PDF

Julian Assagne – Şifrepunk – Özgürlük ve İnternetin Geleceği PDF Oku indir

Julian Assagne – Şifrepunk – Özgürlük ve İnternetin Geleceği PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Julian Assagne – Şifrepunk – Özgürlük ve İnternetin Geleceği kitabını araştırdık. Ayrıca Julian Assagne tarafından kaleme alınan Julian Assagne – Şifrepunk – Özgürlük ve İnternetin Geleceği kitap özetinin yanı sıra, Julian Assagne – Şifrepunk – Özgürlük ve İnternetin Geleceği pdf oku, Julian Assagne – Şifrepunk – Özgürlük ve İnternetin Geleceği yandex, Julian Assagne – Şifrepunk – Özgürlük ve İnternetin Geleceği e-kitap pdf, Julian Assagne – Şifrepunk – Özgürlük ve İnternetin Geleceği PDF Drive, Julian Assagne – Şifrepunk – Özgürlük ve İnternetin Geleceği Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Julian Assagne – Şifrepunk – Özgürlük ve İnternetin Geleceği PDF indir Oku

Bu kitap bir manifesto değil. Böyle bir şeye zaman yok. Bu kitap bir ikazdır. Dünya yeni bir ulusötesi kara ütopyaya doğru savruluyor, haƩa savrulmak ne kelime, dörtnala koşuyor. Ulusal güvenlik erbabı dışında kimse bu gidişaƨn tam anlamıyla farkına varmış değil. Meselenin gizliliği, karmaşıklık düzeyi ve ölçeği, açığa çıkmasının önünde engel oluşturuyor. Elimizdeki en mühim özgürleşme aracı olan internet, totaliterliğin bugüne dek görülmedik düzeyde tehlikeli bir yöntemi halini aldı. İnternet insan uygarlığı için bir tehdit arz ediyor. Bu dönüşüm sessiz sedasız gerçekleşiyor, zira olup bitenden haberdar olan bireyler küresel gözeƟm endüstrisinde isƟhdam edilmiş oldukları için, gerçekleri dile geƟrmek çıkarlarına ters düşüyor. Kendi gidişaƨna bırakılacak olursa birkaç yıl içinde dünya uygarlığı izlemeye, gözetlemeye dayalı postmodern bir kara ütopyaya dönüşecek, ve internet hususunda müthiş hünerli bireyler dışında kimsenin bundan kaçması olabilecek olmayacak. Aslına bakılırsa işler çoktan bu raddeye varmış olabilir. İnterneƟn küresel uygarlık için ne anlama geldiğine dair çok sayıda yazar düşünce beyan eƫ, gelgelelim yanılıyorlar. Yanılıyorlar, çünkü doğrudan deneyimin kazandırdığı perspekƟfe sahip değiller. Yanılıyorlar, çünkü düşmanla hiç yüz yüze gelmediler. Düşmanla ilk karşılaşma dünyaveyair bütün tahayyüllerinizi yerle bir eder.

Biz düşmanla tanıştık. Son altı yıl içinde WikiLeaks hemen hemen bütün kuvvetli devletlerle anlaşmazlık yaşadı. Yeni gözetleme devleƟni, ona içeriden bakan birinin gözünden tanıyoruz, zira onun sırlarını deşƟk. Bu devleƟ bir savaşçının bakış yönünden tanıyoruz, zira çalışanlarımızı, mali varlığımızı ve kaynaklarımızı onun karşısında müdafaa etmek zorunda kaldık. Bu devleƟ küresel bir perspekƟŌen tanıyoruz, çünkü hemen her ülkede çalışanlarımız, mal varlığımız ve bilgilerimiz yer alıyor. Bu devleƟ zaman perspekƟfinden tanıyoruz, çünkü bu olguyla senelerdır mücadele halindeyiz; onun büyüyüp iki kaƨ hacme ulaşmasına ve yayılmasına tekrar tekrar tanık olduk. Söz konusu olan yayılmacı bir paraziƫr, internetle bütünleşen toplumları emerek büyüyor. Gezegenin üzerinde yuvarlanarak, önüne çıkan bütün devletlere ve halklara hastalığını bulaştırarak ilerliyor. Peki ne yapılmalı? Zamanın bir ânında, orası veya şurası olmayan herhangi bir yerde, genç interneƟ kuran ve onun yurttaşları olan bizler, yeni dünyamızın geleceğini tartışmaktaydık. İnsanlar içindeki bütün ilişkilerin bu yeni dünyanın dolaşımından geçeceğini, bu arada bilgi, ikƟsadi değerler ve gücün mübadelesine bağlı olarak tanımlanan devlet kişiliğinin de değişeceğini görebiliyorduk. Varolan devlet yapılarının internetle bütünleşmesi neticesinde devletlerin doğasını değiştirebilecek bir imkânın meydana geldiğinı görüyorduk. Öncelikle devleƟn, içinde müeyyide güçlerinin devridaim halinde olduğu bir sistem olduğunu akılda tutalım. Bir devleƟn kendi içindeki hizipler taraŌar arayışı içinde birbiriyle rekabet edebilir; bu da yüzeyde demokrasi olgusuna yol açar. Oysa devleƟn dayandığı şey, sistemaƟk olarak şiddet uygulama yahut şiddeƩen kaçınma mekanizmalarıdır. Toprak sahipliği, mülkiyet, şirket hisseleri, vergi, mahkeme cezaları, sansür, telif hakkı ve Ɵcari tesciller, hepsi de devletin şiddet tehdidi aracılığıyla yürürlüğe konur.

Çoğunlukla şiddeƟn ne kadar yakınımızda olduğunun farkına bile varmayız, çünkü ondan kaçınmak için tavizler vermişizdir. Rüzgârın kokusunu alan denizciler gibi, yüzeydeki dünyamızın derinlerde nasıl bir karanlığa yaslandığı üzerine pek nadir kafa yorarız. İnternete özgü yeni uzamda zora dayalı kuvvet hangi dolayımdan geçecektir? Her şeyden önce, bu soruyu sormak manalı mıdır? Bu bambaşka dünyaya ait uzamda, fikirlerden ve bilgi akışından örülü bu platonik ortamda zora dayalı güç diye bir şeye yer olabilir mi? Tarihsel kayıtlarda tahrifat yapmaya, telefonları dinlemeye, insanları yalıtmaya, karmaşıklığı yerle bir etmeye, bir işgal ordusu gibi duvarlar örmeye kadir bir güce yer olabilir mi? İnterneƟn maddi muhtevası, onun fikirlere ve bilgi akışına dayalı platonik niteliğine halel geƟrmektedir. Bu sanal şebekenin temelleri, okyanusun dibinden geçen fiber opƟk kablo hatlarına, başımızın üzerinde dolanıp duran uydulara, New York’tan Nairobi’ye kadar birden fazla şehrin binalarına yerleşmiş bilgisayar vericilerine dayanır. Arşimed’i kör bir kılıçla öldüren asker misali, silahlı bir milis gücü Baƨ medeniyetinin bu doruk noktasını, sahip olduğumuz bu platonik ortamı ele geçirebilir. Kaba atomlardan müteşekkil eski dünya çapından soyutlanmış, çiçeği burnunda bir dünya olarak yaşanan internet, bağımsızlığa özlem duyuyordu. Gelgelelim devletler ve onların yandaşları, bu yeni dünyanın maddi koşullarını ele geçirmek ve böylece onu deneƟm alƨna almak için harekete geçƟler. Bir petrol kuyusunun etraķnı kuşatan bir ordu, yahut sınırda haraç kesen bir gümrük memuru misali, devlet, kısa bir sürede fiziksel mekân üzerindeki hâkimiyeƟni tercih ederek platonik ortamımızı deneƟm alƨna almanın bir yolunu bulacakƨ. Hayalini kurduğumuz özgürlüğe engel olacak, ardından fiber opƟk hatları üzerinde ve uydu istasyonları etraķnda çöreklenerek yeni dünyamızın can damarını oluşturan bilgi akışlarına kitlesel ölçekte müdahale edecekƟ. Üstelik bu müdahalesini, tam da bütün insani, ikƟsadi ve siyasal ilişkilerin bu akışlara bağlı duruma geldiği sırada yapacakƨ. Devlet yeni toplumun kılcal damarlarına ve ana arterlerine sülük gibi nüfuz ederek, yapılan bütün görüşmeleri, okunan bütün internet sayfalarını, gönderilen bütün mesajları, Google’da araƨlan bütün kavramları yutacak, sonra da hayal bile edilemeyecek denli sınırsız bir güç aracılığıyla her gün milyarlarca filtreleme neticesinde elde ettiği bu bilgiyi, devasa gizli depolarda sonsuza dek saklayacaktı. Sonra insanlığın ortak zihinsel üreƟmi olan bu cevheri, giderek daha gelişkin hale gelen arama ve ilişki bulma algoritmaları aracılığıyla tekrar tekrar kazacak, kendi hazinesini böylece zenginleşƟrirken filtreleyenler ile dünyanın filtrelenenleri içindeki güç dengesizliğini en üst noktaya mevcutturacaktı. Devlet ardından buradan öğrendiklerini fiziksel dünyaya yansıtacak, yeni savaşlar başlatmak, pilotsuz uçakları hedefe yöneltmek, BM bünyesinde kurulan komitelere, Ɵcaret anlaşmalarına müdahale etmek, ve kendi devasa sanayi şebekelerine, işbirlikçilerine ve yandaşlarına kâr sağlamak maksadıyla bunları kullanacaktı. Lakin bizler bir şey keşfeƫk. Topyekûn tahakküm karşısındaki tek umudumuz bu.

Cesaret, sezgi ve dayanışma ile direnme aracına çevirebileceğimiz bir umut. İçinde yaşadığımız fiziksel evrenin enteresan bir özelliği. Evren şifrelemeye inanıyor. Bilgiyi şifrelemek şifreyi çözmekten daha kolay. Bu enteresan özelliği yeni bir dünyanın yasalarını oluşturmak için kullanabileceğimizi gördük. Yeni platonik ortamımızı onun temelinde yatan uydular, denizalƨndan geçen kablolar ve bütün bunları denetleyen ikƟdarlardan soyutlayabilirdik. Bize ait olan uzamı, şifre- yazım perdesinin ardında tahkim edebilirdik. Maddi gerçekliği kontrol alƨnda tutanların giremeyeceği yeni diyarlar yaratabilirdik, çünkü peşimizden oralara kadar gelebilmek için sonsuz beceriye ihtiyaçları olacaktı. Ve böylelikle bağımsızlığımızı ilan edebilirdik.

Julian Assagne – Şifrepunk – Özgürlük ve İnternetin Geleceği PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu