştı. Lakin, onlar kendilerini bağlı oklukları aşiretin başındaki reisin adına göre adlandırıyorlardı. Bunun yanında ortaya Selçuklular, Danişmentliler, Menteşeoğulları ve Osmanlılar çıkmıştır. Osmanlılar, ‘Türk’ adını, halen boyun eğdirilmemiş veya ‘uygarlaşmamış’, fakat kendi topraklarında yaşamakta olan göçebe yahut yerleşik, çiftçilikle uğraşan kabile grupları için kullanıyorlar. Yine de Osmanlılarla ilişkiye giren Venedik ve Cenova kentlerinden tacirler, sonraları da İngiliz ve Fransızlar Osmanlıları, ‘Türk’ yahut ‘Turque’ olarak adlandırdılar. Yunan Ortodoksları, Osmanlı yönetimini ‘Turkokratya’ (Türk yönetimi) olarak adlandırdılar. Avrupalılar ve Hıristiyanlar için, ‘Türk’ kelimesi ‘Müslüman’la eşmanalı olarak düşünüldü; bundan dolayı da bir Hıristiyan din değiştirip Müslüman olursa ‘Türkleşti’ diye tanımlandı. Türkiye bunun yanı sıra İngilizce’de Osmanlı İmparatorluğu’nu ifade eden bir sözcük oldu, örneğin Lord Byron Osmanlı Arnavutluğundan Kasım 1809’da annesine yazarken, “Bir süredir Türkiye’deyim: burası (Preveze) deniz kıyısında ama Paşa’yı ziyaret etmek için Arnavutluk vilayetinin iç kesimlerine gitmem gerekti ” diyordu.

Avrupalılar içinde, imparatorluk coğrafyasından bahsederken, Osmanlı’nın Balkanlar’daki toprakları için ‘Avrupa Türkiyesi’; Anadolu ve Arap vilayetleri için de ‘Asya Türkiyesi’ demek yaygındı. Milliyetçilik düşüncesi Fransız Devrimi’nden sonra Osmanlı İmparatorluğunda kendine bir geçit buldu. Öncelikle imparatorluğun gayrimüslim toplulukları, sonraları da kendi ‘Türklükleri’, kendi dilleri ve kökleriyle ilgilenmeye başlayan bir grup Müslüman aydın bu fikirle ilgilendiler. Yine de, 1918’de Birinci Dünya Savaşı’ndaki kesin yenilgiye kadar, halkın büyük çoğunluğu çokuluslu, çok dinli bir imparatorluğu sürdürmeye kararlı olduğundan, milliyetçilik yalnızca azınlıkların ilgilendiği bir konu olarak kaldı. Lakin topyekûn yenilgiden ve galip tarafın imparatorluğu parçalayacağı ve imparatorluğu oluşturan toplulukların kendi kaderini tayin ilkesini destekleyecekleri anlaşıldıktan sonra Osmanlılar, kendilerinin de milliyetçilik ve ‘millet olma’ kavramlarına dayalı bir biçimde kimliklerini belirlemeleri gerektiğini kavradılar. Milliyetçiler 1923’te cumhuriyetlerini kurdukları zaman, bunu, bölgesel ve bundan dolayı da vatansever bir tanımla ‘Türkiye Cumhuriyeti’ olarak tanımlayarak, ‘Türk Cumhuriyeti’ şeklinde bir etnik tanımdan kaçındılar. Yine de, ‘Türkiye Cumhuriyeti’ İngilizce’de genelde yanlış olarak ‘Republic of Turkey’ yerine ‘Turkish Republic’ ve Ankara’daki Meclis de Türkiye Büyük Millet Meclisi anlamında ‘Grand National Assembly of Turkey’ olarak değil, ‘Türk Büyük Millet Meclisi’ anlamında ‘Turkish Grand National Assembly’ olarak kullanılır. Milliyetçiler, tanımlar içindeki farkın bilincindeydiler ve sözcüklerini dikkatle seçmişlerdi. Hatta ‘yeni Türkiye’de yaşayan bireylerin, Türk, Kürt, Arap, Çerkez vd. oldukları için ‘Türkiyeli’ olarak adlandırılması ve ‘Türk’ sözcüğünün yalnızca etnik ‘Türkler’i nitelemesinin üzerinde de tartışılmıştı. Türk kelimesinin İngiltereli yahut Amerikalı gibi bir anlam kazandırılarak kullanılmasına devam edilmiştir. Diğer milliyetçi hareketler gibi, milliyetçiler bölge temelli Türkiye devletini yaratarak ve bunu 1923’te Lozan’da tescil ettirerek Türkiye’nin milletini ve Türkler’i yaratmaya başladılar.

Feroz Ahmad – Bir Kimlik Peşinde Türkiye PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu