PDF

Şefik Çakmak – Varlık Vergisi Gerçeği PDF Oku indir

Şefik Çakmak – Varlık Vergisi Gerçeği PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Şefik Çakmak – Varlık Vergisi Gerçeği kitabını araştırdık. Ayrıca Şefik Çakmak tarafından kaleme alınan Şefik Çakmak – Varlık Vergisi Gerçeği kitap özetinin yanı sıra, Şefik Çakmak – Varlık Vergisi Gerçeği pdf oku, Şefik Çakmak – Varlık Vergisi Gerçeği yandex, Şefik Çakmak – Varlık Vergisi Gerçeği e-kitap pdf, Şefik Çakmak – Varlık Vergisi Gerçeği PDF Drive, Şefik Çakmak – Varlık Vergisi Gerçeği Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Şefik Çakmak – Varlık Vergisi Gerçeği PDF indir Oku

Türkiye’de h e m e n herkes Varlık Vergisi’ni yerden yere vurmuş, vergicilik anlayışı ilealakalı olmadığı, ulusalcı görüşlerin bir hezeyanı olduğu ileri sürülmüştür. Bu k o n u d a , h e m bilgisizlik, h e m de estirilen “anti-demokratik” rüzgârının etkisinde k a t m a yüzünden, hiç de buvergi aleyhinde olmaması gereken çevreler ve insanlar bile bu tezleri benimser d u r u m adüşmüşlerdir. Oysa durum h i ç de bunların iddia etliği gibi değildir. Varlık Vergisi’nin h e mteoride, h e m dünya çapındaki vergi uygulamasında mühim yeri mevcuttur.Varlık Vergisi anlayışının en mühim savunucusu J. M. Keynes’tir. Keynes, klasikliberal ekonomi anlayışım kabul etmemiş, arz ve talep dengesinin kendiliğinden oluşacağı veJ. B. Say’ın arzın talebini yaratacağı kuramını reddetmiş, arz ve talep içindeki dengesizliğinekonomilerde tıkanıklık, h a t t a büyük bunalımlar yaratacağını savunmuş, bu görüşlerinedayanan önlemler önererek 1929 b u n a l ı m ı n d a n çıkılmasını sağlamıştır. Arz talep dengesininsağlanması k a p s a m ı n d a sosyal politikalar uygulanmasını da savunmuştur.Bu görüşleri yanında ve bunları t a m a m l a r nitellikte, ” G e n e l Varlık Vergisi”diyebileceğimiz, borçla vergi arası bir kavram ileri sürmüştür. Keynes, savaş sebebiylebozulan ekonomik düzenin yeniden n o r m a l e dönmesi için, “savaşın yarattığı olanaklarıtercih ederek zenginleşen kesimin vergilendirilmesi” gerektiği görüşündedir. Keynes, “zorlab o r ç almayı” ve alınan borcu ekonomi düzeltildikten sonra taksitlerle geri ödemeyi savunmuş,4b u n a amacında olan görüşlerini savaşın bedelinin ödenmesi üzerine yazdığı kitabındayayımlanmıştır. Keynes, F r a n s a Maliye B a k a n ı ‘ n a 1926 senesinde yazdığı mektupta, ” U m u m ibir varlık vergisi, fazilet, adalet ve nazariye b a k ı m l a r ı n d a n m ü n a k a ş a götürmeyecekbiçimdefaikdir [ ü s t ü n d ü r – Ş Ç ] ” demiştir.

1G e n e çok mühim bir vergi teorisyen ve uygulamacısı olan Prof. F. N e u m a r k da,savaştan haksız kazanç elde edenlerden “savaş vergisi” olarak vergi alınmasını (borç değil)önermiştir. İddia edildiği gibi Varlık Vergisi, teorik dayanağı olmayan ve yalnızca C u m h u r i y e tTürkiye’sine özgü bir uygulama değildir. D ü n y a maliye literatüründe “Varlık Vergisi” (veya

aynı anlama gelme üzere “Servet Vergisi”) kavram ve t a n ı m ı n ı n mühim bir yeri mevcuttur.2 . D ü n y a d a k i u y g u l a m a l a r ıÜ l k e n i n varlıklarını koruyan devletin, bireylerin elinde olsa da gerektiğinde buvarlıklardan pay alması gerektiğini (“Varlık Vergisi”ni) savunan ve tarihi 16. yüzsenelera kadaru z a n a n görüşler. Birinci ve İkinci D ü n y a Savaşlarından sonra somut vergi uygulamalarınadönüşmüştür. N e u m a r k ‘ ı n “savaş zenginlerinden alınan vergilerle savaşın yaralarınınsarılması”nı savunan görüşleri ışığında, varlık vergisi benzeri vergiler Almanya,Yunanistan, Bulgaristan, Macaristan, İsviçre, Hollanda, A B D , Fransa, İngiltere’de deuygulanmıştır. Misal verilecek olursa Almanya’da savaştan kaynaklanan müthiş kazançlardan vergialınması, 31Mart 1942 günlü k a r a r n a m e ile düzenlenmiştir. Yunanistan’da 1942 senesindeuygulamaya k o n a n “Arızi olarak elde edilen servetler vergisi” adı verilen vergi ile “1 N i s a n1941 t a r i h i n d e n sonra edinilmiş ve vergilendirilmemiş servetler” ve ” N e r e d e n ve nasıleldeedildiği belgelenmeyen paralar” vergilendirilmiştir. A B D ‘ d e savaş çalışmaları giderlerinikarşılamak üzere şirket kârlarından %94 vergi alınmıştır.III. V A R L I K V E R G İ S İ ‘ N İ N N E D E N L E R İ1 .

İ s t i k l a l S a v a ş ı ‘ n ı n m a l i y ü k ü n ü k a r ş ı l a m a d aA n a d o l u v e İ s t a n b u lVarlık vergisi tabi ki, aşırı git gide artan devlet giderlerinin karşılanması amacı ileuygulamaya konmuştur. İstiklal Savaşı’nın Tekâlifi Milliye vergileri de bir çeşit varlıkvergisidir, h e m de en ağırından. İ n a n ı l m a z yoksunluk ve yoksulluk koşulları içinde İstiklalSavaşı’nı yürütenler, savaşın giderlerini karşılamak için Anadolu halkından çok daha ağırvergilerin ödenmesini istemiş ve bu vergileri almışlardır. Üstelik, ülke servet ve gelirininyığıldığı yer olan İstanbul’un varlıklı kesimi, İstiklal Savaşı’nın finansmanı ile alakalı hiçbirmali yükün altına girmemiştir. İstiklal Savaşı’nın mali yükünü esas olarak Anadolu halkı

sırtlamıştır. Varlık Vergisi’nin uygulanmasında, bu mühim gerçeğin de tesirinin olmadığısöylenemez. Varlık Vergisi sebebiyle kıyameti koparanlar, yoksul Anadolu halkının t ü mvarlıklarıma %40’ını (yarıya yakınını) isteyen Tekâlifi Milliye K a n u n u ‘ n u g ö r m e z d e ngelirler,İstiklal Savaşı’nı başaran devrimci kadroların, savaştan sonraki kamu gereksinimlerininkarşılanmasında, İstanbul zenginlerini vergilendirmemeleri zaten d ü ş ü n ü l e m e z d i . Lakin,Varlık Vergisi’nin amacı, yalnızca devletin akçalı gereksiniminin karşılanması ile sınırlı değildi.1 Mektubu n ta m metni , Türk Ekonom i Dergisi’ni n Ocak, Şubat 1945 sayılarında SelahittinTukyu’nu n çevirisi ileyayımlanmıştır. Ulusal e k o n o m i n i n kurulması, ekonomik etkenlik ve egemenliğin ulusallaştırılması amacı dadevlet gereksiniminin karşılanması amacı ile iç içe olan bir başka a m a ç t ı .2 . E k o n o m i n i n u l u s a l l a ş t ı r m a s ı v e V a r l ı k V e r g i s iİstiklal Savaşı’ndan h e m e n sonra devrimci kadrolara, devrimin önderlerinin ortayakoyduğu hedef olan ” e k o n o m i k bağımsızlık” gerçekleştirilmeden ulusun siyasibağımsızlığının olamayacağı ilkesi, sıkı sıkıya bağlı kalmaları ve asla u n u t m a m a l a r ı gerekenbir ödev olarak verilmişti. Bağımsızlık, ekonomi ulusallaştırılmadan sağlanamazdı. Sıcaksavaş biter bitmez, L o z a n Anlaşması bile i m z a l a n m a d a n t o p l a n a n İzmir İktisatKongresinde,e k o n o m i n i n ulusallaştırılması amacı açıkça ve cesaretle vurgulanmıştır. Varlık Vergisi’ninİstanbul burjuvazisini, özellikle azınlık kesimini vergilemeyi amaçladığı tabi ki doğrudur!B u n u n kaynakları, Osmanlı İ m p a r a t o r l u ğ u ‘ n u n yıkılış ve yağmalanış n e d e n l e r i n d en , TürkD e v r i m i ‘ n i n ve İstiklal Savaşı’nın gerçeklerinden, devrimin a m a ç l a r ı n d a n soyutlanarakaçıklanamaz.

Bu verginin kaynaklarını anlamak için her şeyden önce İzmir İktisat

Kongresinin çalışmalarını, görüşmelerini ve kararlarını irdelemek gerekir.İzmir İktisat Kongresinde (17 Şubat-4 M a r t 1923) M ü s l ü m a n Türklerin gayrimüslimazınlıkların yerini alması, e k o n o m i d e etkinlik sağlamaları tartışılan başlıca k o n u l a r d a n biriolmuştur. A h m e t H a m d i Başar’ın (Limancı H a m d i diye bilinir), “Milli Türk Ticaret Birliği[ki,A h m e t H a m d i Başar k u r u c u s u d u r ] gerek ihracat ve ithalat ticaretinde ve gerekse toptancıyahutrı t o p t a n c ı ticarette Türk t ü c c a r ı n ı n hâkim olmasını a m a ç edinmişti. Bu iş için m u t l ak a Devletin yardımı ve enerjik müdahalesi lazımdı… (… ) devletin Türk tüccarları içindeşirketler, tröstler, konsorsiyumlar kurmalarını sağlayarak, onlara ithalat ihracat işlerinde bazıimtiyazlar tanınmasını istiyorduk. Liberal bir görüş ve serbest rekabet şartları içinde ticaretinmillileştirilmesi, iktisadi hâkimiyetin Türk milletinin eline geçmesine i m k â n olmadığı için,başlangıç d ö n e m i n d e , devlet g ü c ü n e dayanan bir m ü c a d e l e n i n zorunlu olduğunai n a n m a k t a y d ı k ” 2 kelimeleri İzmir İktisat Kongresi’ndeki eğilimi göstermektedir. Mustafa Kemal P a ş a n ı n kongreyi açış nutkundaki altı çizilmesi gereken bazı kelimelerinide vermek istedik: ” D a h a önceki senelerda, padişah armağansi olarak büyük bir onur ve benlikduygusu içinde, yabancı ülkelere t a n ı n a n haklar ve m e m l e k e t içindeki M ü s l ü m a nolmayanazınlığa verilen her şey, adeta onların doğal hakları imiş gibi kabul o l u n d u . F a k a t yabancıdevletler, b u n u n l a da yetinmediler. H e r fırsatta bu hakları genişletmek ve geliştirmek içinyollar aradılar ve buldular.”İçeride yaşamakta olan azınlık, korumayı başardıkları kazanılmış haklara dayanarakve dışarının p l a n l a m a ve y a r d ı m ı n a sığınmak suretiyle, siyasi bir varlık kazanmak içinçalışmaktan geri durmadılar. Bir y a n d a n içerideki azınlığı kışkırtmakta olan yabancılar, diğery a n d a n baskı ile devlet ve millete karşı yeni imtiyazlar alıyorlardı. Bu sürekli olarak baskı altında,

zaten kötü d u r u m a düşmüş olan anayurt da, devlete verebilecek parayı kuvvetliklesağlayabiliyordu. (… ) Bir devlet ki, kendi uyruğundaki halka koyduğu vergiyi yabancılarauygulayamaz; bir devlet ki, kendi gümrük fotoğrafları ve her türlü vergi işlemlerini d ü z e n l e m eh a k k ı n d a n alıkonulur; bir devlet ki, kendi k a n u n l a r ı n a göre yargı hakkını yabancılarauygulayabilmekten yoksundur; o devlete bağımsız denilemez.” Mustafa Kemal P a ş a n ı n Kongreyi açış konuşması, Yahudi ve Hıristiyan azınlığınekonomik etkinliğinin azaltılması gerekliliğinin ipuçlarını vermektedir. KongredekiAktaran Doğan Avcıoğlu, Türkiye’nin Düzeni I. Cilt, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1969, s.

226.6delegelerin (bu delegeler çiftçi, sanayici, işçi, t ü c c a r olmak üzere dört gruptan oluşmuştu) oybirliği ile aldıkları ve on iki m a d d e ile tespit ettikleri kongre kararlarına, “Misak-ı Miili”yiçağrıştıran biçimde “Misak-ı İktisadi” denmesini de manalı buluyoruz. C u m h u r b a ş k a n ı İsmetİ n ö n ü 1942 senesinde Meclis açış konuşmasında, ” B M M ‘ n i n dikkatini celbetmek isterim ki,patladığı g ü n d e n beri dünya harbine m e m l e k e t i m i z en ziyade bugün yaklaşmıştır” dediktensonra aşağıdaki değerlendirmeyi yapmıştır:” Aziz dostlarım; şuursuz bir ticaret havası, haklı nedenleri çok aşan bir pahalılıkbelası b ü t ü n vatanımızı ızdırap içinde bulunduruyor. (… ) elinden gelse teneffüs ettiğimizhavayı ticaret metaı yapmaya yeltenen gözü doymaz vurguncu t ü c c a r ve b ü t ü n bu sıkıntılarıpolitika ihtirasları için büyük fırsat sayan ve hangi yabancı hesabına çalıştığı belli olmayanbirkaç politikacı büyük bir milletin b ü t ü n yaşamına küstah bir biçimde kundak koymayaçalışmaktadır. Üç beş yüzü geçmeyen bu bireylerin v a t a n a karşı zararlarını gidermek yolutabi ki mevcuttur.”Bu b ö l ü m ü bitirmeden önce Başbakan Şükrü Saraçoğlu’nun, parti grup toplantısındaVarlık Vergisi yasa taslağı ile alakalı k o n u ş m a s ı n d a n ufak bir bölüm vermek istiyoruz; “Bu

k a n u n aynı z a m a n d a bir ihtilal k a n u n u d u r . Bize iktisadi istiklalimizi kazandıracak birfırsatkarşısındayız. Piyasamıza hâkim olan gayrı Türk unsurları bu sayede bertaraf ederek Türkpiyasasını Türk tüccarlarının ve Türklerin eline vereceğiz. İstanbul’daki gayrimenkullerinTürklere intikalini yine bu sayede t e m i n edeceğiz. Gayrimenkullere tarh edilecek vergilerinfakat dörtte biri Türklere tahmil edilecektir.” G ü n ü m ü z d e ikinci cumhuriyetçilerin,C u m h u r i y e t Devrimi öncesi ve h e m e n sonrası yabancıların elindeki ticari, sınaî işletmeler ilefinans kuramlarının sayısını bugünkü sayıları ile karşı karşıya geldirıp, aradaki büyük farka demokrasizıtlığı ve despotlukla açıklama gayretleri, Varlık Vergisi’ni kötüleme kampanyası ilebirlikte değerlendirilmelidir.3 . V a r l ı k V e r g i s i ‘ n i n a k ç a l ı n e d e n l e r iBaşbakan Şükrü Saraçoğlu’nun C H P grubundaki k o n u ş m a s ı n d a n alıntıladığımızaşağıdaki kelimeleri Varlık Vergisinin akçalı y ö n ü n ü de ortaya koymaktadır: (… ) eşyafiyat aralıklarının bugünkü delice artışında filvaki istihsal olmazlığının ithalat noksanının, yanlışönlemlerin, bilhassa doymak bilmeyen hırsın ve ihtikârın geniş hisseleri mevcuttur. Lakin b ü t ü nbunların tesiri kadar diğer bir vaka mevcuttur ki o da tedavüldeki Türk parasının m ü t e m a d i y e nartması ve 700 milyon liraya çok yaklaşmış olmasıdır. Bu büyük parayı da ihmal etmekolmazdı.

O n u n için diğer işler ile birlikte bu para ü s t ü n d e durarak bir ilaç bulmayı en öndegelen vazife saydık. Bu iş için tek yol; tedavüle çıkan p a r a n ı n bir kısmım vergi olarak geriçekmekten ibarettir. Bu geri alış başlıca, harp senelerında çok para kazanmış olanlardanyapılmalıdır. “O senelerda, İkinci D ü n y a Savaşı öncesinden başlayarak bütçe gelir giderleri aşağıdakitabloda görüldüğü gibiydi: Bütçe gelir gider dengesi yalnız 1942 senesinde açık veriyor ve buyılda b ü t ç e giderleri gelirlerden 60.000.000 TL, yani %18 fazladır.7

Şefik Çakmak – Varlık Vergisi Gerçeği PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu