PDF

Oğuz Atay – Korkuyu Beklerken – Bütün Eserleri 4 PDF Oku indir

Oğuz Atay – Korkuyu Beklerken – Bütün Eserleri 4 PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Oğuz Atay – Korkuyu Beklerken – Bütün Eserleri 4 kitabını araştırdık. Ayrıca Oguz Atay tarafından kaleme alınan Oğuz Atay – Korkuyu Beklerken – Bütün Eserleri 4 kitap özetinin yanı sıra, Oğuz Atay – Korkuyu Beklerken – Bütün Eserleri 4 pdf oku, Oğuz Atay – Korkuyu Beklerken – Bütün Eserleri 4 yandex, Oğuz Atay – Korkuyu Beklerken – Bütün Eserleri 4 e-kitap pdf, Oğuz Atay – Korkuyu Beklerken – Bütün Eserleri 4 PDF Drive, Oğuz Atay – Korkuyu Beklerken – Bütün Eserleri 4 Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Oğuz Atay – Korkuyu Beklerken – Bütün Eserleri 4 PDF indir Oku

Oğuz Atay’ın yapıtı deyince, ayrı ayrı romanları, öyküleri ve oyunlarından önce bireyleri canlanıyor gözümün önünde. Tutunamayanlar’ın Selim Işık’ından Oyunlarla Yaşayanlar’ın Coşkun Ermiş’ine dek… Negatif bireyler topluluğu: kendi poblemlerinı çözememiş ve topluma kendini kabul ettirememiş aydınlar, toplumun acımasızca dışladığı lümpenler, çaresizlik içinde intihara, cinayete sürüklenenler, delirmenin sınırlarında dolaşanlar. Alışılanın tersine marjinal insanlardır bunlar, olumsuz kahramanlardır. Elbette bu bireyler kahramanı oldukları anlatılarda birer öğe. Ama öylesine ön plandalar ki her roman bir birinin romanı, her öykü bir birinin öyküsü. Oğuz Atay durum veya olaydan çok bireylerin anlatıcısı. Dahası: bu bireylerin başına gelenlerden fazla ruhsal serüvenlerinin anlatıcısı. Yine alışılanın tersine. Marjinal ve olumsuz bireylere, bu bireylerin de ruhlarına yönelen anlatıların geniş okur kitlesine vereceği ne var? diye sorulabilir bu etapta. Nitekim Oğuz Atay’ın yapıtlarına bu soruyu suçlayıcı biçimde yöneltenler olmuştur. Ne var ki, bu marjinal bireylerin ruhları kat kat açıldıkça onları üreten çevre, kültür, toplum ortaya çıkmaktadır. Toplum insana içkindir, o kişi atipik olsa bile. Oğuz Atay’ın anlattığı türden bireylere yazın dünyası yabancı değil tabi ki. Coşumcu yapıtlarda, 19. yüzyıl Rus yazınında, varoluşçulukta, Kafka’nın yazdıklarında, giderek 1955-65 Türk yazınında var bu tipler.

Toplumuyla uyum sağlayamayan, başkaldıran ve yenilen kahramanlar, acımasız yaşam oyununu yitiren ufak insanlar. Bu bireylerin öyküleri trajiktir, dramatiktir. Bu tür bireyler giderek kitle kültürüne mal olmuşlardır. Melodramlar onlarla beslenmişlerdir. Oğuz Atay, toplumla uyuşamayan birey tipinin istenmediği bir zamanda geldi yazın dünyamıza. Tepkilere karşın yerleşti. Gelirken mühim bir özgünlüğü de getirdi yukarıda kabaca andığım geleneğin hiç değilse Türkiye’deki uzantısına: ironi. Oğuz Atay’ın bireyleri ne isyancı ne de kurban olarak yüceltilirler. Tersine, ruhları delici ve aynı derecede alaycı bir bakışla açılır, farkında olmadanrı, hataları, suçları sergilenir. Ama bu olumsuzluklar yalnızca bireylerin değil toplumun da olumsuzluklarıdır. İroni bireyi ve bireye içkin toplumu hedef almaktadır. Korkuyu Beklerken kitabı Oğuz Atay’ın dünyasını yeterince tanıtan sekiz nefis öyküden oluşuyor. Oğuz Atay’ın öyküleri romanlarından hiç de daha az kıymetli değil. Yazar kısa öykü sanatını da ustalıkla beceriyor. Bir solukta okunmayı ve vurucu olmayı biliyor.

Yaşamda dikiş tutturamayan sekiz birinin, dikiş tutturamayan yaşamın öyküleri bunlar. “Kalabalık bir topluluk içindeydi. Başarısızdı.” tümceleriyle başlıyor “Beyaz Mantolu Adam” öyküsü. Yalnızlık ve başarısızlık ortak yazgısıdır öykü kahramanlarının. Bu bireyler aydın olsalar da olmasalar da “genelde belirsiz bir isyan halinde”dirler. Çevrenin onlara tahmil ettiği koşulları kabul etmemekte direnmekte, ama ne yapacaklarını bilememektedirler. Bilmeleri için gerekli bilgi ve algılama gereçlerinden, daha mühimsi toplumsal ortamdan yoksundurlar. Misal verilecek olursa, kahramanlardan biri “kendini ifade”, “eşya ile münasebetini tayin”, “evrentaki yerini tespit”te zorluk çekmektedir. Lakin, böylesine zorlu bir sorunla karşılaşmasının nedeni bu tür soruları sorabilmiş olmasıdır. Aymazlık, kayıtsızlık içinde yaşamaktansa kendi kendini sigaya çekecek yürekliliği gösterebilmiş olmasıdır. Gel gelelim, ne kendisi ne de çevresi bu sorulara yanıt bulabilecek gelişmişlik veya yetişmiştik düzeyine erişmiştir. Kahramanlar bir bakıma ait oldukları toplumların hatalarının, farkında olmadanrının cisimleşmeleridirler. Kahramanların kişilikleri toplumdan kopuk olarak sunamamaktadır. Tersine, toplumun kendi kendisiyle yüzleştiği alanlar olmaktadırlar.

Çaresizlik kahramanları yıkıcı, yadsıyıcı olmaya iter. “Devam ettim içmeye, kendimi mahvetmeye. Dumanlı gözlerle, eriyip gidişimi seyrettim. Bütün düzenleri yıkacaktım, onlara gösterecektim… serserinin biri olacaktım.” Yaşanan süreç özyıkımdır. Lakin hedef çevredir. Çaresizlik kendi kendini aşamamanın, durumunu değiştirememenin çaresizliğidir. Oğuz Atay’ın yazdıklarında okura yönelik iletiler (mesajlar) aranıyorsa, biri bu noktada bulunabilir: kendi kendimizi aşmak, bunun için de kendi kendimizle hesaplaşmakla işe başlamak zorundayız. Elbette, Oğuz Atay’ın bize anımsattığı çok kuvvetli bir aracı tercih ederek; ironi. “Korkuyu Beklerken” öyküsünün kahramanı “kendi kendisiyle alay etmeyi” bilmekle övünmektedir. Oğuz Atay’ın bireylerinin başlıca erdemlerinden biri işte! Özeleştiriyi aşan bir edimi: özalayı gerçekleştirebiliyorlar. Kahramanların söz konusu niteliği Atay’ın anlatımının temel özelliklerinden olan ironi ile örtüşmektedir. Kendi kendini eleştirmek, alay konusu yapmak senelerca fazla ciddiye almadığımız eylemler olarak kaldı. Ama toplumsal gelişme bu eylemleri ister istemez gündeme getirdi. 1970’lerde Oğuz Atay’ın bugünkü denli benimsenerek okunması güçtü.

Okur kitlesi belli nedenlerle daha çok toplumsal gerçekçi kuramın etkisi altındaydı. Birey, ruh gibi kavramlar küçümsenirdi. Anlatımda Oğuz Atay’ın yaptığı gibi alegoriler, metaforlar kullanmak, düşsel dünyalar kurmak şekilcilik diye suçlanırdı. Bunun içindir ki, Oğuz Atay’ın öykülerinde yer yer okura taş atılır, okur suçlanır. Durum değişti gibi. Oyunlarla Yaşayanlar adlı “acıklı güldürü” sahneye geliyor, Oğuz Atay’ın kitapları ikinci kez basılıyor. Kendi kendimizi gözden geçirme dönemi şimdi. Oğuz Atay’ı okumanın tam zamanı. Önsöz’ün amaçlarından bir diğeride okur ile kitap arasına fazla girmeden, okurda kitaba karşı heves ve merak uyandırabilmektir. Bunu yapmaya çalıştım. Elinizdeki kitap “Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?” sorusuyla bitmektedir. “Buradayım!” yanıtını verenlerin çoğalması dileğiyle…

Oğuz Atay – Korkuyu Beklerken – Bütün Eserleri 4 PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu