PDF

Jean-Jacques Rousseau – Emile Ya Da Eğitim Üzerine PDF Oku indir

Jean-Jacques Rousseau – Emile Ya Da Eğitim Üzerine PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Jean-Jacques Rousseau – Emile Ya Da Eğitim Üzerine kitabını araştırdık. Ayrıca Jean-Jacques Rousseau tarafından kaleme alınan Jean-Jacques Rousseau – Emile Ya Da Eğitim Üzerine kitap özetinin yanı sıra, Jean-Jacques Rousseau – Emile Ya Da Eğitim Üzerine pdf oku, Jean-Jacques Rousseau – Emile Ya Da Eğitim Üzerine yandex, Jean-Jacques Rousseau – Emile Ya Da Eğitim Üzerine e-kitap pdf, Jean-Jacques Rousseau – Emile Ya Da Eğitim Üzerine PDF Drive, Jean-Jacques Rousseau – Emile Ya Da Eğitim Üzerine Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Jean-Jacques Rousseau – Emile Ya Da Eğitim Üzerine PDF indir Oku

Bu sırasız, hemen hemen düzensiz düşünce ve gözlemler kitabını yazmaya, düşünmeyi bilen iyi bir anneyi mutlu etmek için başladım. Önce yalnızca birkaç sayfalık bir inceleme yazısı kaleme almayı tasarlamıştım. Konum beni ister istemez sürüklediği için, bu inceleme yazısı ağır ağır, şüphesiz içeriğine göre fazla büyük, fakat ele aldığı konuya göre fazla ufak bir tür yapıta dönüştü. Yayımlamakta uzun süre duraksadım; çoğu zaman da, üzerinde çalışırken, bana bir kitap meydana getirebilmek için birkaç broşür yazmış olmanın yetmediğini hissettirdi. Daha iyisini yapayım diye boşuna çaba harcadıktan sonra, okurun dikkatini bu yana çekmenin önem taşıdığı ve benim düşüncelerim kötü olsa bile başkalarında iyi düşünceler doğmasına vesile olacaksa, çabamın tümüyle bir zaman kaybı olmayacağı kanısına vararak, artık bu kitabı olduğu gibi yayımlamam gerektiğine inanıyorum. Çekildiği inzivadan çıkıp, yazdıklarını okurların önüne süren bir insan, üstelik de övenleri, kendisini savunan yandaşları olmadan bunu yapıyorsa, hatta bunlar ile ilgili ne düşünüldüğünü veya ne söylendiğini bile bilmiyorsa, yanılmış olsa da, yanlışlarının incelenmeden kabul görmesinden korkmamalıdır. İyi bir eğitimin öneminden pek az söz edeceğim, uygulanmakta olan eğitimin kötü olduğunu ispatlamanın üzerinde durmayacağım; bir çokları bunu benden önce yaptı, ben de bir kitabı herkesin bildiği şeylerle doldurmayı hiç sevmiyorum. Sadece şunu belirteceğim: Çok eski zamanlardan bu yana, ortaya konmuş uygulamaya karşı çıkan fakat bir tek ses var, hiç kimse de daha iyisini önermemiş. Yüzyılımızın edebiyatı ve bilimi, yapmaktan daha çok yıkmaya yöneliyor. Bir öğretmen tarzında eleştiri yapılıyor; bir şey ileri sürmek için felsefi yüceliğin daha az hoşlandığı başka bir tarz gerekir. Söylendiğine göre yalnızca kamu yararını amacında olan bunca yazıya karşın, tüm yararların en başta geleni olan insanları yetiştirme sanatı hâlâ unutuluyor. Benim konum Locke’un kitabından sonra çiçeği burnunda idi, korkarım benimkinden sonra da hâlâ yeni kalacak. Çocukluğu hiç tanımıyoruz: Çocukluk ile ilgiliki yanlış düşüncelerde ne kadar ileriye gitsek o ölçüde yanılgıya düşüyoruz. En bilge bireyler, çocukların neleri öğrenmek durumunda olduklarını göz önünde bulundurmadan, insanlar için öğrenmenin mühim olduğu düşüncesine saplanıp kalıyorlar. Çocuğun içinde hep yetişkini arıyorlar; onun yetişkin olmadan önce ne olduğunu akıllarına bile getirmiyorlar.

Benim yöntemim boş düşlere, kuruntulara dayansa ve yanlış olsa bile düşüncelerimden her zaman yararlanılabilmesi için, özellikle bunu incelemeye giriştim. Yapılması gerekeni çok yanlış görmüş olabilirim, ama üzerinde çalışılması gereken konuyu çok iyi görmüş olduğumu sanıyorum. Öyleyse, öğrencilerinizi daha iyi incelemekle işe başlayın, çünkü onları hiç tanımadığınız gayet kesin. İmdi, bu kitabı bu açıdan okursanız, sizin için yararsız bulunacağını sanmıyorum. Sistematik bölüm diye adlandırılacak şeye gelince, ki bu doğal gidişattan başkası değildir, işte, okuru en fazla şaşırtan bu bölüm olacaktır; bunun yanı sıra bana şüphesiz buradan eleştiri gelecektir, belki de haklı olarak. Eğitim üzerine bir kitaptan çok, bir düşçünün eğitim üzerine düşlerinin okunduğu sanılacaktır. Ne gelir elden? Ben başkalarının düşüncelerine değil, kendi düşüncelerime göre yazıyorum. Hiç de başkaları gibi görmüyorum; uzun süredir bu başıma kakılıyor. Ama kendimi başka gözlere sahip kılmak ve kendime başka düşünceler atfetmek elimden gelir mi? Hayır. Kendimle eş düşüncede olmamak, herkesten daha bilge tek kişi olduğumu sanmamak benim elimdedir; duygu değiştirmek değil de kendi duyguma bel bağlamamak elimdedir: İşte, tüm yapabildiğim ve yaptığım şey. Eğer kimi zaman kesin bir tavır ortaya koyuyorsam, bunun nedeni hiç de okurda saygı uyandırmak değil, onunla düşündüğüm gibi konuşmaktır. Kendim kuşku duymadığım halde neden kuşku uyandıracak biçimde bir düşünce ileri süreyim? Tam olarak zihnimden geçen şeyleri dile getiriyorum. Düşüncemi özgürce açıklarken bunun kendisini otorite olarak kabul ettirmesini o kadar az istiyorum ki, ölçülüp tartılarak yargılanmam için bu düşünceye daima nedenlerimi ekliyorum: Ama, düşüncelerimi savunmakta hiç ısrar etmek istemesem de, bunları önermekten kaçınmak zorunda olduğumu sanmıyorum, çünkü başkalarının düşüncesine karşı çıkardığım ilkeler hiç de önemsiz değildir. Bunlar doğruluğunun veya yanlışlığının bilinmesi mühim olan ve insanları ya mutlu veya mutsuz kılan sözlerdir. Bana, yapılabilir şeyler öner deniyor durmadan.

Sanki şunu demek istiyor gibiler: Yapılan şeyi yapmayı önerin veya hiç olmazsa var olan kötüyle bağdaşan bir iyiyi önerin. Böyle bir tasarı, kimi konularda, benim tasarılarımdan çok daha ham hayaldir, çünkü bu bağdaşmada iyi bozulur, kötü de iyileşmez. Ben yarı yarıya iyi bir uygulamayı ele almaktansa yerleşik uygulamayı ele almayı yeğlerim; o zaman insanın içinde daha az çelişki olabilecektir, insan zıt iki amaca aynı anda yönelemez. Analar, babalar; yapılabilir olan, yapmak istediğinizdir. Sizin iradenizin sorumluluğunu ben mi yüklenmeliyim? Her türlü tasarıda göz önünde tutulması gereken iki şey mevcuttur: İlk olarak, tasarının mutlak iyiliği; ikinci olarak da uygulamanın kolaylığı. İlk açıdan, tasarının kabul edilebilir ve kendi içinde uygulanabilir olması için, iyi olarak neye sahipse, bunun eşyanın doğası içinde bulunması, burada da, örneğin önerilmiş eğitimin insana uygun ve insan yüreğine iyi uyarlanmış olması yeterli gelmektedir. İkinci düşünce, kimi durumlardaki belirli ilişkilere bağlıdır; bunlar şeyle rastlantısal ilişkilerdir ki, bundan dolayı zorunlu değildir ve alabildiğince değişebilir. Şu halde, falanca eğitim İsviçre’de uygulanabilirken Fransa’da uygulanamaz, bir başkası burjuvalara uygulanabilir, bir başkası da soylulara. Uygulamadaki az çok büyük kolaylık bir sürü koşula bağlıdır ki bu yöntemi falan veya falanca ülkeye, falan veya falanca koşula özel olarak uygulamadan başka türlü belirlemek olanaksızdır. Oysa tüm bu özel uygulamalar benim konum için zorunlu olmadıklarından, planımın içinde yer almıyor. Bunlarla isterlerse başkaları ilgilenebilir, her biri göz önüne aldığı devlet veya ülkeyle ilgilenebilir. İnsanların, dünyaya geldikları her yerde, önerdiklerimin yapılabilmesi ve tavsiye ettiğim bireyler halini aldıklerinde, hem kendileri hem de başkaları için en iyisinin ortaya çıkmış olması bana yetiyor. Bu sözümü yerine getirmezsem, şüphesiz haksızlık ederim; ama yerine getirirsem, benden daha fazlasını istemekle de haksızlık edilmiş olur, çünkü yalnızca buna söz veriyorum.

Jean-Jacques Rousseau – Emile Ya Da Eğitim Üzerine PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu