PDF

Hüseyin Salihoğlu – 20. Yüzyıl Edebiyat Sanatı PDF Oku indir

Hüseyin Salihoğlu – 20. Yüzyıl Edebiyat Sanatı PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Hüseyin Salihoğlu – 20. Yüzyıl Edebiyat Sanatı kitabını araştırdık. Ayrıca Hüseyin Salihoğlu tarafından kaleme alınan Hüseyin Salihoğlu – 20. Yüzyıl Edebiyat Sanatı kitap özetinin yanı sıra, Hüseyin Salihoğlu – 20. Yüzyıl Edebiyat Sanatı pdf oku, Hüseyin Salihoğlu – 20. Yüzyıl Edebiyat Sanatı yandex, Hüseyin Salihoğlu – 20. Yüzyıl Edebiyat Sanatı e-kitap pdf, Hüseyin Salihoğlu – 20. Yüzyıl Edebiyat Sanatı PDF Drive, Hüseyin Salihoğlu – 20. Yüzyıl Edebiyat Sanatı Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Hüseyin Salihoğlu – 20. Yüzyıl Edebiyat Sanatı PDF indir Oku

«Antoloji» veya «Seçki» adını verebileceğimiz bu çalışmanın ilk olduğu hususunda bir iddiam yoktur. Benzerlerinin seneler önce Fransa’da ve Almanya’da hazırlandığını biliyorum. Hatta Türkiye’de bile bu esaslar çerçevesinde olmasa bile Prof. Dr. Gürsel Aytaç’ın «Almanca edebiyatlardan» hazırladığı ve 1990 senesinde yayına giren «Denemeler Seçkisi» bulunmaktadır. Beni bu seçkiyi hazırlamaya iten neden yukarıda dile getirdiğim çalışmalar değil. Amacım edebiyat meraklılarına ünlü yazarların gerek edebiyata bakışları, gerek çalışma ve üretme-yaratma şekilleri ile ilgili güvenilir bir kaynak sunmaktır. Edebiyatla alakalı kuramsal bilgi edinip yazı yazmak isteyen kimseler, buradaki yazarların düşüncelerine doğrudan ulaşma fırsatını bulacaklar. Şiir nedir? Roman nedir? Oyun nedir? gibi soruların yanıtlarını bile bu türleri bizzat yaratanların kalemlerinden okuyacaklar. Almanca, İngilizce, Fransızca ve Rusça gibi dillerin hepsini bilip bu yazıları özgün yazılardan okuyacak bilim adamlarımızın sayısı çok değil. Durum böyle olunca edebiyat meraklılarının ufku sınırlı kalıyor. Amacım bu ufkun biraz daha kapsamlılemesine katkıda bulunmak. Ayrıca seçkinin edebi eser yaratma hevesinde olanlara da yardımcı bulunacağına inanıyorum, çünkü burada birden fazla yazarın tecrübeleri de verilmiştir. Hazırladığım bu seçki belli bir zaman dilimini içeriyor: yirminci yüzyıl. Gerilere gitmek de olabilecekdü elbet, fakat nereye kadar gidilmeliydi? Aristoteles’e, Tevrat’a, İncil’e? Seçki hazırlanırken önce yazısını aldığım kimselerin sanatçı olmasına özen gösterdim; gerek yazarın, gerek alman yazının ille de ünlü olması için özel bir çaba harcamadım.

Ama bir eleştirmenin, bir poetoloğun veya bir edebiyat bilimcisinin edebiyatla alakalı görüşlerini almadım (yanlış anlama sonucu iki yazının girmesine engel olmadığımı itiraf etmek isterim). Önce yazısını aldığım birinin şair, roman yazarı veya oyun yazarı vb. olması gerekiyordu. Aldığım yazı, sanatçının sanat anlayışım, yaratıcılığını, sanata bakışını çarpıcı ve öz bir biçimde kendi ağzından dile getirmeliydi. Bu konuya gösterdiğim özenden dolayı alınan yazıların kimi yerleri çıkarılmıştır. Bir başka deyişle yazının yalnızca amacımıza hizmet eden bölümü veya bölümleri verilmiştir. Ama bunu yaparken alman yazılar içinde bir bütünlük sağlanmaveya çalışılmıştır. Bunun yazarlara bir saygısızlık olduğunu sanmıyorum. Yazılar kronolojik sırayla sunulmuştur. Sadece T. S. Eliot ile H. M. Enzensberger’in yazıları sıralamanın dışında tutulup seçkinin, başına alınmıştır. Çünkü her iki yazı da geçmişi özetleyip seçkinin bütününe giriş niteliği taşıyor.

Yazı başlıklarının altında verilen tarihler, eğer belirlenebilmişse yazının ortaya çıkış yılını, belirlenememişse yazının ilk yayına girdiği yılı göstermektedir. Seçkide yirminci yüzyıla damgasını vuran Proust, Kafka ve Joyce gibi kimi ünlü yazarların görüşlerinin bulunmadığı fark edilip belki bir noksanlık gibi görülecektir. Bu yazarların düşünceleri yok değil, ama yukarıda dile getirdiğim amaca uygun yazılarını bulamadım. Aslını söylemek gerekirse belli bir amaca yönelik yazı bulmak pek de kolay olmuyor. Misal verilecek olursa seçkide yalnızca alman, fransız, İngiliz, amerikan ve rus. yazarlarının görüşleri değil, türk yazarlarının görüşleri de bulunsun istedim. Ne var ki, yazarlarımız pek sır vermiyor gibi, veya bağışlasınlar, ben bulamadım. Bir kitap alıyorsunuz kapağında filan yazarın «sanat», «edebiyat» ve «kültür» ile ilgili görüşleri, veya «denemeler» gibi ifadeler yer alıyor. Ama içinde kendi sanat görüşünü, tavrını, yaratıcılığını görülmektediran yazılar bulmak kolay olmuyor. Sanırım bizim yazarlarımız biraz kibar; anlayışlarını yazdıkları edebi eserlerle yansıtmayı yeğliyorlar. Normalde manifesto türünden yazılara yer verilmemiştir. Misal verilecek olursa yüzyılın başlarında ve İkinci Dünya Savaşı ardından bu türden yazılar var. Alınan yazılar ya bir makaledir, ya bir denemedir, veya herhangi bir vesile ile yapılmış bir konuşma metnidir. Söyleşilere yer vermemeye özen göstermekle birlikte bu ilkenin Yaşar Kemal ile Friedrich Dürrenmatt için zorunlu olarak bozulduğu görülecektir. Nedeninin yazılar okununca anlaşılacağını umarım.

Ayrıca günce, aforizma veya mektup türünden yazılara da yer verilmemiştir (Max Frisch hariç). Zaten yazı türleri içinde kesin çizgiler çekmek de kolay olmuyor. Hermann Broch’un Vergilius’un Ölümü romanının çevirisi ile alakalı bir yazısı konmuştur seçkiye. Yazar aslında çeviri işi üzerine konuşuyor, fakat o arada onun roman sanatı ile alakalı görüşlerini ve yaratıcılığım da buluyoruz o yazıda. Bu bakımdan yazıların mantıksal bütünlüğüne ters düşmüyor. Bu seçki içinde bir araya getirilen yazıların bi hayli büyük bölümünde, yazarların eserleriyle alakalı kendi yorumları veya yaratı süreci ile alakalı yaşantılarına kimi yollamalar yapılmaktadır. Kimisinde ise yapısal tartışmalar yer alıyor. Yazar başka yazarların eserlerine yollama yaparken, veya onları misal olarak ele alırken aslında kendi sanat görüşünü açığa vurmuyor mu? Seçkiyi edebi türlere bölerek de hazırlayabilirdim. Ne var ki, bu yöntem bana pek isabetli görünmedi. Çünkü edebi tür denince bunlar, Goethe’nin söylemiyle edebiyatın «doğal şekilleri»:

Hüseyin Salihoğlu – 20. Yüzyıl Edebiyat Sanatı PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu