PDF

Türk Edebiyatı – Ocak-Nisan 1972 – Aylık Fikir – Sanat Dergisi PDF Oku indir

Türk Edebiyatı – Ocak-Nisan 1972 – Aylık Fikir – Sanat Dergisi PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Türk Edebiyatı – Ocak-Nisan 1972 – Aylık Fikir – Sanat Dergisi kitabını araştırdık. Ayrıca Kolektif tarafından kaleme alınan Türk Edebiyatı – Ocak-Nisan 1972 – Aylık Fikir – Sanat Dergisi kitap özetinin yanı sıra, Türk Edebiyatı – Ocak-Nisan 1972 – Aylık Fikir – Sanat Dergisi pdf oku, Türk Edebiyatı – Ocak-Nisan 1972 – Aylık Fikir – Sanat Dergisi yandex, Türk Edebiyatı – Ocak-Nisan 1972 – Aylık Fikir – Sanat Dergisi e-kitap pdf, Türk Edebiyatı – Ocak-Nisan 1972 – Aylık Fikir – Sanat Dergisi PDF Drive, Türk Edebiyatı – Ocak-Nisan 1972 – Aylık Fikir – Sanat Dergisi Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Türk Edebiyatı – Ocak-Nisan 1972 – Aylık Fikir – Sanat Dergisi PDF indir Oku

STANBUL Radyosu Kültür ve Sanat Yayınlan ’ndan B. Oktay Arayıcı ve Bn. Nursel Duruel beni “Cımıhuriyet’ten bugüne Türk hikâye ve Romanı” üzerinde bir değerlendirme sohbetine davet ettiler. Tahir Alaııgu ile karşılıklı görüşlerimiz Radyo’dan yayınlanmış yer alıyor. Bu satırlar ise radyo’da söylemek istediklerimin tamamını TÜRK EDEBİYATI okuyucularına duyurmak için yazılıyor. “Cumluıriyet’ten bugüne hikâye ve roman” üzerine bizden istenen toplu bakış ve toplu hükümdür. Araya uzun bir zaman aşımı girmedikçe, edebiyat, sanat, iktisat, siyaset vs. dönemleri üzerinde, toplu hüküm verebilmek, hem zordur, hem de yanıltıcı olabilmesi yönünden cesa- . ret işidir. Bunun için: “En usta tenkidci süredir.” demişlerdir. Günümüz değerlerini, tartmanın kuvvetliğü, yalnız objektif geniş zaman terazisini elimizde tutmamaktan ibaret değildir. Biz bir çağın içinde yaşarken, hele edebiyat gibi duygu ve hissin harman edildiği bir meydan da büsbütün tarafsız olamayız. Hatır, gönül, nezaket de gözetiriz. Duygu ve düşüncemize daha yatkın saydığımız sanatçıya fazla puvan vermek, başka vasıfta olanları biraz soğuk karşılamak bireylerin pek de kolay sıyrılamadıkları “beşerî” hallerdir.

—► S 3 K ENDİ ideaoloji yahut “tıynet” dostlarını tutup öbür sanatçıları silmeye, yok saymaya, böylece bir çağın edebiyatına tek bir reıık vermeye kalkan bireyler de mevcuttur ve bizim piyasada böyleleri birden fazlatur. Burada onların değil, namuslu tenkidcüıın bile hükümlerinde yanılış nedenlerini söylemek istiyorum. “Çağdaşlık”tan oluyor bu, aşağıda anlatacağım sanatçı, nasıl bile bile yahut ister istemez hürriyetten vazgeçebiliyorsa, tenkideiler de hazan ayni çıkmaza düşüyor, öyle bir çıkmaz ki bu gelecek zamanların tenkidcisi, bugünün sanatçıları ile değer biçicilerini hep birlikte yargılayacak; belki de en kötü numarayı bu sonunculara verecektir. Sanatçıyı kasıtlı olarak şımartmak, yanlış yolda tutmak, asıl değerleri görüp gösterememek suçlarından mahkûm edecektir. Nasıl ki biz bugün, Nedim gibi eşsiz bir şairi farkedemeyerek yahut görmezlikten gelerek Osmamâde Taib gibi (bugün unutulmuş) birisine “sultaııüşşuarâ”hk tacı giydiren Lâle Devri, tenkidcisini tebessümle düşünüyoruz. * EĞER yargısı vermek ve hele zamanımız sanatçılarım mihek taşı olabilmek, görülüyor -kİ çok zordur. Bunun yanında. deneyelim. Ama denemezden önce bazı ölçüler bulmaya çabşalım: Ufuk darlığı; kültür yetersizliği; olaylara, hayata ve dünyaya arka fikir, dar ve basit ideaoloji açılarından balana alışkanlığı sanatçıyı ufak azaltan nedenlerdir. Sanatçı tarihî, coğrafî yahut estetik bir genişlik ve derinlik, aynca merak ve “sevda” sahibi olmak zorundadır. Kahramanların bir kısmına düşman gözüyle bakıpda sırf bunu yazmak ve düşmanlığı tatmin için yazmak; sevgi ile kuşatıcı bir yukardan bakış sahibi olamamak; bireylerinin bir kısmına “rakip” sayarak ezmeye çalışmak bilhassa hikâye, roman ve piyeste zayıflık belirtüeridir. Son devrin “kıymet” diye gösterilenleri içinde böyleleri az değildir. îyi roman yahut hikâye yazarının özelliklerinden birisi de, onu konferansçıdan, ahlâkçıdan ve politikacıdan ayıran kabn çizgidir. Güçlü sanat eseri ders vermez ve okuyucularına parmağı ile yön göstermez. Çünkü içinde bir şüphe kurdu bulunmayan inşan zaten sanatçı değildir.

O, “hakikat” adı verilen şeyin 100 değilse bile hiçolmazsa on tane kapısı bulunan bir kale olduğunu bilmesi gereken insandır. Şu halde kahramanlarından yalnız birinin değil az çok hepsinin – “haklı” olduğunu kabul etmelidir. Aynca sanatçının kendisi zaten arayış ve deneyiş halindedir. Doğruyu bulamamıştır ki onu başkalanna öğretmeye, göstermeye kalksın… Batı edebiyatlarında millî kültür ve tarih bağlannm kuvvetli, dillerin zengin, sağlam ve kararlı; fikir, sanat ve tenkid .ortamının canlı bulunması soylu sanatçılar yetiştirebiiiyor. Bizde ise millî ‘kültür, sağlam dil, ciddî tenkid yoksulluğuna birde gerçek sanatçıyı gölgelemek is…

Türk Edebiyatı – Ocak-Nisan 1972 – Aylık Fikir – Sanat Dergisi PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu