Friedrich Hayek – Kölelik Yolu PDF Oku indir
Friedrich Hayek – Kölelik Yolu PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Friedrich Hayek – Kölelik Yolu kitabını araştırdık. Ayrıca Friedrich Hayek tarafından kaleme alınan Friedrich Hayek – Kölelik Yolu kitap özetinin yanı sıra, Friedrich Hayek – Kölelik Yolu pdf oku, Friedrich Hayek – Kölelik Yolu yandex, Friedrich Hayek – Kölelik Yolu e-kitap pdf, Friedrich Hayek – Kölelik Yolu PDF Drive, Friedrich Hayek – Kölelik Yolu Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.
Friedrich Hayek – Kölelik Yolu PDF indir Oku
Pek az keşif fikirlerin şeceresini teşhir eden keşiflerden daha irkiticidir. Lord Acton İçinde yaşamakta olduğumuz hâdiseler tarih değildir. Bunların nasıl neticeler doğuracaklarım kestiremeyiz. Araya biraz mesafe girince, geçmiş hâdiselerin mânâsını takdir etmek ve doğurdukları neticeleri göz önüne getirmek olabilecek olur. Lakin tarih cereyan etmekte olduğu sırada, bizim için halen tarih değildir. Hâdiseler bizi meçhul bir diyara doğru götürmektedir ve pek nâdiren bizi nelerin beklemekte olduğunu görmek imkânı, bir lâhza için elimize geçer. Eğer evvelce gördüklerimizin hepsini hatırlayarak aynı hâdiseleri yeni baştan yaşamak imkânım bulsaydık, vaziyet çok değişik olurdu. Her şey bize çok daha başka türlü gelirdi. Bugün aşağı yukarı farkına bile varamadığımız bazı gelişmeleri, son derece mühim ve ekseriya çok endişe verici görürdük. İnsanın böyle bir tecrübeyi yasamaması ve kendini tarihe zorla kabul ettiren hiçbir kanun tanımaması, şüphesiz bir saadettir. Bunun yanında, asla önüne geçilemeyecek hiçbir gelişme mevcut olmadığından, tarih hiçbir zaman aynen tekerrür etmese bile, mâziye bakarak, tekrar aynı hâle düşmemek için ne yapmak lâzım geldiğini bir dereceye kadar öğrenmemiz olabilecekdür. Ufukta bir tehlike olduğunu anlamak için insanın kâhin olması icap etmez. Arızî bir tecrübe ve alâka kombinezonu, ekseriya bir insana hâdiseleri pek az kimseye nasip olan bir biçimde görmek İmkânım verir. Bu kitap, aynı devreyi iki kere yaşamak yahut birbirinin aşağı yukarı tıpkısı olan fikir tekâmüllerine iki defa şahit olmak kabilinden bir duruma son derece andıran bir tecrübenin eseridir. Böyle bir tecrübe fakat memleket değiştirerek, muhtelif memleketlerde uzun zaman yaşamak suretiyle elde edilebilir Medenî memleketlerin ekserisinde fikir cereyanlarının tâbi oldukları tesirler mutlaka bunun yanı sıra ve aynı hızla kendilerini göstermezler.
Bunun yanı sıra, bir memleketten diğerine geçmek suretiyle, aynı düşüncesi tekâmül safhalarına iki defa şâhit olmak olabilecekdür. Böyle bir vaziyette, insanın duyulan (hasseleri) adamakıllı keskinleşmektedir. insan yirmi yahut yirmi beş yıl önce karşı karşıya geldiğı birtakım kanaatlerin ortaya atıldığını, birtakım önlemlerin tavsiye edildiğini işittiği zaman, bunlarda çiçeği burnunda bir kıymet, istikbâli gösteren birer alâmet mahiyeti görmektedir. Bu alâmetler, hâdiselerin, mutlaka değilse bile, olabilecek olarak aynı biçimde gelişeceği düşüncesini uyandırmaktadır. Şimdi, söylemem lâzım gelen nahoş bir hakikât mevcuttur, biz de Almanya’nın âkıbetine uğramak tehlikesine mâruz yer alıyoruz. Şüphesiz tehlike burnumuzun dibinde değildir ve bu memleketin durumu şu son senelerda Almanya’da görülen duruma o kadar az benzemektedir ki, aynı istikamete doğru gittiğimize inanmak güçtür. Lakin bu yol, çok uzun olmakla birlikte, bir kere haddinden fazla ileri gidildi mi bir daha geri dönülemeyecek olan yollardandır. Uzun vâdeli olarak hepimiz kendi kaderimizin yapı-cısıyız. Lakin her gün, kendi yarattığımız fikirlerin elinde esiriz. Tehlikeyi fakat vaktinde anlamak suretiyle önleyebiliriz. Memleketimizin [İngiltere] benzediği Almanya, Hitler Almanyası yahut bugünkü savaşın Almanyası değildir. Lakin fikir oluşumlarım inceleyen insanlar, geçen dünya savaşı esnasında ve ondan sonra Almanya’da hâkim olan eğilimlere, bugün memleketimizde hüküm sürmekte olan fikir cereyanları içinde, sathî bir yakınlıktan çok daha yüksek benzerlik olduğunu müşahede etmekten geri kalmazlar. O zamanın Almanyası’nda olduğu gibi, bugünkü İngiltere’de de, millî müdafaa maksadıyla kurulan teşkilâtın harbden sonra istihsal gayeleri için idamesi niyeti hâkimdir.
Bu eser boyunca, bir çok noktalarda on beş yahut yirmi yıl mesafe ile âdeta Almanya’yı takip ettiğimizi göstermek fırsatını bulacağız. İnsanlar hafızalarının tâzelenmesini hiç sevmezler; fakat Almanya’ma tâkip etmekte olduğu sosyalist siyasetin terakkiperverler tarafından bize örnek diye gösterildiği seneler pek uzak değildir. Bunlar sonradan İsveç’i model olarak göstermeye başladılar. Hâfizaları pek zayıf olmayanlar, harbden önce, en aşağı bir nesil boyunca Alman düşünce ve usûllerinin İngiltere’nin ideâlleri ve siyaseti üzerinde ne kadar derin tesirler yaptığım bilirler. Rüşde erdikten sonra yaşamımın aşağı yukarı yarışım doğum yerim olan Avusturya’da Alman entelektüel yaşamıyla sıkı temas hâlinde ve diğer yarışım da Amerika Birleşik Devletleri ile İngiltere’de geçirdim. İngiltere’ye yerleşeli on iki yıl oluyor; bu devre zarfında bende gitgide kuvvetlenen bir kanaat husûle geldi: Almanya’da hürriyeti imha etmiş olan kuvvetlerin bazıları burada da kendilerini göstermektedir ve bu tehlikenin mahiyet ve kaynağı, burada, eğer olabilecekse, Almanya’da olduğundan daha az anlaşılmaktadır. Hâlâ anlaşılmayan büyük facia şuradadır: Almanya’da bugün nefret ettikleri rejimi yaratmış, hiç değilse hazırlamış olanlar, iyi niyetli insanlardır. İngilizlerin hayran oldukları ve örnek ittihaz ettikleri insanlardır. Biz aynı kadere uğramaktan kendimizi kurtarabiliriz. Lakin bunun için tehlikeye göğüs germeye hazır olmamız ve tehlikenin kaynağım teşkil ettikleri anlaşıldığı takdirde en kıymetli ümitlerimizden ve emellerimizden feragat etmemiz lâzımdır. Şimdilik aldanmış olduğumuzu kendi kendimize itiraf edebilecek kadar fikrî cesaret sâhibi görünmüyoruz. Faşizmin ve Nazizmin, öncedenki devirlerin sosyalist temayüllerine karşı bir reaksiyon olarak değil, bu temayüllerin zarurî bir neticesi olarak meydana geldiğim ikrar etmeye hazır olan pek az kimse mevcuttur. Komünist Rusya ile Nazi Almanya’nın iç rejimlerindeki bazı menfî noktaların arz ettiği benzerlik anlaşıldıktan sonra dahi ekseri insanlar bu hakikâti görmeye yanaşmamışlardır. Netice şu oluyor ki, kendilerini Nazizmin dalcihazlarınden fazla yüksekte gören ve Nazizmin bütün tezâhürlerinden fazla samimî olarak nefret eden bir çok kimse, tahakkuk ettikleri takdirde bizi dosdoğru bu menfur istibdada götürecek olan birtakım ideâller uğrunda çalışmaktadır.