PDF

Kasım Küçükalp & Ahmet Cevizci – Batı Düşüncesi (Felsefi Temeller) PDF Oku indir

Kasım Küçükalp & Ahmet Cevizci – Batı Düşüncesi (Felsefi Temeller) PDF Oku indir, e-kitap sitemizde Kasım Küçükalp & Ahmet Cevizci – Batı Düşüncesi (Felsefi Temeller) kitabını araştırdık. Ayrıca Ahmet CevizciKasım Küçükalp tarafından kaleme alınan Kasım Küçükalp & Ahmet Cevizci – Batı Düşüncesi (Felsefi Temeller) kitap özetinin yanı sıra, Kasım Küçükalp & Ahmet Cevizci – Batı Düşüncesi (Felsefi Temeller) pdf oku, Kasım Küçükalp & Ahmet Cevizci – Batı Düşüncesi (Felsefi Temeller) yandex, Kasım Küçükalp & Ahmet Cevizci – Batı Düşüncesi (Felsefi Temeller) e-kitap pdf, Kasım Küçükalp & Ahmet Cevizci – Batı Düşüncesi (Felsefi Temeller) PDF Drive, Kasım Küçükalp & Ahmet Cevizci – Batı Düşüncesi (Felsefi Temeller) Epub gibi indirme linklerini de bulacaksınızdır.

Kasım Küçükalp & Ahmet Cevizci – Batı Düşüncesi (Felsefi Temeller) PDF indir Oku

Baƨ düşüncesi terimini de, hemen her terim ve kavramda olduğu üzere. şu yahut bu biçimde herhangi bir genellemeye gitmeden tanımlayıp, belli bir çerçeve içerisine hapsetmek pek olabilecek değildir. Buna rağmen. özellikle Doğu-Baƨ ayırımında olduğu üzere ve praƟk dünya çapında yansımasını bulduğu şekliyle. Baƨ düşüncesi terimiyle anlaƨlmak istenen şeyin mahiyeƟne yönelik olarak. ihƟyatlı olmak kaydıyla. bazı analizler yapmak olabilecek gibi görünmektedir. Her şeyden önce “Baƨ” ve “düşünce” sözcüklerinden bir araya gelen bu terim, Baƨ’ya has olmak hasebiyle, diğer düşünce tarzlarından ayrılma imasını ortaya koyar. İşte tam da bu iması sebebiyle. Baƨ düşüncesi olarak adlandırılması olabilecek olan bir düşünce tarzından söz etmek olabilecek görünmektedir. Dolayısıyla burada söz konusu edilen “düşünce” terimi, genelde düşünmenin ne demek olduğundan ziyade. çoğunlukla “felsefe” ile özdeş hale gelmiş olan bir düşünce tarzına. Baƨlı anlamda felsefe yapma yahut düşünme tarzına gönderme yapar. Bunun yanında “Baƨ düşüncesi” diye kişiliğize edilen düşünce tarzının, keskin sınırlara sahip olduğunu ve mutlak bir form içinde işleyen bir yapı taşıdığını söylemek olabilecek değildir. Zira bu terim, her şeyden önce, tarihsel bir mahiyet arzetmekte olup, zaman içinde birbirinden farklı formlar içinde açığa çıkan bir karaktere sahipƟr.

Söz konusu enerjikyapısı sebebiyledir ki, bugün Baƨ düşüncesinin dönemsel çığırları olarak da adlandırabileceğimiz klasik Yunan, Ortaçağ hıristiyan, modern ve çağdaş Batı düşüncesi gibi, farklı zamanlarda farklılaşan, hatta zıtlık arzeden düşünce tarzlarından bahsedebilmekteyiz. Baƨ düşüncesi kavramının, bu ön değerlendirmeden hareketle, genel bir tanımı sunulmak istendiğinde, onun kaynaklarını Grek düşüncesi ve İbrahim! dinlerden alan bir kültürel gelenekle ilişkili bir kavram olduğu ve bu geleneğe ait düşünce tarzını nitelediği söylenebilir. Bu anlamda Baƨ düşüncesi, AnƟk Yunan’da doğada hüküm süren nedenlerin vevarolanların temel ilke ve zemininin araşƨrılmasına tekabül eden bilimsel düşünme manƨğının ve Sokrat (Sokrates), Eflatun (Platon) ve Aristo (Aristoteles) gibi Yunanlı filozofların felsefeleriyle başlayan düşünce tarzının zaman içinde geçirmiş olduğu evrimi dile geƟrir. Yunan la başlayan Baƨ düşüncesi, Roma İmparatorluğu ve kaynaklarını Doğu’dan alan HırisƟyanlığın kendisine eklemlenmesiyle devam etmiş, Rönesans, modern bilim ve felsefenin doğuşuyla çağdaş dünya çapındaki anlam içeriğine kavuşmuş ve nihayet Aydınlanma ile öte yandan kemale ererken, diğer yandan kendisine karşı radikal düzeyde tarƨşmaları da muhtevasına almak sureƟyle günümüze inƟkal etmiş bir düşünce geleneğini ifade eder. Her ne kadar Baƨ düşüncesi kavramı, felseı, dinî ve bilimsel olmak üzere üç temel unsuru muhtevasında barındırsa da, söz konusu düşüncede belirleyici olan ve tarihsel seyir içinde çeşitli şekillerde varlığını hisseƫren hususun, Antik Yunan’a ait felsefî ve bilimsel miras olduğunu söylemek olabilecekdür. ElbeƩe ki bu tesbit, Baƨ düşünce tarzının mutlak anlamda yalıƨlmış ve başka kültürlerle medeniyetlerden hiçbir biçimde etkilenmeden zuhur etmiş bir düşünce tarzı olduğu manasına gelmez. Bilhassa çağdaş birtakım kültür ve düşünce tarihçilerinin yapmış olduğu ve AnƟk Yunan’da, felsefe ve bilimin doğuşunda başta Mısır olmak üzere, Anadolu, Mezopotamya, Hint ve Uzakdoğu uygarlıklarının ne kadar etkili olduğunu ortaya koyan çalışmalar, mutlak anlamda yalıƨlmış bir Yunan felsefesi ve biliminden bahsetmeyi imkansız kılacak niteliktedir. Zira çeşitli praƟk ve dinî endişelarla da olsa,.farklı kültürve medeniyetler de bilimsel ve düşünsel bir etkinlik içinde olmuşlardır. Bugün AnƟk Yunan düşüncesine ve bilimine yön veren Yunanlı düşünürlerin kendi düşüncelerini, diğer kültür ve medeniyetlerde ortaya konulan birikimle oldukça önemli etkileşim içinde inşa eƫkleri arƨk bilinen bir gerçekƟr. HaƩa AnƟk Yunan mitolojisine odaklı birtakım çalışmalar, Yunan mitolojisindeki bir çok unsurun, Mısır ve Anadolu mitolojilerinden alındığını ortaya koymaktadır. Bundan dolayı, her türlü tarihsel ve kültürel kazanım gibi, Yunan bilim ve düşüncesinin de, kültürler arası bir etkileşim neticesinde ortaya çıkmış bir kazanım olduğunu söylemek gerekir. Bunun yanında Baƨlı düşünce tarzının ortaya çıkışında belirleyici bir rol oynayan AnƟk Yunan düşüncesi, gerek kendi düşünce üslûbunu inşa etme, gerekse farklı kültür ve medeniyetlere ait mirası değerlendirme ve kendine mal etme hususunda, Baƨ düşüncesi nitelemesini tamamen hak edecek bir özgünlüğe sahipƟr. Zira düşünce tarihi boyunca ilk defa AnƟk Yunan’da gerçekliğe içkin düzenlilik düşünürler için bir hayret konusu olmuş ve saf anlamda bilme endişesıyla düşünülmeye başlanmışƨr. Bu bilme ve anlama endişesı, öte yandan gerçekliğe içkin yasalılığın keşfedilmeye çalışılması anlamında bilimsel bir manƨğa, diğer yandan sürekli olarak bir biçimde olma ve yok olmaya maruz kalan oluş dünyasında bir kaynak (arkhe) arayışı anlamında felseı düşünceye vücut verecek biçimde düşünürleri harekete geçirmişƟr.

İşte tam da bu husus Batı düşüncesi diye nitelemeye çalıştığımız düşünce tarzının zeminini oluşturur. Yine “arkhe” anlayışıyla bağlanƨlı olan ve Baƨ düşünce yahut felsefesinin doğuşuna vücut veren bir husus da, miƟkyahut geleneksel düşünüşle felseı düşünce içindeki farka bağlı kalınarak izah edilebilir. Felsefenin doğuşundan önceki Yunan düşüncesine bakıldığında, bilgi ve hakikaƟn, çoğunlukla nesilden nesile aktarılan geleneksel ve mitolojik bir form içinde kaldığını gözlemlemek olabilecekdür. Tanrıların, bireylerin ve diğer varlıkların bir arada yaşadığı evrende bilgi ve hakikat de içinde yaşanılan imkanlar dünyasının sınırları içinde algılanmaktaydı. Buna karşın, “arkhe” anlayışında da açığa çıkƨğı üzere, felsefeyle birlikte düşünür, değişmenin hüküm sürdüği imkanlar dünyasının ötesine, değişmenin ardındaki değişmeyen şeye yönelmeye başlamışƨr. Daha sonraları, “bir şeyi o şey yapan en temel husus” şeklindeki töz yahut öz tanımında karşılığını bulacağı şekliyle, arƨk düşünmek, üzerinde düşünülen şeyin değişen ve gelip geçici yönlerine değil de, onun doğası diyebileceğimiz kalıcı ve özsel ayrıntı kısmına odaklanan bir etkinlik halini almıştır. Köken iƟbariyle AnƟk Yunan ve hırisƟyan düşünceleriyle açık bağlanƨlara sahip olsa da, Baƨ düşüncesi terimi, genelde Rönesans ardından zuhur eden modern düşünceyle, söz konusu düşüncenin bilimsel kişiliğiyle ve onun ontolojik, epistemolojik, eƟk ve poliƟk açılımlarıyla alâkalı bir anlam içeriği kazanmışƨr. Bu nedenle bugün Baƨ düşüncesi denildiğinde anlaşılan şey, daha ziyade modern düşünceyi kişiliğize eden hümanizm, teknoloji ve yöntem düşüncesi, özgürlük ve eşitlik kavramları, mekanik evren tasavvuru, ilerlemeci tarih anlayışı, bilimsel bir paradigmayla haklılaştırılmış olan sekülarizm ve pozitivizm gibi hususlarda karşılığını bulmaktadır. Zaten Aydınlanma sonrası ve çağdaş felsefelerde, Baƨ düşüncesi başlığı alƨnda eleşƟri konusu kılınan konuların büyük çoğunluğunun, genelde modern düşünce ve felsefeyi kişiliğize eden söz konusu özelliklerin yol açmış olduğu düşünülen problemlerle alâkalı olması da, bu tesbiƟ doğrular niteliktedir. ElbeƩe ki, Baƨ düşüncesi şeklinde genel bir kavramlaşƨrmanın sakınılması olabilecek olmayan zorlukları da yok değildir. Çünkü böyle bir kavramlaşƨrma, her şeyden önce ister klasik Baƨ düşüncesi isterse modern Baƨ düşüncesi şeklinde yapılsın, vurgulanan zamanda yaşayıp da, genelleme yapmayı zorlaşƨran yahut genellernelerin büsbütün dışında kalmış olan düşünür ve felsefeleri görmezden gelmek demekƟr. Bunun yanında biz yer yer isƟsnaları da dikkate alan bir sunumun söz konusu sorunun üstesinden geleceğini yahut daha iyimser bir ifadeyle, problemi en aza indirgeyeceğini düşünüyoruz. Bundan dolayı, bu çalışmada, Baƨ düşüncesini, kaba bir biçimde de olsa, klasik (AnƟk Yunan ve Ortaçağ) ve modern diye ikiye ayırmak sureƟyle, öte yandan bütün bir Baƨ düşünce geleneğinde ortak olan hususlar, diğer yandan dönemleri kişiliğize eden ve bir dönemi diğerinden ayıran özellikler çerçevesinde sunmaya çalışacağız.

Kasım Küçükalp & Ahmet Cevizci – Batı Düşüncesi (Felsefi Temeller) PDF indir Tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu