Levent Çalıkoğlu – Çağdaş Sanat Konuşmaları PDF Oku indir
Levent Çalıkoğlu – Çağdaş Sanat Konuşmaları PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Levent Çalıkoğlu – Çağdaş Sanat Konuşmaları kitabını araştırdık. Ayrıca Levent Çalıkoğlu tarafından kaleme alınan Levent Çalıkoğlu – Çağdaş Sanat Konuşmaları kitap özetinin yanı sıra, Levent Çalıkoğlu – Çağdaş Sanat Konuşmaları pdf oku, Levent Çalıkoğlu – Çağdaş Sanat Konuşmaları yandex, Levent Çalıkoğlu – Çağdaş Sanat Konuşmaları e-kitap pdf, Levent Çalıkoğlu – Çağdaş Sanat Konuşmaları PDF Drive, Levent Çalıkoğlu – Çağdaş Sanat Konuşmaları Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.
Levent Çalıkoğlu – Çağdaş Sanat Konuşmaları PDF indir Oku
Kendisini yeni bir sosyal konumlandırmanın parçası olarak gören sanatın bugün en ihtiyaç duyduğu şey konuşmak. Konuşma eylemi burada çift taraflı bir öneme sahip. Sadece sözcükleri biriktirmek değil mühim olan, onların akacağı ve ulaşacağı zeminlerin de oluşturulması gerekiyor. Konuşma anının atmosferine sadık kalacak biçimde çözülen bu konuşmalar, inşa edilmek istediğimiz bir konuşma platformunun üzerinde artıyor. Bu zeminin tarafsız olmak gibi bir hayali var. Farklı yönlerden gelen bilgileri, birbirini kesen ve hızla uzaklaşan sözcükleri yan yana getirme gibi bir arzuya sahip. Tek bir doğrusal çizginin kendi yönünde uzamasından ziyade, dalgalanan, eğilip bükülen tali ve ufak çizgilerin birbirlerine dokunarak ilerlemesinin dinamizmine inanıyor. Bu tarafsızlığın ne kadar dengeli olduğunun ispatı tahmin ediyorum zaman içinde daha da belirginleşecek. İkinci mühim olan nokta ise, tıpkı çizgiler gibi sözcüklerin de güzergâhlarını görünür kılması ve ne kadar hazırlıklı olursa olsun soru ve yanıtlarla keşfedilecek düşüncelerin olduğunun farkına varılabilmesi. İşin doğrusu, yalnızca tanıtıcı ve geri dönüşsüz enformasyona dayalı bir konuşma zemini oluşturulmak istenmiyor bu konuşmalarda. Konuşurken düşünmek yahut düşüncenin parladığı anların sözcüklerini keşfetmek de arzulanıyor. Konuşmaların bazı bölümlerinde bu tip kırılmalar hissedeceksiniz. Bu noktalar hazırlıksızlıktan çok, konuşmanın başka düşüncelerle kesilmesi ve toslaşmasından kaynaklanıyor. Sanatın en sevdiği anlardan biridir bu kesişmenin doğurduğu boşluk ve tedirginlik. O an, iki kimliğin, temsilin, varoluşun birbirini sınadığı, önyargılarını ve içtenyetini birbirlerine aktardıkları bir karşılaşmaya tasvir eder.
Courbet’nin aylak aylak kırda dolaşırken (kendisine resim konusu avlarken!) rastladığı beyefendi ve uşağından bugüne, sanatçı ile tanıdık-yabancı içinde sayısız karşılaşma anı kurgulandı. Courbet’nin zemini resmin uzamıydı. Bu resim, başat karakterleri bunun yanı sıralıklı sınıfsal konumundan çıkarıp gündeliğe indirdiği an, yabancı ile konuşmaya başladı. Courbet’nin resminde, yalnızca yabancının imgesi temsil edilmez, bunun yanı sıra onun varlığı, bundan dolayı kimliği de sorunsallaştırılır. Yakın bir tarihte Ali Akay’ın gerçekleştirdiği “Tekinsiz/Unheimlich” adlı sergide Courbet’nin resminin Diyarbakır kırsalında yeniden oluşturulmuş bir halini video-kurgu olarak yeniden izledik. Şener Özmen ve Cengiz Tekin’e ait olan bu çalışma, beyefendi-sadık uşağı ile sanatçının oluşturduğu sınıfsal çatışkı üzerine kurulu idi. Realizmin terör olarak patlak verdiği bir âna işaret eden çalışma, bunun yanı sıra geç kalmış bir karşılaşmanın sancılarını da görünür kılıyordu. Tartışma ressamın beyefendi ve uşağını evire çevire dövmesi ile bitiyordu, ama sonuçta bir karşılaşma edimi vardı ve bu edim konuşmanın doğurabileceği sonuçlardan yalnızca birine işaret ediyordu. Konuşmak iletişimin bir parçası, ama bunun yanı sıra, yanlış anlamanın ve anlaşılmanın en kestirme yolu. Bugün sanat pratiği konuşmaya özel bir önem veriyor. Sanatsal eylemin kamuya yönelik yüzü, konuşmanın kendisini bir uygulama sahası olarak sanatın içerisine davet ediyor, röportajlar, tartışmalar, sivil inisiyatiflerle yapılan görüşmeler bir temsil şekli şekilinde kayda geçirilip üçüncü şahıslarla paylaşılıyor. Başka bir kültürün ekonomik sıkıntıları, politik eylemleri, sanat ve hayat üzerine tecrübeleri, yalnızca küresel bir dönüşümle bize de ulaşacağından dolayı ilgi çekmiyor. Çoğu seyirci için sıkıntılı bir deneyime dönüşen bu paylaşım, esasen bir başkasının varlığına işaret ettiği için enteresan geliyor. Başkasının konuşması, kullandığı dil, tanımlamalarında tercih ettiği sözcükler, benzetmelerin yönü, dilinin fonetiği ve şüphesiz mimikleri onu yabancı olmaktan çıkarıyor. Kimilerine göre tam da bu çözülme ânı yabancı olmayı kışkırtıyor, bireylerin açığa çıkandan çok gizli kalan yönlerine işaret ediyor.
Okuyacağınız konuşmaların her iki düşünceyi besleyen tarafları yok değil. Bir yerde geçici bulunmanın tedirginliği ve heyecanı ile bundan sonraki olası karşılaşmaların zemini şimdi, burada, aynı yerde oluşturuluyor. İnsandan çıkan ve insana yönelik bir eylem olarak sanatın, bu konuşmalar üzerinden bunu başarabilme olasılığının olduğunu bilmesi, hiç de yabana atılmayacak bir düşünce. İlk konuşmanın üzerinden hemen hemen bir yıl geçmiş olmasına rağmen sözcüklerin aynı sıcaklığı ve enerjiyi koruduğunu görmek gerçekten heyecan verici. Genelde belirli bir anda ve yerde geçen konuşmaların kayda geçirilerek ardından okuma düzlemine açılması bazı kayıpları da bununla birlikte getirir. Düşüncelerin tazeliği ile konuşmanın geçtiği atmosfer bir zaman aralığından sonra anlamsızlaşabilir veya eskiyebilir. Sonuçta okuma pratiği birkaç birinin içinde geçen bir diyaloğu önüme getiriyorsa bu konuşmaları yalnızca ne anlatıyorlar yönelimiyle okumam. Ses tonları, seyircinin tepkisi, konuşmacıların birbirleriyle atışması, kısacası konuşmanın içerisine akan her şey o sahneyi hayalimde canlandırabilmem için önem taşır. Nihayetinde bu konuşmalar birer konferans bildirisi değil. Çoğu konuşmacı hazırlıksız geldi, kimse elindeki bildiriyi okumadı. Bilgi ile doğallığın buluştuğu bir atmosferi bir süre sonra başka bir pratiğe açtığınızda elinizde hiçbir şey kalmayabilir. Doğrusu bu konuşmaları yöneten kişi olarak, bu tip metinleri yalnızca yararlanabileceğim bir bilgi olabilir mi gözüyle tarıyorum. Bu nedenle konuşmaların geçtiği atmosferi olabilecek olduğunca canlı bir biçimde yazıya aktarmaya çalıştık. Cümleleri ve gülüşmeleri kesmeden, konuşmacıların aralarında geçen gerilimi yumuşatmadan, birdenbire ortaya dökülen kelime oyunlarını atmadan sahneyi şimdiye, okuma anının sıcaklığına bırakmaya çalıştık. Umarım bunda başarılı olmuşuzdur.
Levent Çalıkoğlu – Çağdaş Sanat Konuşmaları PDF indir Tıklayın