Kategori: PDF İndir

Mavi Gezi Kısa Özet

Orhan Duru’nun Piri Reisin’in ünlü çalışması Kitab-ı Bahriye’nin izinden giderek yazdığı bu rehber kitap Küçük Asya’yı kıyı kıyı, kent kent, denizden ve karadan dalaşıyor, bölgenin güzelliğini, değişkenliğini, ev sahipliği yaptığı medeniyetleri bir kere daha hatırlatarak bizleri yaşadığımız coğrafyanın zenginliğini yeniden düşünmeye davet ediyor.

Görmeye, bilmek ve tanımak ekleniyor bu *Mavi Gezi*de. Coğrafyaya tarih ekleniyor.

Homeros’tan Evliya Çelebi’ye uzanan alıntılar, bir zamanlar Toroslar’da gezen kaplanlar, el değiştiren kaleler ve onların içine inşa edilen iç kaleler ekleniyor, devran döndükçe ve medeniyetler sürdükçe yeniden yazılacak, tekrar okunacak bir eser çıkıyor ortaya.
Piri Reis’in deyimiyle *böyle biline vesselam.*

Mavi Gezi PdF indirmek için Tıklayın

Ankara Kısa Özet

Sizin hiç Ankara’da dayınız oldu mu? Benim bir kere oldu. Dayımdan ummazdım bunu kahroldum! İstanbul’da çözülmez işlerin içerisine girmiştim. Çözülmez dedimse yanlış anlamayın, bürokratik, kırtasiye işleri anlayacağınız. Babam seneler sonra aslında benim bir dayımın olduğunu ama onun dar zamanlarda meydana geldiğinı kulağıma doğru fısıldayıverdi.

Ben ona aklımda iyi kalsın ve diğer vilayetlerdeki sahici dayılarımla karıştırmayayım diye *dar zaman dayısı* adını vermiştim. Çok büyük bir kapıdan giriliyordu dayımın olduğu yere. İlk kez o zaman inanmıştım dayımın ne denli büyük olduğuna. Her kapı bir diğeri olanne açılıyor bir sürü koridordan geçiyordum. Yakamda ziyaretçi kartımla kaç merdiven çıktım bilmiyorum. Sonra bir refakatçi bayan eşliğinde seneler sonra ilk kez yüz yüze kalacağım dayımın odasına doğru yürüdüm. Dayım olacak adam adeta dünyanın bütün problemlerini gönüllü olarak üstlenmiş bir civanmert edasıyla meşguliyetini ima edercesine başıyla beni selamladı. Dilimin döndüğünce en kısa cümlelerle neden orada olduğumu anlatmaya çalıştım. Aslını söylemek gerekirse beni dinlemiyor yalnızca dinliyormuş gibi yapıyordu. Önündeki neye yaradığı anlaşılmayan kâğıda adımı soyadımı yazarken ilk kez beni hiç unutmasın diye doyasıya *dayı* diye söylemeye hazırlanıyordum ki o benden evvel davrandı: …

Ankara PdF indirmek için Tıklayın

Gezi Not Defterimden Anılar Kısa Özet

Hep özlemini duyduğum bazı ülkeler vardı düşümde. O ülkelerin halklarını tanımak, onlara dokunmak ve senelerca emperyalist güçlerce sömürülen ama egemenlik savaşlarından yüzlerinin akıyla çıkan bu ülke halklarının yaşam öykülerine tanık olmak istedim. Dört öyküden bir araya gelen gezi anılarımın ilk durağı Küba idi, öykümün adını *Fidel’in Ülkesi Küba’ya Yolculuk* koydum. İkinci öyküm *Orada Vietnam Var* oldu. Üçüncü ülkem ise Güney Amerika’da sosyalizmin tekrar yeşerdiği ülkelerden birisi olan Venezuela idi. Adını ülkenin kahramanından aldım, *Chavez’in İşi Zor* dedim. Dördüncü öyküm Şili ile sonlandı. Adını ise aynı kaderi değişik senaryolarla yaşadığımız Eylül’den aldı, *Sonbaharın Hüzünlü Ayı Eylül*. Kitabımın sonunda bu ülkelerle örtüşen umutlarla, hayal kırıklığı yaratan umutsuzlukları yakalamaya çalıştım ve bunları okurla paylaşmayı istedim.

Bu yayını hazırlarken hedefim, özellikle bedensel engelli gençlere, önüne geçeri aşarak dünyayı nasıl dolaştığımı anlatmaktı. Hayatta her engelin aşılabileceğine tanık olmalarını istedim.

Yeter ki bir engelli olarak istediğiniz her şeye ulaşma şansını yakalayabilesiniz.

Gezi Not Defterimden Anılar PdF indirmek için Tıklayın

Resimli Adalya Kitabı Kısa Özet

Antalya`nın bunun yanı sıra genç bir Pamfilya kenti olduğunu da anımsamak gerekir. Antik Pamfilya kentlerinin Antalya`dan daha kadim bir geçmişi mevcuttur. Her şeyi açıklar nitelikte tarihsel bir deyim olan Pamfilya sözcüğü, Grekçe kökenlidir ve içinde bütün kabilelerden bir arada iskan edilenler manasına gelmektedir. Ve dahi, bölgenin şu  andaki durumunu da açıklamaktadır. Buradan hareketle, Attalos`tan Atatürk`e Resimli Antalya Kitabı`nda Antalya`yı renkli ve canlı bir kent olarak betimlemeye çalıştık; ırk ve din eksenli değil, kültür merkezli bir yaklaşımı şiar edindik. Bu kitap, Batılı alimlerin compilation, derleme, toplama dedikleri bir çalışma türüdür; tümüyle orijinal değil, bir sentezdir.

Resimli Adalya Kitabı PdF indirmek için Tıklayın

Kalk Gidelim Ahlat Kısa Özet

Arı Vızır’ın rehberliğinde Ahlat yolculuğuna hazır mısınız?

Bakın ne diyor size: *Ahlat’a gidip taş ustalarıyla tanışmak, kümbetleri görmek, Selçuklu mezarlığında rastladığım kaplumbağa ile konuşmak, bal almak isteğe göre, ben orada bulunacağım. Vızıltımla yanınızdan geçtiğimde gülümseyin yeter…* Haydi, kalkın gidiyoruz.

TRT 1 ve TRT Belgesel kanallarında gezi programları hazırlayıp sunan Esra Alkan, Kalk Gidelim Düzce, Kalk Gidelim Mardin, Kalk Gidelim Sinop ve Kalk Gidelim Rize’nin ardından bu kez de Kalk Gidelim Ahlat’a diyor.

Kalk Gidelim Ahlat PdF indirmek için Tıklayın

Yumrutaş Köyü Kısa Özet

E. Mu. Alb. Özen TOPÇU, 1959 senesinde Ordu ili, Perşembe ilçesi, Yumrutaş Köyü`nde dünyaya geldi.

1970 senesinde Yumrutaş İlkokulu`nu, 1976 senesinde Perşembe Lisesi`ni bitirdi. 1977 senesinde Ank.Ü. Fen Fak. Matematik Bölümü`ne girdi. 1982 senesinde bu fakülteden mezun oldu.

1983 senesinde Silâhlı Kuvvetler`e Bilgisayar Programcısı olarak teğmen rütbesiyle katıldı. 5 aylık P.Ok. Temel Kursu sonrası, 1 yıl süreli İstanbul Halıcıoğlu`ndaki Personel Okulu`nda okudu. 1986 senesinde ODTÜ Müh.Fak. Bilg. Müh. Bölümü`nde 1 yıl Temel Bilgisayar Proğramcılığı eğitimi aldı.

1985-1999 senelerı içinde K.K. Bilg. Mrk.de görev yaptı. Bu görevi sırasında 1996-1998 senelerı içinde H.Ü.`nde Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi dalında Yüksek Lisans yaptı.
1999-2006 senelerı içinde Samsun Sah.Shh. Ok.`da görev yaptı. Burada, bunun yanı sıra 7 yıl süreyle Samsun Polis Okulu`nda İnkılâp Tarihi dersleri verdi.

Daha sonra MSB.lığı ve EDOK K.lığında görev yaptı. *Atatürk ve Samsun*, *Çanakkale`den Seçmeler* adlı kitapları olan Özen Topçu`nun bir çok makalesi Kara Kuvvetleri Dergisi, Silâhlı Kuvvetler Dergisi, Atatürk Haftası Armağanı Dergisi ve Anıtkabir Derneği Dergilerinde yayınlandı.

2014 senesinde emekli olan Özen TOPÇU evli ve iki çocuk babasıdır, *Düşünce ve Tarih* adlı dergide yazılar yazmaktadır.

Yumrutaş Köyü PdF indirmek için Tıklayın

Röportajlarla Seul Kısa Özet

Güney Kore

Rüyalar Ülkesi…

Mi?

Neydi bizi bu kadar kendisine çeken şey?

Ne vardı Güney Kore’de diğer ülkelerden bu kadar farklı, böylesine albenili?

Dünya çapında, çoğu kız, binlerce kişiyin yaşamında en az bir kere gitmeyi düşlediği Güney Kore nasıl bir yerdi ve tadını mutlak suretle merak ettiği *kimçi* nasıl bir şeydi?

Güney Kore’yi Korelilerden ve orada yaşayan Türklerden öğrenmeye ne dersiniz?

Röportajlarla Seul PdF indirmek için Tıklayın

Bulutlardan Yontma Kayalar Kısa Özet

İki Deniz Arası Siyah Topraklar, Paris ecekent, Cinlerin İstanbulu, Amerika Büyük Bir Şaka…

Siyah Sırt Berlin gibi yolculuk kitapları geniş ilgi uyandıran Enis Batur, bu kez kuytu bir coğrafyada, folkloru ve yerel söylenceleriyle haritada özel bir nokta oluşturan Bretagne’da geçirdiği günleri anlatıyor.

Bulutlardan Yontma Kayalar, yazarın metnine eşlik eden fotoğraflarıyla daha bir boyut kazanıyor.

Bulutlardan Yontma Kayalar PdF indirmek için Tıklayın

Kütahya’da Planlama Düşünceleri Üzerine Kısa Özet

Kütahya’da Planlama Düşünceleri Üzerine PdF indirmek için Tıklayın

Ben Xinjiang’dan Geldim Kısa Özet

Elinizdeki bu kitap Xinjiang’ın Hotan kentinden, kıymetli bir fotoğraf ve görsel-belgesel sanatçısı olan Kurbancan Samat’ın hazırlamış olduğu fotoğraflarla bezenmiş ve serbest röportaj üslubuyla hazırlanmış bir kitap. Kurbancan, kitaba dâhil ettikleri Xinjianglılara hiç bir özel bir soru yöneltmemiş, onların Xinjiang ve memleketleri ile ilgili besledikleri duygu ve düşünceleri özgürce dile getirmelerini istemiş. Kitapta, Xinjiang’ın çeşitli bölgelerinde doğmuş ve yaşamış olan Uygur, Han Çinli, Hui Müslümanları, Kazak, Rus, Özbek, Tacik, Moğol ve adını duyup bilmediğimiz çeşitli milliyetlerden bireylerin içten duygu ve düşüncelerini göze çarpıyor. Bu bireylerin ortak endişesı Xinjiang’ın daha kuvvetli bir kalkınma ve modernleşme içine girmesi, bu topraklarda kuvvetli bir barış, kardeşlik ve karşılıklı anlayış ortamının bulunması. Diğer yandan Xinjiang’ın 1300 milyonluk Çin halkı içinde daha olumlu bir imge ile temsil edilmesi, saygın bir kabul görmesi, eşit fırsatlara sahip olması. Xinjiang’da yaşanan kanlı olaylar, saldırılar ve nefret söylemleri bu bireylerin en fazla üzüldükleri konuların başında geliyor. Kitapta, bir çok Müslüman din adamı ve farklı inançlardan dindar insan, inançların insanları vicdan muhasebesine yönelten olumlu niteliğinden ve kendilerini iyilik ve güzellik peşinde koşmaya adamalarına katkısından söz ediyor, ben de buna katılıyorum. 100 röportajcı içinde çok değişik meslek ve yaş gruplarından kadın ve erkekler yer alıyor, her biri onları yaşama bağlayan ideallerinden ve hayallerinden söz ediyor. Bir bölümü şu anda Çin’in diğer kentlerinde yaşadıkları için Pekin’e 6 saat uçuş mesafesindeki memleketlerinin, büyüklerinin ve yakın dostlarının özlemi ile yaşıyorlar. Xinjianglılar, bulundukları her çevrede memleketlerini, inanç ve kültürlerini en iyi bir biçimde temsil ederek, diğer bireylerin kalbini kazanmayı ve önyargıları yıkmaya çalışıyorlar. En fazla dikkatimi çeken şey, Xinjianglıların eğitim ve öğrenime verdikleri değer, bunun için büyük çaba verdiklerine inandım. Kanımca, eğitim ilk kez insanlar içinde karşılıklı hoşgörüyü ve kabulü teşvik etmelidir.

Ben Xinjiang’dan Geldim PdF indirmek için Tıklayın

Seyyah ve Derviş Kısa Özet

Bir sosyologun gezi notlarından bir araya gelen Seyyah ve Derviş, *gittim, gezdim, gördüm* tarzında bir seyahatnameden fazla bir anlama çabası, bir sorgulama, bir muhakeme, bir analiz koyuyor önümüze. Çünkü yazarı, sosyolojiyle görüyor, tarihle anlıyor, edebiyatla anlatıyor; gezilerini bu üç disiplini harmanlayan bir dil ve üslûp içinde sunuyor.

Yazar, *başkası bize ayna tutarak kendimizi tanımamızı sağlar* anlayışındadır. Dünyayı bu anlayışla dolaşır. Bu anlayış üzerinden başkasını anlamaya ve anlatmaya çalışırken aslında kendi resmimizi ortaya koyar. Moğolları anlatırken Müslüman toplumları; Rusya’yı, Avrupa’yı anlatırken Osmanlı’yı anlatır. Başka toplumun kültürüyle, değerleriyle, inancıyla, normlarıyla yoğrulmuş bir insanı okurken kendimizi okuyoruz onun kaleminden.

Seyyah ve Derviş, okuyucuda merak ve tecessüs güdülerini uyandırıyor, onu dünyayı gezme, görme ve anlama isteğiyle baş başa bırakıyor. Bizleri evlerimizden, yumuşak yataklarımızdan çıkıp yollara düşmeye; gördüklerimizi tarihle, sosyolojiyle, edebiyatla yoğurmaya; dervişane bir hal, güzel bir üslup ve enfes bir dil ile anlatmaya çağırıyor…

Seyyah ve Derviş PdF indirmek için Tıklayın

Günlerin İçinden Kısa Özet

Şair Arif Dülger, yurt dışı gezilerini anlattığı “Günlerin İçinden” başlığı ve “Bir Şairin Seyahat Notları” adlı kitabında büyük çoğunluğu kültür coğrafyamızdan bir araya gelen Üsküp, Mekadonya, Bulgaristan, Kosova, Azerbeycan, Almanya-Frankfurt, İran ve Tataristan-Kazan gibi şehir ve ülkelere yer vermiş. Gezi edebiyatının büyük ilgi gördüğü şimdilerde “Günlerin İçinden” bir şair hassaslığının hissedildiği, şehir ve ülkelerin anlatıldığı mühim bir kitap. Yazar, tarihe tanıklık eden gezi notlarında, kuru bilgilerin ötesinde; arada bir tarihi bilgiler ışığında, arada bir Evliya Çelebi`nin izinde, arada bir de Büyük Şair Yahya Kemal`in mısralarının peşinde gözlemlerini anlatıyor. Şair Arif Dülger`in şiir tadında metinlerden bir araya gelen “Günlerin İçinden” eseri, gezi edebiyatını sevenlerin zevkle okuyacağı bir kitap…

Günlerin İçinden PdF indirmek için Tıklayın

Yaş 21: Hayber Kısa Özet

Bu kitaba konu olan geziyi tam 32 yıl önce gerçekleştirdim (1973’te). O vakitler 21 yaşındaydım; şimdi 53. Benim ilk yurtdışı gezimdi. 21 yaşımın kavak yelleri bütün şiddetiyle başımın üzerinde esmekteydi. Tıp fakültesi 3. sınıf öğrencisiydim. Hayallerimiz sonsuz, umutlarımız engin, coşkularımız gürül gürüldü.

Aradan 32 yıl geçmiş. Şimdi orta yaşın başlarında bir tıp akademisyeniyim. 32 yıla nice geziler, coğrafyalar, serüvenler sığdı; ama bu ilk gezinin tadı ve sırrı başkaydı.

İran-Afganistan ve Pakistan’ı kapsayan bu yolculuğun bazı anları Sırt Çantamda Coğrafyalar kitabımda yeraldı. Kitapta Katmandu macerasımi geri dönüşlerle aktarırken, bu ilk gezinin bazı dilimlerine konuyu tamamlaması yönünden yer vermem gerekti; gerisi telli mavi bir defterin yaprakları içinde öylece kaldı…

Yaş 21: Hayber PdF indirmek için Tıklayın

Gide Gide Gele Gele 2 Kısa Özet

“Kadim dostum,gazeteciliğe aynı mekanlarda başladığımız Haluk Özyurt,sonraki senelerda giriştiği tur rehberliğinin kendisinde bıraktığı hoş anıları kitaplaştırmış.Her biri gerçek olan bu mizah tadındaki anılar, eğer varsa, turizm tarihimiz içinde de kendilerine yer bulacaktır.Haluk’a ellerine sağlık diyor,su gibi akıp giden öykülerle sizi baş başa bırakıyorum.”

– Melih Aşık

“Haluk Özyurt`un “Gide Gide Gele Gele, Bir Tur Rehberi`nin Gözünden”kitabı ilgi görmüş, beğeni elde etmişti. Bugünlerde “Gide Gide Gele Gele-2″yi önümüze koyarak renkli izlenimlerini/gözlemlerini okurlarıyla paylaşmayı sürdürüyor.”

– Cüneyt Akalın

“Yazarın yarım yüzsenedir bildiğim ironik konuşma şekilini yazıya ne denli başarılı biçimde gösterdiğini Gide Gide Gele Gele-1`i okurken fark etmiştim.İkinci kitap da, ilkinin üslup güzelliğine katılan merak unsurlarıyla bir solukta okunuyor.”

– Vecdi Seviğ

“Yolculuğu severim Halil İbrahim İnsan bir yere gidiyormuş gibi olur” demişti şair.Haluk Özyurt, gezisine katılanlara gerçek bir yolculuğun doyumunu sağlarken, geziye katılamayanların o güzelliklerden mahrum kalmasına razı olmayan gönlünün ışığıyla, birikimlerini kitaba dönüştürüyor.Kitabı okurken kültür, tarih ve siyaset perspektifinden folklorik hikayeleri ile birlikte anlatılan yerlerde nefes aldığınızı hissediyorsunuz.”

– Aydın Esen

Gide Gide Gele Gele 2 PdF indirmek için Tıklayın

Ahlan ve Sahlan Kahire Kısa Özet

Mısır’da altı yıl bir Fransız turizm şirketinin temsilciliğini yapan ve mesleği sebebiyle senelerdır Mısır’a gidip gelmeye devam eden, profesyonel tercüman-rehber Turgay Tuna, ‘Ahlan ve Sahlan Kahire’ adlı kitabında dünyanın en eski kentinlerinden Kahire’yi anlatıyor. Tuna’nın kitabında, kentin mahallelerinden tarihi mekanlarına, Nil Nehri’nden piramitlere, yeme içme alışkanlıklarından siyasi yapıya her şeyi bulmak olabilecek. Tuna’nın kalemiyle kısa bir Kahire gezisine çıkıyoruz.

… Güneş, batıda Libya sınırlarına doğru uzanıp giden, kilometrelerce sonra da yeryüzünün en büyük çölü Büyük Sahra’yla kucaklaşan Giza Çölü’nün üzerinde, dünyanın öteki yarısına doğru ağır ağır kaynamaya başlarken, binlerce camiden ezan sesleri artıyor gökyüzüne. Ezan seslerine karışan klaksonlar, arı kovanı gibi hareketli kentin gürültüsü; Nil üzerinde, rüzgarı arkasına alarak kayıp giden bembeyaz felukaların yüzseneler ötesinden bu yana süregelen danslarına eşlik ediyor. Geçmişte güneş tanrılarının yaşadığı bu ülkenin başkentine tepeden bakmak bir başka güzel…

Ahlan ve Sahlan Kahire PdF indirmek için Tıklayın

Urfa-Mardin Hattı Kısa Özet

İslam Tarihi hususunda yazdığı mühim kitaplarla tanınan Prof. Dr. Adnan Demircan, bu sefer değişik bir eserle okuyucularının karşısına çıktı. Yarım asrı geçen ömrünün yarısını geçirdiği doğup-büyüdüğü yer olan Mardin ile diğer yarısını geçirdiği Urfa’ya ilişkin değerlendirmelerden bir araya gelen bu kitap, Urfa-Mardin Hattı/Memleketime Dair Yazılar ismini taşıyor. Adnan Demircan’ın paylaştığı bu kitap, birden fazla ilmi kaynağa dayalı tarihi ve sosyolojik değerler içerse de akademik bir nitelikten fazla bir anı ve tanıtım özelliği taşıyor. Şehirler üzerine yazılmış birden fazla kitapta olduğu gibi bu eserde de yazarın, yaşamında mühim yerler edinmiş şehirlere vefa borcunu ödeme duygusunun hakim olduğu seziliyor.

Prof. Dr. Adnan Demircan, kitaba ilişkin değerlendirmede; *Her insanın yaşamında mühim kentler ve şehirler mevcuttur. Benim de yaşamımda Urfa’nın ve Mardin’in ayrı yerleri var. Urfa, genç bir araştırma görevlisi olarak gittiğim ve yaşı elliye dayanmış bir öğretim üyesi olarak ayrıldığım, Mardin ise doğup lise tahsilinin sonuna kadar yaşadığım şehirdir. İki şehirle de gönül bağım sürdürmekte. Öyle görünüyor ki ölünceye kadar da devam edecek* diyerek bu çalışmanın yaşamındaki karşılığına gözleri üstüne topluyor.

Urfa-Mardin Hattı, Urfa’nın tanıtımıyla başlıyor. Daha sonra Hz. İbrahim ve Urfa ilişkisine vurgu yapıldıktan sonra Urfa efsaneleri ve Kutsal Kitab’a göre Harran ve çevresine dair değerlendirmeler yer alıyor. Daha sonra Osmanlı şehirlerinde dinî yapılara dair Urfa örneği ve Evliya Çelebi’nin gözüyle Urfa anlatıldıktan sonra Urfa’nın ayrılmaz bir parçası olan yiyecek ve içecek kültürü anlatılıyor.

Urfa-Mardin Hattı’nda, kitaba ismini veren bu iki şehir dışında, komşu şehirler olan Diyarbakır ve Siirt de tarihte oynadıkları rol gereği yer alıyorlar.

Kitabın ikinci bölümü Mardin, özellikle yazarın doğup büyüdüğü ilçe olan Ömerli üzerine yazılan yazılardan oluşuyor. Bu bölümde, Ömerli beldesinde sosyal, siyasi ve ekonomik
hayat inceleniyor. Daha sonra bölgede etkin unsurlardan birisi olan Mu?allemîler üzerine değerlendirmeler yer alıyor. Kitap, Ömerli’de kullanılan Arapça atakelimeleri, hayvan ve bitki
isimleri üzerine bazı mülahazalarla sona eriyor.

Urfa-Mardin Hattı, çok yönlü bir kitap. Bir yönüyle tarih, bir yönüyle kültür bir başka yönüyle de yazarın kişisel öyküsünün önplana çıktığı olağanüstü özelliklere sahip.

Urfa-Mardin Hattı PdF indirmek için Tıklayın

Mahfuzat 2 Kısa Özet

Günümüze ulaşan en eski mezhep olan İbadilik, Abdullah b. İbâd’a nispet edilmektedir. Esas imamları olan Cabir b. Zeyd’in vefatından sonra yerine geçen Ebu Ubeyde, hareket merkezi olan Basra’da gizli bir okul kurmayı başardı. Burada yetişen talebeleri bu düşünceyi Uman ve Kuzey Afrika’ya taşıdılar. Uman’da Emeviler zamanından bu yana emirlikler kuran İbadiler bu gün hala o bölgenin çoğunluğunu teşkil etmektedir. Hatta Uman Sultanlığı’nın resmi mezhebi de İbadiliktir. Hicri 160’da ise Kuzey Afrika’da adına Rüstemiler adı verilen bir devlet kurdular. Rüstemiler yıkıldıktan sonra değişik bölgelere dağıldılar. Günümüzde Cezayir, Tunus ve Libya’da varlıklarını korumaktadırlar. Keza Doğu Afrika’veya yayıldılar. Tanzanya’ya bağlı Zenzibar’ın mühim bir kitlesini oluşturmaktadırlar.

İstanbul Üniversitesi adına yürüttüğümüz bir proje kapsamı içinde Uman Sultanlığı, Cezayir, Tunus ve Zenzibar’ı ziyaret ettik. İbadilerin içinde yaşadık, mezhebi ve mensuplarını yakında zamandan tanımaya çalıştık. Bu vesileyle tuttuğumuz notları Mahfuzat: İslam Coğrafyasında Seyahat Notları II başlığı ile yayınlamaya karar verdik. Kitabın ekine de, Osmanlı-Zenzibar ilişkilerine kısmen dahi olsa ışık tutmak için, Sultan Abdülhamit’in Zenzibar Sultanına elçi olarak gönderdiği Mehmet Rüşdü Efendi’nin kendi el yazısı ile tuttuğu gezi notlarının orjinali ile latinize edilmiş halini koyduk. Amacımız, ülkemizde çok az tanınan bu kitlenin tanınmasına kısmen de olsa katkı sağlamaktır.

Mahfuzat 2 PdF indirmek için Tıklayın

Bursa ve Marmara Bölgesi Kısa Özet

Türkiye yedi coğrafi bölgeye ayrılır. Bunlardan bir diğeride ilimiz Bursa`nın da içinde olduğu Marmara Bölgesi`dir. Marmara Bölgesi, ülkemizin kuzeybatısındadır. Marmara Bölgesinin 11 ilinden birisi olan Bursa`ysa, bu bölgenin güneydoğusunda bulunur.

Bursa, nüfus yönünden Bölgenin İstanbul`dan sonra ikinci büyük ilidir. Türkiye içindeki konumu da bu açıdan İstanbul, Ankra, İzmir ve Adana`dan sonra beşinciliktir.

Türkiye ekonomosindeki payı yönünden incelediğimizde, Bursa yine; İstanbul, İmizr, Ankara, Kocaeli`nden sonra beşinci sıradadır. Kültürel gelişmişlik yönünden bakıldığındaysa, Bursa`ya rahatlıkla, üç büyük ilin ardından dördüncü diyebiliriz.

Bursa ve Marmara Bölgesi PdF indirmek için Tıklayın