Jean Bottero – Eski Yakındoğu Sümer’den Kutsal Kitaba PDF Oku indir
Jean Bottero – Eski Yakındoğu Sümer’den Kutsal Kitaba PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Jean Bottero – Eski Yakındoğu Sümer’den Kutsal Kitaba kitabını araştırdık. Ayrıca Jean Bottero tarafından kaleme alınan Jean Bottero – Eski Yakındoğu Sümer’den Kutsal Kitaba kitap özetinin yanı sıra, Jean Bottero – Eski Yakındoğu Sümer’den Kutsal Kitaba pdf oku, Jean Bottero – Eski Yakındoğu Sümer’den Kutsal Kitaba yandex, Jean Bottero – Eski Yakındoğu Sümer’den Kutsal Kitaba e-kitap pdf, Jean Bottero – Eski Yakındoğu Sümer’den Kutsal Kitaba PDF Drive, Jean Bottero – Eski Yakındoğu Sümer’den Kutsal Kitaba Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.
Jean Bottero – Eski Yakındoğu Sümer’den Kutsal Kitaba PDF indir Oku
İster gelip geçici bir hevesle, isterse oldukça önemli temas arayışıyla yapılsın, eski Yakındoğu’nun ve özelikle de o bölgenin merkezi olan eski Mezopotamya’nınki gibi yoğun ve bize çok uzak bir kültürel sistemi ele almak zor, hatta can sıkıcı bir iştir. Bu hususta herkes hemfikirdir. Bu antik dünyanın keşfedilmesinden beri bir buçuk yüzyıl geçmiş, o zamandan beri içinde kalıntılar barındıran kutsal topraklar sürekli olarak kazılmıştır; burada ağır ağır topraktan çıkarılan o çetrefilli ve engin arşivler sürekli olarak çözülüp incelenmiştir; şatafatlı, zengin, tükenmez ve bizimkinden fazla farklı o antik dünyanın baş döndürmemesi imkânsız. Böylesi bir labirente girmek için bilinmesi gereken fazla şey var: Çetrefil bir yazı ve neyse ki yalnızca uzman kişilerın bilmek zorunda oldukları enteresan ve ayrıksı diller; bunun yanında coğrafi veriler; hükümdarlık ve hanedanlıkların tarihsel sıralaması, ki bize yabancı tanımlamalar bunların hafızada tutulmasını hiç de kolaylaştırmamaktadır; karmaşık yapılı kurumlar ve onların yavaş ve dolambaçlı gelişimleri; zengin ve karmakarışık bir ekonomi: İç ve uzak ülkelerle yapılan ticaret, yolcu seferleri ve savaşlar; büyük teknik, sanatsal ve entelektüel gelişmeler; onlarca tanrı, zengin ama kartezyen düşünceden bi hayli uzak mitleri ve barbar ritleriyle şatafatlı ve sıradışı dinler. İşte gerçekten müthiş bir müze; buraya doğru atılacak ilk adımlar bi hayli güç bir deneyimi gösterir. Bu müzeye girecek ve bize klavuzluk edecek tek bireyler olan (az sayıdaki) meslek erbapları bu işi kolaylaştırmak için kendi köşelerinde pek de çaba harcamamaktadırlar. Onlar tepedeki kürsülerinden inmeyi, okuyucularına ulaşmayı, onlarla açık bir biçimde, bilgiçlik taslamadan, temeline inerek, yaşayan, ilgi çeken ve bize yakın olan taraflarını ön plana çıkararak konuşmayı pek sevmezler; oysa o eski atalarımız bizden ne kadar uzak olurlarsa olsunlar, bizden daha az insan değillerdi, bundan dolayı da onlarla iletişim kurmanın bir yolu muhakkak mevcuttur. Aslını söylemek gerekirse, bilginlerin bizi kendi alameti farikalarına çekmek için sundukları yazılara birden dalarsak hata ederiz. Bu yazılan, eski ve labirenti andıran bu kalenin içine sokulan ve yerleştirilen gizli şeylerin az çok bilincinde olup da burada yönünü bulması, kavranılan yerlerine oturtabilmesi için yalnızca bir plana, panoramik bir bakışa, ufak ölçekli bir haritaya gereksinimi olanlar okumalıdır. İşte onlar için yapılmış bu çetin sentezlerle yüz yüze kalan ve kapalı kapının önünde sabırsızlıkla bekleyen acemiler hızlı bir şekilde heyecanlarını yitirirler; dahası en azından dişe dokunur oldukça önemli şey bulamadıkça giderek daha da soğurlar. O halde neden başka bir yol denememeli? Ziyaretçileri, görevli rehberin sıkıcı açıklamalarıyla tespit edilen ve anlatılan, zorunlu olarak Tarih’in o ünlü sitelerinden ve yapılarından geçen tek büyük ana yolda ilerleyecek tur otobüsüne hapsetmek yerine neden kenardaki ufak patikalarda yaya bırakmıyoruz, neden okuldan kaçmalarına göz yummuyoruz? Bu amaçsız gezintiler sırasında onlara ufak ufak ama daha kolay ve bi hayli hızlı bir biçimde, ülkeden tat almayı öğretmiş bunun yanı sıra da burada rahat hareket edebilmek için bölge ile ilgiliki gerekli bilgileri vermiş olmaz mıyız? Elbette ilk etapta şematik ve kapsamlı bir bilgiye sahip olamayacaklardır; sıralı ve tam bir tablonun bütününü görmeyeceklerdir, ama en azından havasını soluyacaklardır; ana hatlarıyla, gerçek havayı soluyacak, olguları değerlendiriş şekillerini keşfedeceklerdir; diyagramlarla kalıplaşmış olan yerine gerçek ve canlı, fakat gözlemlenmiş ve yakında zamandan yaşanmış, sonuçta da bizi bu yaşlı ölülerden ayıran onlarca yüzyıla karşın yaşayan yaşamı bulacaklardır. Tüm tarih incelemelerinın asıl ve nihai amacı sonunda bu kaybolmuş atalarımızın hayatlarını yeniden bulmak değil midir? Bu kitabın doğmasını sağlayan ve içeriğiyle sunuşunu tespit eden de işte bu düşünce olmuştur. On beş yıl önce çıktığı günden bu yana, uzaktan bakıldığında tüm geçmişimizi ciddi ve akıllıca keşfetmeye ve incelemeye yönelmiş tek Fransız dergisi olmasa da en iyisi olan L’Histoire günümüze kadar, özellikle antik Yakındoğu ve Mezopotamya ile uzantıları hususunda ve onun etrafında birtakım makaleler yayımlamıştır. Her yazar, anlaşılır olmak ve okunmak maksadıyla belli ve somut bir hususta bütünü kapsayan temel kabulleri, hep açık bir biçimde özetlemek durumdaydı: Okuyucunun işini kolaylaştırmak için gerekliydi bu; sonra da ona anlatacaklarının ayrıntı kısmına giriyordu. Ülkenin az çok gizemli sakinleri nerden gelmişlerdir? Bu yaşlı atalar ne yiyip içerlerdi? Nelerden hoşlanırlardı ve nasıl aşk yaparlardı? Kadınlara nasıl davranırlardı? Varoluşun sıkıntıları, acılan ve üzüntüleri nasıl ortaya koydu? Yaşamın ve ölümün onlar için anlamı neydi? Kendi özel işlerinde ve poblemlerinda tanrılarının rolü neydi? Temel metinleri, daha yakın atalarımızı, Kutsal Kitap’ı yazanları ve Yunanlıları ne derece etkilemişlerdi? Bunlar kendi aralarında görünür hiçbir ortak noktası olmayan, fakat her bir diğerideğişik bir bakış sunarak bu sınırsız sisteme bir kapı açan konulardır: Kenarda kalmış olsa da ilerlemesi kolay, enteresan ve zenginleştirici bu çok sayıdaki patikanın her biri, ilk kez kendi kültürümüzün yaratıldığı bu yaşlı ülkenin tam kalbine götürür.
Engin eski Mezopotamya diyarını tanımaya yönelik en iyi başlangıç için işte bu bir avuç makaleyi bir araya getirip düzenlemek ve okuyucuya güzel ve canlı bir tarzda, enteresan ve herkesin anlayabileceği biçimde sunmak yeterliydi. Bu konuya yeni yeni ilgi duyanlar zorlanmadan zevk alacak ve ardından, eğer isterlerse, daha ağır, ciddi ama güvenilir bilim adamlarının sentezlerini okuyabilecek kadar fikir sahibi olacaklardır. Yeni başlayan biri bile, halen iyi irdelenmemiş ve pek bilinmeyen bazı konuları öğrenecek ve örnek teşkil eden bu engin uygarlıktan yararlanacaktır.
Jean Bottero – Eski Yakındoğu Sümer’den Kutsal Kitaba PDF indir Tıklayın