PDF

Soner Yalçın – Efendi 1 – Beyaz Türklerin Büyük Sırrı PDF Oku indir

Soner Yalçın – Efendi 1 – Beyaz Türklerin Büyük Sırrı PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Soner Yalçın – Efendi 1 – Beyaz Türklerin Büyük Sırrı kitabını araştırdık. Ayrıca Soner Yalçın tarafından kaleme alınan Soner Yalçın – Efendi 1 – Beyaz Türklerin Büyük Sırrı kitap özetinin yanı sıra, Soner Yalçın – Efendi 1 – Beyaz Türklerin Büyük Sırrı pdf oku, Soner Yalçın – Efendi 1 – Beyaz Türklerin Büyük Sırrı yandex, Soner Yalçın – Efendi 1 – Beyaz Türklerin Büyük Sırrı e-kitap pdf, Soner Yalçın – Efendi 1 – Beyaz Türklerin Büyük Sırrı PDF Drive, Soner Yalçın – Efendi 1 – Beyaz Türklerin Büyük Sırrı Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Soner Yalçın – Efendi 1 – Beyaz Türklerin Büyük Sırrı PDF indir Oku

9 haziran 1875, İzmir İzmir bir prensestir. Tembelce sallanan Düşüncelerim için seviyorum, Fillerin sırtında Oynayan bu çadırları… Victor Hugo İzmir Valisi Ahmed Rasim, Evliyazade Mehmed Efendi’yi, Yenişehirlizade Hacı Ahmed Efendi’nin yerine belediye başkanlığına atadı.   İzmir’in tanınmış tüccarlarından Evliyazade Mehmed Efendi’nin belediye başkanlığına getirilmesinde şaşutıcı bir yan yoktu. Lakin, sorun vardı! Vali, Evliyazade Mehmed Efendi’ye maaşının 2 000 kuruş bulunacağını söylemişti. Ama bu söz, İzmir Valiliği ile Osmanlı Maliye Nezareti’nin arasını açtı. Osmanlı merkezî yönetimi, belediye başkanının dışarıdan atanıp, bir de ona maaş verilmesine karşıydı. Vali Ahmed Rasim Paşa, vilayette görevli bir memuru belediye başkanı olarak istihdam etmenin yanlış olduğunu düşünüyor, bu tür memur atamalarının belediyenin işlerini zorlaştıracağına inanıyordu. Bunu tecrübeleriyle de görmüştü. Ona göre en iyisi, “erbabı memleketten ve ashabı servetten” bir birinin bu görevi yapmasıydı. Lakin böyle birinin belediye başkanlığını “sosyal faaliyet” olarak yapması da ihtimal dışıydı. 2 000 kuruşluk maaş teşvik edici olabilirdi. Sonunda bürokratik yazışmalardan İzmir Valisi Ahmed Rasim Paşa galip çıktı. İzmir’de hanı, oteli olan ve son senelerda giderek zenginleşen tüccar Evliyazade Mehmed Efendi, İzmir belediye başkanlığı koltuğuna oturdu. 2 000 kuruşluk maaşın Evliyazade Mehmed Efendi için pek önemi yoktu. Bunun yanı sıra, vali, kumandan, belediye başkanı gibi mülkî erkâna kullanması için verilen, iki atlı kupa cinsi binek araba yerine, daha lüks olan kendi özel lando cinsi körüklü arabasını tercih etmesi bunun en tipik göstergesiydi.

Zaten alaca 12 ğı maaşın büyük bir bölümünü belediye hizmetlerinde kullanacaktı… Belediye başkanlığı görevine başlayan Evliyazade Mehmed Efendi’nin işi hiç de kolay değildi. Öncelikle sorun, “belediye olgusunun” ne merkezî idare, ne de halk tarafından bilinmemesiydi. Belediye, Osmanlı kentleri için XIX. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmış yeni bir kurumdu. Başta İngilizler olmak üzere yabancı ticaret şirketlerinin baskılanyla kurulmuştu. Bu şirketlerin belediyeden beklediği, ticaret akışını kolaylaştıracak altyapı hizmetlerini yapmasıydı. Misal verilecek olursa 1867’de İzmir’de belediyenin kurulmasına, limanın büyütülmesi neden olmuştu! İzmir Belediyesi sekiz yıl önce kurulmuştu ama Başkan Evliyazade Mehmed Efendi’nin halen işleri organize edecek bürokratik kadrosu yoktu. Belediye olgusunun ortaya çıkmasına neden olarak gösterilen, yol ve kanalizasyon şebekesinin iyileştirilmesi yönünde tek bir gelişme sağlanamamıştı. Üstelik bütçesi son derece yetersizdi. Evliyazade Mehmed Efendi bazı giderleri dostlarından topladığı yardımlardan sağlıyordu. Kimdi bu yakın dostları ? Yemişçizadeler, Salepçi muaftırlar. Kendi konsolosluklarında yargılanma bunun yanı sıralıkları mevcuttur. Avrupalı ticaret şirketleriyle bağlantı kurma yönünden yerli birisine göre daha şanslıdırlar. Frenkler genelde tüccardır ve vilayetin ticaretini ellerinde tutmaktadırlar… Benzer değerlendirmeleri İzmir’i gezen tüm seyyahlar da yapmıştı. Peki Evliyazade Mehmed Efendi’nin yardım aldığı bu zengin aileler kimdi ? Üstelik bu ailelerde herkes birkaç yabancı dili rahatlıkla konuşabiliyor, yabancı tüccarlarla ortaklık yapıyordu! Gerek konsolos Dr.

Kari von Scherzer’in ve gerekse İzmir’e gelen seyyahların bunu bilmemesi olanaksızdı. O halde, “İzmir’de Türk-Müslüman tüccarların olmadığım” neye dayandırıyorlardı ? Yukarıda yalnızca ufak bir örneğini verdiğimiz İzmirli bu aileler Türk-Müslüman olarak görülmüyor muydu ? Kimdi bunlar? Bu kitabın yanıtını aradığı sorulardan bir diğeride budur! Yanıt, kitabın yazılmasına neden olan Evliyazade ailesinin yaşamında gizlidir; bundan dolayı, Evliyazade Mehmed Efendi’yle alakalı bilgileri vermeyi sürdürelim… Nereden geldiler? Evliyazade ailesinin İzmir’e nereden ve ne zaman geldikleri hususunda çelişkili bilgiler mevcuttur. Görüştüğüm Evliyazade ailesinin bazı üyeleri, Konya’dan geldiklerini söylerken, diğer grup Denizli-Buldan’dan göç ettiklerini iddia ediyor.

Lakin, gazeteci Orhan Tahsin 1978’de Yeni Asır gazetesine hazırladığı “Büyük Menderes ve Küçük Menderesler” adlı yazı dizisinde, 1932-1939 senelerı içinde İzmir Belediye başkanlığı, 1942-1943 yılla 14 n içinde Ticaret bakanlığı ve 1946-1948 yıllan içinde Sağlık bakanlığı yapan, önce CHP sonra DP milletvekili olan Buldanlı Dr. Behçet Uz’un Evliyazade ailesinin akrabası olduğunu yazmaktadır. Ama akrabalık bağı hususunda açıklayıcı bilgi vermemektedir. Görüldüğü gibi Buldan hususunda karışıklık var. Söylenenlerin aksine, Konya il tarihinde de Evliyazadelere rastlanmıyor. “Evliyazade” adı ve namı Osmanlı’da çok kullanılıyor. Maraş’ta, Manisa’da, Diyarbakır’da ve bazı yörelerde bir çok aile bu namı kullandılar, kullanıyorlar. Misal verilecek olursa, Osmanlı biyografi (teracimi ahval) geleneğinin son temsilcisi Mehmed Süreyya Bey (1845-1909) tarafından hazırlanan, altı ciltlik Sicilli Osmanî adlı çalışmada, bazı Evliyazade isimlerine rastlamak olabilecek. Lakin bu ciltlerdeki “Evliyazade”lerin İzmirli Evliyazadelerle akraba olmaları zor ihtimal. Çünkü onlar daha çok devlet bürokrasisinde yer almış iken, İzmirli Evliyazadeler tüccar bir aile.

Uzatmaya gerek yok. İzmirli Evliyazadelerin nereden geldikleri hususunda net bir bilgi yer almıyor. Ne zaman geldikleri hususunda ise, Evliyazadelerin ortak bir görüşü var: “Beş yüz yıl önce!” Evliyazadeler, Konya yahut Buldan’dan geldiklerini dile getiriyorlar ama en azından bu göçün beş yüz yıl önce gerçekleşmiş olması zor görünüyor. Çünkü o senelerda nüfusu yalnızca 5 000 olan İzmir, bir ticaret şehri de değildi. Yani bırakın şehrin göç almasını, o senelerda kendi gereksinimini bile karşılayamaz durumdaydı. Üstelik şehir sürekli olarak olarak Venediklilerin saldırısına uğruyordu. İzmir’in ticarî merkezi haline gelmesi XVII. yüzyıldan bu yana, yani iki yüz yıl önce başladı. Göçler de o zaman gerçekleşti. Ama şehir beş yüz yıl önce göç almadı değil! Aldı, ama bunlar yalnızca, 1492’de İspanya’dan kovulan yahudilerdi!. Sonuçta, Evliyazadelerin İzmir’e nereden, ne zaman geldikleri hususunda farklı bilgiler mevcuttur. Hata yapmamak için, Evliyazadelerin soyağacının başlangıcını İzmir Belediye Başkanı Evliyazade Mehmed Efendi’den başlatacağım… Evliyazade Konağı Evliyazade Mehmed Efendi’yi biraz daha yakında zamandan tanımaya başlayabiliriz… Çoğunlukla İzmirli zengin tüccarların yaşadığı Tilkilik Mahallesi’nde oturuyordu. Tilkilik’in o zamandaki adı Dönertaş’tı.

Soner Yalçın – Efendi 1 – Beyaz Türklerin Büyük Sırrı PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu