PDF

Seyit İlktürk – Bir Asosyalin Değişimi PDF Oku indir

Seyit İlktürk – Bir Asosyalin Değişimi PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Seyit İlktürk – Bir Asosyalin Değişimi kitabını araştırdık. Ayrıca Seyit İlktürk tarafından kaleme alınan Seyit İlktürk – Bir Asosyalin Değişimi kitap özetinin yanı sıra, Seyit İlktürk – Bir Asosyalin Değişimi pdf oku, Seyit İlktürk – Bir Asosyalin Değişimi yandex, Seyit İlktürk – Bir Asosyalin Değişimi e-kitap pdf, Seyit İlktürk – Bir Asosyalin Değişimi PDF Drive, Seyit İlktürk – Bir Asosyalin Değişimi Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Seyit İlktürk – Bir Asosyalin Değişimi PDF indir Oku

Kalabalık bir oturma odasının tam ortasındayız. Kahkaha atan, dedikodu yapan ve kenarda gizlice dertleşen teyzeleri görmek olabilecek bu odada. Hepsinin elinde beyaz porselen bir tabak, konut sahibinin ikram ettiklerini tadıyorlar. Kimisi sarmayı çok gevşek bulmuş. Kimisi kurbiyeyi beğenmiş ve tarifini istiyor. Ev sahibinin meşguliyetine aldırmadan ısrarla kurabiye tarifi soran şu kırmızı gömlekli teyzeye pis pis bakan mavi elbiseli teyze asosyalimizin yani Cenk’in annesi. Kırmızı gömlekli teyzeye bu kadar kin beslemesinin sebebi ise kesinlikle konumuz değil. Bunun yanı sıra Cenk’in annesinin ismi Gülşah. Çaktırmadan teyzelerin içinden geçip, Gülşah teyzenin yanına gidiyoruz. Etrafı süzmekle o kadar meşgul ki bizi fark etmiyor. Elbette bu canımızı sıkıyor; farkedilmemek. Boğazımızı temizleyerek dikkatini çekiyorunuz nihayet. Bizi görünce nedense şaşırmıyor. Ne işimizin olduğunu bile sormadan “Herkese Merhabalar çocuklar. Nasılsınız?” diye hatrımızı soruyor.

“Ne olsun teyzecim. Yuvarlıyoruz işte.” diye yanıt veriyoruz. “Annen nasıl? Ablanı evlendirebildi mi” diye sürdürmekte. Yine konumuz olmayan konular. “Teyzecim boşver bizi şimdi. Sana bir sorumuz var. Bize Cenk’i ve onun yaşamını kısaca anlatır mısın? Kısa olarak lütfen.” Gülşah teyzeyi nihayet şaşırtıyoruz. Sorumuza şaşıran Gülşah teyze derin bir nefes çekerek anlatmaya başlıyor: “Cenk aslında akıllı bir çocuktur. Çocukken pek sokağa çıkmazdı. Çıktığında ise ya dışlanır veya dayak yiyip eve geri dönerdi. Sonra dayısı buna bir bilgisayar aldı. Sokağı unuttu zaten. Sabah kalkar o aptal makine, yatmaz yine o makine.

Bir ara sıkılmıştı ki ablasının dersleri için internet aldığımız an tekrar kalkmaz oldu. Kendine bulmuş bir tane turuncu site. Sabah akşam evladım orada. Tıkır tıkır basıyor tuşlarına. arada bir öfkeli arada bir gülerken görüyorum evi temizlerken. Tövbeler çekip sürdürmekteum işime. Hala böyle. Okula zor zoruna gider. Okulu sevmediğini söyler. Arkadaşı pek yok. Biz de üzülür bu haline pek ses çıkarmayız bilgisayar ile olan ilişkisine. BİM’den kendine şekerlemeler alıp saatlerini geçiriyor işte evladım. Hayatı o odada geçiyor. Psikojik hastalıkmış zaten bu. Azsosyal mı ne diyorlarmış.

Babası emekli olunca gideceğiz bir psikologa.” Cenk size tanıdık geldi mi? Elbette gelir o bir azsosyal değil, bildiğin asosyal. Peki size bu hikayenin sonunda Cenk’in sosyal biri olduğunu söylesem ne derdiniz? Onun bu noktadan o noktaya nasıl geldiğini merak eder miydiniz? Cenk’in değişimi anlatan hikayemize başlıyoruz. Bölüm 2-Twitter Cenk servise yetişemediği için babası onu söylene söylene okula götürüyordu. Okula geldiklerinde Cenk tek bir laf etmeden arabadan ayrıldı. Babası da hızla uzaklaştı. Okula şöyle bir baktı Cenk. “Sevmiyorum seni” deyip sınıfına doğru yürümeye başladı. Cenk sınıfa girdiğinde sınıfın erkekleri toplanmış bağıra bağıra halı saha maçı için kadro topluyordu. İsimler havada uçuştuğu için kimim maça gidip, gitmediğini öğrenmek kolay bir şekildeti. Cenk gitmiyordu. Diğer kalan tüm erkekler gidiyordu. Kadroda eksik olduğu için başka bir sınıftan adam çağırmışlardı hatta. Cenk’i kimse davet etmezdi. Etseler de kesin yalandan annesi hasta olurdu Cenk’in.

Sınıfta kimse ona selam vermemişti. Sessizce yerine oturdu. Ders zili çalmıştı. Sınıfa koştura koştura bir öğretmen gelmişti. Hayır, bu dersin hocası değildi. Sınıf öğretmeniydi. Aceleyle geldiğini göre bir ilanda bulunacaktı. “Çocuklar 3 hafta sonra üniversiteleri gezmek üzere Ankara’ya gidiyoruz. Üç gün kalacağımız için velilerden izin gerekiyor. İzin formunu okulun sitesinden indirebilirsiniz. İyi dersler” deyip ayrıldı sınıftan. Herkes heyecanlanmıştı. Sınıf birbiriyle hızla konuşmaya başlamıştı. Hangi üniversiteleri gezeceklerdi? Kim kiminle oturacaktı? Ne giyeceklerdi? Kim geliyordu? Kim gelmiyordu? Bu soruların yanıtlarını aranırken Cenk ise tepkisizdi çünkü gitmeyecekti. Cenk okuldan eve gelince yemeğini yedi.

Üstünü yatağın üzerine attı. Annesi katlayıp dolabına koydu. Bilgisayarın başına geçip, annesinin turuncu dediği Donanım Haber sitesinin başına geçti. Okul günü olduğu için pek aktif değildi. Cenk’in bir konu ilgisini çekti. Leo adlı bir kullanıcı çekilişle hoparlör dağıtıyordu fakat çekilişe katılmak için twitter’dan onu takip etmeniz gerekiyordu. Cenk’in bir twitter hesabı yoktu. Beleş mal baldan tatlıdır diyerek kendine bir twitter hesabı açtı. Sonra da çekilişe katıldı. Can sıkıntısından twitter nedir ne değildir bunu öğrendi. Birkaç ünlüyü takip etmeye başladı. Birden sınıfta kullanan var mıdır diye meraka düştü. Tüm sınıfın isimini yazıp yokladı. Birkaç kişi üyeydi. Hemen onları da takip etti.

Kendisini pek takip eden yoktu. Hatta kimse takip etmiyordu. Önemsemedi. Takip edilecek bir diğerideğildi ne de olsa. Forumu gezerken “Facebook’da bol büyük alkış alan duvar yazılarımız ” diye bir konu gördü. Gerçekten gülünç laflar vardı. Bilhassa içlerinden birisini çok beğendi; “Amca 80 yaşında Rusya’ya vize kalktı diye seviniyor, adeta vize kalkınca herşey kalkıyor.” Hemen bunu twitter’da paylaştı. Buna gülerken babası içeriye daldı. “Oğlum hadi yat. Servise geç kalıyorsun sonra. Valla götüremem seni yarın” dedi. Cenk itiraz etmedi. Bilgisayarını kapatıp uykuveyaldı. Sınıfa girdiğinde yine erkekler bağırıyordu.

Dün akşamki halı saha maçını tartışıyorlardı. Cenk yine usulca yerine oturdu. Öğretmenler sırayla gelip derslerini anlattı. Öğrenciler ders aralarında yer değiştirdi, sohbet ettiler, birbiriyle şakalaştılar ama Cenk ne yer değiştirdi ne de kimseyle sohbet etti. Okuldan nefret ediyordu. Son derste öğretmen gelmemişti. Müdür sessiz olmalarını söyleyip gitmişti. Sınıf yine birbiriyle sohbet ediyordu. Cenk sıkıntan öleceğini sandığı an da Nihan onun yanına gelip oturdu. Cenk neye uğradığını şaşırdı. İşin kötüsü bir hata yapmış da Nihan da onu azarlayacakmış gibi davrandı. “Cenk naber? Sen de gittin mi dünkü maça?” dedi. Cenk kızarıp bozarıp yanıt verdi: “Hayır, gitmedim. Annem hastaydı.” Nihan hemen üzüldü.

“Geçmiş olsun ya neyi var?” Cenk hızla yalan uydurdu: “Astım hastası. Ara sıra krizi tutuyor.” “Hadi ya geçmiş olsun tekrardan” Cenk teşekkür etti. On saniye boyunca her ikisi de sessiz durdu. Nihan sonunda “Dün beni twitter’dan takip etmişsin. Ben de oradan gördüm seni. Seni takip ediyorum. Son tweetin çok güzeldi. Bizim kızlara gösterdim. Güle güle öldüler. Onlar da seni takip ediyorlar” dedi. Cenk yanıt veremeden zil çaldı. Herkes çantasını alıp hızla çıktı. Nihan da iyi akşamlar dileyip dostlarıyla gitti. Cenk okuldan dönmüştü.

Twitter hesabını kontrol etti. Gerçekten de takip ediyordu. Tam tamına dokuz kişi! Hem de hepsi okuldandı. Cenk mutlu oldu. Nihan gibi hem güzel hem popüler bir kızın kendisiyle konuşması da mutluluk vericiydi. Yatağa uzandı. Uzun süre aptal aptal hayallere daldı. Ne olduklarını anlatırsam Cenk beni öldürebilir. Sonra tekrar bilgisayar başına geçip, forumdaki o konuya girdi. Güzel ve gülünç mesajları listelemeye başladı. En güzellerinden bir kaçını daha tweetledi. Sonra da bilgisayarı kapatıp tekrardan yatağa uzandı. Suratında aptal bir gülümseme vardı. “Acaba yarın da bunun muhabbeti açılır mı?” diye düşünüyordu. “Nihan’ı facebook’tan eklesem mi?” diye tereddüt içinde kaldı.

Sonra gülüp uyumaya çalıştı. Bölüm 3-Akıllı Telefon Cenk hızla odasına girdi. Kapısını kapattı. Işıkları yakmadan yatağına uzandı. Odasını yalnızca pencereden süzülen ay ışığı aydınlatıyordu. Mutsuzdu. Ağlıyordu. Göz yaşları her zaman olduğu gibi yastığına damlıyordu. Yastığı bu durumu alışmıştı. Ne zaman ağlayacak gibi olsa gizlice odasına gidip karanlıkta hıçkıra hıçkıra ağlayarak yastığını sulardı. Bu gece o gecelerden biriydi. Neden ağladığını en baştan anlatalım. Nihan ile olan muhabbetinden ötürü mutluydu Cenk. Güzel tweetler attıktan sonra uyumuştu. Uzun süreden beri ilk defa erken kalkmıştı.

Dişlerini fırçalamış ve yatağını düzeltmişti. Üniformasının ütüsüne dikkat ettikten sonra parfüm bile sıkmıştı. Cenk’in parfümü olduğunu bile bilmiyordum. Şaşkınlığımı farkeden Cenk, “Forumda bir konu var. Promosyon ürünlerini takip ediyorum. Oradan kazandım” dedi. Evet, Cenk arada birbenimle konuşuyor ama bu da konumuz değil. Cenk servisine geç kalmadan bindi. Okuluna erken gitti. Sınıfa girdiğinde her şey ritüeldi. Kimse ona dikkat etmemiş ve selam vermemişti. Nihan ise öğretmenler masasına oturmuş birkaç kişiyle muhabbet ediyordu. Cenk’i görünce ona gülümseyip, “Günaydın” dedi. Cenk aptalca sırıttı ve yanıt verdi. Karnına yumruk yemiş gibi hızla sırasına oturdu.

Sınıftakiler bana şimdi pis pis bakacak diye düşündü ama işin garip kısmı kimse garip bakmıyordu. Sanki Nihan ona selam vermemişti. Öğretmen gelince herkes yerine oturdu ve ders başladı. Dersler işlendi. Kısa teneffüsler geldi. Ama Cenk bir türlü arkasına bakmaya cesaret edemedi. Bunun yanı sıra Cenk’in sınıf on dokuz kişilikti. Beş sıra pencere kenarındaydı ve herkes ikili oturuyordu. Duvar kenarında ise beş sıra vardı. Sekiz öğrenci yine ikili oturuyordu. Cenk ise duvar kenarının en önünde kapının yakınında ve çöp tenekesinin dibinde yapayalnız oturuyordu. Anca sınav sırasında yanına biri otururdu. Oturan da asla Cenk’in suratına bakmazdı. Kısa olaraksı tüm sınıf Cenk’in arkasında oturuyordu. Cenk çok nadir arkasına bakardı.

O da öğretmen biriyle şakalaşırken. Birden arkadan bir ses duydu: “Off Ayşegül! Muhabbetinden sıkıldım.” Bu sesi hemen tanıdı; Nihan’ın sesiydi. Arkasına bakma fırsatı bulamadan Nihan Cenk’in yanına çoktan oturmuştu. Ona gülümseyip, “Biraz yanında oturayım.” dedi. Cenk her zaman ki gibi neye uğradığını şaşırdı. Yapması gereken fazla basitti: Kızla göz teması kur. Gülümse. Ve peki de. Cenk aşırı heyecandan tamam derken ağzından etrafa tükürük fırladı. Aslını söylemek gerekirse ufak bir kısmı fırladı. Geri kalan kısmın birazı elini ağzına götürürken eline, diğer kısmı ise ağzında kaldı. Cenk ne yapacağını şaşırırken Nihan peçete uzattı. Cenk hemen aldı ve elini, ağız çevrsini temizledi.

İlk kez çöp kutusunun yanında oturmaktan tatmindu. Peçeteyi çöp kutusuna attıktan sonra Nihan’a dönüp teşekkür etti. Nihan gülümseyip derse döndü.

Seyit İlktürk – Bir Asosyalin Değişimi PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu