PDF

Samed Behrengi – Küçük Kara Balık PDF Oku indir

Samed Behrengi – Küçük Kara Balık PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Samed Behrengi – Küçük Kara Balık kitabını araştırdık. Ayrıca Samed Behrengi tarafından kaleme alınan Samed Behrengi – Küçük Kara Balık kitap özetinin yanı sıra, Samed Behrengi – Küçük Kara Balık pdf oku, Samed Behrengi – Küçük Kara Balık yandex, Samed Behrengi – Küçük Kara Balık e-kitap pdf, Samed Behrengi – Küçük Kara Balık PDF Drive, Samed Behrengi – Küçük Kara Balık Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Samed Behrengi – Küçük Kara Balık PDF indir Oku

Denizin derinliklerinde yaşlı balık oniki bin çocuğu ve torununu başına toplamış onlara masal anlatıyordu: Bir zamanlar annesiyle ırmakta yaşayan ufak bir karabalık vardı. Bu ırmak dağdaki bir kayadan doğuyor ve vadinin tabanında akıyordu. Küçük balık ile annesinin evi siyah bir taşın arkasıydı; yosunlar da evin çatısını oluşturuyordu. Geceleri yosunların altında uyuyorlardı. Bir defacık olsun evlerinden ay ışığını görmek ufak balığın özlemiydi. Anne ile yavrusu sabahtan akşama dek birbirinin peşine düşer, arada bir öbür balıklara karışır, bi hayli hızlı bi hayli hızlı küçücük bir mekanda dolaşır dururlardı. Annesinin bıraktığı on bin yumurtadan kala kala bir bu yavru balık kalmıştı. Küçük balık birkaç gündür düşünceliydi ve çok az konuşuyordu. Tembel tembel, isteksizce o yana bu yana gidiyor, çoğu zaman annesinin peşine takılıyordu. Annesi, yavrusunda bir keyifsizlik olduğunu, yakında zamanda iyileşeceğini sanıyordu ama Kara Balığın derdi öyle böyle dert değildi. Küçük Balık bir sabah erkenden, daha güneş doğmadan annesini uyandırdı: – Anneciğim, seninle biraz konuşmak istiyorum. Annesi uykulu uykulu: – Yavrucuğum, bula bula bu vakti mi buldun? Daha sonra konuşsak olmaz mı? İstersen gezintiye çıkalım ha, ne dersin? – Hayır anneciğim, artık dolaşamıyorum. Buradan gitmeliyim. – Mutlaka gitmen mi gerekiyor? – Evet anneciğim, gitmeliyim. – Ama, sabahın köründe nereye gideceksin? – Irmağın nereye kadar gittiğini görmek istiyorum.

Biliyor musun anneciğim, aylardır bu ırmağın sonu neresi diye düşünüp duruyorum. Ama hâlâ işin içinden çıkamadım. Dün geceden beri gözüme uyku girmedi. Nihayet, gidip ırmağın sonunu bulmaya karar verdim. Başka yerlerde neler olup bittiğini bilmek istiyorum. Annesi gülerek: – Ben de çocukken fazla düşünürdüm böyle şeyleri. Yavrucuğum, ırmağın başı, sonu olmaz ki. İşte hepsi bu kadar. Irmak hep akar durur ve hiçbir yere de varmaz. – Ama anneciğim, her şeyin bir sonu olmaz mı? Gece sona erer, gündüz sona erer, ay öyle, yıl öyle… Annesi sözünü kesti: – Böyle büyük lafları bırak bir yana; kalk, dolaşmaya çıkalım. Şimdi laf değil, gezinti zamanı! – Hayır anneciğim. Ben böyle gezmelerden bıktım artık. Yola düşüp gitmek, başka yerlerde neler olup bittiğini öğrenmek istiyorum. Bu lafları bana birinin öğrettiğini düşünüyorsun ama bilmeni isterim ki çoktandır düşünüyordum ben bunları. Elbette ondan bundan da çok şey öğrendim.

Misal verilecek olursa şunu anladım: Balıkların çoğu yaşlandıkları zaman ömürlerini boşu boşuna geçirdiklerinden yakınırlar. Sürekli sızlanır, lanet okur, her şeyden şikayet ederler. Ben bilmek istiyorum; gerçekten de yaşamak dediğimiz şey şu bir avuç yerde yaşlanıncaya kadar dolaşıp durmaktan mı ibaret; yoksa dünya çapında başka biçimde yaşamak da olabilecek mü? Küçük Balığın kelimeleri bitince annesi: – Yavrucuğum, çıldırdın mı sen? Dünya… Dünveya ne demek oluyor? Dünya burası işte; yaşam ise işte yaşıyoruz, varız… Bu arada evlerine büyük bir balık yaklaştı: – Komşu, ne diye çocuğunla tartışıyorsun? Bugün dolaşmaya çıkmayacak mısınız yoksa? Anne balık komşunun sesiyle evden çıktı: – Ne günlere geldik bak! Artık çocuklar annelerine akıl öğretiyorlar! Komşu: – Ne oldu ki? Anne balık: – Bak şu bücüre, nerelere gitmek istiyor! Dünyada neler olup bitiyor, gidip göreceğim diye tutturdu da tutturdu. Boyundan büyük laflar işte! Komşu: – Küçüğüm, sen ne zaman bilgin, filozof oldun da bizim haberimiz olmadı? üçük Balık: – Hanımefendi, kime bilgin, filozof diyorsunuz bilmem ama, bu dolaşmalardan sıkıldım artık. Bu yorucu gezmeleri sürdürmek istemiyorum. Göz açıp kapayana kadar sizler gibi yaşlanmış bulunacağım ve eskisi gibi gözü, kulağı kapalı kalacağım. İstemiyorum, anlıyor musunuz? Komşu: – Vay vay vay!… Ne şekil laf bunlar! Annesi: – Biricik çocuğumun böyle bulunacağını hiç düşünmezdim. Hangi soysuz, güzel yavrumun aklına girdi, bilmem!

Samed Behrengi – Küçük Kara Balık PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu