PDF

Georges Bataille – İç Deney PDF Oku indir

Georges Bataille – İç Deney PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Georges Bataille – İç Deney kitabını araştırdık. Ayrıca Georges Bataille tarafından kaleme alınan Georges Bataille – İç Deney kitap özetinin yanı sıra, Georges Bataille – İç Deney pdf oku, Georges Bataille – İç Deney yandex, Georges Bataille – İç Deney e-kitap pdf, Georges Bataille – İç Deney PDF Drive, Georges Bataille – İç Deney Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Georges Bataille – İç Deney PDF indir Oku

“İç Deney”, Georges Bataille’ın “Erotizm” adlı yapıtından sonra Türkçe’ye çevrilen ikinci kitabı. İç Deney, Bataille’ın bir yapıtının ismi olmasına karşın, bunun yanı sıra onun felsefik tavrını özetlemektedir. Aslını söylemek gerekirse Bataille’ın tüm yapıtlarını bir iç deneyim olarak görmek olanaklıdır. Bataille’ı okumak için, iç deneyin onun için ne anlama geldiğini açığa çıkarmak gerekir. İnsan sıradan günlük yaşamının içinde birden sınır bir olguyla karşılaşıp varoluşunun ne olduğu ile ilgili ipuçları elde eder. İşte varlığın yaşadığı bu olaylara Bataille iç deney(im) adını vermektedir (bu arada, Türkçe’de expérience’ın karşılığı olarak kullanılan deney ve deneyim sözcükleri felsefik olarak aynı içeriğe sahiptirler. Deney ve deneyim sözcükleri tarafından eşmanalı olarak kullanılmaktadır). Bataille’da belirgin birkaç iç deneyim mevcuttur: Esrime, kurban etme, erotizm, gülüş. Bu iç tecrübelerin en belirgin ve ikazcı boyutu korkudur. Korkuyu hissetmeden iç deneyim gerçekleşemez. İç deneyimin ortaçağ ile günümüz düşünce yapısı içinde mühim bir bağ kurduğu bir gerçektir. İç deneyim ortaçağ Hırıstiyan felfesinde temel bir olgudur. Bataille bir ortaçağ uzmanı olarak ortaçağı mahkûm eden ve insanlığın uzun bir dönemini karanlık çağ diye damgalayan modern düşünce ve bilimin, yaşamın çok mühim yanlarını göz ardı ettiğini fark etmişti. Doğa bilimlerinin ve sosyal bilimlerin hegemonyası altına giren insan düşüncesi bilgisini genişleterek ve çoğaltarak kendi varoluş gerçeğini bulacağı yanılsaması içine girmiştir. Bu yanılsamanın fark edilmesiyle, XX.

yüzyıl batı düşüncesi büyük bir bunalımın eşiğine gelmiştir. Bilgi genişlemekte ama insan temel poblemleri karşısında tam bir çaresizlik içinde kalmayı sürdürmektedir. Misal verilecek olursa erotizmin ve savaşın şiddetini açıklamaktan çok uzaktadır. Bataille, bilginin insan yaşamının maddi gereksinimlerine yanıt verdiğini ama buna karşılık varoluşsal poblemlerin bilgisizlik alanına girdiğini düşünmektedir. İnsan varoluşu, bilginin bittiği yerde söz konusu olmaktadır. Bilgisizliğin alanı iç deneyimin alanıdır. Bataille’ın tüm yapıtları bilginin etkin olamadığı alanları araştırma konusu yapmıştır. Bu açıdan Bataille’ın tüm yapıtları tam bir bütünlük göstermektedir. Bataille kendini çok özel bir alanla sınırlamıştır. Bu alan varoluşun alanıdır ve felsefenin işlevi varoluşun sırrıni çözmektir. Bu gizem, “Erotizm” de altı çizildiği gibi dinler tarihinde, çalışmanın tarihinde, erotizmde aranacaktır. Bataille’ın Türkçe’ye çevrilen iki mühim yapıtı “Erotizm” ve “İç Deneyim”de ele alınan konulara değinmek ve açımlamalar yapmak istiyorum. OTORİTE SORUNU Tanrıtanımazlık, Bataille’da, Nietzsche’de olduğu gibi otorite (iktidar) sorunuyla alakalıdir. İnsan bir tanrının varlığını kabul ettiğinde kendini köleleştirmektedir. Nietzsche’nin Hıristiyan ahlakı için köle ahlakı demesi bu nedentendir.

Tanrı’nın varlığının kabul edilmesiyle birlikte insan varoluş sorununu irdelemeden, yanıtlamadan bittirmektedir. Çözümlenmesi gereken bir sorun çözülmüş gibi gösterilmektedir. İnsanın varoluş sorununun iç deneyimle çözümlenebileceği inancında olan Bataille şöyle yazıyor: “İnsanın olabilirin ucuna yaptığı yolculuğu deney olarak adlandırıyorum. Bu yolculuğu herkes yapamaz, ama yaparsa, bu yolculuk olabiliri sınırlayan şimdiki değerlerin, otoritelerin yadsınmasını öngörür. Diğer değerlerin, diğer otoritelerin yadsınması olgusundan, gerçek varlığa sahip deneyin kendisi kesinlikle değer ve otorite olur.” [1] Bu olabiliri sınırlayan en mühim unsur Tanrı’dır. İnsan, varoluş macerasıni yaşayabilmek ve iç deneyimini gerçekleştirmek için Tanrı’yı yok etmek zorundadır. İnsan, Tanrı’yı tepeye koymakla birlikte olabilirin ucuna yapacağı yolculuğu olanaksız kılmaktadır. Nietzsche, insanlık tarihindeki bu mühim dönüm noktasını “Şen Bilgi”de şöyle açıklamaktadır: (Bataille bu kelimeleri kitabının sonuna büyük harflerle koymuştur) “Hiçbir zaman böyle büyük bir eylem olmadı ve bizden sonra dünyaya gelecek olanlar –bizden dolayı– bize kadar hiçbir tarihin hiçbir zaman olamadığı kadar yüksek bir tarihe ait olacaklardır.” [2] 1.yüzyılda, Nietzsche’nin belki de en kuvvetli seyircisi olan Bataille, Tanrı’nın ölümünü, felsefik araştırmanın ön koşulu olarak görür. XX. yüzyıl Fransız felsefesi iki ana kola ayrılır. Bir tarafta Marksizmle beslenen Hegel felsefesi seyircileri (fenomenoloji ile birlikte) olan Sartre, Merleau-Ponty, Althusser çizgisi, diğer tarafta Nietzsche’nin seyircileri Bataille, Foucault, Deleuze, Guattari çizgisi. Bu iki çizgiyi birbirinden ayıran en mühim olgu otorite (iktidar) sorunudur.

Hegel seyircileri insanı, sistemin otoritesine teslim etmiş ve Marksist çizgide araçlaştırmıştır. Nietzsche seyircileri ise sistemi reddetmiş, insanın kendi varlığını her otoriteden bağımsız olarak gerçekleştireceğini ileri sürmüşlerdir. (Bunun yanı sıra psikanalizin ve Lacan’ın yasasının da insanı sisteme bağımlı kıldığını söylemekte yarar var.) Foucault’nun tüm yapıtları, insanı iktidar ilişkilerinden kurtarma çabasıdır. Bataille, iç deneyimin otorite ile olan ilişkisini araştırmaya yöneldiğinde, bu deneyimin varoluşsal olarak neyi amaçladığını dostu M.Blanchot ile tartışır: “Ona şöyle diyorum: İç deneyimin onu doğrulayan ne bir amacı, ne de bir otoritesi var. Eğer bir otorite, bir amaç endişesını görülmektedirttırırsam, en azından bir boşluk varlığını sürdürüyor. Blanchot, amaç ve otoritenin yargılamaveyayanan düşüncelerin gerekleri olduğunu anımsatıyor: Son durumda deneyimin aldığı şekli betimleyerek bunun otorite yahut hiçbir şey olmadan nasıl olabilecek bulunacağını sorarak düşüncesimde ısrar ediyorum. Bana deneyimin kendisinin otorite olduğunu dile getiriyor. Otoritenin kefaretini ödemesinin gerektiğini de ekliyor.” [3] Bataille’ın Hıristiyansal iç deneyimden ayrıldığı en mühim nokta burasıdır. İç deneyimin kendisinin otorite olması doğrudan Tanrı’nın yokluğunu gerektiriyor. Hıristiyansal iç deneyim Tanrı otoritesini veri olarak almış ve Bataille’a göre iç deneyimi baştan sakatlamıştır. Bu durumu Bataille şöyle açıklıyor: “Dogmatik önvarsayımlar deneye sınırlar getirdiler: Daha önceden bilen biri, bilinen bir ufuktan öteye gidemez.” [4]

Georges Bataille – İç Deney PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu