Mim Kemal Öke – Geçiş Sürecinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri PDF Oku indir
Mim Kemal Öke – Geçiş Sürecinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Mim Kemal Öke – Geçiş Sürecinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri kitabını araştırdık. Ayrıca Mim Kemal Öke tarafından kaleme alınan Mim Kemal Öke – Geçiş Sürecinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri kitap özetinin yanı sıra, Mim Kemal Öke – Geçiş Sürecinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri pdf oku, Mim Kemal Öke – Geçiş Sürecinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri yandex, Mim Kemal Öke – Geçiş Sürecinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri e-kitap pdf, Mim Kemal Öke – Geçiş Sürecinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri PDF Drive, Mim Kemal Öke – Geçiş Sürecinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.
Mim Kemal Öke – Geçiş Sürecinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri PDF indir Oku
Orta Asya Türk Cumhuriyetleri belki “Demir Perde’nin en aralanmaz ücrasıydı, bir zamanlar… Tarihi paylaştığımız dönemler dışında pek bir şey bilmiyorduk haklarında. Hayal dahi edilmesi olabilecek olmayan hürriyetlerine kavuşmaları ile birden fazla açıdan olduğu gibi akademik birikimimizle de hazırlıksız yakalanmıştık. Kendi soydaşlarımızın durumlarını yine yabancı -ilk kez Batı- kaynaklardan mı öğrenecektik? Hele, onların aki-betlerinin Türkiye Cumhuriyeti yönünden şimdi ve ileride hayati olduğunu bile bile. Önce önümüzdeki “vakıa” yi tanımalıydık. Orta Asya Türk cumhuriyetleri bir “geçiş süreci” yaşıyorlardı. Hem de çok boyutlu bir transformasyon. ilkin, ideolojik ağırlıklı kollektif ekonomik sistemden -komünizmden- “çözülüş” yaşanıyordu. Bir başka açıdan, Orta Asya’da yaşanan bir tür “De-colo-zasyon’du. Afrika ile paralellikleriayrılıkları yanında müstakilleşme (istiklallerine kavuşma) vetiresi içine girmemişler miydi? Yüzyılın son imparatorluğunun yıkılışı da diyebilirdiniz; ama isteğe göre nezaketle “De-Sovyetizasyon” da karar kılalım. Bu olgunun içinde federasyondan milli devlete geçiş de var, tabii ki. Her ne kadar Rusya’nın, BDT’yi bir tür Rus “Commanwealth”i olarak görme alışkanlığından vazgeçemediğini uzman kişiler ifade etseler de…. Diğer yandan, geçiş sürecini “otokrasiden demokrasiye” ; “Homo Sovieticus diye bir zamanlar adlandırılan devlet kimliğinden ulusal kültüre” şeklinde de sıfatlandırabilirsiniz. Bir başka açıdan da Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, kapalı devre bir sistemden küreselleşen/miş bir ülkeler arası iklime entegre olma gayreti içindeler. Bütün bu etkenler, yaşadığımız zaman/mekan atlasında, tortulaşmış ve taze iç ve dış poblemleri bununla birlikte getiriyor. işte, elinizde tutuğunuz bu çalışma, Kafkasya dışındaki Türk Dünyası’nın karşısına dikilen meydan okumalara karşı imkan/zaaf iyet beklentilerinin envanter ve analizini ihtiva ediyor.
Fatih Üniversitesi, lisans üstü öğrencileri gençlerle zevkli ve ufuk açıcı geçen seminerlerin ürünü olan bu çalışma sahasındaki çöl boşluğundaki vahalardan biri olma azmindedir. Benzerlerini tahrik eder dileğiyle, “Çeteler, utanmazcasına siyasi arenaya egemenler ve yolsuzluklara bulaşmış devlet personelleriyle kendi (mafya) kanunlarını dayatıyorlar. Eğer toplum, baştan aşağıya uzanan bu belayı kazıyamazsa, her yere, evet her yere nüfuz edecekler. Bu sözler Boris Yeltsin’e ait. 24 Eylül 1997 tarihini taşıyor. Aslını söylemek gerekirse bu onun ilk infiali değildi. Üç yıl önce de yüz elli milyonluk ve 20.000 nükleer başlıklı Rusya’sını ’’dünyanın en büyük mafya devleti… Suçun süper gücü” olarak tanımlamıştı. Yıl 1998. Rusya’daki durumun iyiye gittiği söylenemez. Yeltsin, başkanlığını yaptığı ülkeye ilişkin kanılarında yalnız da değil. Yabloka/Reform Partisi’nin önderi Grigory Yavlinski, 1997 Amerika gezisinde Soğuk Savaş zamanındaki can düşmanlarına açık açık “Rusya’da kokuşmuş bir suç gücü yerleşti ve ekonomimizin en ciddi düşmanı halini aldı” diyordu. Faili meçhul cinayetler, özelleştirmede yolsuzluklar, kara para egemenliğinden dem vuruyordu. Askeri Başsavcı Yardımcısı General Stanıslav Gaveto da tedirgindi: “Rusya, yaşamın bütüncül bir kriminalleşmesini yaşamaktadır. Devletin her mekanizmasına yolsuzluk ve suis-timaller çökmüştür.
” Rusya’da gerçekten neler oluyordu? Oysa ki, seksenlerin sonunda ülkeler arası iklime iyimserlik hakimdi. İster Sovyetler’in intiharı, ister tükenişi yahut glasnostu deyiniz, Batı’daki siyasal gözlemcilere göre komünizan ideoloji yenilmiş, ‘Tarihin Sonu” gelmiş ve Soğuk Savaş bitmişti. Bu “mutlu sonu taçlandırmak için ABD başta olmak üzeri Batı’nın medeni ülkeleri, adeta II. Dünya Savaşı’nı takiben devreye soktukları Marshall Planı ve Truman Doktrini sürecine benzer bir biçimde yeni Rusya’nın de-makratikleşmesine katkıda bulunmalıydılar. Kredi muslukları açıldı. Yardımlar birbirini izledi.
Mim Kemal Öke – Geçiş Sürecinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri PDF indir Tıklayın