PDF

Filibeli Ahmed Hilmi – A’mak-ı Hayal PDF Oku indir

Filibeli Ahmed Hilmi – A’mak-ı Hayal PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Filibeli Ahmed Hilmi – A’mak-ı Hayal kitabını araştırdık. Ayrıca Filibeli Ahmed Hilmi tarafından kaleme alınan Filibeli Ahmed Hilmi – A’mak-ı Hayal kitap özetinin yanı sıra, Filibeli Ahmed Hilmi – A’mak-ı Hayal pdf oku, Filibeli Ahmed Hilmi – A’mak-ı Hayal yandex, Filibeli Ahmed Hilmi – A’mak-ı Hayal e-kitap pdf, Filibeli Ahmed Hilmi – A’mak-ı Hayal PDF Drive, Filibeli Ahmed Hilmi – A’mak-ı Hayal Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Filibeli Ahmed Hilmi – A’mak-ı Hayal PDF indir Oku

A’mâk-ı Hayâl kitabında Ahmed Hilmi Bey, roman kahramanı Raci’nin kişiliğinde felsefenin insanı gerçek mutluluğa ulaştıramayacağını göstermek istemiştir. Ona göre gerçek mutluluk, Allaha varmak ve Evren ile Yaratıcı içinde bağı kurarak bu ilişkiyi bütünlemektir. İslam’da bu görüşü dinî yönden benimseyip açıklayan bireylerin başında Hallac-ı Mansur, Nesimi, Zünnun-i Misri, Şebusteri, Şeyh Attar, Muhiddin-i Arabî gelmektedir. Gerçekte kitaba bu yönüyle bakıldığında; kitap okura eşsiz bir düşünme sahası bırakmaktadır. Vahdet-i Vücut’ta dinî bir yön mevcuttur. Bunu savunanlar kendi görüşlerini ayet ve hadislere dayandırmışlardır. Söz konusu bu inanç sistemine göre; insan ruhu tanrının ruhunun bir parçasıdır. İnsan ve evren tanrının bir ‘tecellisi’, görüntüsüdür. Yunus Emrede, vahdet-i vücut (varlığın birliği) öğretisine ulaşan bir tasavvuf felsefi yorumunu benimsemiştir. Vahdet-i vücut felsefesine göre; “Tanrıdan başka varlık yoktur. Var olan her şey onun çeşitli şekillerde görünmesidir”. Türkiye’nin en büyük ve en güzel şehirlerinden bir diğeride …şehridir. Epey bir süreden beri ben şehrin ortasında bulunan bir mahallede oturuyorum. Hükümet Konağı ile evim içindeki yollarda dikkati çekecek birden fazla şey vardı. Kimsesiz evler, her biri birer sıkıntı ve yoksulluk yuvası olan nice viraneler, geçilmez sokaklar, pis caddeler… Lakin gerçekten dikkat çekici olan, evime yakın eski bir mezarlıktı.

Mezarlık etrafı çok kalın taş duvarlarla çevrilmişti. Duvarda onar metre ara ile açılmış pencerelere takılmış tunç parmaklıklar, güzellik ve işçilikleri nedeni ile gözleri üstüne topluyordu. Mezarlığın kapısı, sonradan takılmış bir tahta parçasıydı. Eski kapının, zamanın yıkıcılığına dayanamayarak yok olduğu şimdiki kapının sıradanlığından belli oluyordu. Bu mezarlık, yalnız bir çok anı ve cesedin toprağa verildiği bir yer değil, bir çok güzel eserin de hazinesi durumundaydı. Pencerelerden görünene göre mezar taşlarında eski hattatlarımızın eşi bulunmayan kalemlerinden çıkmış sayısız yazılar vardı. Bu yazıların, şiir ve edebiyat yönünden da mühim olduğuna karar verilebilirdi. Mezar taşların tepesindeki bir çok figür; kavuklar, külahlar, taçlar, tarih yönünden araştırılmaya değerdi. Çoktan terk edilmiş olan bu mezarlık, korkulu bir hava veriyordu. İnsan boyu otlar, ölü kokusu saçtığı sanılan baldıranlar, bahardan bu yana mezarlığı kaplıyordu. Şimdi şehrin ortasında kalmış olan bu mezarlık, zamanında şehrin kenarındaydı… Zamanla şehir büyümüş, mezarlık ortada kalmıştı. Mezarlığın önünden hemen her gün geçiyordum. Her geçişimde içimde orayı ziyaret etme isteği doğuyordu. Bizim gibi gençlerin, kıymetli zamanlarının bir bölümünü geçimini sağlamaya, diğer bölümünü ise eğlenceye ayırmış olanların, mezarlıklarla uğraşmaya zamanı mı olur? İşte ben de o zamanlar, zamanını boş şeylerle geçiren bir gençtim. Söylediğim gibi, bu mezarlığın her gün önünden geçtiğim halde duvarının sağlamlık ve düzgünlüğünü alkışlamaya yalnız bir dakika harcardım.

Filibeli Ahmed Hilmi – A’mak-ı Hayal PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu