PDF

Mahir Kaynak – Büyük Ortadoğu Projesi PDF Oku indir

Mahir Kaynak – Büyük Ortadoğu Projesi PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Mahir Kaynak – Büyük Ortadoğu Projesi kitabını araştırdık. Ayrıca Mahir Kaynak tarafından kaleme alınan Mahir Kaynak – Büyük Ortadoğu Projesi kitap özetinin yanı sıra, Mahir Kaynak – Büyük Ortadoğu Projesi pdf oku, Mahir Kaynak – Büyük Ortadoğu Projesi yandex, Mahir Kaynak – Büyük Ortadoğu Projesi e-kitap pdf, Mahir Kaynak – Büyük Ortadoğu Projesi PDF Drive, Mahir Kaynak – Büyük Ortadoğu Projesi Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Mahir Kaynak – Büyük Ortadoğu Projesi PDF indir Oku

Röportaj: Faruk BİLGİN Önsöz “Büyük Ortadoğu Projesi” son haftalarda medyanın en mühim ilgi odağı…Proje yalnızca Türkiye’de değil dünyanın hemen her ülkesinin medyasında çok çok fazla yer alıyor; haberler çıkıyor, stratejistler, uzman kişiler yazılar yazıyor, araştırma dosyalan yayınlanıyor. Bu haber, yazı ve araştırma dosyalarının büyük bir kısmı, projenin muhtevasını aralamaya, açıklamaya yönelik oluyor. “Büyük Ortadoğu Projesi” nedir? Bu proje ne zaman hazırlanmıştır; uygulamaya konulmuş mudur? Amerika Birleşik Devletleri’nin yetkili kurumlarının bu projeyle ilgisi nedir; onlar tarafından mı şekillendirilmiştir? Amerikan yetkili kurumlan tarafından onaylanmış bir proje midir? Projenin kapsamı, içeriği nedir ve neyi amaçlamaktadır; sınırları nereden başlayıp nerede bitmektedir? Bu projeye dünyanın diğer ülkeleri nasıl bakmaktadır? Proje, uygulama alanı olarak nitelendirilen coğrafyada neleri değiştirecektir? Bölge ülkeleri ve insanları bu çalışmadan nasıl etkilenecektir? Proje üzerindeki tartışmalar, yukarıdaki sorular çerçevesinde yoğunlaşmaktadır. Bu sorulara daha başkalarını da eklemek olabilecekdür. Tartışmalar, projeyi yapılandıranların, kamu oyunun projeye tepkisini ölçmek istedikleri veya projeye gösterilen tepkiler ışığında yeni düzenlemeler yaptıktan sonra son şeklini verecekleri manasına gelebilir. Bu kitap, Prof. Dr. Mahir KAYNAK ve Doç. Dr. Emin GÜRSES ile farklı zamanlarda yapılmış üç ayrı röportajdan oluşuyor. Her röportajın başında, yapıldığı tarih özellikle not olarak verilmiştir; böylece okuyucular, gelişen olaylarla röportajlarda ortaya konulan öngörülerin değerlendirmesini yapabilme olanağını bulabileceklerdir. Birinci röportaj, “Büyük Ortadoğu Projesi”ne genel bir bakışı ortaya koyuyor. Prof. Dr. Mahir KAYNAK ile yapılan bu röportajda yukarıda sıralanan tüm sorulara yanıt veriliyor.

İkinci röportaj, Prof. Dr. Mahir KAYNAK ve Doç. Dr. Emin GÜRSES ile yapılan ortak bir röportaj. Bu röportajda son haftalarda gündeme gelen “Yahudilik-Hıristiyanlık çatışmasının” nedenleri ve arka planı analiz ediliyor. Üçüncü röportaj da her iki kıymetli bilim adamı ile yine ortak yapılan bir röportaj. Bu röportajda ise “ülkeler arası terörün anlamı ve bundan sonra nasıl bir seyir izleyeceği” değerlendiriliyor. Kitap okunduğunda, Prof. Dr. Mahir KAYNAK ve Doç. Dr. Emin GÜRSES’in analizlerinin farklılığı bir kez daha görülecektir. Bu değişiklik doğru bilgilere ulaşmak ve bu bilgileri de doğru yorumlamaktan kaynaklanıyor olsa gerek. Kitle imha silahlarına, etnik çatışmalara, ağır insan hakları ihlallerine engel olmak, ülkeler arası terörü kaynağında kurutmak gibi gerekçelerle Amerika Birleşik Devletleri “Büyük Ortadoğu Projesini gündeme getirdi.

Bunlar kamuoyuna açıklanan gerekçeler… Irak operasyonu da Irak’ta kitle imha silahları var gerekçesiyle başlamıştı. Buradan yola çıkarak sizce bu projenin asıl amacı nedir? Çünkü bu proje bugünün projesi olarak gözükmüyor, seneler öncesinden düşünülmüş, üzerinde çalışılmış, planlanmış bir proje. Yaklaşık 20 senedir süren bir proje… Ne dersiniz hocam? M. KAYNAK: Bu söylenen gerekçelerin ne yazık ki hiç biri doğru değil. Bu projenin asıl amacını anlamak için Amerika Birleşik Devletleri’nin gerçek sorununun ne olduğunu ve neyi çözmek istediğini bilmemiz gerekir. Bazıları meseleye yalnızca askeri açıdan bakıyorlar ve Ortadoğu’nun askeri stratejik açıdan da mühim olduğunu dile getiriyorlar. Bu bakımdan da Amerika Birleşik Devletleri’nin askeri stratejileri yönünden mühim olan bu yere yerleşmek istediğini dile getiriyorlar. Bu biraz fazla mübalâğalı bir iddia; çünkü Amerika Birleşik Devletleri’nin şu anda karşı karşıya geldiğı askeri tehdit geçmiştekinden fazla daha az. Yani Sovyetler Birliği zamanındaki tehditten daha düşük düzeyde bir tehdide maruz, Rusya yönünden. Ve zaten Amerika Birleşik Devletleri de tehdidin bunlardan geldiğini söylemiyor. İran, Irak, K. Kore gibi birtakım ufak anlamsız, kendi gücü ile mukayese edilemeyecek güçleri gösteriyor ve diyor ki bunlara karşı ben askeri açıdan bir takım yerlere konuşlanıyorum. Bu doğru değildir. Anlamsızdır. Askeri açıdan hesaba katılamayacak ülkeler bunlar.

İkincisi, bazıları diyor ki, aslında Amerika Birleşik Devletleri petrolün ve enerji kaynaklarının olduğu bir alanı kontrol etmek istiyor. Dikkat ederseniz Büyük Ortadoğu Projesi dünya kaynaklarının çok mühim bir kısmını ihtiva eden bölgeler. Biz bunun da doğru olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü enerjiye hakim olmak demek, onun kuyularının üzerinde asker bulundurmak değildir. Piyasaya hakim olduğunuz zaman, zaten o alanı kontrol ediyorsunuz sayılır. Amerika Birleşik Devletleri’nin bu hususta herhangi bir rakibi de söz konusu değil. Bir başka açıdan baktığınız zaman, bu Büyük Ortadoğu Projesi’ni kapsayan ülkeler adeta bir İslam coğrafyası. Eğer İslam’ın sınırlarını çiz deseydiniz aynı sınırları çizerdiniz. O zaman şunu mu düşünmemiz lazım acaba, mesele dini bir endişe mıdır? Ve Amerika Birleşik Devletleri, Hıristiyanlığa karşı bir İslam başkaldırısını engellemeye mi çalışıyor, sorusunu sormak lazım. Böyle bir endişelerinin olduğunu da zannetmiyorum. Çünkü buradaki bireylerin dinini değiştirmek gibi bir amaçları yok. İslam olarak kalacaklardır, bu ülkeler. > Buradaki İslam varlığının bir tehdit olmadığını mı dile getiriyorsunuz? M. KAYNAK: İslam’ın varlığı bir tehdit oluşturmaz. Bir insanının Müslüman oluşu mutlaka Amerika Birleşik Devletleri ile yüz yüze bulunacağı manasına gelmez.

Nitekim geçmişte de böyle bir karşı gelmeme durumu var. Birçok İslam ülkesi ile Amerika Birleşik Devletleri müttefiktir. > Amerika Birleşik Devletleri karşısında tehdit oluşturan bir İslam ülkesi de yoktur mu diyorsunuz? KAYNAK: Anlamlı bir güç de yok. İslam, şu anda bir dini niteliğinin yanında ezilen insanlar m ideolojisi konumuna geliyor. Bunun nazarı itibara alınması gereken bir husus olduğunu da söylemek lazım. Bu şu anlama gelir; İslam tek başına bir tehdit olmasa bile bazı güçler İslam coğrafyasını ve dünyasını tercih ederek, Amerika Birleşik Devletleri’ni bölgede zor duruma düşürebilirler ve bölgeden uzaklaştırabilirler. O zaman şunu söylemek zorundayız; bölgenin Amerika Birleşik Devletleri için önemi nereden kaynaklanıyor? Önceki konuşmalarımızda buna birden çok kere değindik; dedik ki, aslında dünya üzerindeki problem, ekonomik problemdir. Şu anda dünya üzerindeki ekonomik yapı şöyle işlemektedir; Avrupa ülkeleri ve Ortadoğu ülkeleri ürettikleri malların mühim bir kısmını Amerika Birleşik Devletleri ‘ne ihraç ediyorlar. İhraç mallarının karşılığında da herhangi bir bedel almıyorlar. Amerika Birleşik Devletleri borçlanıyor. Bunun Avrupa ülkeleri yahut Ortadoğu ülkeleri yönünden çaresi, bu borç verme mecburiyetinin ortadan kalkması, fakat yeni pazar bulmalarıyla olabilecekdür. Böyle bir pazar bulduklarında, mallarını artık Amerika Birleşik Devletleri’ne ihraç etme mecburiyetinde kalmazlar ve buradan da yalnızca senet yahut tahvil değil, mal ve hizmet alırlar, böyle bir denge kurulabilir. Ve biz şunu dile getirdik; bu coğrafya Avrasya’dır. O zaman adına Avrasya diyorduk, şimdi Büyük Ortadoğu halini aldı. Demek ki, aslında Amerika Birleşik Devletleri rakibinin pazarlarını ve rakibini kuvvetli kılacak o-lan bu coğrafyayı, rakibinden önce kontrol etmek istiyor.

Ve diyor ki, dünya çapında bu güne kadar devam eden e-konomik yapı ve dengeler devam etsin. Yani siz ticareti -nizi, ekonomik ilişkilerinizi benimle sürdürün. Avrupa ülkelerine dile getiriyor, Ortadoğu ülkelerine, Japonya’ya dile getiriyor bunu… Biz ekonomik bir bütün halinde kalalım ve bunun orkestra şefi ben olayım, ben kontrol edeyim diyor. Çünkü bunun kendisine çok büyük ekonomik yararlan mevcuttur. Amerika Birleşik Devletleri senede 500 milyar dolarlık dış ticaret açığı veriyor ve bunu da başkaları finanse ediyor. Bu bir kaynak aktarımıdır Amerika Birleşik Devletleri ‘ne. Eğer bu kaynak aktanım kesilirse Amerika Birleşik Devletlerindeki ekonomik daralma 500 milyar dolarla sınırlı kalmaz, bu artarak, katlanarak bir kar topu gibi artar, Amerikan ekonomisini hızla küçültür. Buna karşılık mesela Güney Amerika’yı hedef olarak veremezsiniz, çünkü bir ülkeden kaynak aktarabilmek için, mesela Güney Amerika’dan, Kuzey Amerika’ya kaynak aktarabilmeniz için burada bir üretim fazlalığının olması lazımdır. Oysa orada bulunan insanlar aç. Aç insan sömürülemez. Diğer taraftan mesela petrolleri de yok. Güney Amerika’dan dışarıya verilebilecek kahve, muz filan var. Ama düşünün ki, Orta Asya Cumhuriyetleri yahut Ortadoğu ülkeleri çok büyük enerji kaynaklarına sahiptir. Ve kendileri ben yiyeceğim dese yiyemez. Mutlaka dışarıya vermek zorundalar.

Bütün o kaynakların hepsinin bir başkasına aktarılma mecburiyeti mevcuttur. > Bu tamamen ekonomik bir operasyondur, amacı tamamen ekonomiktir diyebilir miyiz? KAYNAK: Eğer, Büyük Ortadoğu’da Avrupa etkili olursa, Avrupa dünyanın en büyük gücü haline gelir. Eğer Rusya kontrol ederse, Rusya en büyük güç o-lur. Eğer Amerika bu bölgeleri kontrol edemezse, büyümeyi bırakın küçülmek zorunda kalır. Ve dünya üzerindeki etkinliği azalır. Sadece askeri ve siyasi etkinliğini değil, ekonomik düzeyinin de gerilemesi sonucunu doğurur. > Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa’dan, Rusya’dan önce bu pazarlara girmek istiyor öyle mi? KAYNAK: Diyor ki, birincisi Avrupa bu bölgeye girerse bana ihtiyacı kalmaz. Benimle ticarete ihtiyacı kalmaz. Benimle ticaret yapmadığı zaman da ben artık dışarıdan elde ettiğim ki, senede 500 milyar doları bulan kaynaklan elde edemem. İkincisi, bu bölgeye hakim olmamla gelişecek ekonomik yararların da hiç birisinden istifade edemem, çok gerilerim, önemsizleşirim. Ve halkımın hayat düzeysi radikal, köklü bir biçimde düşer. Onun için Amerika Birleşik Devletleri yönünden, bu söylenenlerin hiç birisi doğru değildir. Sadece ekonomik bir hadisedir. Ve bunu yapmak zorundadır.

Mahir Kaynak – Büyük Ortadoğu Projesi PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu