PDF

Necdet Öztürk – Osmanlı Devlet Düzeni PDF Oku indir

Necdet Öztürk – Osmanlı Devlet Düzeni PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Necdet Öztürk – Osmanlı Devlet Düzeni kitabını araştırdık. Ayrıca Necdet Öztürk tarafından kaleme alınan Necdet Öztürk – Osmanlı Devlet Düzeni kitap özetinin yanı sıra, Necdet Öztürk – Osmanlı Devlet Düzeni pdf oku, Necdet Öztürk – Osmanlı Devlet Düzeni yandex, Necdet Öztürk – Osmanlı Devlet Düzeni e-kitap pdf, Necdet Öztürk – Osmanlı Devlet Düzeni PDF Drive, Necdet Öztürk – Osmanlı Devlet Düzeni Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Necdet Öztürk – Osmanlı Devlet Düzeni PDF indir Oku

Osmanlı Beyliği’nin kurucusu Osman Gazi’den bu yana özellikle ilk sekiz padişahı, 15. yüzyıl Osmanlı kaynakları ‘gazi padişahlar’ olarak takdim ederler. Gaza ve cihad ülküsünün sembolü olan bu padişahlar, bazı zihinlerde ya kılıcını kuşanmış seferden sefere at koşturan veya saraya kapanmış, zevküsefa içinde hayat süren bir yönetici olarak yer etmiştir. İkinci görüşte olanlar, devlete ve topluma hizmetlerini dikkate aldıklarında böyle bir düşüncenin hiçbir Osmanlı padişahı için tamamıyla gerçeği yansıtmadığını göreceklerdir. 14-15. yüzyılda Osmanlı Devleti’ni yöneten padişahlar ‘gaza ve cihad’ın yanında, uygun bir devlet ve toplum düzeni kurmak (nizâm-ı âlem) için de büyük çaba harcamışlardır. Onlar, kurmayı düşündükleri devlet ve toplum düzeninin temel harcına adalet, insaf, hoşgörü (engin müsamaha) gibi yalnızca düşüncede değil, uygulamada da içi anlam yüklü kavramları katmışlardır. Çok farklı dil, din, ırk ve kültürden yaşanan Osmanlı toplumunda huzur ve barışın kurulmasında, ‘adaletli ve eşitlikçi’ yönetim anlayışını kendilerine temel ilke kabul etmişlerdir. Devletin ve toplumun ihtiyaç duyduğu idarî, hukukî, askerî, malî, sosyal ve benzeri düzenlemeleri, zamanında yapma sorumluluğu içinde hareket etmişlerdir. Bu gazi padişahların devlet ve toplum yaşamı ile alakalı yaptıkları mühim çalışmalar, Osmanlı Devleti’ni en göz alıcı dönemini yaşadığı 16. yüzyıla hazırlamıştır. Elinizde tuttuğunuz Çadırdan Saraya 14-15. Yüzyıl Osmanlı Devlet Düzeni adlı eser, bu padişahların Osmanlı devlet düzeni ile alakalı çalışmalarını ele almaktadır. Aynı yüzsenelerdaki Osmanlı sosyal yaşamını konu edinen çalışmamız ise önceden yayımlanmıştı (Saray Penceresinden 14-15. Yüzyıl Osmanlı Sosyal Hayatı, Yitik Hazine Yayınları, İstanbul, Kasım, 2011, 204 s.

). Bu çalışmada, Osmanlı devlet düzenini ilgilendiren birden fazla kurumun ve konunun ilk bilgileri yer alıyor. Bu donanımlarıyla eserin, 15. yüzyıl Osmanlı tarih kaynaklarındaki devlet düzenine dair bilgileri bir araya getiren, ilk kitap denemesi olduğu söylenebilir. Bu yüzyıl kaynaklarında geçen ilk kurumsal bilgiler, sonraki yüzsenelerda çok daha çeşitlenip zenginleşecektir. Bu eser, giriş ve iki bölümden buluşmaktedir: Giriş’te ilk kez çalışmada kullanılan 15. yüzyıl Osmanlı kaynaklarının kısa tanıtımları yapıldı. Ardından 14-15. yüzsenelerdaki Osmanlı devlet düzenini ilgilendiren konular üzerinde duruldu. Bu kısım, esas saygınlığıyla iki ana bölümden meydana gelir. Birinci Bölüm: Saray, eğitim ve bilim, hukuk, diplomasi, maliye, ordu, donanma, tımar sistemi, tahrir. İkinci Bölüm: Esir ticareti, ahiler, zanaatlar, bayındırlık hizmetleri, madenler . Bu bölümlerin her biri çok sayıda alt başlığa ayrılmaktadır. Osmanlı sosyal yaşamını konu edinen çalışmamızda olduğu gibi bu çalışmada da 15. yüzyıl Osmanlı tarih kaynaklarından, işlenen konularla alakalı, günümüz imlası ile çok sayıda örnek metin verildi.

Böylelikle okur, 15. yüzyıl Osmanlı tarih metinlerinin dili ve hadiseleri anlatış şekilleri ile ilgili fikir edinme imkânına sahip olacaktır. Lakin alıntı yapılan bu metinlerde, değişik konulara ait bilgiler (mesela cami, medrese, imaret, tekke gibi) bir arada bulunmaktadır. Bu bilgilerin her biri ayrı başlıklar altında tasnif edildiğinden, aynı metin, arada bir eserin başka yerlerinde tekrar geçebilmektedir. Okuyucunun, hiç de arzu edilmeyen bu tür tekrarları anlayışla karşılayacakları umulur. Eserde kullanılan Osmanlı tarih kaynakları referans olarak gösterilirken kaynak kısaltmaları verildi. Dolayısıyla okuyucuların, metin alıntılarının hangi kaynaktan yapıldığını görmeleri için ‘kısaltmalar’ listesine yahut Giriş’teki ‘kaynakların tanıtımı’ kısmına bakmaları yeterli gelmektedir. Verdiğimiz metinlerde geçen bazı terim/kavram ve sözcüklerden gerekli görülenlerin anlamları köşeli ayraç [ ]; diğer yerlerdeki açıklamalar ise yay ayraç ( ) içinde gösterildi. Dizin, yer ve şahıs adları ile teşkilat tarihi ögelerinden buluşmaktedir. Kaynakların Tanıtımı Bu çalışmanın, 15. yüzyıl Osmanlı tarihi kaynaklarına dayandığını önsözde belirtmiştik. 14. yüzyıldan günümüze ulaşan herhangi bir Osmanlı tarih kaynağı olmadığı için elinizde tuttuğunuz eserdeki konular, metinler, metinlere dayalı yorumlar ve değerlendirmeler 15. yüzyıl kaynaklarına göredir. Bu eserde, Osmanlı sosyal yaşamı ile alakalı önceden bildiri/makale konusu yaptığımız çalışmaların, ufak ölçüde değişiklikler yapılarak kullanıldığını, bundan dolayı dipnot referansları için alakalı çalışmalara bakılmasını belirtmem gerekir.

15. yüzyılın Osmanlı tarihçileri ve eserleri ile yazarı belli olmayan diğer kaynaklarını, kronolojik sıraya göre kısaca tanıtmak gerekirse: DTMÂO, 1949: Dâstân-ı Tevârîh-i Mülûk-i Âl-i Osman, Ahmedî, yay. Çiftçioğlu Nihal Atsız, Osmanlı Tarihleri I, İstanbul. Ahmedî (ö. 1412), şairin şiirlerinde kullandığı mahlası/takma adıdır. Asıl adı Hızır oğlu Taceddin İbrahim’dir. Doğduğu yer ve yıl kesinlikle belli değildir. Germiyan beyliği (Kütahya) sarayında yetiştiği bilinir. Felsefe, ilahiyat, tıp ve tarih konularını içine alan 8754 beyitlik İskendernâme adında bir eserin yazarıdır. Eserde, ünlü Makedonya kralı Büyük İskender’in yaşamı ve savaşları destan tarzında anlatılır. Yıldırım Bayezid’in şehzadelerinden Emir Süleyman’a (ö. 1411) sunmak üzere yazdığı eserinin sonuna 336 beyitlik Osmanlı tarihi eklemiştir. Şair Ahmedî’nin bu kısa gazavatnamesi/Osmanlı tarihi, tarihçilerce günümüze ulaşan ilk Osmanlı tarih kaynağı olarak kabul edilir. Dolayısıyla böyle bir eserin yazarı Ahmedî de ilk Osmanlı tarihçisi olur. İskendernâme’nin asıl konusu ile herhangi bir ilgisi olmayan Osmanlı tarihi bölümü, bağımsız bir eser olarak değerlendirilir.

Aynı zamanda ilk manzum Osmanlı tarihi örneğidir. Eserdeki kimi beyitleri, ardındanki bazı tarih yazarları aynen yahut kısmen değiştirerek eserlerine almışlardır. Ahmedî’nin bu hacmi ufak ama kaynak değeri büyük eserinde Osmanlı tarihine dair mühim ilk bilgiler yer alır. Mesela Osman Gazi’nin dedesinin Gündüz Alp olduğunu söyleyen ilk yazar odur. Osmanlı padişahlarını ‘gazi padişah’ olarak takdim eder. Onun bu eserinin bir başka özelliği ise Osmanlı tarih yazıcılığında ilk ‘gazavatname’ örneği olmasıdır. Tarih yazarı olarak Ahmedî’nin en zayıf tarafı ise kendi zamanındaki olaylar da dâhil, hiçbir olayın kronolojisini/tarihini bildirmemiş olmasıdır. Takvimler, 1984: İstanbul’un Fethinden Önce Yazılmış Tarihî Takvimler, yay. Osman Turan, 2. baskı, Ankara 1984. Takvimler, 1961: Osmanlı Tarihine Ait Takvimler I , Düzenleyen: Çiftçioğlu Nihal Atsız, İstanbul. Osmanlı tarihinin ana kaynaklarından bir diğeride tarihî takvimlerdir. Osmanlılarda ilk takvim 824/1421 senesinde Çelebi Mehmed’e sunulmuş olan Farsça takvimdir. Daha sonra II. Murad (1421-1451) ve Fatih Sultan Mehmed (1451-1481) devirlerinde de takvimler yazılmıştır.

Kronolojik listelerin olduğu bu eserler, yalnız Osmanlı tarihinin ilk devirleri için değil, kaynakları yetersiz olan çağdaş Anadolu Türk beylikleri tarihi için de bize orijinal bilgiler sunarlar. Olayların anlatımı, yıllık olmaları bundan dolayı, çok kısa tutulmuştur. Ortaçağ Türk-İslam dünyasındaki takvim geleneği, diğer bazı kurumlar gibi, Osmanlılara Selçuklulardan geçmiştir. Takvimler, Hz. Âdem’den bu yana peygamberlere, halifelere, Selçuklulara, Osmanlılara ve Karamanlılara ait kronolojik listelerle başlarlar. Adlarını bilmediğimiz takvim yazarlarının, çağdaş bulundukları yahut yakın oldukları olaylara dair verdikleri bilgiler kıymetlidir. Anadolu’da yaşanan depremler, kıtlık, salgın hastalıklar, su taşkınları, ay ve güneş tutulmaları gibi olaylar tarihleriyle birlikte verilir. Bu kayıtlar, takvimlerin en belirgin özelliklerinden biridir. Bu bilgileri ardındanki bazı Osmanlı tarihçileri eserlerine aynen almışlardır. Yıllıklar, 1980/81 : V. L. Ménage, The Bulletin of the School of Oriental and African Studies, XXXIX/3 (London 1976), s. 570-584’teki “The Annals of Murad II” adlı makalenin çevirisi: “Sultan II. Murad’ın Yıllıkları” , çev. Salih Özbaran, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, Sayı 33, İstanbul.

BT, 1949: Behcetü’t-tevârih, Şükrullah, yay. Çiftçioğlu Nihal Atsız, Osmanlı Tarihleri I, İstanbul. Şükrullah, Şehabeddin Ahmed adında birinin oğludur. Tarihçi, beşinci Osmanlı padişahı Çelebi Mehmed devrinde, yirmi iki yaşında Osmanlı Devleti hizmetine girdiğini söyler. Yıldızının parlaması ise II. Murad devrine rastlar. Sultan Murad, Şükrullah’a çok güvendiğinden onu diplomaside kullanır. İlk diplomatik görevi, Karamanoğlu İbrahim Bey’e elçi olarak gitmesidir. Aynı görevle 1449’da Karakoyunlular beyi Cihanşah’a gönderilir. Şiiri ve musikiyi çok seven II. Murad, ona yalnız siyasi görevler vermekle kalmayarak musikiye ait eserler de yazdırır. Osmanlı Devleti’ne yarım yüzyıl hizmeti geçen Şükrullah’ın, 1464 senesinden sonra Bursa’da öldüğü bilinmekte. Şükrullah, Aralık 1456’da Fars diliyle yazmaya başladığı Behcetü’t-tevârih adlı eserini 1459’da tamamlar ve Fatih devrinin başarılı veziriazamı Mahmud Paşa’ya sunar. Eser, on üç bölümden yaşanan bir dünya tarihi olmakla birlikte coğrafya, kozmografya, etnografya ve dinî konulara da yer verir. Eserin sekizinci kısmı, II.

Mehmed’in tahta çıkışına kadar gelen Osmanlı tarihidir. Bu bölüm, tarihçiler için bi hayli mühimdir. Çelebi Mehmed, II. Murad ve II. Mehmed zamanlarını yaşayan tarihçinin, özellikle 1407’den bu yana verdiği bilgiler kıymetlidir. Şükrullah’ın, eserini yazarken kullandığı kaynaklardan birinin Ahmedî’nin gazavatnamesi olduğunu bilinmekte. Onun eserinde anlatılan hadiselerin çoğu yıl, ay ve günüyle birlikte tarihlendirilmiştir. Eser özellikle bu yönüyle ilgi çekicidir. DE, 2003: Düstûrnâme-i Enverî, Osmanlı Tarihi Kısmı (1299-1465), haz. Necdet Öztürk, İstanbul. ‘Enverî’ takma adı ile tanınan yazar, Fatih Sultan Mehmed devri şair ve tarihçilerindendir. Gerçek adı, ailesi, nereli olduğu, nasıl bir eğitim aldığı ve mesleği bilinmemekte. 15. yüzyılın ortalarında yaşamış olan Enverî’nin kimliği, şairliği ve eserleri ile ilgili kaynaklarda herhangi bir bilgi yoktur. Dolayısıyla yazara dair bildiklerimiz, Düstûrnâme adlı eserinde kendisi ile ilgili verdiği bilgilerle sınırlıdır.

Enverî eserinde, Fatih devrindeki Midilli seferine (1462) katıldığını belirtir. Enverî, Fatih Sultan Mehmed’e sunmak üzere Teferrücnâme adında bir tarih eseri yazdığını Düstûrnâme’sinde ifade eder. Lakin bu eser bugün ortada yoktur. Enverî’nin 1465 senesinde bitirdiği Düstûrnâme’si, mesnevi tarzında (her beyti tek başına kafiyeli ve başından sonuna kadar aynı olan manzume/şiir) yazılmış, 3730 beyitten yaşanan manzum bir tarih eseridir. Bir başlangıç/mukaddeme ile başladığı Düstûrnâme’sini 22 bâba/kitaba ayırmıştır. Bunun yanında Düstûrnâme’yi 3 kısıma ayırmak olabilecekdür:

Necdet Öztürk – Osmanlı Devlet Düzeni PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu