PDF

Tütün – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 42 PDF Oku indir

Tütün – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 42 PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Tütün – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 42 kitabını araştırdık. Ayrıca Ansiklopedi tarafından kaleme alınan Tütün – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 42 kitap özetinin yanı sıra, Tütün – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 42 pdf oku, Tütün – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 42 yandex, Tütün – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 42 e-kitap pdf, Tütün – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 42 PDF Drive, Tütün – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 42 Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Tütün – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 42 PDF indir Oku

Yeni kıtanın 1492’de keşfiyle birlikte anavatanı Amerika’dan Avrupa’ya getirilen tütün XVI. yüzyılda dünyaya yayılarak Akdeniz üzerinden Osmanlı topraklarına girdi. İlk senelerda tabaka/tabaga, sonraki zamanlarda resmî dilde duhân, halk içinde tütün diye adlandırıldı. Osmanlı topraklarına getiriliş tarihini Hezârfen Hüseyin Efendi 1598, Peçuylu İbrâhim 1600, Kâtib Çelebi 1601, Naîmâ 1606 olarak kaydeder. Mısırlı âlim İbrâhim el-Lekānî ise tütünün XVII. yüzyılın sonlarında meydana geldiğinı ve Anadolu’ya “Cil” adlı bir İngiliz tarafından getirildiğini belirtir. Halbuki söz konusu tarihler tütünün ilk ithal tarihi değil özellikle İstanbul’a yoğun biçimde getirilmeye başlandığı senelerı gösterir. İlk getiriliş tarihi ise en geç 1570’ler olmalıdır. Yabancı tüccarlar tarafından her hastalığa çare diye tanıtılan tütünün tüketiminin hızla yayılışı imparatorlukta dinî tartışmalara ve siyasal tepkilere yol açtı. Dinî tartışmalarda tütünün haram, mekruh yahut mubah olup olmadığı, yasaklanıp yasaklanmayacağı konusu gündeme geldi. Siyasî tepki ise diğer devletlerde olduğu gibi üretim, ticaret ve tüketim meselelerinde yoğunlaşmıştı. 1609’da tütünün yagizlendiğina dair ilk fermanda bir iki yıldan beri İngiltere’den “tabaga” adında bir yaprağın getirildiği, halk içinde içiminin giderek yaygınlaştığı, köy ve kasabalarda bu yaprağın ekilip pazarlarda satıldığı, bireylerin bu yaprağı içmekle meşgul oldukları ve işlerinden geri kaldıkları, hastalıkların meydana geldiği, ölümlerin arttığı, bundan dolayı ülkede ekiminin, ticaretinin ve içiminin yagizlendiği, emre uymayanların şiddetle cezalandırılacağı bildiriliyordu. Bu yasaklama fermanını 1610, 1614, 1618 senelerında yenileri takip etti. 1619’daki fermanda yasaklanmaveyair fetva da alındığı belirtiliyordu. Yasaklamanın temel nedenlerinden bir diğeride bu yeni maddenin geleneksel üretim faaliyetini bozmasıydı.

Ayrıca korumacı anlayışlar öne çıktı. Yasaklar IV. Murad zamanında daha da sıkı duruma geldi. 1633’te İstanbul’da büyük tahribata neden olan yangının sebebi tütün olarak gösterilince kontroller arttırıldı. 1640’ta IV. Murad’ın ölümünün ardından yasağın etkisi azaldı. Tütün içtiği bahanesiyle Halep kadılığından azledilip Kıbrıs’a sürülen Bahâî Mehmed Efendi’nin şeyhülislâm olduktan (1649) sonra tütünün mubahlığına dair fetva vermesiyle yasaklama gevşedi; fakat kaldırılması hususunda ferman da yayımlanmadı. Devletin 1688’de tütünü resmen vergilendirmeye tâbi tutması onu kabullendiği manasına geliyordu.

Tütün – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 42 PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu