PDF

Mahmut Adem – Atatürkçü Düşünce Işığında Eğitim Politikamız PDF Oku indir

Mahmut Adem – Atatürkçü Düşünce Işığında Eğitim Politikamız PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Mahmut Adem – Atatürkçü Düşünce Işığında Eğitim Politikamız kitabını araştırdık. Ayrıca Mahmut Adem tarafından kaleme alınan Mahmut Adem – Atatürkçü Düşünce Işığında Eğitim Politikamız kitap özetinin yanı sıra, Mahmut Adem – Atatürkçü Düşünce Işığında Eğitim Politikamız pdf oku, Mahmut Adem – Atatürkçü Düşünce Işığında Eğitim Politikamız yandex, Mahmut Adem – Atatürkçü Düşünce Işığında Eğitim Politikamız e-kitap pdf, Mahmut Adem – Atatürkçü Düşünce Işığında Eğitim Politikamız PDF Drive, Mahmut Adem – Atatürkçü Düşünce Işığında Eğitim Politikamız Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Mahmut Adem – Atatürkçü Düşünce Işığında Eğitim Politikamız PDF indir Oku

Genelde üniversitedeki uğraş alanım eğitim planlaması, eğitim ekonomisi, eğitim maliyesi, eğitim finansmanıdır. Lakin bu alanların da, her biri ayrı ayrı eğitim politikası ile doğrudan veya dolaylı olarak alakalıdir. Bunun yanında doğrudan eğitim politikası hususunda ilk çalışmam, 1992 senesinde 3. İzmir İktisat Kongresi’nde sunduğum Ulusal Eğitim Politikamız başlıklı bildiri olmuştur. Bu çalışma, genişletilmiş olarak 1993 senesinde yayımlanan “Ulusal Eğitim Politikamız ve Finansmanı” adlı kitabımda yer almıştır. Bunu 1995 senesinde yayımlanan “Demokratik, Laik, Çağdaş Eğitim Politikası” izlemiştir. Lakin bu son kitabım, hem mesleki dergilerde hem de günlük gazetelerde ulusal eğitimimizin çeşitli poblemleri hususunda yayımlanmış olan 27 makalenin bir araya toplanmasından oluşmuştur. Ulusal Eğitim Politikamız ve Finansmanı, Eğitim Maliyesi dersinin; Demokratik, Laik, Çağdaş Eğitim Politikası da Eğitim Politikasının ders kitabı olarak kullanılmıştır. 1997 senesinde Türkiye Bilimler Akademisi’nce hazırlanan “Türkiye’de Bunalım Projesi”nde, Bunalımın Eğitsel Nedenleri konusunu hazırlamam istendi. Bu çalışmam iki ayrı dinleyici kümesine sunulmuş ve 1998 yılı Ekim ayında “Türkiye’de Bunalım ve Demokratik Çıkış Yolları” başlığı ile proje raporu yayınlanmıştır. Siyasal veya ekonomik düzeni ne olursa olsun, her ülkenin ulusal bir eğitim politikası mevcuttur. Tüm toplum kesimlerinde ulus olma bilincinin gelişebilmesi ve yerleşebilmesi için, gelecek kuşakların eğitiminin, toplumca benimsenmiş bir değerler dizgesi içinde ele alınması gerekmektedir. Çünkü, bir ulusu ulus yapan başta kültür olmak üzere bu değerler dizgesi, her şeyden önce ulusal eğitim kurumlarında şekillendirilmektedir. Bu bağlamda eğitim politikası, oldukça önem taşımaktadır. Ulusal eğitim politikasının bir çok kaynağı bulunmakla birlikte, en fazla bilinenler; Anayasa, alakalı yasalar ve kalkınma planlarıdır.

Anayasamıza göre, eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları ışığında, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz (Mad. 42). Anayasa’da betimlenen Türk eğitimi; çağdaş, bilimsel ve laik eğitimdir. Lakin kağıt üzerinde böyle olmakla birlikte, bugün gerçekten ulusal eğitimimiz ne ölçüde çağdaş bilim ve eğitim ilkelerine göre yapılmaktadır? Öğretim Birliği Yasası öncesindeki “Mahalle mekteplerini” çağrıştıran Kur’an Kursları, İmam Hatip Okulları yıldan yıla çığ gibi çoğalmakta; bilim, teknoloji üretmede ve eğitim-öğretimde çağdışı kaldığı için kapatılan, İstanbul Darülfünunu yerine yeni kurulmuş olan çağdaş Türk üniversitelerinden mühim bir bölümü, tarikatçı rektör ve yöneticiler aracılığıyla yeniden medreseleşme sürecine girmektedir. Bu durumda, Milli Eğitim Temel Kanununda tespit edilen, Türk milletinin bütün fertleri; insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan milli, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirilebilir mi? 1998-1999 öğretim senesinde ilkokuldan üniversiteye değin tüm eğitim tür ve düzeylerinde eğitimciler, veliler, öğrenciler büyük bir endişe içinde bulunmaktadır. Veliler kendi kendine soruyor: Çocuğum iyi bir okula girebilecek mi, nitelikli ve işinde uzman bir öğretmenin sınıfına düşebilecek mi? Mezun olunca iş bulma olasılığı yüksek ve insanca yaşaması için yeterli gelir sağlayabilecek bir yükseköğretim kurumuna girebilecek mi, böylece toplumda hak ettiği yerlere gelebilecek bir meslek sahibi olabilecek mi? Oğlum, kızım hiçbir siyasal-ideolojik baskı veya etki altında kalmadan, huzur ve güven ortamında öğrenimini sürdürebilecek bir yurtta – halen bu tür yurtlar var mı? – yer bulabilecek mi? Öğrencilere gelince; 1999 senesinde gençler, her zamankinden fazla daha fazla sorunlarla dopdolular: Ailem; Türk eğitim dizgesinde mutlak bunun yanı sıralığı olan Anadolu lisesi, süper lise, fen lisesi, özel lise vb. okullarda, hatta yurtdışında öğrenim görmemi sağlayabilecek mi? Genel olarak eğitim, bireye belli bir meslek kazandıran bir zaman olarak kabul edildiğinden öğrenimini tamamlayan genç, yetiştiği alan ile alakalı bir meslekte çalışabilmeyi ummaktadır. Bu nedenle bugün gençleri en fazla endişelandıran, öğrenim yaşamlarından sonra iş bulup bulamayacaklarıdır. Bu hususta gençleri en fazla düşündüren sorular şunlardan oluşmaktadır: Ülkemizde işsizlik daha da artacak mı? Alacağım diploma bir iş bulma olanağı sağlayacak mı? Zorunlu öğrenimden sonra kabiliyetlerime uygun bir mesleğe doğru olarak yöneltilebilecek miyim? Öz olarak geleceğin toplumsal ve ekonomik koşulları, gençlere daha insanca bir yaşam sağlayabilecek mi? Bu suallerin cevabı, eğitim kavramında bulunabilir. Bir tanıma göre hammaddesi insan olan eğitimin amacı; bireye olumlu davranışlar kazandırmak, bir mesleğin bilgi, beceri ve metotlarıni öğretmek, onu daha üretken kılmaktır. Bir başka tanıma göre eğitim; toplumun yaratıcı gücünü ve verimini artıran, bireye kabiliyetlerini geliştirme olanağı veren, sosyal adalet, fırsat ve olanak eşitliği ilkelerini gerçekleştirmede en etkili araçtır (1). Öyleyse bugün genelde en iyi yönetim şekili kabul gören demokrasinin tüm kurum ve kurallariyle işleyebilmesi için, eğitim kesimine çok büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bu nedenle Milli Eğitim Temel Kanununda, Türk Milli Eğitiminin temel ilkeleri içinde “Demokrasi eğitim hayatına” çok mühim bir yer verilmiştir. Güçlü ve kararlı, hür ve demokratik bir toplum düzeninin gerçekleşmesi ve devamı için yurttaşların sahip olmaları gereken demokrasi bilincinin, yurt yönetimine ait bilgi, anlayış ve davranışlarla sorumluluk duygusunun ve manevî değerlere saygının, her türlü eğitim çalışmalarında öğrencilere kazandırılıp geliştirilmesine çalışılır; fakat eğitim kurumlarında Anayasa’da ifadesini bulan Türk Milliyetçiliğine aykırı siyasi ve ideolojik telkinler yapılmasına ve bu nitelikteki günlük siyasi olay ve tartışmalara karışılmasına hiçbir biçimde meydan verilmez (Mad.

11). Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki 30.04.1992 tarih ve 3797 sayılı yasaya göre bu bakanlığın birinci görevi, Atatürk inkılâp ve ilkelerine bağlı vatandaş yetiştirmektir.

Mahmut Adem – Atatürkçü Düşünce Işığında Eğitim Politikamız PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu