PDF

Mustafa Kemal Atatürk – Zabit ve Kumandan ile Hasbihal PDF Oku indir

Mustafa Kemal Atatürk – Zabit ve Kumandan ile Hasbihal PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Mustafa Kemal Atatürk – Zabit ve Kumandan ile Hasbihal kitabını araştırdık. Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk tarafından kaleme alınan Mustafa Kemal Atatürk – Zabit ve Kumandan ile Hasbihal kitap özetinin yanı sıra, Mustafa Kemal Atatürk – Zabit ve Kumandan ile Hasbihal pdf oku, Mustafa Kemal Atatürk – Zabit ve Kumandan ile Hasbihal yandex, Mustafa Kemal Atatürk – Zabit ve Kumandan ile Hasbihal e-kitap pdf, Mustafa Kemal Atatürk – Zabit ve Kumandan ile Hasbihal PDF Drive, Mustafa Kemal Atatürk – Zabit ve Kumandan ile Hasbihal Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Mustafa Kemal Atatürk – Zabit ve Kumandan ile Hasbihal PDF indir Oku

Atatürk, 1893’te (Selanik) girdiği askeri mektebi 1905’te (İstanbul) kurmay-yüzbaşı rütbesini alarak bitirmişti. M. Kemal’in öğretim durumunu, Selanik’teki askeri ortaokul, manastırda lise (1899) İstanbul’da harp okulu (1902) ve harp akademisi olarak sıralamak olabilecekdür. O, bu suretle askeri bilgiler için, zamanının bütün normal öğretim kademelerini başarı ile atlamıştır. Kurmay (erkânıharp) sınıflarındaki okuma devresi kendisine yükseköğretimin en ileri bilgi ve görgülerini kazandırmıştır. Bunu her vesile ile kendisi daima hatırlardı. O, kurmay sınıflarında iken memleketin siyasi durumu ile ilgilenmiş, istibdada karşı hür fikirler yayan gizli neşriyatı okuması ve dostlarıyla konuşmaları aracılığıyla, daha o zamandan memleketin siyasi mukadderatı için meşgul olmaya başlamıştır. O senelerda harp akademisine ayrılan az sayıda genç subay talebeler, binlerce harp okulu gençlerine hitabeden hür fikirleri yaymak için çeşitli vasıtalardan faydalanmışlardı. Bunun yanı sıra tertip ettikleri gizli gazetelerin yazıları bizzat M. Kemal’in kaleminden çıkmıştır. M. Kemal okuma devrelerinde anlayışlı, zeki ve çalışkan, hatta arada bir fazla atılgan bir talebe olarak hocalarının takdirini kazanmış ve dikkat nazarlarını çekmiştir. Aynı zamanda M. Kemal, öğretim devresinin her bölümünde yazı yazmaya ve hatta manastırdaki okulda iken edebiyat ve şiire merak sarmış ve hitabet tecrübeleri için hiçbir fırsatı kaçırmamıştır. Ders kitaplarından gayri ne bulursa okumuş, harp akademisinde ve devlet merkezindeki müşahedeleri onda derin izler bırakacak kadar kuvvetli olmuştur.

Bu tahsil çağından sonra 1905’den 1908’e kadar M. Kemal, Suriye’de ve Makedonya’da vazife görmüştür. Bu senelerda M. Kemal, bir taraftan mesleki detaylarını tatbiki sahada ilerletirken bir taraftan da memleket idaresi için ikinci meşrutiyetin ilanından önceki siyasi faaliyetlere katılmıştı. Bu maksatla Şam’da kurduğu (Ekim 1906) Vatan ve Hürriyet adı altındaki siyasi cemiyetin faaliyetini Makedonya’ya intikal ettirmiş yer alıyordu. İkinci meşrutiyetten önce Makedonya ve bilhassa Selanik, her bakımdan Osmanlı İmparatorluğu’nun en faal merkezlerinden biridir. Siyasi fikirler orada teşkilatlanmış ve olgunlaşmış, askeri birliklerin mühim kısımları orada toplanmıştır. Askeri ve sivil aydınlar zümresinin büyük faaliyeti bu bölgede merkezileşmiştir. 1907 senesinde M. Kemal, kolağası (kıdemli yüzbaşı) rütbesiyle Makedonya üçüncü ordu müfettişliğinde vazifelidir. Ayn ı zamanda ”İttihat ve Terakki” cemiyetinin gizli çalışmalarında bulunmaktadır. Makedonya’da (23 Temmuz 1908) hürriyet ilan edilince, Osmanıl İmparatorluğu’nda ikinci meşrutiyet devri açılmıştır. M. Kemal bu inkılaptan sonra ordu mensuplarının günlük politika konularıyla meşgul olmasını istememektedir. İktidarı ele alan ve siyasi bir parti olarak iş başına geçen İttihat ve Terakki mensupları, bu düşüncesi kabul etmek istememektedirler.

Çünkü ihtilali başarabilmek için ordu mensuplarına dayanılmış olduğu gibi, iktidarı sürdürebilmek için de yine onların siyasi faaliyetine ihtiyaç hissediliyordu. M. Kemal, ordunun ıslahını istediği gibi, talim ve terbiye için gerekli çalışmaların yapılmasına çok önem vermekteydi. Meşrutiyetin ilanından sonra, M. Kemal bütün dikkat ve ilgisini askeri çalışmalar üzerinde toplamıştır. O, subayların yeni esaslara göre mesleki detaylarını arttırmak için yayın yapılmasını lüzumlu addediyordu. Selanik’te Üçüncü Ordu Subay Talimgâhı Komutanlığı’nda (1909) iken, bu işlere daha çok vakit ayırmıştır. Osmanlı ordusunun Alman usulüne göre ıslahat hareketini zaruri bulmakla birlikte, yine de kendi askeri yaşamımızdan alınmış tecrübelerin bu işte rol oynamasını istemektedir. M. Kemal imzasıyla 1908-1918 senelerı içinde ufak broşürler halinde yayımlanmış kitapların tarih sıralarına göre isimleri şunlardan oluşmaktadır: 1) Takımın Muhabere Talimi, General Litzman’dan tercüme, Selanik. 10 Şubat 1324-(1908) (64 sayfa) 2) Cumalı Ordugâhı. Süvari, Bölük, Alay, Liva Talim ve Manevralar ı. Selanik 1325-(1907) (41 sayfa) 3) Beşinci Kolordu Erkânı-Harbiye Tabiye ve Tatbikat Seyahati. Selanik 1327-(1911) (40 sayfa) (*) 4) Bölüğün Muharebe Talimi. General Litzman’dan tercüme İstanbul 1328-(1912) (74 sayfa) 5) Zabit ve Kumandan ile Hasbihal.

İstanbul 1334 -(1918) (32 sayfa). Atatürk’ün bu ufak broşürlerini üç kısıma ayırmak lazımdır. Birincisi iki kitap halinde olan General Litzman’dan tercümelerdir. Diğer ikisi, askeri tatbikat esnasında tutulan notların krokiler ilavesiyle kitap haline getirilmesidir. ”Zabit ve Kumandan ile Hasbihal” ise arkadaşı M. Nuri’nin (Conker) ”Zabit ve Kumandan” adlı eserini okuduktan sonra onunla ”hasbihal” şeklinde cevabıdır. Şimdi sırasıyla bu kitapların mahiyetine temas edelim: Atatürk, General Litzman’ın ”Seferber mevcudunda Takım, Bölük ve Taburun Muharebe Talimleri” adındaki eserini (dördüncü baskısı) Türkçeye çevirmiştir. Kendisinin önsözünde de dile getirdiği gibi bu eserin dilimize çevrilmesini lüzumlu görüyor, fakat başkalarının da aynı fikirle hareket edeceklerini düşünerek kendi tercümesini derhal çıkarmıyor. ”Lakin zannettiğim halen olmadı” diyerek eserin ”tekmil münderecatının” bütün tercümesini beklemeden her meselenin bir kitapçık halinde çıkmasını münasip görüyor. Ayr ıca da kaydettiğine göre ”Eser tertibi cihetiyle buna müsaittir” diyor. Bu tercümede harflerle gösterilen şahıslar yerine Türk isimleri kullanılmış ve haritadaki yer adları da tamamen Türkçe olarak konmuştur. Mesela, Ye şil Tepe, Pınarlıtepe, Föztepe, Yassıtepe gibi. Bunların, Türk okurlarına meseleyi mütalaa ve takip edilişlerinde daha kolaylık bulunacağını kaydetmektedir. M. Kemal’in imzasını taşıyan bu tercümelerden biri (10 Şubat 1324-1908) Takımın Muharebe Talimi, ikincisi ise Bölüğün Muharebe Talimi’dir (1328-1912).

Yukardaki listede 1 ve 4 numaralardır. Birincisinde bir harita ikinci kitapta ise bir kroki mevcuttur. İkinci kitap doğrudan doğruya askeri bir meseleye dair verilen ”misal” ile başlar ve daima krokideki isimlere atıf yapılarak açıklamalarda bulunulur. Yeni tabiye ve seferiye külliyat ının beşinci numarasını alan bu kitapların, isimlerin değiştirilmesinden gayri, General Litzman’dan tamamen tercüme olduğu anlaşılıyor. Daha önce Selanik’te basılmış birinci kitabın doğrudan doğruya tercümesinden evvel, Atatürk’ün yazdığı önsöz bilhassa dikkate değer. Burada esas fikirleri şudur: Türk ordusunda senelerden beri tatbik edilmekte olan talimnameler bu senelerda yeni usullere göre değiştirilmektedir. Bu, Türk ordusunun kendi çalışmaları neticesi ve tedrici bir tekamül ile olmadığı için yapılan yeniliklerin askeri hayatta esaslı çalışmalar olmazsa enteresan olabileceğine inanıyor ve eldeki eski talimnameler’in zamanın terakkilerine uygun olmadığını kaydederek onların yerine ”zaman-ı hazır harbinin taleb eylediği evsaf ve şeraiti bahşedecek yeni bir kitab-ı mübin koymak mecburidir” diyor. Böyle bir hazırlık ve çalışma yapılmadığı takdirde neticelerin iyi olmayacağını şu cümle ile belirtmektedir: ”İşte bugün Osmanlı ordusu, heyet-i askeriyesi bu haldedir. Lakin, ne çare ki bu şaşkınlıktan bugün ihtiraz etmek istersek, yarın derecesi büyüyeceği için ihtiraz imkânı azalacak veya bir meydan muharebesi ateşli seması altında esbab-ı izalesi mevcudiyetimize tesir-i elim icra edebilecek azim bir şaşkınlıkla nihayet bulacaktır.” Bu cümle, ne yazık ki mağlup olduğumuz Balkan Harbi’nin adeta bir ön sezisi gibidir.

Bu broşürlerden ikinci grup başka mahiyettedir. Atatürk bir kurmay-subay olarak nazari bilgilere önem verirken, askeri tatbikat ve manevraların, yalnızca iştirak edenlerin istifadesinde kalmasına gönlü razı olmamaktadır. Bu itibarla, o bu tatbikat esnasında tuttuğu müşahade notlarını ve kumandanların yaptıkları tenkitlerini yazmış ve bunlardan ikisini bol krokilerle yine ufak birer broşür halinde neşretmiştir. Bunlar yukardaki listede 2 ve 3 numaralı olanlardır. Bunlar öyle birer örnektir ki, M. Kemal’in mesleki gelişmesini hazırlamış ve onda müşahade ve tenkid tabiatını olgunlaştırmıştır. Bu kitapların metni okunduğunda, zamanının tarihini de düşünerek, bir hüküm vermek yerinde olur sanırım. Şimdi aynı tarihlere ait Atatürk’ün bana yazdırdığı bir anıyı burada okumak, kendisinin o devredeki meşguliyetleri için iyi bir fikir verecektir: Atatürk, Selanik’te geçmiş bu olay için anısını dikte ettirdiği vakit (1937) yazıyı şu hükümle bitirmişti: ”Kumandanlar madunlarından yüksek ve alim olmalıdırlar.” Ayr ıca da bana tavsiyesi şu olmuştu: ”Bu yazıyı bir gün neşretmek istersen benim o tarihlerde çıkardığım bir tercüme kitabımdaki önsözümü okur ve buna ilave edersin.” Bu makaleyi o önsözle birlikte Belleten’de 1950 senesinde bastırdım ve tavsiye ettiği kitabın önsözünün bir kopyası ile fotoğrafını ilave ettim. Yazı şudur: ”Osmanlı İmparatorluğu’nda 1908 Hürriyet inkılâbı olmuştur. Mustafa Kemal, Makedonya’dadır. Yıl 1909 yazıdır. O, Selanik’teki büyük kumandanlık (erkân-ı harbiye) kurmayında kolağası (kıdemli yüzbaşı) rütbesinde bir subaydır.

Osmanlı ordusu hizmetinde bulunan Almanyalı Mareşal Von der Goltz, Makedonya’daki Türk ordusuna garnizon tatbikatı yaptırmak üzere, Selanik’e gelecektir. Büyük kumandanlık erkân-ı harbiyesinde, talim ve terbiye masası şefi olan Mustafa Kemal, Mareşal Von der Goltz gelmeden evvel, Selanik civar ında tatbikini muvafık gördüğü bir meseleyi hazırlamakla meşguldür. Mustafa Kemal, Kumandan Hâdi ve Erkân-ı Harbiye Reisi Ali Rıza Paşaları bundan haberdar etmek istiyor. Paşalar, Kolağası Mustafa Kemal’in bu cüretini hayretle karşılıyorlar, onu âdeta tahtie ediyorlar: – Canım, diyorlar, buraya gelecek olan Goltz bizden ders almak için değil, bize ders vermek için geliyor. Mustafa Kemal,bu sözlere şu cevabı veriyor: – Büyük âlim, filozof, ”Millet-i müsellâha” müellifi olan Goltz’dan istifade etmek, üzerinde durulacak mühim bir noktadır. Lakin, Türk erkân-ı harbiye ve kumanda heyetlerinin kendi vatanlarını nasıl müdafaa etmek lazım geleceğini gösterebilmeleri tabi ki ondan daha çok mühimdir. Bir de, buraya yorgun gelecek olan Mareşal’a, fazla külfet yüklememek de münasip olur kanaatindeyim. Mustafa Kemal’e serzenişler sürdürmektedir. Onun hareketini doğru bulmayanlar, halen kanaatlerini değiştirmemişlerdir. Bunun üzerine Mustafa Kemal daha ileri giderek: – Efendim, diyor, benim hazırlayacağım meseleyi Mareşal’a göstermek ayıp değildir; bunun aksi ayıptır. Benim eserim, Mareşal’in düşüncesine uygun düşmez yahuthut Mareşal benim eserime alaka göstermezse, kendi istediğini tatbik ettirmek onun elindedir. Lakin bütün Makedonya’ya şâmil, büyük bir Türk ordusu kumanda ve erkân-ı harbiye heyetinin hiçbir şeyi düşünmez ve hiçbir müdafaa tertibatı alamaz insanlardan teşekkül ettiği zehabını onda uyandırırsak, işte asıl Türklüğe ve Türk askerliğine yakıştırılamayacak hareket, bu olur.

Mustafa Kemal Atatürk – Zabit ve Kumandan ile Hasbihal PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu