Kategori: PDF İndir

Basra Körfezi’nden Ağrı Dağı’na Seyahat Kısa Özet

Gilbert Ernest Hubbard’ın 1916 senesinde Edinburgh’da William Blackwood and Sons’da basılan “Gulp to Ararat -An Expedition Through Mesopotamia and Kurdistan-” adlı kitabı, genel araştırma konusu kapsamı içinde okunup incelenen kitaplar içindedır.Kasr-ı Şirin Antlaşması ile Kürdistan coğrafyası Osmanlı ve İran içinde paylaşılmıştı. Bu kitap, bu antlaşma’dan kaynaklı egemen iki ülke sınır anlaşmazlığına çözüm bulabilmek için 1913 senesinde Osmanlı, İran, Rusya ve İngiltere içinde imzalanan protokole göre oluşturulmuş ülkeler arası bir komisyon marifetiyle sınırların yeniden nasıl çizildiğini; sınırlar içinde yaşayan başta Kürtler olmak üzere, tüm halkların durumuna ilişkin enteresan bilgiler sunuyor. Yazar Gilbert Ernest Hubbard, sınırları yeniden belirlemek maksadıyla oluşturulan “Kara Sularını Sınırlandırma Komitesi”nin sekreterliğini yapmaktayken hem Komisyon’un çalışmalarını hem de o sırada yaptığı gözlemleri hiçbir ayrıntıyı kaçırmadan kaleme almış. İyi de olmuş.Kitap, içeriği yönünden Basra Körfezi’nden Ağrı’ya değin gezi ve anı niteliğini aşıp siyasi konulara da ışık tutan mühim bir kaynak niteliğini kazanıyor.Araştırmacılara ve siyasetçilere mühim veriler sunan bu eseri İngilizce aslından Türkçe’ye çeviren Dr. Galip Alçıtepe’ye teşekkür ederiz.Bu kitap, geçmişi ve bugünü anlamak yönünden mühim bir kaynak olma özelliği taşıyor.İyi Okumalar..-Vedat Çetin-

Basra Körfezi’nden Ağrı Dağı’na Seyahat PdF indirmek için Tıklayın

Gezgin Anne’den Seyahat Önerileri Kısa Özet

Hamileyken; oğlumu sırtıma yerleştirip Eyfel Kulesi’ne çıkmayı, onunla Karadeniz kıyısı boyunca arabayla dolaşmayı, Afrika’da safari yapmayı, guletle Akdeniz sularında gezmeyi hayal ediyordum. Elbette bunları ufak bir çocukla gerçekleştirmek kolay değildi; ama seyahat etmemek bir farklı olamazdı. Ailedeki her bireyin keyif alacağı geziler planlamam ve seyahat etmeyi bilen bir çocuk yetiştirmem gerekiyordu.

‘Kırkı çıkmadan kapıdan dışarı adım atmayan annelerin devri bitti! Hem bebeğimle gezerim, hem de öğrendiklerimi ve tecrübelerimi paylaşarak bir başkasına da cesaret veririm belki’ dedim: 2011’de ilk Türkçe bebekle gezi blogu olan www.gezginanne.com’u hazırladım. Bebek, çocuk, derken ikinci hamilelik, biri bebek iki çocuklu seyahatlerde öğrendiklerim az değildi, bir kitabı doldurdu.

Bebekle seyahat etmek başta korkutucu gelebilir, özellikle de ilk bebekle. Biliyorum düşüncenizde deli sorular var. Benim de vardı. İster bir haftasonu kaçamağı isterse denizaşırı seyahat olsun, planladığınız gezi için tüm yanıtları bu kitapta bulacaksınız:

Hamileyken güvenlik kontrol dedektöründen geçmek güvenli mi?

Bebek, aşıları tamamlanmadan yolculuk yapabilir mi?

Bebeğin hangi yaşında nereye gidelim?

Çocuğum yerinde durmaz, uçakta/trende/arabada nasıl oyalarım?

Ya hastalanırsa?

Ya araç tutarsa?

Çantama neler koyacağım?

Nerede, nasıl uyuyacak?

Ne yiyecek?

Tuvalet eğitimi ne olacak?

Nasıl pasaport çıkaracağım?..

Çünkü bu kitap o yollardan bir değil, iki kez geçen biri tarafından yazıldı. Kolay olacak demiyorum ama ailelerin tatile ihtiyacı var, bebeklerin, çocukların da temiz havaya… Evden ayrılmak, bitmeyen işleri geride bırakmak ve her yeniliği çocukların gözlerinde keşfetmek herkese iyi gelecek.

Çocuklarınızla birlikte nice mutlu ve unutulmaz geziler dilerim…

– Deniz – Gezgin Anne

Gezgin Anne’den Seyahat Önerileri PdF indirmek için Tıklayın

Yol Dervişi Kısa Özet

Gezi Edebiyatı çalışmalarının, gezi rehberi kitabı olmaktan çıktığı yenilikçi bir zamandayiz.

Işığı ve renkleri bol, bu özel zamanda *Yol Dervişi*- yazar Seda Shambhavi Kervanoğlu; gezmenin ve gezginin psikolojisini inceleyen harika çalışmasını siz New Age Yayınları okurları ile paylaşmaktadır..

Bir gezgin olan yazar, Seda Shambhavi Kervanoğlu; bu çalışmasında, yol sürecinde yaşadığı dönüşüme ve gelişime ışık tutar. Gezginliği, insanın ruhsal yapısını, canlı coğrafyasını, bireyin dönüşümünü inceler.

Ve gezgin Yol Dervişi, yazar Seda Shambhavi Kervanoğlu’nun bu güzel çalışması; bir gezginin değişmeyecek olan tutku ve korkularını ele alarak, gezi kavramını dışsal klavuzlukten, içsel varoluşa dönüştüren, örnek bir Gezi Edebiyatı eseridir.

New Age Yayınları

Geniş bir alana yayılan mabetlerin, yine bu mabetleri yapanlar tarafından toprakla üstünün örtüldüğü anlaşılmaktadır. Belli ki 12.000 yıl öncesinden geleceğe iletilmek istenen fazla büyük bir mesaj vardı.
Mabetleri oluşturan taşların üzerlerine işlenmiş bu mesaj, ezoterik sembollerle binlerce yıl öncesinden kutsal bir metni günümüze taşımaktadır.

Yol Dervişi PdF indirmek için Tıklayın

Benian Abla’yla Hollanda’yı Geziyoruz Kısa Özet

Benian Abla, 60 ülkeye seyahat etmiş bir gezgin. Yeni ülkeler keşfetmeyi seviyor. Bu sefer yolu heybetli değirmenlerin, rengarenk lalelerin, lezzetli peynirlerin, dünyaca ünlü ressamların ülkesi Hollanda’ya düştü.

Tek başına gitmek yerine siz kıymetli çocukların yanında olmasını istedi. Hep birlikte uçağa binip Hollanda’ya gidiyoruz. Seyahat etmenin büyüsünde önceden hiç görmediğimiz güzellikleri görecek, değişik bir kültürün ışığında çiçeği burnunda şeyler öğreneceğiz. Acele edin uçak kalkıyor! Yolculuk başlıyor!

Benian Abla’yla Hollanda’yı Geziyoruz PdF indirmek için Tıklayın

Dünya Gözüyle – 3 Kısa Özet

Yeni kültürleri tanıyabilmek, tarihe tanıklık edebilmek, yeni insanlarla tanışıp farklı yaşamlara dokunabilmek, anılar biriktirebilmek büyük bir şans. Dünyayı bir yabancının gözüyle görebilmek de bir meziyet. Gezdikçe daha yaratıcı olursunuz, idealleriniz, kendinize güveniniz ve de hayatla baş edebilme gücünüz artar. Dünyanın ortak ve farklı yönlerini keşfedip gördüğünüz müthiş doğa karşısında yalnızca insanları değil tüm canlıları sevmeyi ve saygı duymayı öğrenirsiniz. Müzeleri, camileri, tapınakları, kiliseleri, sarayları ziyaret ederken, sapsarı sonsuz çöllerde kendinizi kaybederken, doğanın kalbinde insanoğluna sunulan engin güzellikleri seyrederken, yöresel kıyafetlere dokunurken, birbirinden kıymetli sanatçıların ezgileriyle kulaklarınız bayram ederken, lezzetli yemeklerin tadına bakarken bambaşka bir insan oluverirsiniz.

Başka hayatlara dokunurken, başkalarının hayat hikayelerini ve hayallerini öğrenip size açtıkları kapıları aralarken insanları daha iyi anlamaya başlarsınız. Aslını söylemek gerekirse dünya çapında ne kadar ufak bir yerde durduğunuzun farkına varırsınız. Hayata hep aynı pencereden bakmak yerine farklı pencerelerden bakmak, yaşamın tam ortasında oluvermek sizi önyargısız ve açık fikirli yaparak yaşamınıza anlam katar. Merak edip keşfetmek tutkusu sizi sardıktan sonra da uzak, imkansız, zor demeden yollara dökülüverirsiniz. Ufkunuz genişledikçe, cesaretiniz arttıkça yollar sizin dostunuz olur. Güzel bir rüya görmek istiyorsanız dünyayı keşfe çıkın ve güneşi her şehirde farklı batırın.

Herkesin kendi yolunu bulması dileğiyle…

Dünya Gözüyle – 3 PdF indirmek için Tıklayın

KALK GİDELİM ÇANAKKALE Kısa Özet

Okumanın pratiği olan seyahat kitapları, televizyon programları ve gezileriyle çocukların örselenmemiş hayal güçlerini, doğanın aklı ve hoşgörüsüyle buluşturuyor Kalk Gidelim kitapları… Gidip gördüğümüz her şeyin içinde evrenin işleyişi var.

Her fırsatta gidin.
Fırsat yaratıp gidin.
Tutucu yapan aynılıktır.
Belki bir gün, açık olan pencereden değişik coğrafyalara uçuvereceksiniz.
Haydi kalkın,
Çanakkale’ye gidiyoruz…

KALK GİDELİM ÇANAKKALE PdF indirmek için Tıklayın

Çeşme – Alaçatı Kısa Özet

Carl Gustav Jung, yaşayan her insanın kendi ömründen uzun bir deneyime sahip olduğunu söylemiştir. Çünkü insan kendi türünün sonucu olarak buz dağının yalnızca görünen yüzüdür, suyun altında türün genetik geçmişinin büyük mirası derinlere dek uzanır. Benzer biçimde ve hatta çok daha büyük bir ölçekte toprağın ve coğrafyanın da bir kültüre ve birikime sahip olabileceği hatırlanmalıdır. Tüm canlılara var oluş mekanı olan yer, içinde olduğu sistemin en büyük kaydedicisi, yaşayanı ve hatta beslenenidir. Bedeninde can verdiği bütün yaşam formlarından bir parça taşıyan, her şeyi gönlünce şekillendiren, dönüştüren ve kendine benzeten etkin bir aktördür yer. Tam da Edip Cansever’in muazzam dizelerinde duyulan gibi:

*İnsan yaşadığı yere benzer,
O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer.
…
Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine…*

Çeşme – Alaçatı PdF indirmek için Tıklayın

Siyah Beyaz Fotoğraflarla Karadeniz Ereğli Kısa Özet

Bu sözlü tarih çalışması, Zonguldak İli, Kdz.Ereğli İlçesi ile ilgili literatürde yeterince sözlü tarih çalışmasının olmamasından kaynaklanan, boşluğun doldurulmasını ve Kdz.Ereğli’nin sözlü tarih alanında da hakkı olan yeri almasını amaçlamaktadır. çalışmamız sırasında Kdz.Ereğli’nin Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana Türkiye’nin sosyal, ekonomik, siyasi alanlarda yaşadıklarını mikro düzeyde yaşayan bir laboratuvarı andırdığını sezinledik, bu da bizim çalışmamız hususunda şevk ve ilgimizi arttıran en mühim faktör oldu. Bu sözlü tarih çalışması, önceden aynı araştırmacılar tarafından, bir bilimsel araştırma projesi (BAP) olarak yürütülen *Ereğli Halkının Belleğinde Cumhuriyet Bayramları* isimli, yine sözlü tarih çalışması olan çalışmadan büyük miktarda esinlenmiş ve 2 yılı aşkın bir süre boyunca Kdz.Ereğli genelinde yapılan incelemelerin bir ürünü olarak ortaya çıkmış bir çalışmadır. Şüphesiz bu çalışma aşağıda isimlerini dile getirdiğimiz kıymetli insanlar olmadan sonlandırılabilecek bir çalışma değildi. Başta bu araştırmanın içinde, kıymetli bilgileri ve kaynakları ile bulunan, Hayri Yıldız, Hüseyin Engin öztabak, Seyfettin Onat ve Rıdvan çimenoğlu olmak üzere şükranlarımızı sunarız, bunun bunun yanında kaynak bireylere ulaşmamızda bize büyük yardımları dokunan, İrfan Güneş ve Hasan Alparslan’a, teşekkürü borç biliriz.

Siyah Beyaz Fotoğraflarla Karadeniz Ereğli PdF indirmek için Tıklayın

Beyşehir Doğa Eğitimi Kısa Özet

Şehirleşmenin, sanayileşmenin ve doğal ortamın bozulmasının sonucu olarak, yirminci yüzyılla birlikte insanoğlunun doğasında ve doğallığında olan birden fazla şeyden senedirım hızıyla uzaklaştığı görülmektedir. Bu uzaklaşma da doğaya yabancılaşmak ve doğadan uzaklaşmayı bununla birlikte getirmektedir. 20-30 yıl öncesine kadar günlük yaşamın sıradanlığı içinde doğada olmak, doğayı bilmek, anlamak, diliyle konuşmak bi hayli rutinken; şehirleşme, teknoloji, küreselleşme gibi unsurlar fakat belgesellerin konusu olabilirmiş gibi bir algının oluşmasına neden olmuş gözüküyor. Günümüzde çocuklar ve gençlerin belgesellerde, kitaplarda, sosyal platformda gördükleri herhangi bir bitkiyi, canlıyı, doğal oluşumu çevrelerinde gördükleri zaman ilişkilendirebilmeleri veya tanıyabilmeleri hemen hemen imkânsız duruma geldi. Bu imkânsızlığı ortadan kaldırmak için de ders programlarında, sivil toplum kuruluşları veya kamu kurum ve kuruluşlarının eğitim programlarında doğa yürüyüşleri, kamplar, çevre eğitimi programları gibi etkinliklere daha çok yer verilmeye başlandı.

Bu kitapta, doğada olmak ve doğanın farkına varmakla alakalı Türkiye’deki en mühim uygulamalı eğitim programlarından birisi olan Doğa Eğitimi Projeleri’nin güzel bir uygulamasındaki etkinliklerin daha kapsamlı ki

Beyşehir Doğa Eğitimi PdF indirmek için Tıklayın

Likya Yollarında Kısa Özet

Likya yollarında yaptığımız uzun yolculukların bunun yanında Fethiye’den Antalya’ya kadar sahil şeridi dışında Toros zirveleri içinde gizli kalmış çok sayıda Likya yerleşimine ulaştık; zorlu tırmanışlarla kentlerinin zirvelerine çıktık; görkemli anıtlarıyla gururlandık; tiyatrolarında dünya ezgilerini mırıldandık. Bilimsel kazılarla ayağa kaldırılmış kentlerin yeni yüzleriyle tanıştık; yüzseneler sonra görülmektedirılan sokaklarında, caddelerinde izlerini aradık Likyalıların. Ardından Türkiye müzelerinden Antalya Müzesi, Fethiye Müzesi, Elmalı Müzesi, Burdur Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri dışında British Museum ve Viyana Sanat Tarihi Müzesi’nde (Kunsthistorisches Museum Wien) geride bıraktıklarıyla yüzleştik. Belgesel kitap içinde 96 antik kent, köy, höyük ve tümülüsün bunun yanında Likya buluntularının sergilendiği 10 müzeye de yer ayırdık. Tanımlanmış, bilinen veya araştırılan kentlerin dışında Toros yaylalarında -yakın kentlerle ilişkisi olduğu sanılan- çok sayıda ufak köy özelliği taşıyan antik yerleşime de uğradık; bu yaylalarda, antik yerleşimlerle iç içe yaşayan Yörüklerin konuğu olduk. Günümüz köylerinde Likya yaşam izlerine tanık olduk; köylülerin hâlâ kullandıkları tahıl ve erzaklarını sakladıkları ambarlar Likya yapılarının izlerini taşımaktaydı. Yollarda arada bir Likya sınırını aştık, veya Likya sınırlarında dolaştık; komşularıyla etkileşimini gözlemledik; Pisidia, Karia ve Pamphilya kültürlerinin benzeşmelerini, farklı yanlarını izledik. Uzun erimli çalışmayla ortaya koyduğımız ‘Likya Yollarında’ belgeseli Anadolu’nun gizemli topraklarında günümüz tanıklığının paylaşılması yalnızca. Geçmiş yüzseneler boyu süren insan ve doğa tahribatının karşısında, bilim bireylerinın özverili çabaları ile koruma mücadelesi vermeleri tanığı olduğumuz, umutlandığımız izlenimlerimiz içindeydı.

İkinci baskıda, kapak ve iç tasarım değişiminin bunun yanında yeni bölümler eklendi; Andriake’de 2016 senesinde açılan Likya Uygarlıkları Müzesi, Uluburun ve Gelidonya Burnu Batığı, Akdağların gölgesinde, Tlos yakınlarındaki Girmeler Mağarası ve antik yerleşimler ilk defa okuyucularla / gezginlerle buluştu. Yeni baskıda Likya kentlerindeki değişimler de sayfalara yansıdı.

Likya Yollarında PdF indirmek için Tıklayın

Dünden Bugüne Sebil Yörükleri Kısa Özet

Sebil, Tarsus’un kuzeyinde, Torosların eteğinde, tabiri caizse kuş uçmaz, kervan geçmez bir kasaba. Nüfusu bir zamanlar 5000’lere ulaşmasına ve sohbet esnasında ‘tren yolundan yukarıdaki en büyük yerleşim yeri’ olarak anılmasına rağmen halkın dilinde ‘bizim köy’ olarak anılmaya sürdürmekte. Tarsus çayının Cehennemdere ve Kadıncık kollarının içinde kalan Sebil, çok engebeli bir topografveya kurulmuştur, hatta öyle ki, engebeli tabiri bile yetersiz kalıyor. Bu engebeli topografya, dünyayla iletişimi de büyük miktarda kesmektedir. Doğusunda ve batısında derin vadiler, kuzeyinde üç bin metreye ulaşan Toros dağları, tek iletişim şansı olarak Tarsus üzerinden sağlanmasını yol açmaktadır. Bu bakımdan Aladağlarla, Orta Toroslarla alakalı birden fazla çalışmaya rastlamak ve belgesellerde, gazetelerde bu bölgelerle alakalı haberlere rastlanılmaktayken, bu bölgenin çok bilinmediği görülmektedir. Yüzseneler önce çukurova’nın sıcağından veya başka problemler yüzünden Osmanlı coğrafyasının değişik bölgelerinden Sebil’e gelip sığınan Yörük aileler, kendilerine yeni bir dünya kurmuşlar, Anadolu’nun bu cennet köşesinde Yörük kültürünün en bakir ve kendine özgü emsallarinden birinin günümüze kadar sürüp gelmesinde rol oynamışlardır. Engebeli topografyası, verimli topraklarının erozyona maruz kalması, ikliminin sertliği gibi nedenler tarımsal ürün çeşitliliğine imkan tanımadığı için, Yörük aileler el mahkum konar göçer hayata davam etmişlerdir. Yüzsenelerdır sürüp gelen alışkanlıklar, yaşadıkları dünyanın dışındaki dünyalarda yaşamanın daha zor bulunacağı ile ilgiliki düşünceler, tabiri caizse konar göçer yaşama ayak diremeye devam etmelerini sağlamaktadır.

Dünden Bugüne Sebil Yörükleri PdF indirmek için Tıklayın

Bolkar Dağları Seyir Defteri Kısa Özet

Bolkar Dağları Seyir Defteri bilmek, anlamak, anlamlandırmak eylemleriyle güdülenmiş bir grup bilim insanının Dünya’nın cennet köşelerinden birine yaptıkları dört günlük yolculuğu ele almaktadır. Birkaç bin yıl önce buzulların işgaline uğramış ve ciddi tahribatlar, erozyon süreçleri görmüş, Anadolu’nun yüksek dağlarından birinde güncel buzulların izlerini arayan bilim bireylerinın karşı karşıya geldikları sorunlar bunun yanında günlük telaşlarını da konu edinmektedir. Bir tarafta kuşaklar içindeki çatışmalar, bir tarafta sınıfsal ayrımlar ve sürekli olarak çelişen çıkarlar olmasına karşın bir arada durmaya çalışan bir ekibin dağlara duydukları sevda öyküleştirilmektedir. Bu kitap her şeyden fazla Bolkar Dağları’yla alakalıdir. Bolkar Dağları’nın geçmişten günümüze geçirdiği değişimler, bir zamanlar derin deniz tabanının altındayken 3.500 metre yükseltiye sahip zirveler haline gelmesini konu edinmektedir. Neden ova veya plato değil de dağ olduğuna odaklanmaktadır. Doğal olaylar ve bunun yanında bireylerin dağları nasıl anladıklarını tanımlamaya çalışmaktadır. Eşi benzeri bulunmayan canlıları ve muhteşem manzaralarıyla Dünya’nın en güzel mekânlarından birinin nasıl bütün olumsuzluklara inat yaşamaya devam edebildiğini ifade etmektedir. Sadece üzerinde, etrafında yaşayanları değil kilometrelerce uzaktakileri bile güzellikleriyle büyüleyen ve kendisine çeken muhteşem doğaya duyulan bir aşkı yansıtmaktadır.

Bolkar Dağları Seyir Defteri PdF indirmek için Tıklayın

Üç Muhteşem Miras Kısa Özet

*Fotoğraflarla Lasa Potala Sarayı ve Çevresindeki Tarihsel Miras Yapıları* adıyla paylaştığımız bu kıymetli kitap, Çin’in Tibet Özerk Bölgesi’nin başkenti olan Lasa kentindeki Potala Sarayı ve etrafındaki dünya mirası anıtlarının alanlarını tanıtmaktadır. Kitap, bu şehirdeki muhteşem üç tarihi ve manevi eseri tanıtmaktadır: Potala Sarayı, Jokhang Tapınağı ve Norbulingka Yazlık Sarayı. Dünya mirası anıtları, ülkelerin ve dünya halklarının en kıymetli hazinelerindendir. Mavi karlar ülkesi ve dünyanın çatısı olan Tibet, dünya çapındaki büyük uygarlıklardan birini yaratmıştır ve bugün bu ülke havayolu, bi hayli hızlı tren ulaşımı ve otobanlarla, dünya çapındaki diğer halkların basit bir şekilde ulaşabileceği bir ülke haline gelmiştir. Çin hükümeti ve Tibet bölge yönetimi, bu bölgenin doğal ve tarihsel hazinelerini korumada büyük özen göstererek, geleneklerin muhafaza edilmesi ile modernleşmeyi birleştiren rasyonel bir çaba içindedir. Bu bölgede, yalnızca bina ve yapılardan bir araya gelen bir maddi uygarlık değil, başta Tibet halkı olmak üzere Nepal ve Çin halklarının ortak dini ve manevi-entelektüel uygarlık hazinesi bulunmaktadır. Bu üç şaheser anıt, Tibet Budizminin en kıymetli varlığını barındırmaktadır. Söz konusu dünya mirası varlığı, her sene milyonlarca turist ve Budizm inancını benimseyen dindarlar tarafından ziyaret edilmektedir. Tamamen sanat fotoğrafları ile hazırlanmış bu eser okuyuculara çiçeği burnunda bir ufuk açacaktır.

Üç Muhteşem Miras PdF indirmek için Tıklayın

Yuvarlak Dünyanın Beş Köşesi Kısa Özet

Uzaklara gitmek keşfetmektir… Tanımak, tanışmaktır… Araştırmak, öğrenmektir… Olmayacak sanılan düşleri gerçekleştirmektir…

Uzaklarda heyecan sizi bekler… Tarih, doğa, farklı tatlar, haritalarda gizli tutulan sürprizler size sahici heyecanlar armağan eder… Ve geri dönmenin kıymetini fark ettirir… En büyük ödülse kendisini bulan ruhunuzdur…

“Yuvarlak Dünyanın Beş Köşesi”yle Bülent Demirdurak`ın rehberliğinde ister sayfalar içinde yolculuğa çıkar, bütün bunların keyfini yaşarsınız, ister onu bir el feneri yapıp ışığıyla yollara düşersiniz… Karar sizin…

“Yuvarlak Dünyanın Beş Köşesi”nde Patagonya’dan Mezopotamya’ya, Hint Okyanusu’ndan Kafkasya’ya, Umman Denizi’nden Meksika Körfezi’ne gidiyoruz. Şimdilik…

Bülent Demirdurak, ” Yıllardır dünyanın bir yerlerine kimi zaman yalnız, kimi zaman dostlarımla gidiyorum. İlk öğrenim senelerımdan beri en büyük düşüm hep dünyanın uzak yerlerine gidebilmek oldu. Artık hayattaki en güzel şeyin de gerçekleşen düşler olduğunu biliyorum” diyor ve ekliyor, ” Gezginin çantası ufak ama sevgi dolu olur.”

‘’Yuvarlak Dünyanın Köşeleri’’ serisi kitapları, sizleri gidilen yerde yaşayacaklarınızla alakalı olarak bilgilendirecektir. Ülkeye ayak bastığınız andan başlayarak şehir merkezine nasıl gideceğinizi, metro ve otobüs sistemlerini, gidilen ülkenin mutfağını, restoranlarını, tarihi yerlerini, müzelerini, mağazalarını, danslarını, sokaklarını ve de en mühimsi bireylerinı rehber ve gezgin gözüyle anlatmaya çalışacaktır.

Yuvarlak Dünyanın Beş Köşesi PdF indirmek için Tıklayın

Avrupa Yollarında Kısa Özet

Gezip görmek, insanları, yaşadıkları kültürleri tanımak, onlarla konuşmak, gördüğün güzellikleri uygulayabilmek, sürekli olarak kendini yenileyip, geliştirmek, güzel şeyler. Yeter ki isteyelim.

Gelişen teknolojik imkânlar sonucu, görsel ve yazılı yayınlarla bilgilenme olanakları mevcut olmakla birlikte; gezip görerek bunu yaşamanın güzelliğini tartışmaya bile gerek yoktur.

Seyahati sevmemiz sebebiyle, imkânlarımız ölçüsünde; araçla Avrupa’nın bir kesimini görmek maksadıyla çıktığımız yolculukta, kısmen Balkan Ülkeleri’ne de uğrayarak, hemen hemen bir aya yakın sürede, 12 ülke ve 30-35 şehrini gezme imkânı bulduk.

Gezi boyunca tutulan notları bu sayfalara aktararak, yurt dışına araçla gitmek isteyenlere, yapacakları işlemler, gidecekleri ülke ve şehirler ile ilgili, dilimizin döndüğünce, yaşadıklarımızı ve gördüklerimizi aktarmak suretiyle yardımcı olmayı istedik.

Başarabildiysek ne mutlu bize!

Avrupa Yollarında PdF indirmek için Tıklayın

İstanbul’da Bir İstanbullu Kısa Özet

İstanbul’da, 1942 senesinde dünyaya geldim. Kuledibi İlkokulu, Beyoğlu Ortaokulu, Beyoğlu Ticaret Lisesi ve Sultanahmet İktisadi Ticari İlimler Akademisi’ni bitirdim. Evliyim, bir erkek çocuk ve bir kız torun sahibiyim. İstanbul’un tarihi ve turistik yerlerini anlatan bir çok kıymetli kitap bulunmaktadır. Bu kitabın farkı, tarihi bilgilere ilave olarak, yetmişaltı yıllık ömrümde İstanbul’da yaşadıklarımı, büyüklerimden dinlediklerimi, eski İstanbul bireylerinın yaşantısını ve semtlerin az bilinen ayrıntı kısmını, dilimin döndüğü kadar siz değerli okurlarımıza, özellikle gençlere anlatabilmek. İstanbul’u kendi gözümden gösterebilmek. Eğer bu hususta başarılı olabilirsem, İstanbul’a olan minnet borcumun bir kısmını ödemiş bulunacağıma inanıyorum. Kitaptaki hikayelerin hepsi gerçektir. Dilerim, sizlerde de bende bıraktığı gibi güzel izler bırakır.

İstanbul’da Bir İstanbullu PdF indirmek için Tıklayın

Latin Amerika – Yolculuk X Kısa Özet

Kıta ve coğrafya bugünkü haline nasıl geldi?
Kolomb öncesi ve kolomb sonrası tarih?
İlk yolculuk; 13 Haziran – 11 Eylül 2016..
İkinci yolculuk; 13 Mart – 11 Haziran 2017
Ne kadara mal olur?
Nasıl bedavaya olabilir?
Sağlıkla alakalı önemle üstünde durulması gerekenler?
Diyabetle yolculuk..
Ne yenir, ne içilir?
Ulaşım nasıl sağlanıyor, seçenekler nelerdir?
Uzun bir yolculuk için ihtiyaç listesi..
Şamanizm, şamanlar, kutsal bitkiler, seremoniler..
Doğa.. kültür.. yalnız yolculuk.. son sözler..
Kronolojik sıralı harita..

Latin Amerika – Yolculuk X PdF indirmek için Tıklayın

Hayvancılık Etrafında Gelişen Silifke Yöresi Dokuma Kültürü Kısa Özet

Mersin iline bağlı Silifke ilçesi hem tarihi hem coğrafi açıdan bir çok detaya sahip bir ilçedir. Sırtını Toros Dağları’na yaslayan ilçe, Türklerin Anadolu’ya ilk gelmeye başladıkları zamandan günümüze kadar Yörük Türkmen obalarının yurdu haline gelmiştir.

Korunaklı konumu, hayvancılığa uygun iklim ve bitki örtüsü ile Yörük Türkmenlerin yurdu durumuna gelen ilçede hayvancılık etrafında çok zengin bir dokumacılık kültürü meydana gelmiştir. Lakin değişen sosyo-ekonomik şartlar sebebiyle bu kültür şimdilerde büyük bir erozyona uğramaktadır. Kaybetmeye başladığımız bu zengin ata kültürümüzü kayıt altına alıp Halk Bilimin ışığı altında incelemek gerektiğine kanaat getirdiğimiz zamanda *Mersin-Silifke İlçesi’nde Hayvancılık Etrafında Gelişen Dokumacılık Kültürünün Derlenmesi ve Halk Bilimsel Açıdan İncelenmesi* adlı bir proje hazırlayıp TÜBİTAK’a sunduk. Türkiye’nin en güzide bilim kuruluşlarının başında gelen TÜBİTAK, projemizi destekleme kararı aldı ve TÜBİTAK’ın sunduğu destek ile projemizi tamamlayarak elinizdeki kitabı siz değerli okurlarımıza ulaştırdık. Kitapta Silifke Yöresinde hayvancılık etrafında gelişen dokumaların yapımı, kullanılan araç gereçler, dokumalarla alakalı genel algı, kullanılan motifler ve dokumaların halkın günlük yaşamındaki işlevleri incelenmiştir.

Bu çalışmanın kültürümüze ve bilim dünyamıza katkı sunması, bundan sonra yapılacak çalışmalara kaynak teşkil etmesi en büyük temennimizdir.

Hayvancılık Etrafında Gelişen Silifke Yöresi Dokuma Kültürü PdF indirmek için Tıklayın