Mark Ravenhill – Alışveriş ve Sikiş PDF Oku indir
Mark Ravenhill – Alışveriş ve Sikiş PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Mark Ravenhill – Alışveriş ve Sikiş kitabını araştırdık. Ayrıca Mark Ravenhill tarafından kaleme alınan Mark Ravenhill – Alışveriş ve Sikiş kitap özetinin yanı sıra, Mark Ravenhill – Alışveriş ve Sikiş pdf oku, Mark Ravenhill – Alışveriş ve Sikiş yandex, Mark Ravenhill – Alışveriş ve Sikiş e-kitap pdf, Mark Ravenhill – Alışveriş ve Sikiş PDF Drive, Mark Ravenhill – Alışveriş ve Sikiş Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.
Mark Ravenhill – Alışveriş ve Sikiş PDF indir Oku
Kadıköy’ün yağmurlu ve puslu sokaklarında hazırlanan bu kitap sizi uçurumdan aşağı atabilecek güce sahip olabilir. Herhangi bir biçimde ve özellikle izinsiz olarak iktibas edildiğinde Kadıköy’ün o bilinen, serin ve nemli laneti, seneler boyunca bunu yapanı takip eder, saçları dökülür, rüyasında sürekli olarak olarak Kadıköy sokaklarından akın akın geçerek yıllık intiharlarını gerçekleştirmeye giden lemur sürüleri görür ve derin bir yalnızlığa gömülür. Apartman dairesi- bir zamanlar şık olduğu belli-şimdi hemen hemen bomboş Lulu ve Robbie, Mark’ı bir kutu hazır yiyecekten yemesi için ikna etmeye çalışıyor. Lulu: Gel hadi. Şundan biraz dene. Hadi.Yemen lazım. Bir bak lütfen. Lezzetli. Öyle değil mi? Robbie: Evet, lezzetli. Lulu: Hepimizin yemesi lazım. Hadi. Gel. Bir parça Robbie: İyi olacaksın. Mark: Çok yorgunum.
Bana bir bak Hiçbir şeyi kontrol edemiyorum. Bağırsaklarımı… kafamı … Robbie: İyi zamanlarımız da oluyor ama değil mi? Mark: Elbette. Söylediğim o değil ki. Robbie: İyi zamanlar. Üçümüz. Partiler. Taksilere binip, iniyoruz. Yatak. Mark: Bunlar seneler önceydi. Geçmişte kaldı. Lulu: Sen ikimizi de sevdiğini, sonsuza kadar bize göz kulak olmak istediğini söylemiştin. Mark: Bakın ben… Lulu: Bize alışveriş öyküsünü anlat. Mark: Lütfen, ben… Robbie: Evet, hadi ama. Alışveriş öyküsünü hala hatırlıyorsun. Mark: Peki, tamam.
İkinizi alışveriş yaparken izliyordum. Lulu: Hayır. Baştan başla. Mark: Böyle başlıyor zaten. Robbie: Hayır, böyle başlamıyor. “Yaz mevsimi”ile başlıyor. Mark: Peki, tamam. Mevsimlerden yazdı. Süpermarketteydim. Hava sıcaktı ve ter içindeydim. Nem vardı. Ve alışveriş yapan şu çifti izliyordum. Sizi izliyordum. Ve ikiniz de gülümsüyordunuz. Beni gördünüz ve o an hemen size sahip bulunacağımı anladınız.
Seçeneğiniz olmadığını biliyordunuz. Kontrol edemezdiniz. Ve şu herif yanıma yaklaştı. Şişman bir herifti. Şişman, kıllı ve likralar içinde ve dedi ki: Yoğurdun arda duran ikiliyi görüyor musun? Onlar benim dedi şişman herif. Onların sahibiyim. Ama onları istemiyorum. Neden biliyor musun? Çünkü onlar çöp. Onlar çöp ve onlardan nefret ediyorum. Satın almak mı istiyorsun? Ne kadar? Onlar gibi çöpler kaç para eder. Diyelim ki… Yirmi. Evet, bir yirmiliğe senin olurlar. Ve anlaşmayı yaptım. Parayı uzattım. Ve sizi kaptım.
Size bir açıklama yapmak zorunda değildim çünkü zaten biliyordunuz. Adamla yaptığım alış verişi gördünüz. Ve ikinizi alıp götürüyorum, evime götürüyorum. Ve evi görüyorsunuz. Evi gördüğünüzde tanıyorsunuz. Anladınız mı? Burayı biliyorsunuz. Ve size bir oda ayırmıştım ve sizi oraya alıyorum. Ve yiyecek var. Ve oda sıcak. Ve günlerimizi orada geçiriyoruz, şişman, halinden tatmin ve mutlu. Dinleyin. Bunu söylemek istemiyordum. Ama söylemek zorundayım. Ben gidiyorum. Lulu: Eroin.
Eroini seviyor. Mark: Artık değil. Robbie: Eroini bizden daha çok seviyor. Mark: Bakın. Bakın. Bu adil değil. Eroinden nefret ediyorum. Lulu: Ama hala alıyorsun, değil mi? Mark: Hayır. Temizim. On gündür eroin almadım. Ve gidiyorum. Robbie: Bizden mi uzaklaşıyorsun? Mark: Evet. Bu gece. Lulu: Nereye gidiyorsun? Mark: Kendime bir çekidüzen vermem lazım. Yardıma ihtiyacım var.
Birilerinin beni toplaması lazım. Robbie: Böyle yapma. Bunu yapmana gerek yok. Biz sana yardım ediyoruz. Lulu: Biz seni toparlıyoruz. Mark: Yetmiyor. Daha fazlasına ihtiyacım var. Robbie: Gidiyorsun? Bizi terk ediyorsun? Mark: Yardım alacağım. Robbie: Biz uğraşmadık mı? Denedik. Ne yapmaya çalıştığımızı sanıyorsun ki? Sürekli… sen ne zaman, sen… Biz temizliyoruz. Lulu: Nereye? Mark: Bir yere işte. Lulu: Anlat bize. Mark: Bir merkeze. Tedavi için. Lulu: Geri gelecek misin? Mark: Tabi ki geri geleceğim.
Robbie: Ne zaman? Mark: Tedaviye nasıl yanıt vereceğime bağlı. Birkaç ay. Robbie: Nerede bu yer? Ziyarete geleceğiz. Mark: Hayır. Robbie: Gelip, seni göreceğiz. Mark: Sizi görmemem lazım. Robbie: Beni sevdiğini sanıyordum. Sen beni sevmiyorsun. Mark: Böyle söyleme. Bu dile getirdiğin aptalca. Lulu: Hey. Bak buraya. Gidiyorsan git o zaman. Robbie: Beni sevmiyorsun. Lulu: Bak ne yaptın.
Ona ne yaptığına bir bak. Ne bekliyorsun? Taksi mi? Belki sana bir taksi çağırmamı istersin? Yoksa paran mı yok? Benden para isteyecek misin? Belki de yalnızca para lazım? Her şeyi sattın. Hırsızlık yaptın. Mark: Evet. Böyle yürümüyor. Zaten bu yüzden gidiyorum. Lulu: Evet. Bence de gitmelisin. Hayır. Çünkü biz iyi bulunacağız. Gayet iyi yürüteceğiz. Ve bence belki de dönmesen daha iyi olur. Seni geri istemeyeceğiz. Mark: Bilave edip görelim. Lulu: Sen bize sahip değilsin.
Biz varız. Biz insanız. Başımızın çaresine bakarız. Git. Şimdi siktir git. Git. Git. Mark: Hoşça kalın. Robbie: Durdur onu. Kalmasını söyle. Onu sevdiğimi söyle. Lulu: Gitti artık. Gel hadi. O gitti. İyi bulunacağız.
Ona ihtiyacımız yok. Başımızın çaresine bakarız.