PDF

Sigmund Freud – Düşlerin Yorumu – 2 Cilt PDF Oku indir

Sigmund Freud – Düşlerin Yorumu – 2 Cilt PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Sigmund Freud – Düşlerin Yorumu – 2 Cilt kitabını araştırdık. Ayrıca Sigmund Freud tarafından kaleme alınan Sigmund Freud – Düşlerin Yorumu – 2 Cilt kitap özetinin yanı sıra, Sigmund Freud – Düşlerin Yorumu – 2 Cilt pdf oku, Sigmund Freud – Düşlerin Yorumu – 2 Cilt yandex, Sigmund Freud – Düşlerin Yorumu – 2 Cilt e-kitap pdf, Sigmund Freud – Düşlerin Yorumu – 2 Cilt PDF Drive, Sigmund Freud – Düşlerin Yorumu – 2 Cilt Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Sigmund Freud – Düşlerin Yorumu – 2 Cilt PDF indir Oku

Fusun Akatlı bir yazısında ulkemizde bazı duşunce akımlarının sloganlara indirgenmesinden ve tum duşunce sisteminin bir tur yozlaşmaya uğramasından yakınır. Freud bu tur bir yozlaştırılmadan cokca nasibini almış bir yazar. Aklın bilinmeyen işleyiş bicimlerinin mekanizmasını araştıran (ve de bulan) bu kişi giderek “her şeyin altında cinsellik arayan biri” etiketiyle bir yana atılmış; bu arada ele aldığı konulan inceleme yontemindeki titizlik gozardı edilmiş; duşunce sisteminin materyalist ve dialektik doğası gormezden gelinmiş ve Freud sonrası (50 yılı aşkın bir sure) bilimsel gelişmelerin ışığında soylediklerinin değerlendirilmesi yapılmamıştır. Orneğin Freud’dan on yıl kadar sonra geliştirilen Genel Sistemler Kuramının cercevesiyle Freud’un goruşleri içindeki paralellik gozardı edilmiştir. Yapıtlan sistematik bir bicimde Turkce’ye cevrilmediği gibi Freud’un kuramından turemiş goruşlerin daha once duşunce yaşamına kazandırılmasıyla bir tur tarihsel gelişim karmaşası oluşmuştur. Kulturumuzun dogmatik olmaya eğilimli duşunce bicimi ve Aristo mantığının egemenliği, Freud sonrası yazarların (Fromm, Reich gibi) duşuncelerinin icindeki Freud tesirinin yok sayılmasına neden olmuştur. Freud’a yoneltilen eleştirileri gozonunde bulundurarak onun yaklaşımının temel ozelliklerini ozetleyecek olursak okurlar icin kolaylaştırıcı bir hazırlık oluşturacağımızı duşunuyoruz: Freud insan aklının işleyişini beyin hucrelerinin içindeki ilişki bazına oturtma niyetiyle yola cıkmış (Bilimsel Bir Ruhbilim Projesi) fakat gununun teknolojisi icinde bunu ispatlama olanağı bulunmadığını kısa bir sürede ayrımsayarak getirdiği kuramsal cerceve12 CEVİRENİN ONSOZU nin maddi temelinin ortaya konmasını ardındanki kuşaklara bırakmıştır. Yine de aklın işleyişinin hucre duzeyinde maddi bir temeli olduğu duşuncesini hicbir zaman bir yana atmamıştır. Zihinsel aygıtın yapısını ve işleyişini araştırma cabalarında daha cok bir fizikcinin veya mekanikcinin tarzı egemendir. Surec icinde bu tarz sistem cozumleyicisi tarzına değişmiştir. Başlangıcta aygıtı ayrı işlevleri olan katmanlar biciminde tanımlarken ardındanları işlev gruplarının etkileşimi biciminde daha uygun bir tanımlamaya ulaşmıştır. 2. İnsan organizmasının gorunur davranışını bir gucler bileşkesi olarak duşunmuş ve onu bileşenlerine ayırmaya ağırlık vermiştir. Yoksa davranışların doğaust bilinmesidır hedeflenen. Orneğin erken cocukluk doneminde karşı cinsten ebeveyne duyduğu cinsel isteği bastırmak zorunda kalan bir kişi, ileri yaşlarında karşı cinsten bireylere yonelik istekleri aynı korkuyla bastırıyor ve cinsel olarak gucsuz veya soğuk bir birey davranışı sergiliyorsa, cozumlemeden beklenen, birinin, toplumun cinsel ilişkiler karşısındaki tutumu onunde boyun eğici olmasını değil, şu andaki ilişkilerde o cocukluk korkularının veya yasaklarının artık yeri olmadığını gormesini sağlamaktır.

3. Freud herhangi bir davranışın nedensiz olamayacağı goruşunden yola cıkmış ve ilk kez bu nedenin o anda gozlemlenen davranışla eşzamanlı ve eşmekaıılı olmayabileceğini duşunmuş ve bunCEVİRENİN ONSOZU 13 dan hemen sonra da neden-sonuc ilişkilerini kurmada guncel bilincli mantığın kaidelerinı bir yana bırakmanın esnekliğinden yararlanmıştır. Boylece herhangi bir davranışın gecmiş (hatta coğu kez unutulmuş) bir yaşantı tarafından ve en cok değil en az benzeşim sebebiyle etkilenebileceğini (orneğin cocukluğunda cişini yapamazsa oleceği biciminde bir korku yaşamış olan bir birinin tıkanmış bir trafikte arabasının icinde kalmasının —yani trafiğin akmamasının— o cocukluk korkusunu aynı bicimde yaşamasına ve bir trafiğe cıkma fobisi geliştirmesine yol acması gibi.), boylece zihinsel oğelerin hem yatay hem de duşey doğrultuda birbirleriylc teğet bağlantıları olan zincirler oluşturduğunu gormuş, cozumleme yontemiyle bu bağlantıları ortaya koymuştur. Boylece herhangi bir zihinsel urunun guncel ve mantıklı bir nedene yanıl oluştururken bunun yanı sıra cağrışım zincirleri aracılığıyla yaşamın tumu ile de bağlantı kurduğu ve en temel icgudulerin doyumuna da olanak verdiği ortaya konmuştur. Bu yaklaşımın, insanı, bilincli davranışı olmayan, salt icguduleriyle davranan veya bilincdışı tarafından yonetilen bir varlık derekesine indirgediği one surulmuştur: fakat Freud’uıı, icguduleri, bir enerji kaynağı olarak gorduğu, toplumsal ilişkilerin bu enerji kaynağının kontrollu kullanımı icin bir sistem oluşturduğuna inandığı ve incelemesini bu sistemin yapısını cozumlemede odakladığını soyleyebiliriz. Ruhcozumlcmenin sağaltım (tedavi) maksadıyla kullanımı da bireyin icgudulerinin kolesi olduğu yakıştırmasının yanlışlığını ortaya koyar; cunku cozumleme neticesinde, kişi, icgudulerinin ve de onların kullanımını kontrol eden şebekenin yapısı ve işleyişini oğrenerek onları bir anlamda egemenliği altına alır. Hipnoz gibi birinin bilincli denetiminin azaldığı bir ortamda calışmayı bırakması da Freud’uıı bilince verdiği onemdendir. Bir başka deyişle, Freud, bilincdışını araştırırken insanlara her şeyin bilincdışı denen mistik bir guc tarafından yonetildiğini gostermeye calışan bir misyoner tavrı icinde değildir. Tam tersine bilincdışınm işleyişi ile ilgili olabildiğince derinlemesine icgoru kazanılıp bilinci egemen kılmanın peşindedir. Frcud’un bazı yapıtları cok uzun bir zaman dilimi icinde değişik yayınevlerince Turkce’ye kazandırılmıştır. Lakin şimdiye dek tum yapıtlarını iceren bir yayın gercekleştirilmemiştir. Payel Yayınevi bu kitapla boyle bir diziyi başlatmış oluyor. Düşlerin Yorumu bu diziden cıkan ilk kitap olacak ve sayfa rakamının cokluğu sebebiyle de iki cilt halinde sunulacaktır. İlk cilt temel 14 CEVİRENİN ONSOZU olarak kitabın yazım tarihine dek duşler uzerine yapılmış incelemelerin irdelenmesi, duş yorumu yonteminin tanıtılması ve duşlerin iceriğini tespit eden oğelerin orneklerle tartışıldığı bir tanıtım bolumu olmaktadır.

İkinci ciltte ise Düş İşlemi ve Düş Süreçlerinin Ruhbilimi başlıkları altında kuramsal yaklaşımlar bulunmaktadır. Ceviride olabildiğince yerleşmiş Turkce sozcuklere yer verilmeye calışılmıştır. Lakin bazı teknik terimlerin ozellikle de hastalık adlarının Turkceleştirilmesinde uretilen yeni sozcuğun, kavramı ne denli karşılasa da okurda zihinsel bir imge oluşturmadığı endişesıyla ozgun adın muhafaza edilmesi yeğlenmiştir. Orneğin, şizofreni karşılığı usyanlması doğru olabilir. Lakin okurda bu hastalık karşısında bir araya gelen duşunce ve duygu birikimini harekete gecirmeyen yani zihinsel bir imge oluşturmayan boş bir sozcuktur. Ya da hic değilse cevirmen bu duşuncededir ve ceviri sırasında temel odevinin ruhbilim terimlerine Turkce karşılıklar onermek veya onerilmiş olanları yerleştirmekten cok metni anlaşılır kılmak olduğu inancındadır. Gerek bu kitapta gerekse Freud Kitaplığının oteki ciltlerinde bulunan dipnotlarından koşeli parantezle belirlenmiş olanlar Freud’un değildir. Koşeli parantezle verilen dipnotlarından Turkce’ye cevirene ilişkin olanlar — ç.n. diye ayrılmıştır. Diğer koşeli parantezler metinleri İngilizce’ye cevirenlerindir. Dr. EMRE KAPKIN SIGMUND FREUD’UN YAŞAMI VE DÜŞÜNCELERİ Sigmund Freud 6 Mayıs 1856’da o sırada Avusturya-Macaristan imparatorluğuna bağlı Moravia’nm kucuk bir kenti olan Freiberg’de dünyaya geldi. Dıştan bakıldığında seksenuc yıllık yaşamı olaysız gecti ve uzun bir oykuyu gerektirmiyordu. Orta sınıftan bir Yahudi ailesinden geliyordu ve babasının ikinci karısının en buyuk oğluydu.

Aile icindeki konumu biraz alışılmışın dışındaydı; cunku babasının ilk karısından iki erişkin oğlu daha vardı. Bunlar Freud’dan yirmi yaştan fazla buyuktuler; biri evliydi ve kucuk bir oğlu vardı; yani Freud bir amca olarak doğmuştu. Yaşamının en erken senelerında bu yeğen Freud’un yaşamında yedisi kendisinden sonra doğan erkek ve kız kardeşleri kadar onemli bir yer aldı. Babası bir yun tuccarıydı ve Freud’un doğumundan hemen sonra kendini giderek git gide artan ticari sıkıntılar icinde buldu. O zaman, Freud uc yaşındayken Freiberg’i terk etmeye karar verdi ve bir yıl sonra tum aile, Manchester’e giden iki buyuk uvey kardeş ve cocukları dışında Viyana’ya yerleşti. Freud, yaşamının değişik donemlerinde İngiltere’de onlarla buluşma duşuncesiyle oyalanmıştır ama hemen hemen seksen yıl bu gercekleşmemiştir. Viyana’da, Freud’un tum cocukluğu boyunca aile en zor koşullarda yaşamıştır; fakat babası gelirini Freud’un eğitimi icin harcamada buyuk oncelik tanıdı cunku oğlanın zeki ve bunun yanı sıra calışkan olduğu besbelliydi. Bunun neticesinde “Gymnasium”da dokuz yaş gi16 FREUD’UN YAŞAMI VE DUŞUNCELERİ bi erken bir cağda bir yer edindi ve okulda gecirdiği sekiz yılın son altı senesinde duzenli olarak sınıf birincisi oldu. Onyedi yaşında okulu bitirdiğinde hala kariyeri belirlenmemişti; eğitimi cok genel bir eğitimdi ve her durumda universitede okuyacağı belli olmasına karşın, değişik fakulteler onunde acıktı. Frcud bircok kez yaşamı boyunca hicbir zaman “bir doktor olmak icin ozel bir eğilim” duymadığı hususunda diretmiştir. “Daha cok” der “insani konulara doğal nesnelerden daha cok yonelten bir tur merak tarafından yonlendirildim.”1 Bir başka yerde şoyle yazıyor: “Erken cocukluğumda insanlığın ıstıraplarını dindirmek icin herhangi bir ozlem duyduğumu hic anımsamıyorum… Gencliğimde icinde yaşadığımız dunyanın bilmeceleri uzerine bir şeyleri anlamak ve belki de onların cozumune katkıda bulunmak icin zorlayıcı bir gereksinim duydum.”2 Son senelerının toplumbilimsel calışmalarını kavga ettiği bir başka parcada da: “Doğal bilimler, tıp ve psikoterapi içinde yaşam boyu suren bir deioıır’&ân [yolculuk—c.n.j sonra cok onceleri, duşunmek icin bile cok kucuk olduğum gencliğimde, beni buyulemiş olan kulturel sorunlara geri donuyorum.

”3 Bize anlattığına gore Frcud’un bilimsel bir kariyeri secmesini tespit eden şey, tam da okulu bitirdiği sırada ortaya cıkan ve (gorunuşe gore yanlış olarak) Goctlıc’yc yorulan “Doğa” uzerine halk icin yazılmış tumturaklı bir yazı olmuştu. Ama eğer bilim yapılması gerekiyorsa pratik nedenler bunu tıpla sınırlıyordu. Freud 1873 guzunde kendini universiteye kaydettirdiğinde onyedi yaşındaydı. Lakin yine de bir tıp unvanı almak icin hic de acelesi yoktu. Cunku ilk bir veya iki yıl boyunca değişik konularda konferanslara katıldı ama giderek once biyoloji ve sonra da fizyoloji uzerinde yoğunlaştı, ilk araştırmasını universitede ucuncu senesinde yaptı: Karşılaştırmalı Anatomi Profesoru tarafından yılan balığı anatomisinin bir ayrıntısını araştırmakla gorevlendirildi; bunun icin dortyuz kadar orneği acması gerekiyordu. Hemen sonra Bruckc’ııiıı başkanlığındaki Fizyoloji Laboratuarına girdi ve burada altı yıl mutluluk icinde calıştı. Brucke’den genelde fiziksel bilimlere yonelik tutumunun ana hatlarını ka1 [Bir Özyaşamöykiisii Çalışması (1925 d), calışmanın başlangıcı dhadiselerinda.] ~ ”Mes!eklen Olmayanların Çözümlemesi Sorunu (1927a)”na Eklenti.) ”Bir Özyaşamöykiisii Çalışması (1935 <i)”na Eklenti (1935).] FREUD’UN YAŞAMI VH DUŞUNCELERİ 17 zandığına hic kuşku yoktur. Bu seneler boyunca Freud esas olarak merkezi sinir sistemi anatomisi uzerinde calıştı ve öte yandan da yayınlar yapmaya başladı. Ama bu laboratuar calışmalarından evdeki geniş ailenin gereksinimlerini karşılamaya yetecek bir gelir sağlanamayacağı kısa bir sürede belirlendi. Boylece sonunda 1881 ’de tıp diploması almaya karar verdi ve bir yıl sonra hic de istemeden Brucke’nin yanındaki işini bıraktı ve Viyana Genel Hastanesi’nde calışmaya başladı. Yaşamındaki bu değişikliği en sonunda tespit eden şey aile poblemlerindan daha ivedi bir şeydi: 1882 Haziran’ında nişanlandı ve ondan sonraki tum cabalan evliliği olası kılmaya yonelikti. Nişanlısı Martha Bernays, Hamburg’lu unlu bir Yahudi ailesinden geliyordu ve o sırada Viyana’da yaşıyor olmasına karşın cok kısa bir sürede uzakla, Kuzey Almanya’daki evine donmek zorunda kaldı.

Daha sonraki dort yıl boyunca onu tek gorme olanağını kısa ziyaretlerde buldu ve iki aşık hemen hergun birbirlerine yazdıkları mektuplarla yetinmek zorunda kaldılar. Freud şimdi kendine tıp dunyasında bir yer edinmeye ve un kazanmaya calışıyordu. Hastanenin değişik bolumlerinde calıştı ama kısa surede noroanatomi ve noropatoloji uzerinde yoğunlaşmaya başladı. Bu donemde de kokainin olası tıbbi kullanımı uzerine ilk sorgulamasını yayımladı ve bu Koller’e ilacı yerel anestezik olarak kullanma duşuncesini verdi. Freud iki ivedi plan yaptı: bunlardan biri İngiltere’deki universite hocalığına benzemeyen bir aşama olan Privatdozent olarak atanmak; diğeri ise buyuk Charcot’ııun hukum surduğu Paris’te bir sure kalmasına olanak verecek bir yolculuk bursu bulmak. Her iki hedefin de gercekleşmesi halinde kendisine gercek bir avantaj sağlayacağını duşunuyordu ve 1885’de zorlu bir uğraştan sonra her ikisini de elde etti. >

Sigmund Freud – Düşlerin Yorumu – 2 Cilt PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu