Karl Marx – Kapital, Cilt 1 PDF Oku indir
Karl Marx – Kapital, Cilt 1 PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Karl Marx – Kapital, Cilt 1 kitabını araştırdık. Ayrıca Karl Marx tarafından kaleme alınan Karl Marx – Kapital, Cilt 1 kitap özetinin yanı sıra, Karl Marx – Kapital, Cilt 1 pdf oku, Karl Marx – Kapital, Cilt 1 yandex, Karl Marx – Kapital, Cilt 1 e-kitap pdf, Karl Marx – Kapital, Cilt 1 PDF Drive, Karl Marx – Kapital, Cilt 1 Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.
Karl Marx – Kapital, Cilt 1 PDF indir Oku
SÖZLERİME, birinci baskının okurlarına, ikinci baskıda yapılan değişiklikler hususunda bilgi vermekle başlamalıyım. Kitabın düzenlenmesinde daha bir açıklığa varıldığı hemen dikkati çekecektir. Ek notlar, her yerde, ikinci baskıya not diye gösterilmiştir. Metinle alakalı en mühim noktalar ise şunlardan oluşmaktadır: Birinci Bölüm Birinci Kesimde her değişim-değerinin belirtildiği eşitliklerin tahlilinden elde edilen değer türetimi, daha büyük bir bilimsel titizlikle ele alınmış ve işlenmiştir; aynı biçimde, birinci baskıda, şöyle bir değinilen, değerin özü ile değer ne kadar büyük olduğunun toplumsal olarak gerekli emek-zamanına göre belirlenişi içindeki bağıntı üzerinde şimdi daha kapsamlı ölçüde durulmuştur. Birinci Bölüm Üçüncü Kesim (Değerin Biçimi), başka bir neden olmasa bile, birinci baskıda iki kez olduğu için, tümüyle gözden geçirilmiştir. – Geçerken belirteyim ki, bu yinelemeyi [sayfa 20] Hanover’deki dostum Dr. L. Kugelmann’a borçluyum. Hamburg’dan ilk provalar geldiği sırada, 1867 yılı ilkyazında kendisini ziyaret ediyordum. Beni, okurların çoğunun, değer-şekili hususunda tamamlayıcı, daha öğretici bir açıklamaya gereksinme duyacaklarına ikna etmişti.– Birinci Bölümün son kesimi, “Metaların Fetiş Karakteri, vb.” geniş ölçüde değiştirildi. Üçüncü Bölüm Birinci Kesim (Değerin Ölçüsü) özenle gözden geçirildi, çünkü okura, Zur Kritik der Politischen Ökonomie, Berlin 1859’da verilmiş bulunan açıklamalara başvurması belirtilerek bu kesim yeteri kadar titizlikle ele alınmamıştı. Yedinci Bölüm, özellikle İkinci Kısım8 geniş ölçüde yeniden yazıldı. Metinde yer yer ve çoğu zaman yalnızca üslup ile alakalı bütün değişiklikler üzerinde durmak için zaman yitirmenin gereği yoktur.
Bütün kitap boyunca böyle değişiklikler olmuştur. Gene de, Paris’te çıkacak Fransızca çeviriyi gözden geçirdiğim şu sıra, Almanca esas metnin bazı yerlerinin üslup yönünden büyük ölçüde düzeltilmesine, bazı yerlerde ise gözden kaçmış hataların ayıklanmasına gerek olduğunu gördüm. Lakin bunun için zaman yoktu. Çünkü, bana, fakat 1871 güzünde çok acil bir çalışma içinde olduğum sırada, kitabın tükendiğini ve ikinci baskısına 1872 Ocağında başlanacağını haber vermişlerdi. Alman işçi sınıfının geniş çevrelerinde Das Kapital’in böylesine hızla beğeni kazanması, emeklerimin en iyi ödülü olmuştur. Ekonomik konularda burjuva görüş açısını görülmektediran Viyanalı bir fabrikatör olan Bay Mayer, Fransız-Alman savaşı sırasında yayına giren bir broşürde, Almanların geleneksel bir tutkusu diye kabul gören kuvvetli teorik düşünme kabiliyetlerinin, Almanya’da kültürlü adı verilen sınıflar içinde tamamıyla kaybolduğu, oysa tersine işçi sınıfı içinde bu kabiliyetin yeni bir canlılık gösterdiği düşüncesini, çok yerinde olarak ortaya koymuştu. Almanya’da, ekonomi politik, şu ana kadar, yabancı bir bilim olarak kaldı. Gustav von Gülich, Geschichtliche Darstellung des Han-dels, der Gewerbe usw9 adlı yapıtının özellikle 1830’ da yayına giren ilk iki cildinde, Almanya’da kapitalist üretim tarzının gelişmesini ve bundan dolayı, bu ülkede modern burjuva toplumunun oluşmasını önleyen tarihsel koşulları uzun uzun incelemiştir. Demek ki, [sayfa 21] ekonomi politiğin yeşereceği toprak yoktu. Bu “bilim”, İngiltere ve Fransa’dan hazır mal olarak ithal edilmek zorundaydı; ve Alman [ekonomi politik -ç.] profesörleri öğrenci olarak kaldılar Yabancı bir gerçeğin teorik ifadesi, bunların elinde, bir dogmalar demeti halini aldı ve çevrelerindeki ufak ticaret âleminin terimleriyle yorumlandı ve bunun için de yanlış yorumlandı. Bilimse iktidarsızlık duygusunu, tümüyle bastıramadıkları bu duyguyu, gerçekten yabancısı oldukları bir konuya dokunmuş olmanın bilinçaltı rahatsızlığını, ya tarih ve yazın alanlarında allamelik taslayarak, veya “Kameral” bilimler adı verilen ve Alman bürokrasisinin arafı geçmek zorunda olan umutsuz adaylarının laf kalabalığından alınmış yabancı malzeme karışımı ile beceriksizce örtmeye çalıştılar. Almanya’da, 1848’den bu yana kapitalist üretim, hızla gelişmektedir ve bugün spekülasyon ve dolandırıcılık içersinde açılıp saçılmıştır. Ama ne var ki, profesyonel iktisatçılarımıza kader gene gülmüyor. Ekonomi politiği dürüst bir biçimde ele alabilecekleri sırada, modern ekonomik koşullar Almanya’da fiilen yoktu.
Ve bu koşullar görülmektedir çıkmaz da, onlar öyle bir ortam içindeydiler ki, artık burjuva ufkunun sınırları içersinde, bunları gerçekten ve tarafsızca incelemek olanağı yoktu. Ekonomi politik bu sınırlar içinde kaldığı sürece, yani kapitalist yönetim, evriminin geçiş halinde tarihsel bir evresi olması yerine, toplumsal üretimin mutlak son şekili olarak görüldüğü sürece, sınıf savaşımı su yüzüne çıkmadığı veya kendisini fakat dağınık ve sıra sıra olaylarla ortaya koyduğu sürece, ekonomi politik, bir bilim olarak kalabilir. İngiltere’yi alalım. Orada ekonomi politik, sınıf savaşımının halen az geliştiği zamanda doğmuştur. Onun son büyük temsilcisi Ri-cardo, sonunda, bilinçli olarak, sınıf çıkarlarının, ücret ve kârın, kâr ve rantın zıtlığını, bu zıtlığı, safça, doğanın toplumsal bir yasası kabullenerek, incelemelerinın hareket noktası yapar. Lakin, buradan hareketle, burjuva ekonomi bilimi, aşamayacağı sınırlara gelip dayan-mıştır. Bu bilim, Ricardo daha hayattayken ve ona karşı olarak Sis-mondi’nin kişiliğinde eleştiri ile yüz yüze geldi. 10 Bunu izleyen 1820-1830 dönemi, İngiltere’de ekonomi politik [sayfa 22] alanında bilimsel faaliyetlerle dikkati çeker. Ricardo’nun teorisinin vulgarize edildiği, ve yayıldığı kadar, bu teorinin eski okula karşı savaşım verdiği bir dönemdi. Parlak karşılaşmalar yapıldı. O sıralarda olup bitenleri Avrupa pek az bilir, çünkü polemiklerin çoğu, yazılarda, incelemelerde, arasıra çıkan kitap ve broşürlerde dağınık olarak kalmıştır. Bu polemiğin tarafsız nitelikte oluşu –her ne kadar Ricardo’nun teorisi, bazı istisnai durumlarda burjuva ekonomisine karşı bir saldırı silahı olarak kullanılmış ise de– zamanın koşullarıyla açıklanabilir. Bu yandan, büyük sanayi, 1825 bunalımı ile modern yaşamının devresel çevrimini ilk kez açarak kendini gösterdiği gibi, çocukluk çağından kurtulmak üzereydi. Bunun yanı sıra, sermaye ile emek içindeki sınıf savaşımı, siyasal bakımdan, bir yanda Kutsal İttifak etrafında toplanan hükümetler ve feodal aristokrasi, öte yanda burjuvazinin öncülük ettiği halk kitleleri içindeki uyuşmazlık; ekonomik bakımdan, sanayi sermayesi ile aristokrat toprak mülkiyeti içindeki çatışma –bu çatışma, Fransa’da ufak ve büyük toprak mülkiyeti içindeki zıtlığın gerisinde saklı kalıyor, İngiltere’de Tahıl Yasalarından sonra açığa çıkıyordu– sonucu arka plana itilmiş yer alıyordu. Bu arada, İngiltere’de, ekonomi politik yazını Fransa’da, Dr.
Quesnay’nin ölümünü izleyen fırtınalı ileri atılış hareketini anımsatır, ama tıpkı kocakarı fırtınasının ilkyazı anımsatması gibi. Ve 1830 yılıyla birlikte tam bir bunalım patlak verdi. Fransa ile İngiltere’de, burjuvazi, siyasal iktidarı ele geçirmişti. Bundan sonra sınıf savaşımı, pratik olduğu kadar teorik olarak da gitgide daha açık ve tehdit edici şekiller aldı. Bilimsel burjuva ekonomisinin ölüm çanını çalıyordu. Artık bundan sonra bu veya şu teoremin doğru olup olmaması değil, ama sermayeye yararlı mı yoksa zararlı mı, gerekli mi yoksa gereksiz mi, siyasal bakımdan tehlikeli mi tehlikesiz mi olduğu sözkonusuydu. Tarafsız incelemelerin yerini ücretli yarışmalar, gerçek bilimsel incelemelerin yerini kara vicdanlı ve şeytanca mazur gösterme eğilimleri almıştı. Bunun yanında Cobden ve Bright gibi imalâtçıların başıçektiği Tahıl Yasalarına Karşı Birliğin paylaştığı dünyayı kaplayan yerliyersiz broşürlerin, bilimsel olmasa bile, toprak aristokrasisine karşı giriştikleri polemik yönünden tarihsel bir değeri vardı. Ne var ki, ondan sonra, Sir Robert Peel’in yürürlüğe koyduğu serbest ticaret mevzuatı, vülger ekonomiyi bu son dikenden de yoksun bıraktı. [sayfa 23] Kıta Avrupasındaki 1848-1849 devrimi, İngiltere’de de tesirini göstermişti. Bilimsel bir değeri olduğunu hâlâ öne süren ve egemen sınıfların lafebeleri ve dalkavukları olmaktan ötede bir şey olduklarını öne sürenler, sermayenin emrindeki ekonomi politik ile, proletaryanın artık daha fazla görmemezlikten gelinemeyen istekleri içinde uyum sağlama çabasına düştüler. İşte böylece, John Stuart Mill’in en iyi temsilciliğini yaptığı sığ uzlaştırma [dünyaya geldi -ç.]. Bu, burjuva ekonomisinin iflasının ilanıydı ve, büyük Rus bilgini ve eleştiricisi N. Çernişevski’nin Mill’e Göre Ekonomi Politiğin Anaçizgileri adlı yapıtında ustaca aydınlığa çıkarttığı bir olguydu.