PDF

Itır Erhart – Ben Neyim – Kişiler ve İnsanlar Üzerine Bir Çalışma PDF Oku indir

Itır Erhart – Ben Neyim – Kişiler ve İnsanlar Üzerine Bir Çalışma PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Itır Erhart – Ben Neyim – Kişiler ve İnsanlar Üzerine Bir Çalışma kitabını araştırdık. Ayrıca Itır Erhart tarafından kaleme alınan Itır Erhart – Ben Neyim – Kişiler ve İnsanlar Üzerine Bir Çalışma kitap özetinin yanı sıra, Itır Erhart – Ben Neyim – Kişiler ve İnsanlar Üzerine Bir Çalışma pdf oku, Itır Erhart – Ben Neyim – Kişiler ve İnsanlar Üzerine Bir Çalışma yandex, Itır Erhart – Ben Neyim – Kişiler ve İnsanlar Üzerine Bir Çalışma e-kitap pdf, Itır Erhart – Ben Neyim – Kişiler ve İnsanlar Üzerine Bir Çalışma PDF Drive, Itır Erhart – Ben Neyim – Kişiler ve İnsanlar Üzerine Bir Çalışma Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Itır Erhart – Ben Neyim – Kişiler ve İnsanlar Üzerine Bir Çalışma PDF indir Oku

Şöyle bir senaryo hayal edin: Çiğdem İstanbul Devlet Opera Balesi’nde balerindir ve otomobiliyle Atatürk Kültür Merkezi’ne doğru yol almaktadır. Çağrı ise fizik profesörüdür ve yine otomobiliyle aynı yere doğru gitmektedir. Çağrı’nın, Çiğdem’in oynadığı gösteriye biletleri mevcuttur. Genç balerin, geç kalacağını anlayınca kırmızı ışıkta durmaz ve Çağrı’nın arabasına çarpar. Birkaç gün sonra bir hastane odasında kendine geldiğinde, önceden hiç rastlamadığı bireylerin çevresini sarmış olduğunu görür. Etrafı ona “Çağrı” diye hitap eden tanımadığı yüzlerle çevrilidir. Vücudunda da bir gariplik hissetmektedir: Sanki daha ağır, daha uzun boylu ve daha yaşlıdır. Neden sonra, alyansının parmağında olmadığını görür. Elleri de ona son derece yabancı gelmektedir. Bileğinde, üzerinde “Çağrı Korel” yazan bir bant mevcuttur. Panik halinde bir ayna ister. Aynaya baktığında, tamamen yabancı bir yüz görür. Yan odada da buna benzer bir olay yaşanmaktadır: Çağrı, aynaya baktığında hiç tanımadığı bir kadının yüzünü görür. Her iki kadın da, halusinasyon gördüklerinin söyleneceği umuduyla doktorlarını çağırırlar. Doktor, hemşirelere, hastaları ofisine getirmesini söyler.

Kadınlar, birbirlerini gördüklerinde bir şok daha yaşarlar: Her biri, diğer kadında eskiden kendisinin olan yüz ve vücudu görmektedir. Doktor, hastaları sakinleştirmeye çalıştıktan sonra, bu garip durumu izah eder. Anlaşılır ki, otomobil kazasında Çağrı’nın ve Çiğdem’in beyinleri [1] ciddi biçimde hasar görmüştür; tedavi için, hasar görmüş beyin dokularının onarıldığı bir işlem olan B-Onarımı’na alınmıştır. Gel gelelim, onarımdan sonra hemşirelerden birinin dikkatsizliği yüzünden, beyinler yanlış kafataslarına yerleştirilmiştir. Şimdi, kadınlardan hangisi Çiğdem’dir, hangisi Çağrı’dır? Şimdi de şu senaryoyu hayal edin: Bill Gates bitkisel hayata girmiştir ve bir hastane odasında bilinçsiz yatmaktadır. Günün birinde, adamın biri çıkagelir ve kendisinin Bill Gates olduğunu söyler. Sadece Bill Gates’in hatırlayabileceği şeyleri hatırlamaktadır. Misal verilecek olursa karısıyla içinde geçen, başka hiç kimsenin bilemeyeceği konuşmaları, şirketin yalnızca Bill Gates’in bilebileceği –o bitkisel hayata girince avukatları, şirket yöneticileri tarafından öğrenilen– sırlarını bilmektedir. Üstelik, yüzde yüz doğru sonuç veren bir yalan makinesi de geliştirilmiştir ve o makinede de yaşanan bu adamın doğru dile getirdiği sonucu çıkmaktadır. Hatta, belli bir süre sonra, Bill Gates’in karısı ve çocukları da söz konusu adamın Bill Gates olduğuna inanır ve onunla yeniden aile yaşamı kurmaya başlarlar. Peki, bu yeni yaşanan adam, Bill Gates olduğunu iddia ederek Bill Gates’in serveti üzerinde hak iddia ederse ne olacaktır? Mahkeme nasıl karar verecektir ve kararını hangi gerekçelere dayandıracaktır? Bitkisel hayatta olan, yatakta yatmaktan başka hiçbir şey yapmayan varlık mı Bill Gates’tir; yoksa onun geçmişine, hafızasına, her şeyine sahip olan, hatta onun karısı ve çocuklarının bile Bill Gates olarak benimsedikleri yaşayan, duygu, umut sahibi adam mı? [2] Kişinin özdeşliği ile ilgili yapılmış tartışmalar, genelde buna benzer hikâyeler ve bilmecelere dayanır. Beyinleri nereye gittiyse Çiğdem, Çağrı ve Bill Gates’in de orada olduklarını savunan filozoflar, Psikolojik Yaklaşım fanatikleri diye anılırlar. Bunlar; Çağrı, Çiğdem, Bill Gates, Albert Einstein, Sezen Aksu, Van Gogh, Orhan Pamuk, sen ve ben’in esas itibariyle bireyler, psikolojik ve zihinsel özelliklere sahip varlıklar, olduklarını iddia ederler. Kişi olmaktan çıktığımızda varlığımızı da kaybederiz; yani bizim devamlılığımız, zihinsel içeriklerin yahut kabiliyetlerin sürekli olarakliği gibi birtakım psikolojik unsurlara bağlıdır. Bu görüş, ilk bakışta bize çok mantıklı gelir.

Farz edelim siz Çağrı’nın erkek kardeşisiniz. Doktorlar, neler olup bittiğini biraz önce size anlatmışlar. Daha sonra hastaların her ikisini de ziyaret etmişsiniz. Kız kardeşinizin hangi odadaki kadın olduğunu düşünürsünüz? Görünüşü ve sesi çok değişik olan, ama sizi, birlikte yaptığınız şeyleri hatırlayan, öğrencilerinden ve bir süredir üzerinde çalıştığı kitaptan bahseden hastanın olduğu odadaki mi? Yoksa görünüşü ve sesi kız kardeşinizinkiyle tıpatıp aynı olan ama sizi önceden hiç görmediğini söyleyen, Çağrı’nın yaptığı yahut sevdiği şeyler ile ilgili hiçbir şey hatırlamayan birisinin olduğu odadaki mi? Bence kız kardeşiniz, Çağrı’nın, beyni hemen hemen orada olduğunu düşünür; Çağrı’nın vücuduna sahip olsa da başka birinin beynini taşıyan hastayı değil, Çağrı’nın beynini taşıyan ama başka birinin vücuduna sahip olan hastayı ziyaret edersiniz. Lakin Psikolojik Yaklaşım, her ne kadar mantıklı gözükse de birtakım enteresan sonuçlar doğurur. Şimdi şu senaryoyu hayal edin. Çağrı’nın beyni çıkarılmış, vücudu yok edilmiştir ve ardından beyninin yarı kürelerinin her biri başka bir kafatasına konmuştur. Her iki hasta da hayatta kalmıştır. Peki, şimdi Çağrı nerededir sizce? 204 numaralı odada mı yoksa 205 numaralı odada mı? Bu odalardaki hastaların her ikisi de Çağrı olduklarını iddia etmektedirler, her ikisi de sizi tanımaktadır, kaza olmadan önce Çağrı’nın üzerinde çalışmakta olduğu kitabı hatırlamaktadır. Başka deyişle, her ikisi de Çağrı’yla psikolojik bir sürekli olaraklik göstermektedir. Psikolojik Yaklaşımın savunucuları (örneğin Shoemaker), özdeşliğin muhafazası için yalnızca bir tek varlığın sizinle devamlılığı olması gerektiğini iddia ederler. Buna göre, eğer nörolog yarı kürelerinizden birini imha eder, öteki yarı küreyi bir kafatasına naklederse, siz bu maceradan sağ olarak çıkarsınız. Yarı kürelerinizden birini taşıyan canlıyla özdeş olarak varlığınızı sürdürürsünüz. Diğer yandan, eğer yarı kürelerinizin her ikisi de başarılı bir biçimde iki kafatasına nakledilirse, her iki alıcıyla birden özdeş olamayacağınıza göre, varlığınız sona erer. Başka biçimde ifade etmek gerekirse, sizin varlığınızı sürdürmeniz, diğer yarı küreye ne olduğuna bağlıdır.

Bence bu kabul edilmesi güç bir sonuçtur.

Itır Erhart – Ben Neyim – Kişiler ve İnsanlar Üzerine Bir Çalışma PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu